Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xueluo'nun dudakları bükülmüştü. "Ning Xi ile görüşmeye gittiğinde bir şey olmuş olmalı!"

"Belki de Ning Xi onu baştan çıkardı ve bunu yaptırdı."

Ning Xueluo sabırsızca cevapladı, "Bu olayın etkisini anlayabiliyor musun? Hu Hongda bu basın toplantısını yaparak tüm onurunu ve itibarını kaybetti! Ning Xi ne kadar güçlü olursa olsun, Hu Hongda bunu asla yaptıramazdı!”

"O zaman, neden yaptı?" Fang Ya küçük bir kuzucuk gibi kaybolmuştu.

"Ming Fangfang gerçeği fark etmiş ve onu bunu yapmaya zorlamış olabilir mi?" Ning Xueluo bunun mümkünatını düşündü. Böyle bir olayın mantığı zayıf olmasına rağmen Ning Xueluo başka bir şey düşünemiyordu.

"O zaman....o zaman ne yapmalıyım? Xueluo beni yalnız bırakamazsın! Gerçekten bittim!"

Ning Xueluo ondan iğreniyor ve kapı dışarı etmek istiyordu ancak sonrasında Fang Ya'nın ününe zarar vermesinden korkuyordu. "Bu durumda olduğun ve ona ulaşamadığın için doğruca evine git. Seni takmasa bile ailesi o kadar kalpsiz olamazlar!"

"Haklısın! Nasıl bunu düşünemedim! Sonuçta hala çocuğunun annesiyim! Annesi deliler gibi torun istiyor!" Fang Ya'nın gözleri umutla dolmuştu.

Akşam, Hu rezidansının girişindi.

"Bayan, gidemezsiniz!"

"Fangfang ne yapıyorsun? Gel konuşalım!"

"Hayatım, lütfen beni terk etme, lütfen! Bir kez daha affet beni ve istediğin her şeyi yapayım!"

Ming Fangfang bir zamanlar sevdiği adama ve sonra ona gerçek annesiymiş gibi davranan kaynanasına baktı. "Anne daha fazla bela aramıyorum, gerçekten çok yoruldum. Üzgünüm Hongda'dan boşanmaya karar verdim!

"Fangfang önünde diz çökersem mi fikrini değiştireceksin sadece?" Bayan Yaşlı Hu diz çökmeye başlamıştı.

Ming Fangfang hızla durdurdu onu. "Anne, dur! Bunu kaldıramam!"

Bayan Yaşlı Hu, Hu Honda'ya tokadı basmıştı. "Piç kurusu, diz çök hemen!"

Hu Hongda hemen diz çöktü, başını eğmişti. "Sevgilim beni affetmezsen sonsuza dek burada diz çökerim! Hatamı fark ettim. Sensiz yaşayamam!"

"Fangfang! Lütfen Hongda'ya bir şans daha ver! Eğer bir hata yaparsa tekrar, asla yanına bırakmam!"

Şirketin iyiliği için böyle davrandıklarını ve Ming ailesinin acil yardımına ihtiyacı olduklarını bilmesine rağmen, çok uzun süredir birliktelerdi bu yüzden bunca yıldan sonra onu bırakamazdı.

O sırada, Ming Fangfang karar vermekte zorlanıyordu. "Anne, ben"

Belki bu olaydan sonra gerçekten de değişirdi. Sonuçta seçtiği adamdı o.

Aniden, "Hongda!" diye bağıran bir kadının sesi geldi arkadan.

Ming Fanfang arkasını döndü, yüzü renkten renge giriyordu. Fang Ya

Ming Fangfang'ın neredeyse fikrini değiştireceğini ve Fang Ya'nın aniden gelişini gören Hu Hongda gerçekten metresini öldürmek istiyordu. Öfkeyle yanına gitti ve sinirden titreyerek elini kaldırdı. "Kim buraya gelmene izin verdi?!"

Fang Ya bir gram korkmuyordu ilerlerken. "Vur bana! Sert vur hem de! Karnımdaki bebekle öldür beni hatta! Gidecek hiç bir yerim yok, ölmek umurumda değil! Çocuğuma üzülüyorum sadece. Çocuğumuz, doğmadan tek başına kalacak! Kendi babası onu terk edecek!"