Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Geceleyin.

Ning Xi ve Küçük Hazine'yi Regal Riveria oteline geri gönderdikten sonra, Lu Tingxiao hemen eve gitmedi. Lu Jingli'yi aradı ve onunla bir barda buluşmasını istedi.

"Abi, barda buluşmak istedin! halüsinasyon görüyorum sandım!"

Soluk ışığın altında Lu Tingxiao’nun suratı gölgeler içine gizlenmişti. Konuşmadan önce uzun bir sessizlik oldu. "Mümkün mü?"

"Mümkün? Ne için?" Lu Jinglinin kafası karışmıştı.

Lu Tingxiao "Ning Xi... birisine vurulmuş olabilir." dedi.

Lu Jinglinin göz bebekleri kocaman oldu. "Huh? Kim?"

"Bana."

Lu Jingli az daha içeceğini tükürecekti. "Neden öyle düşünüyorsun?"

"Öyle hissediyorum."

Lu Jingli kafasını kaşıdı. "Abi, bugün bir şey mi oldu?"

Lu Tingxiaonun kaşlarının arasında kalın bir düğüm vardı. "Sanki bana...beni beğendiğini söyledi."

"Ne?! Xiao Xi Xi seni beğendiğini mi söyledi?" kısa süre sonra kendine gelen Lu Jingli "Bekle, neden 'sanki' dedin?"

"Tema parktaki havai fişek gösterisi sırasında bana bir şey söyledi ama çok ses vardı ve hiçbir şey duyamadım." Lu Tingxiao kaşlarını çattı sanki bir şey hatırlamaya çalışıyormuş gibiydi.

Lu Jingli tekrar heyecanlı moduna girmişti. "Ama dudak okumayı biliyorsun! O zaman anlamışsındır?"

"Dudak okumak her zaman %100 sonuç vermiyor ve ortamdan dolayı odaklanmak çok zordu."

Daha da önemlisi, pek mümkün görünmüyordu.

İlk başta fark etmemişti zaten. Yakınlaşıp ikinci kez söylediğinde de bu sefer dudaklarını adamakıllı okuyamamıştı. Göz atmıştı sadece direk sonuca atlamaya cesaret edememişti.

Onu kuşkulandıran şey söylediği değil konuşurken gözlerinin haliydi.

Gözleri o an o kadar güzeldi ki sanki doğrudan kalbine konuşuyormuş gibiydi.

Gözlerinde, daha önce hiç düşünmediği bir şey görmüştü.

"Abi, neden döndüğü zaman Xiao Xi Xiyi test etmiyorsun?"

Lu Tingxaionun Lu Jinglinin fikrini katılması çok nadir gerçekleşen bir şydi. "Mmmm."

Kendisi de cevabı bilmek istiyordu.

Ertesi gün tema parktan döndükten sonra Ning Xi ilk uçukla şehir dışına çıktı. Film tanıtımıyla geçen birkaç günden sonra sonunda son durakları olan Washington D.C.ye, Amerika’nın başkentine ulaşmışlardı ekibiyle birlikte.

Öne çıkan şehirlerden birisi olmadığı için önceki turdan yorulan birçok ekip üyesi gitmek istememişti. Filmde biraz daha fazla sahnesi olan tek ve gitmeye istekli olan kadın oyuncular Ning Xi ve Guo Qisheng duygulanmışlardı.

Şikayetlenmeden deliler gibi çalışmıştı Ning Xi. Ning Xi’yi gelecek sene için filmde oynatmayı ve başrol yapmayı bile düşünmüştü.

Bir sebepten ötürü, Jiang Muye tanıtımın son gününe katılmaya karar vermişti çünkü son günlerde sadece birkaç etkinliğe katılmıştı. Tüm uçuş boyunca uyumuştu. Uyku bandını çıkardıktan sonra Ning Xi’nin soluk ışıkta senaryoyu okuduğunu görmüş ve nutku tutulmuştu. "Ning Xiao Xi, derdin ne senin? Neden bu kadar çok çalışıyorsun?!"

Ning Xi yakında ineceklerini fark etti sonra senaryoyu kenara koyup Jiang Muye’ye baktı. "Eğer çok çalışmazsam Lu Tingxiao’ya nasıl bakacağım?"

Jiang Muye’nin tekrar nutku tutulmuştu.

Lu Tingxiao’ya bakmak mı istiyordu?

Bu çok zor bir hedef değil mi?