Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Lu Jingli de mi buradaydı?

“Ugh…” Ning Xi tamamıyla suskundu. Neden hepsi bir araya gelmişti ki?

Ning Xi, Lu Tingxiao ile konuştuğunda, Ning Yaohua, Zhuang Lingyu ve Ning Yaobang girişe doğru yol almışlardı.

Hizmetkar meraklı bir sahne yarattığı ve bazı misafirlerin dikkatini çektiği için misafirler dışayı bakıp tahmin etmeye çalıştılar, "Kim var burada? Ne kargaşası bu? Ning Yaohua onları kişisel olarak karşılayacaktır! Hatta Ning Yaobang da onu takip eder!"

"Onların Lu ailesinden birileri olduğunu duydum ..."

"Lu ailesi mi? Şaka yapıyor olmalısın!" bu bir imparatorun bir memurun evini aniden ziyaret edip akşam yemeğine kalması gibi bir şeydi; yani aslında bu imkansızdı!

"Bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum, ama Ning ailesinin hizmetkârının böyle söylediğini duydum. Lu ailesinin plakasına sahip park edilmiş bir plaka var dışarıda."

"Yanılıyor olabilir mi?"

"Doğru olabilir ama bu Lu ailesinin bir arabası olmasına rağmen, kodomanların gerçekten gelip gelmediğini bilen var mı? Oldukça imkansız! Onlar yaşlı adama bir hediye vermesi için birini yollamış olabilirler, bu benim aklıma gelen en iyi olasılık."

"Hmm ... bu mantıklı! Eğer bir şekilde tanışmışlarsa, Ning ailesi gerçekten de hatrı sayılır bir ailedir! Böyle bir şansı hak etmelerini ne sağladı acaba? Usta Long’un öngörüsü gerçekten doğru olabilir mi?"

...

Ning rezidansının girişinde.

Ning Yaohua, hizmetkara gergin bir biçimde "Bahsettiğin insanlar neredeler?" diye sordu.

"Hala arabadalar!" Hizmetçi hem ter içinde kalmış hem de titreyen bir sesle cevap vermişti.

"Neden henüz dışarı çıkmadılar?"

"Benim ... hiçbir fikrim yok! Araba park ettikten sonra hiçbir şey yapmadılar!"

Ning Yaohua bir süre sessiz kaldı, sonra konuştu, “Güzel, onları kibirli ve kudretli davrandıkları için suçlayamam, onlar sonuçta Lu ailesinin fertleri. Ben onları kişisel olarak karşılarım! Sen, ağzından çıkanlara dikkat et! "

Ning Yaobang üzgündü. "Ne? Şimdi özgürce konuşamıyor muyum bile?"

"Durumu anlamıyor musun? Seninle tartışacak havamda değilim. Sadece yerinden kıpırdama, aksi halde misafirlerimiz rahatsız olursa bu hiç hoş olmaz!" Ning Yaohua ona bağırmıştı.

Ning Yaobang durumun önemini anladı ve fazla ses çıkarmadı. "Tamam, çenemi kapalı tutacağım, tamam mı?"

Ning Yaohua dik durmaya çalışarak, Zhuang Lingyu, Ning Yaobang ve birkaç hizmetçiyle birlikte siyah Maybach'a doğru yürüdü.

Araba camında açık kalmış küçük bir boşluk vardı ve içerideki insanlar dışarıdaki sesleri duyabiliyordu.

Ning Yaohua tutkuyla onları selamladı, "Sevgili misafirlerimiz, bu gece sizi burada görmek bizim için onurdur, lütfen içeri gelin!"

Bir saniye geçti, iki saniye geçti, üç saniye geçti…

Ning Yaohua’nın gülümsemesi donmuş gibi aynen kaldı ama hiçbir şey olmadı.

Onlar duymamış olabilir miydiler?

Ning Yaohua usulca öksürdü ve devam etti, "Uzun bir yolculuk yapmış olmalısınız, lütfen içeri gelin ve bir şeyler için!"

Tamamen sessizlik hakimdi.

Ning Yaohua’nın yüzü karardı ve arkasındaki hizmetçiye "İçeride insanlar olduğundan emin misin?" diye sordu.

“Kesinlikle, kimse park edildiğinden beri arabadan inmedi, içeride birileri olmalı!” Hizmetçi çok büyük güven ile konuşmuştu.

Ning Yaohua’nın alnında çizgiler çıkmıştı düşünmekten.

Neler oluyordu?

İnsanlar neden aşağı inmediler? O çoktan onları kişisel olarak karşılamaya gelmişti. Herhangi bir hata mı yapmıştı?