Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Zengin bir aileden geldiği için genç yaşından beri  hiçbir engelle karşılaşmamıştı. İstediği bir şeyi özellikle belirtmezdi alınması için, sadece bahsini açması yeterliydi onun olması için. Bu onun kişiliğinde yalvarma veya bir şey için savaşma özelliklerinin bulunmamasının asıl sebebiydi. Bu yüzden hayat ona önemsiz bir şeymiş gibi gözüküyordu.

Onun bu dünyadaki varlığı, ona yabancı geliyordu. Ning Xi ortaya çıkana kadar....beş yıl sonra tekrar ortaya çıkana kadar......

Onu dünyadan ayrıştıran tabakayı tamamen parçalamıştı. Bu onun ilk defa bir şeyi arzulamasına yol açmıştı. Onun için çok değerli olduğundan, kaybettiğinde yoğun bir çaresizlik hissetmişti.

Bu hayatta, artık istediği başka bir şey olmadığını düşünmüştü.

Üstat Xuan Jing'i aramaya geldiğinde ve onu bir öğrenci olarak kabul etmesini istediğinde, Üstat Xuan Jing onun saçını bile tıraş edebileceğini söylemişti çünkü o zaman ki zihni tüm dünyevi günahlardan uzaktı.

Ama şimdi, Ning Xi'nin tek eylemi yüzünden,tekrar bu korkunç dünya alemine dönmek zorunda kalmıştı.

Belki de onun kaçınılmaz kaderiydi bu.

Xi Shiqing'in ifadesi, kaderini kabul etme konusundaki tavrını ortaya çıkardı.

Xi Shiqing vazgeçince, Ning Xi başarısını görüp rahatladı.

"Eve mi?" diyerek sordu Ning Xi başını yana eğerek.

"Üstat Xuan Jing ile konuşmaya gitmeliyim."

Ning Xi bunu duyduğunda, telaşlandı ve durumu kontrol altına almak için "Sana eşlik edeceğim!" dedi.

Sonunda çok çaba harcadıktan sonra onu vazgeçirmeyi başarmıştı. Üstatla konuşması işini zora sokabilirdi.

Xi Shiqing onun gelmesine gerek olmadığını belirtti ama gözlerinin içindeki kararlılığı görünce ve endişesini anladığından peşinden gelmesine izin verdi.

Salonda.

Üstat Xuan Jing, Xi Shiqing'in gelişiyle şaşırmış gibi görünüyordu. Ancak, onun arkasında Ning Xi'yi görünce bakışları düşüncelere dalmasına yol açtı.

"Başrahip, özür dilerim, bu öğrenciniz dünya alemiyle olan bağlantısını kesemedi, aklıma yatmayan kısımlar var. Bu noktada manastırın bir parçası olma hakkım yok."

Üstadın önünde Ning Xi biraz suçlu hissediyordu. Sonuçta, bu onun kurnazca planları yüzünden olmuştu. Xi Shiqing'in henüz bir keşiş olmadığı gerçeğinin yanı sıra, hâlâ yüksek ruhlu bir genç adam olsa bile zihninin hâlâ olgunlaşmadığı bir yaştaydı. Dünyada, bazı şeyleri yaşamadan buradaki koşullara dayanabilecek çok fazla kişi yoktu.

Neyse ki, Xuan Jing soru sormadı veya onu ikna etmek için herhangi bir girişimde bulunmadı."Kaderindeki her şey önceden yazılmıştır, şimdi gidebilirsin." dedi Xuan Jing.

Bu bilge keşişi izlemek Ning Xi'de merak uyandırmıştı.

Bu müthiş Üstat Xuan Jing miydi?

Onunla bir yakınlığı olan aynı zamanda yeşim boncuk bileziği veren kişi mi?

Hah! Sonunda kendisi ile tanıştı. Şimdi şansını denerse, kutsanmış ya da kutsanmamış olsun bu harika olurdu.

Hmm, belki de unutmak en iyisiydi. Bu mertebedeki bir üstattan hayatı hakkında sorular sormak, Tanrısal bir karakterden bir köyü yok etmesini veya minyonlardan kurtarmasını istemekten farklı değildi.

Hemen ardından, Xuan Jing beklenmedik bir şekilde ona doğru konuşmaya başladı "Genç yardımcısı, sana yardım edebileceğim bir şey var mı?"

“Uhh, ben mi?” bu sorudan sonra, vurdumduymaz bir şekilde soruyu sorması gerektiğini, en kötü olumsuz bir cevap alırım diye düşündü ve “Efendim, gerçekten dikkatli ve gözetleyicisiniz. Ben.....son zamanlarda huzursuz hissediyorum. Bunun sebebini merak ediyorum bilge, bana yardımcı olur musunuz?"

Xuan Jing bunu duyduğunda, parlak gözleriyle onu inceledi ve sonra keşişe bir şey fısıldadı.

Kısa bir süre sonra bu keşiş bir kalem ve kağıt getirdi.

Sonra, Xuan Jing kaligrafi kalemi ile kağıda yazmaya başladı. İşini bitirdikten sonra, Ning Xi kağıda baktı ve hayrete düştü.

Üstat hiçbir şey yazmamıştı. Bunun yerine bir çiçek çizmişti!

Bunun anlamı neydi ki?