Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Xiong Zhi yumruklarını sıkıca topladı, mavi damarları cildinden dışarı çıkmıştı. Patronunun emriyle ... eğer buna uymaz ve hayatta kalmazsa patronu Lu Tingxiao ile yüzleşemezdi!

"Kolay, şimdi hareket etme, henüz ölme sırası senin değil. Ama eğer işbirliği yapmayacaksan ... işler karmaşıklaşır. Sonuçta, elimizde çok zamanımız var, sizi aptal domuzlar, oyun yeni başladı hahaha! " Kel adam, bu durumdan bir kazanan olarak çıkacağından eminmiş gibi söyledi.

"Shi Xiao, işte bu senin kararın. Patron, Bayan Ning’in güvenliğini korumak için emirler verdi. Yardım etmesen bile, kafanın dağılmasına izin verme!" Xiong Zhi kel adamın uyarısını göz ardı etti ve Shi Xiao'da bağırdı.

Shi Xiao’nun kaşları çatladı. Aptal kadını sevmese de, ölmesini istemedi.

"Yapma!" Shi Xiao beyaz tişörtlü adama bağırdı.

"Lanet olsun!" Beyaz tişörtlü adam yüzünde vahşi bir bakışla yere tükürdü, "Şimdi beni rahatsız etme! Lider Shi Xiao, beni Patron'la buluşmak için buraya cephaneye getirdin, ama ne olduğuna bak! Bu bir tuzak burada neredeyse ölüyüz! O sadece bir oyuncu! Hayatım onun ölümünden dolayı bağışlanacağı için onurlandırılmalı! ”

Aslında, özellikle Ning Xi'ye karşı değildi. Yaşayabildiği sürece, Xiong Zhi'yi ve hatta Shi Xiao'yu bu noktada öldürmesini isteseler bile, hiç şüphesi olmazdı.

"Endişelenme, senin kuralların varsa, benim de var." Ning Xi gülümsedi ve kutudan bir tabanca çıkardı.

"Aptal domuz, sorun arıyorsun! Oyunun kuralları değişti. Silahlara dokunmaya cesaret etme, yere koy!" Alice ayağa kalkarken bağırdı.

“Sevgili Alice'im, ona aldırmayın. Silahların içinde hiçbir mermi yok, tüm şarjörler boş.” diye söyledi, her şey kontrolünde olduğu için gülüyordu.

İlgisizliğini görünce, Alice omuz silkti ve geri çekildi.

"Bunun bir İtalyan Beretta 92F tabancası olduğunu biliyor musunuz?" Ning Xi, şarjörü çıkarırken sakince dedi.

"Haklısın, bu bir İtalyan Beretta, ama ne olmuş? Oyun bitti. Artık silahları tanıyabiliyor olman da farketmiyor. Artık  öldürüleceksin .. .hahaha, bunu düşünmek bile beni heyecanlandırıyor. Siz domuzların birbirinizi öldürdüğünü izlemek, her yere kan dökmeniz, ne kadar harika bu ?! " kel adam başını geri attı ve bir psikopat gibi güldü.

Ning Xi başını salladı, "Bu tabancanın ana noktası aynı mermileri kullanabilmesi ..."

Bitirmeden önce, beyaz gömlekli adam ona rüzgar gibi baktı.

"Lanet Cadı, cehenneme git!" Beyaz gömlekli adam kükredi.

“Çoğu küçük tabanca gibi…” Ning Xi, kendi kendine mırıldandı, aynı zamanda sıçradı. Herkes inanılmaz şekilde bakarken, dizini adamın karnına soktu.

"Öf" Yüzü ağzından çıkan sümüklü sıvıyla doldu ve Ning Xi’nin diz saldırısının etkisiyle geriye düştü.

Yere düşmeden önce, Ning Xi omzunu yakaladı, gömleğini elleriyle tutarak.

Bam!

Ne olduğunu anlayamadan, Ning Xi onu yere atmıştı.

Aynı zamanda, Ning Xi'nin elinde bir kaç mermi vardı ve göz açıp kapayıncaya kadar, şaşırtıcı bir hız içinde taşıdığı şarjörü yükledi.