Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

İkisi konuşurken arkalarındaki kapı aniden açıldı.

"Hu Hongda, seni yalancı! Korkak piç! Arkamdan iş çevirip nasıl bu şirret kadınla buluşmaya cesaret edersin?!" Kadın histerik bir şekilde dalmıştı.

Ning Xi, Lu Tingxiao'nun geldiğini düşünmüştü ancak bunun yerine Ming Fangfang gelen olmuştu...

Hu Hongda Ming Fangfang'i görünce anında panikledi. "Kar... Karıcım neden buradasın?"

Ming Fangfang öfkeyle patladı. "Birisi bana bu cadı ile buluştuğunu söyleyen bir mesaj gönderdi! İlk başta inanmadım! Kim bilebilirdi ki... Aferin sana! Bana daha yeni söz vermiştin ve şimdi onunla tekrar buluşuyorsun!"

"Ne? Birisi sana mesaj mı gönderdi ?" Hu Hongda'nın ifadesi karardı.

Ning Xi ile tanıştığını sadece bir kişi biliyordu, bu yüzden Ming Fangfang'a mesaj gönderebilecek tek kişi vardı... Fang Ya!

Lanet cadı! Ailesini mahvetmeyeceğini ve hiçbir şey istemediğini söylemişti. Ama yine de onun arkasından bu küçük numarayı oynamıştı!

Kadınlar çok yorucuydu!

Hu Hongda öfkeli görünüyordu ama duygularını bastırarak dil dökmeye başladı, "Hayatım, bu sefer gerçekten de hatalıyım. Bana karşı çok iyisin. Neden böyle bir kadınla tekrardan uğraşayım ki? Utanmadan bana yapıştı ve eğer onunla ilgilenmezsem onun yerine seni arayacağını söyledi. Senitaciz etmesine nasıl izin verebilirdim ki?! Bu yüzden buraya gelmek zorunda kaldım! Amacı bizi ayırmak. Karıcım, lütfen tuzağına düşme. "

Karşısında, Ning Xi çay fincanını tutuyordu ağzı seğiriyordu ve kafası karışmıştı.

Yine ne diyordu bu? Bu dünyada insanlara ve söylediklerine inanmaktansa hayaletlere inanmak daha doğru olurdu...

Bunu bugün kendi gözüyle görmüştü.

Hu Hongda, göz kırpmadan yalan söyleyebiliyordu. Yine de insanlar hala ona inanıyordu.

Ming Fangfang, Hu Hongda'nın açıklamasını duyunca ifadesi yumuşadı. Onun yerine öfkesini anında Ning Xi'ye yönlendirdi. "Cadı! İlk önce yöneticinize halletmesini söyledin. Şimdi nasıl benimle uğraşmaya cüret edersin! Utanman yok mu? Neden hala Hongda'ya yapışıyorsun?! Başka birinin kocasını çalmak çok mu heyecan verici?"

Ning Xi çay fincanını hafifçe bıraktı ve yavaş yavaş, "Affedersiniz ama gerçekten de kocanızla ilgilenmiyorum." dedi.

Ming Fangfang'ın ifadesi hemen değişti ve Hu Hongda bile mutlu görünmüyordu.

Ming Fangfang soğuk bir şekilde güldü. “Ha, ne şaka! Ne de güzel sözler bunlar! Kocamla ilgilenmiyor musun? Öyleyse, başka kimle ilgileniyorsun?”

Tıpkı söylediği gibi, kapı bir kez daha açıldı ve birisi içeri girdi.

Gri bir smokinle ve siyah bir kaban giymiş bir adam gelmişti. Dışarıda kar yağıyordu gibi görünüyordu. Adamın saçında ve omzunda kar taneleri vardı. İfadesiz yüzü kar tanelerinden de daha soğuk görünüyordu ve bir ürperti yayıyordu.

Kim olduğunu görünce Hu Hongda neredeyse tükürüğünde boğuluyordu. "CEO... Lu?!"

Hu Hongda halüsinasyon gördüğünü düşünüyordu. Beklenmedik bir şekilde gelen kişi  aylardır aylardır görüşmek istemediği Lu Grubu'nun Lu Tingxiao'suydu...

Bu nasıl... Bu nasıl olabilirdi?!

Ne kadar inanılmaz olsa da, Lu Tingxiao'nun yüzünü her zaman tanırdı.

Ming Fangfang bile sersemlemişti. Glory World Entertainment ile olan bir yıllık görev süresi boyunca, bu efsanevi adama aşık olmuştu. Onu bir kez Glory World'deki kurdele kesme töreninde görmüştü. Yıllar sonra adamı karşısında ve bu kadar yakın bir mesafede görmeyi hiç beklemezdi...