Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

"Hediyenize daha yakından bakmama izin verin. Ben de Ning Xueluo'nun buna bir şey yapmış olabileceğinden şüpheleniyorum!" Ning Tianxin uyarmıştı.

Garip bir şey olmalı.

Ning Xi, Ning Tianxin'e gülümsedi ve fısıldadı, "Kuzen, sen akıllısın. Hediyenin bazı kusurları var ama bu benim elimdeydi hep, bu yüzden ona hiçbir şey olmadığından eminim."

"Sonra?" Ning Tianxin şüpheli bir şekilde sordu.

"Nedense, Ning Xueluo büyükbabama ne vereceğimi biliyordu, bu yüzden benimkiyle aynı hediyeyi hazırladı ve tabii ki, onun fiyatı daha pahalı!"

Ning Tianxin, neler olduğunu hemen anladı ve panik içinde devam etti, "Ne oldu? Büyükbaban aldırmasa bile, etrafımızdaki insanlar kesinlikle kötü bir şey söyleyecekti ... Xiao Xi, neden senin için bir şey değiştirmiyorum ?"

"Sorun değil, büyükbabamın aklından çıkmadığı sürece iyiyim." Ning Xi hediyesi ile dedesine doğru yürüdü ve incelikle, "Büyükbaba, doğum günün kutlu olsun" dedi.

Ning Tianxin onun için endişeliydi ama sonra aniden sakinleşti.

Kör olmuştu. İlk başta, Ning Xi, Ning ailesine dönmek istememişti. Bunun yanı sıra, Ning ailesinin mülkünün peşinde değildi. Herkes ona ne demiş olursa olsun, düşüncelerini umursamıyordu, sadece Büyükbaba’nın düşüncesinden endişe duyuyordu.

Torunuyla yeniden bir araya gelmek onun için yeterince mutlu bir fırsattı, o yüzden hiç bir hediye hazırlamamış olsa bile aldırış etmezdi. O gülümsedi ve ona, "Geri döndüğüne çok sevindim, benim için hiçbir şey hazırlamana gerek yok! Kendi dışınızda çok sıkı çalışıyorsun!"

"Her neyse, Kardeşin samimiyeti, çabuk aç, Büyükbaba!" Ning Xueluo ona, onun hevesini gizleyerek söylemişti.

“Tamam, tamam…” Yaşlı, kutuyu yavaşça açtı ve içeride ne olduğunu görünce şaşırdı ama hızlı bir şekilde iyileşti. Ning Xi'ye nazikçe baktı, "Kızlar gerçekten tatlı, ikisi de aynı şeyi düşünmüşler ve sevdiğim şeyi almışlar!"

Ning Xueluo, onlara içtenlikle sarıldığı için onlara soğuk bir bakış attı. Öyleyse yine de hoşuna giderdi çünkü gerçek torununuz size verdi…

Diğerleri ayrıca, Ning Xi'nin ona sunduklarını gördüler ve şaşırdılar. Ne tesadüf! İkisi de ona aynı şeyi verdi!

Ning Xueluo’nun arkadaşları dedikodu yapmaya başladılar…

Ying Fanglin yeşim boncuk bileziğine baktı ve alay etti, "Bu tamamen farklı! Xueluo’nunkinin kesinlikle birinci sınıf bir kalitesi var, bu ise sadece değersiz bir çöp! Nasıl aynı olabilir?"

Jing Xuanxuan dedi ki, "Ning Xi, daha önce Glory World Entertainment'a geçmedin mi? Çok fazla kazanıyor olmalısın, değil mi? Sen de böyle kalitesiz bir öğeyi mi aldın ? Bu büyükbabanın 70. doğum günü. Ona bunu vermekte gerçekten sıkıntın yok mu? Yeşimlerin, bir kişinin servetini yaratabilecek veya kıracak bir aurası olduğunu biliyor musunuz? ”

Son cümle onu utandırmak için yıkıcı bir ok oldu.

Aniden, Ning Xi herkes tarafından hedef alındı.

"Lütfen öyle söyleme, kendi çok kazanamayabilir!" Birisi şaka yollu dedi.

"Ne? Ödeyemeyeceği bir şey vermek için neden bu kadar pahalı bir şey seçti?"

“Küçük köylerden insanların cömertçe davranıp cahil gibi davranmalarını anlamak zorundasınız. Yeşim taşlarıyla ilgili tabuları nasıl bilebilirler?”

...

Ning Zhiyuan tüm yorumları duyduğu için mutsuzdu. Konuşacağı sırada, kalabalıktan gelen yaşlı bir adam ciddi bir tonda şöyle dedi: "Genç arkadaşlarım, lütfen bir şey söylememe izin verin. Yeşim taşları hakkındaki tabu, onun değerinde yalan söylemez. Ve bir yeşim kalitesi, birçok etkene dayanır, sadece normal bir yeşim olsa bile, uygun bir özenle ya da ünlü bir yapımcı tarafından hazırlanmış ve yüksek rahip rahipleri tarafından kutsanmış olsa bile, paha biçilmez bir hazine olabilir! ”

Yaşlı, tereddüt etti ve devam etmeden önce Ning Xi'nin verdiği yeşim taşına baktıktan sonra, "Ve bu, paha biçilmez bir hazine dediğim şey!" dedi.