Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Sonsuza dek sürmüş gibi gelse de, Lu Tingxiao aniden "Ning Xi, bir kişinin zevki değişecek" dedi.

Ning Xi'nin kafası karışmıştı, "Ne? Ne demek istiyorsun? Bunun birisinin zevkiyle ne ilgisi var?"

Lu Tingxiao, "Bir gün, lahananın havuçtan daha lezzetli olduğunu anlayacaksınız" diye yanıtladı.

Ning Xi, suskundu. Daha açık olabilir miydi?

Lu Tingxiao kızın küçük kafasına dokundu ve "Hadi gidelim, yeni uyanan kişinin karnı acıkır" dedi.

Ayrıca, az önce ona bir bomba atmıştı. Şu ana kadar öfkesini kontrol edebileceği gerçeği bir mucizeydi …

Ning Xi iştahındaki iyileşmeyi duyduğunda, yataktan uçtu.

Lu Tingxiao, arkadan "Bekle" diye seslendi.

"Uhh ... başka ne var?" Ning Xi sert bir şekilde döndü.

Lu Tingxiao, "Bütün eşyalarını al" dedi.

"Yaptım!" Ning Xi'nin kafası karıştı.

Lu Tingxiao önündeki gardıroplara baktı ve "Giysiler" diye hatırlattı.

Ning Xi garip hissetmişti, "Bunların hepsine ihtiyacım yok, çok pahalılar."

Sorun sadece kıyafetlerin pahalı ve lüks marka olması değil, bazılarını bile duymamış olmasıydı.

Lu Tingxiao, "Bu arkadaşımın markası, sadece bana hediye etti çünkü satmayı başaramadı, o kadar değerli değil. Eğer istemiyorsan, Yuan'ın onları atmasına izin vereceğim." dedi.

Ning Xi incinmiş görünüyordu, "Onları atmak için üzücü bir şey! Ayrıca, onlar arkadaşınızın sıkı çalışmasının bir parçası! Aslında, bu kıyafetler oldukça güzel görünüyor, arkadaşın yetenekli, kesinlikle gelecekte ünlü olabilir. Bu kıyafetlerin bedeli takdir edebilir ... kullanmıyor olsanız bile, gelecekteki kız arkadaşınız için tutabilirsiniz ... "

Lu Tingxiao ona bir bakış attı: "Birisine bir kez verdiğim ve reddedilen kıyafetleri gelecekteki kız arkadaşıma verir miyim?"

"Uhh ... çok fazla var, hepsini alamam. Dairede yeterince yer yok!"

"Bunun için endişelenmene gerek yok, birisini göndereceğim."

Ning Xi sadece en kısa zamanda ayrılmak istiyordu, o yüzden aceleyle, "Güzel, o zaman! Teşekkür ederim, CEO Lu! Güle Güle!"

...

Sonunda bungalovdan ayrılmıştı.

Ning Xi kollarını gökyüzüne uzattı ve telefonu aniden çaldığında rahat bir nefes aldı.

Onu aceleye getirenin drama ekibinin olduğunu düşünmüştü, ama arayanın kim olduğunu gördüğünde neredeyse telefonunu düşürüyordu.

Sadece iki harf gözüküyordu: YS.

Bu adamı kullandığı için olmalıydı, tesadüfen onu arıyordu. Ning Xi kötü hissediyordu, ama bir şeyi açığa vurmamak için kendini sakinleştirdikten sonra telefonu açtı, "Merhaba ..."

Telefonun diğer ucundaki kaba ses  "Şimdi kötü bir şey yaptın, değil mi?" dedi.

Ning Xi şok oldu.

"Pfft, sen yaptın." Bu sefer kendine güvenli bir tonu vardı.

Ning Xi kendini vurmak istedi. Nasıl tahmin etmişti? Tek söylediği sadece basit bir "merhaba"ydı.

“Canım, sinirini gerçekten hafife aldım,” dedi tehlikeli bir şekilde.

Ning Xi tekrar şok olmuştu, yine bir başkası sinirleri olduğunu söylüyordu.

"Yakında dönmezsem, gerçekten beni aldatırsın gibi görünüyor."

Ning Xi artık dayanamadı, "Ne zamandan beri seni aldattım? Pfft, hiçbir şekilde, seninle hiçbir ilgim yok. Nasıl seni aldatabilirim ki?"

"Hah, Lu Tingxiao, öyle değil mi ..."

Ning Xi, Lu Tingxiao'nun adını duyunca sertleşti, "Eğer ona bir şey yapmaya cesaret edersen, gitmene izin vermeyeceğim!"