Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Zhuang Keer'i belinden tutup kurtaran adam, biraz dağınık saçları ve hem erkekleri hem de kadınları cezbeden çekici bir yüze sahipti ve siyah bir ceket giyiyordu. En fazla hipnotize edici kısmı, bir tür tembel durgunluk ile biraz süzülen açık göz çiftiydi, ama hiçbir şey onun kalbine gerçekten giremezmiş gibi bakıyordu ...

Ancak, o zalim olsa bile, bir sihirbazdı ...

Ama ... ama bu adam ... ... buradaki ölümlüler için ... ... bir kötülük kulesiydi!

Zhuang Keer bu sefer bittiğini düşündü. Onun egosuyla, bugün gerçekten havuza düşmüş olsaydı ne olacağını hayal etmek zordu. Tanrıya şükür, o gerçekten bu utançtan kaçınmıştı!

Belinin etrafındaki güçlü kavrama ona taze bir sakinlik havası verdi. Bilinçsizce baktığı zaman, bir çift büyüleyici gözle karşılaştı ...

"İyi misin?"

Bu adam ona hiç bir şey olmasaydı bile ondan faydalanmaya çalışan diğerlerine benziyordu. Sonunda kendinden geçtiğinde, kolunu almak için bir dakika daha beklemedi ve ondan güvenli bir mesafede kaldı. Aslında, çok düşünceli bir şekilde onu havuz kenarından çok uzaklara taşıdı ve kendisinin yanında duruyordu.

Onun önünde duran kişiye bakarak, Zhuang Keer, ona teşekkür etmeye çalıştığı için kalbinin çılgınca attığını hissetti, "Teşekkürler ... teşekkür ederim ..."

Adamın ağzı bir gülümseye kavuştu ve karnında bilinmeyen hislerle dalgalanan kıvılcımlar uyandırdı, "Şerefimdir."

Zhuang Keer'in topuğundaki toka, daha önce bükülmüş olduğu için geri döndü, bu yüzden adam ona cevap verir vermez, doğal olarak topuklarını tekrar düzgün bir şekilde bükmesine yardım etmek için eğildi. Sonra kıza elini uzattı.

Zhuang Keer'in parmakları hafifçe titriyordu ve yavaşça elini ona sunmadan önce tereddüt ediyordu. Parmaklarına dokunduğu an, yanakları hemen onun isteklerine karşı kızardı.

Onu destekleyen bir avucunun dışında, adam yavaşça onunla birlikte yürürken, bir sandalyeye oturmasını desteklemek için vücudunun diğer kısımlarıyla temas halinde değildi ...

Başlangıçta, aralarında olanları izleyen herkes, bir adamın peşinden koşarak suya düşerek kendini bir aptal haline düşürecek olan İmparatorluk'un bir numaralı sosyetesi olan Zhuang Keer'i bekliyordu. Bunu şu anda kim bilir ki, biri ince havaya karışmış gibi görünüyordu? Aslında, bu adam o kadar hızlıydı ki kimse ortaya çıkışını farketmemişti ...

Bir şeyleri mahveden bir adam hakkında şikayette bulunan tüm kızlar bu noktada heyecanla kızardı, hatta sözleri her yerdeydi.

"Ah, vay, yakışıklı. Bu adam kim? Çemberin içinden biri mi? Onu neden hiç görmedim?" Bazı sosyeteler utangaçça kızarırken etrafa sormaya başladı.

"Bunun kim olduğunu bilmiyorum! Ama becerileri çok etkileyici! Önceki hareket çok hızlı ve pürüzsüzdü! Tıpkı televizyonda göreceğimiz bir şey gibi!"

"Zaten İkinci Usta ve CEO Lu'yu gördük, bu yüzden şimdiden yakışıklı erkeklere karşı bağışık kazandığımı düşündüm! Ama ne oluyor? Kalbim neden bu kadar hızlı atıyor? Aaah!"

"Bende, ben de! Sanırım ilk görüşte aşk! Ne yapabiliriz?"

"Bu kişi kim? İkinci Usta ne zaman böyle biriyle arkadaş oldu?"

...

Ning Xi'nin kılık değiştirmesi o kadar iyiydi ki onu tanıyan insanlar bile onun kendisi olduğunu anlayamadılar.

Tabi ki, istisnalar da vardı. Ortaya çıktığı anda, Lu Tingxiao onu hemen tanımıştı.

Lu Jingli'ye gelince, tamamen habersizdi. Sadece Küçük Hazine'yi Ning Xi'nin arkasında görünce o olduğunu düşünmüştü ...

Lu Jingli'nin beyninde bir sis vardı ve durum kontrolünün ötesinde ortaya çıkmıştı. Zhuang Keer'in Ning Xi'ye bakma şekli gittikçe daha tuhaf hale geldi ve Ning Xi'nin üzerinde çırpınan kız grubu büyüdü, bazıları kim olduğunu sormak için onu rahatsız etti ...

İnanılmaz ... kardeşim ... ah pfft! Bu yengem!