Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xi derin bir nefes aldı ve birkaç saniye içinde ifadesi ve etrafındaki atmosfer değişti.

Aşağı baktı ve Lu Tingxiao'nun önünde dururken hareket etmeden ve tek bir söz söylemeden kafasını sabit tuttu.

10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1 ...

İçinden 10'dan geriye saydı.

Bu süre boyunca, Lu Tingxiao kızın kasvetli tavrını izledi ve bu hayal kırıklığına uğramasına izin vermeyecek kadar kalbi yoktu, ama hala sertleşmiş ifadesini sürdürdü ve hareket etmemeye kararlıydı.

Bir sonraki saniye içinde, Ning Xi kafasını tekrar kaldırdığında, gözleri kırmızı ve ıslaktı, gözyaşları yukarı kaldırarak, düşmeyi reddediyordu.

Aynı zamanda, kızın sesi kabalaştı ve her zamanki halinden farklı olarak savunmasızdı. Yavaşça sert Lu Tingxiao'ya doğru yürüdü ve iki parmağıyla kollarını hafifçe çekmeden önce daha yakın bir yerde, "Lu Tingxiao ... gerçekten imkansız mı?"

Lu Tingxiao'nun soğuk ifadesinden neredeyse bir parça ısı neredeyse kırıldı, ama ağzı hala sıkıca kapalı ve kararlıydı, "Hayır, yapabilirsin, Ning Xi, sana her şeyi söz verebilirim, sadece bu olmaz."

Hemen ardından, Ning Xi'nin gözyaşları bir an önce düşmeye başladı ve acınası bir şekilde "Lu Tingxiao, lütfen, bu senaryoyu çok beğeniyorum. Kendi güvenliğime kesinlikle bakacağımı garanti ediyorum, tamam mı? Ben ..."

Lu Tingxiao yanıtladı, "Tamam."

Ning Xi şok olmuştuu.

Eh? Tamam mı?

Sonuçta, uğraştığı kişi şeytandı ve bir dizi üzücü drama için kendini hazırlamıştı. Hazırladığı şeyin sadece yüzde birini kullanmıştı ve henüz baştan çıkarma hareketlerini bile kullanmamıştı!

Şimdi "tamam" mıydı?

Patronu yenmek için sadece bazı acemi becerileri kullanmak zorunda kalmıştı! Sistemde bir hata olmalı!

Ning Xi bir süre önce hayrete düşmüştü ve nihayet tepki vermişti, çok heyecanlanmıştı. Neredeyse sevinç içinde sıçradı, "Büyük Patron! Kabul ediyor musun? Gerçekten mi?"

Lu Tingxiao ifadesi, kabul ettiği şeyi fark etmiş gibi sertleşti. Sonra, çıldırdı ve çaresizce dedi ki, "Geri alabilir miyim?"

Ning Xi endişeliydi, "Tabii ki hayır! Bir söz bir kez verildiğinde geri alınamaz! Sen ... eğer onu geri alırsan, ben buradan çıkana kadar ağlarım!"

Lu Tingxiao, "Tamam, geri almayacağım." diye iç geçirdi.

Aslında, gözyaşları düştüğü anda, bunu zaten biliyordu. Neden hala ona izin vermek için mücadele ediyordu?

Aslında, muhtemelen onu kandırdığını biliyordu, ama yine de ona karşı direnme gücü yoktu. Mantığının elden gitmesine engel olamadı.

Ning Xi'nin tek pişmanlığı, Lu Tingxiao'ya heyecanla süper büyük öpücüğü vermek için koşamamasıydı. "Yay! Çok yaşa Büyük Patron! Büyük Patron, çok iyisin! Senin gibi bir patron sahip olmak Muhtemelen benim son hayatımdaki en iyi karma, hayır, daha önce 10 yaşamımın! Sana olan saygım dağlar ve nehirler kadar yüksektir ... "

Lu Tingxiao gülümsedi ve çaresizce onu durdurdu, "Tamam, şimdi burda dalkavukluğa ihtiyacım yok. Şimdilik, bu sadece benden aldığın bir şeydi. Seçmelerde kalırsan, arka kapıyı açmana yardım edemem. , anladın mı?"

"Seçmelerde kalmak mı! Hiçbir şekilde! Kabul ettiğin sürece, her şey yolunda! Eğer Büyük Patronu geçebildiysem, diğer küçük köleleri yenemez miyim?" Ning Xi güven doluydu.

Yüksek ruhu olan kızı gördüğünde, endişelenen Lu Tingxiao'nun her damla endişesi de yok olmuştu.

Güzel, drama ekibinden onu yakından izlemesini rica edebilirdi. Yaptığı işlerde asla toy değildi, o zaman neden onu aşk adına tutmalıydı ki?