Çeviri: Deantrbl Düzenleme: LordVioleGrace

(Evin arka kapısında)

Ning Xi, Küçük Hazine’yi güvenlik kemerini takmadan önce çocuk kaskını takarken bir koluyla taşıyordu.

Kenardan izleyen Lu Jingli konuştu, "Vay be, Cidden hazırlanıp gelmişsin! Küçük Hazine’yi alıp götürmeyi aklına koymuştun, değil mi? Bilmeyenler senin kaçtığını düşünebilir!"

"Ben kaçmam!" Ning Xi, Küçük Hazine’nin kaskını taktı ve daha sonra emniyet kemerini belinin arkasına sıkıca sabitlemek için kullandı. "Sıkı tutun, Küçük Hazine. Gidiyoruz!"

Ning X Küçük Hazine ile gidişini izlerken Lu Jingli kendi kendine mırıldandı, "Xiao Xi Xi Küçük Hazine’ye karşı annelik sevgisi mi, babalık sevgisi mi besliyor..."

Normal şartta babalar oğullarıyla dışarı falan çıkardı, değil mi?

Gecenin ortasında anneler oğullarıyla motosiklete binip bir yerlere gitmezdi…

Fakat Lu Tingxiao öylece Küçük Hazine’yi dışarı çıkarır mıydı?

Mümkünatı yok!

Bu yüzden Xiao Xi Xi’nin hem anne hem baba olarak harika olduğunu düşünmüştü.

Bu gece gökyüzünde ay vardı ve mükemmel bir esinti beraberinde getiriyordu. Harika bir havaydı.

"Yetmiş hızda gitmek, özür hissetmek son umut Ege Denizi, dümdüz koşmak ve diğer tarafın hayalini kurmak, dünyada aylak aylak dolaşmak istiyoruz... yönünmüş gibi rüzgarla koşmak, ışık ve fırtınanın gücünün peşinden gitmek, göğsüm geniş okyanusla doluyor, en küçük yelken bile yolculuk yapabilir...”

Ning Xi motosikletini normalde sürdüğünden 10 kat daha yavaş sürüyordu, birkaç ufak şarkı söylüyordu ve Küçük Hazine’ye şehir turu attırıyordu...

Bir süre sonra, tanıdık bir motosiklet guruldadı.

Etrafına bakındı ve tahmin ettiği Ah Ka ve çetesiydi.

Ah Ka da Ning Xi’yi takip etti.

Ah Ka’nın arkasında oturan Xiang Xiang heyecanla çığlık attı, "Ah Ka, yavaşla! Neden öndeki motosiklet senin Xi’ye kiraladığına çok benziyor?"

Ah Ka yavaşladı ve farlarını motosiklete yansıttı, "Haklısın, bu o!"

"Çabuk, takip et onu!" Xiang Xiang bir elini çıkarıp el sallarken bağırırken telaşla söyledi, "Merhaba... Xi..."

Her iki motosiklet bir araya geldiğinde Xiang Xiang hemen sızlandı, "Xi, çok kabasın! Seni geçen sefer davet ettiğimizde gelmedin! Sonunda kendin geldin!”

"Hazır denk gelmişken birazcık kapışalım! Varış yeri eski yerimiz!" Ah Ka birden hızlandı ve diğer motosikletler de peşinden gitti.

Geç ve karanlık olduğundan, Küçük Hazine ve Ning Xi aynı siyah şeyleri giydikleri için kimse Ning Xi’nin yanında onu fark etmemişti.

Ning Xi onların peşinden giderken belini tutan küçük ele dokundu ve dedi, "Küçük Hazine, sıkı tutun. Biraz hızlanacağım, tamam mı?”

Küçük Hazine’nin ellerini kıyafetlerini daha sıkı kavradı.

Ning Xi hızlandı.

Bu gece Ah Ka ve çetesi Ölüm Vadisi kadar tehlikeli bir yerde sürmüyorlardı ve yeteneklerini göstermiyorlardı. Sadece normal bir otobandı ve önemli olan şey hızdı.

"Küçük Hazine, mutlu musun?” Ning Xi rüzgâra doğru bağırdı.

Kısa bir süre sonra, küçük kaskın sırtında hafif vuruşunu hissetti.

Bu küçük dokunuş Ning Xi’nin kalbini eritti ve sordu, "O zaman biraz daha hızlanmak ister misin?"

Küçük kaskın tereddüt etmeden tekrar sırtında hareketini hissetti.

Ning Xi genişçe gülümsedi ve hızı arttırmaya devam etti.

Tabii ki Ning Xi’nin “ivme”si düşüktü ve Ah Ka ile çetesiyle denk olamazdı.

Ning Xi sonunda Küçük Hazine’yi varış yerine getirdiğinde, Ah Ka ve çetesi oturup tüttürüyorlardı. Bazıları o kadar sıkılmıştı ki, birkaç tur oyun için poker kartlarını çıkarmışlardı...