Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Ekranı gördükten sonra adam afallamıştı. "Bu da ne amk? Tang Ye’nin sorunu ne? Kafayı mı sıyırdı? Lanet olsun, arkamdan kızlarla flört ediyor!"

"Hesaplarıma göre, onu geri götürmek için 6 saatin var." diye hatırlattı Lu Tingxiao ve tam videoyu kapatacakken adam onu durdurdu. "Bekle!Hmm..bu kız tanıdık geliyor...neden bu kız Küçük Kız Kardeşe benziyor? Gerçekten tıpkı onun gibi! Küçük Kız Kardeş kız kıyafetiyle mi?! Patron, lütfen daha iyi bir resim için yüksek çözünürlüklü halini gönder bana!"

Birden telefonu kapattı Lu Tingxiao tereddüt etmeden.

Lu Tingxiao ekrana bakmaya devam etti. Fotoğraf uzak bir mesafeden çekilmişti bu yüzden ses yoktu. Ne hakkında konuştuklarını anlayamıyordu ama Ning Xi’nin ifadesine bakınca onu reddetmiş gibiydi.

Birden kavgaya tutuşmuşlardı ama şimdi konuşuyorlardı.

Sonunda, Tang Ye Ning Xi’ye, "Eğer seninle iletişime geçerse, hemen bana ver." dedi.

Aralarındaki gerçek aşktı.

Ning Xi "Tamam" diyerek başını salladı ardından "Ama nasıl iletişime geçeceğim? Numarana mesaj atamıyorum arayamıyorum!"

" Yapmana izin vereceğim ama günlük sadece bir mesaj."

Ning Xi susmuştu. Bu adama ulaşmak imparatora ulaşmaktan daha zordu.

Tang Ye elini kaldırdı ve arkasında helikopter havalanmaya hazırlandı.

Etrafta oluşan rüzgar yüzünden Ning Xi eteğini tuttu.

Tang Ye orada durdu ve egzotik bir yaratığı keşfeder gibi kıza baktı.

Ning Xi’nin kafası karışmıştı. "Birinci Elit Kardeş, ne oldu?"

"Küçük Kız Kardeş, gerçekten kadın mısın?" Tang Ye dünya harikasına bakar gibi kıza baktı.

Yanmış bir tava gibi karardı Ning Xi’nin yüzü ve dişlerini sıktı. "Cümlenin anlamsız olduğunu düşünmüyor musun? Küçük Kız Kardeşin nasıl erkek olabilir?"

Önündeki kızın pembe bir elbisesi vardı, yumuşak saçları dalgalanıyordu ve son derece kadınsı ve çekici gözüküyordu.

Daha önce fotoğraflarda kadın halini görmemiş olsaydı onu tanıyamazdı büyük ihtimalle. Tang Ye sonunda "Gidiyorum ben" dedi.

Ancak, uzaklaşmadan önce arkasını döndü "Düşünemiyor musn?" Sonuçta S seviye bir görev olduğundan daha fazlasını yapması gerektiğini hissetti.

Ning Xi ne diyeceğini merak ediyordu ve ondan bunu beklememişti. "Hayır, teşekkür ederim, yaşamaya devam etmek istiyorum!" 

Tang Ye kafasını salladı kıza hak vererek.

Ning Xi Tang Yenin sonunda gitmeye başladığını görünce rahatlamıştı ancak Tang Ye konuşmaya devam etti. "Şeytan sana bir şey söylememi istedi."

Ning Xi soğukkanlılıkla kaşlarını kaldırdı. "Ne?"

"Philadelphia'daki eski buluşma noktamızda buluşalım." dedi Tang Ye ardından Ning Xi’nin cevabını beklemeden helikoptere atladı.

Helikopter yavaşça havalandı. Ning Xi somurtgan biçimde havalanan helikoptere baktı.

Lanet olsun! Bundan kurtulabileceğini sanmıştı! Dahası da vardı.

Ne zamana kadar bu başına bela olacak?