Çeviri: Punchie Düzenleme: LordVioleGrace

Ne sivrisinek ısırığı? Bara gitmişti ulan! Nasıl sivrisinekler tarafından ısırılabilirdi?

Yüce Patron! Senin yüksek IQ'n ve mantığın nerede?

Ama ona bunun ateşli öpücük sonrası kalan kızarıklık olduğunu söyleyemedi. Bu çok tuhaf olurdu…

Plan başarısız olmuştu ve Ning Xi artık yaşamak istemeyecek kadar acı içerisinde hissetti.

O anda, Lu Tingxiao elindeki gazeteyi bıraktı ve televizyon konsolunun altındaki çekmeceye eğilip, geri ayağa kalktı. Eline küçük bir şişe alarak, ona doğru adım atmaya başladı.

Ning Xi başını kaldırdı ve dikkatle onu izledi. “Büyük Patron, ne yapıyorsun şu an?”

"Bu ot yağı sivrisinek ısırığı için oldukça etkilidir." dedikten sonra, Lu Tingxiao kapağı açtı ve avucuna biraz yağ döktü. Sıcak avucunu kızın boynuna yerleştirdi…

Boynuna dokunduğu anda, Ning Xi elektrik çarpmış gibi sıçradı. "Ben... Ben kendim yaparım!"

"Kıpırdama. Bütün ilaç şu an elimde," Lu Tingxiao onu azarladı. Gözüyle görebildiği, boynuna, köprücük kemiklerine ve sırtına kaba parmaklarına tezat, benzersiz biçimde nazikçe uyguladı. Yağla tenine masaj yaparken, önemli bir iş üstündeymiş gibi ifadesi ciddiydi.

Yağ sebebiyle, parmağının dokunduğu yerler buz kesiyordu, ama teninin altı, yavaş yavaş alev almaya başlamıştı bile…

Kısa bir süre sonra, Lu Tingxiao işini bitirdi. "Şimdi nasıl?"

Ning Xi kendine gelerek, sivrisinek ısırıklarının olduğu yerlere dokundu ve gözlerini yumdu. Sonra gözlerini açarak hayret dolu tonda konuştu, "Ne kadar tuhaf! Artık gerçekten kaşınmıyor! Bu ne ilacı? Neden bu kadar et- Etkili..."

Kelimeler dudaklarından döküldüğü anda, Ning Xi dilini ısırmak istedi.

Ağzından lafın kaçmasına izin vermişti! Kahretsin!

İçine doğan, gerçekleşmiş gibi görünüyordu...

Sefil bir halde sapına kadar başarısız olmuştu…

Ning Xi başını kaybetmenin verdiği bıkkınlıkla, kedi gibi büktü ve tedirgin bir şekilde mırıldandı, "Lu Tingxiao... Ben içmeye gittim..."

"Ara sıra içmekten zarar gelmez. Küçük Hazine'den saklamana yardımcı olurum."

"Gece kulübüne gittim..."

"Hmm, dikkatli olduğun sürece sorun yok."

"Tüm gece dışarıda kaldım! Lu Tingxiao, hiç mi kızgın değilsin?" Ning Xi sonunda öfkelenmişti.

"Kızmamı mı istersin?" Lu Tingxiao yoğun gözlerle ona bakarken, kısık sesle konuştu.

Ning Xi'nin gözleri pörtledi. "......!!!" Lu Tingxiao, avantajı kendi lehine çevirmişti!

Lu Tingxiao saçlarının arasında sıkışmış otu aldı. "Daha önce dediğim gibi, bu evi kendi evin gibi görmeni ve ne istiyorsan onu yapmanı söylemiştim."

Dedikten sonra, Lu Tingxiao aniden durdu ve bir önceki konuya geri döndü: "Aslında, gecenin geç saatlerinde bir başına bar ya da gece kulüplerine gitmen, beni endişelendirdiği için tüm gece gözüme uyku girmiyor. Bu yüzden bu durum hiç de hoşuma gitmiyor. Her halükarda, hala özgürlüğüne saygı duyuyorum ama."

"......" Ning Xi puf diye, Eros'un okuyla göğsünden vuruldu.

Ah, bu savaşta daha fazla mücadele edemezdi...

Tek bir düşmanı vardı. Ona... Tek taraflı... Aşık olmuştu!

....

Ning Xi bir hafta boyunca barlara gitmeye devam etti, ama hiçte işe yaramıyordu.

Tek etkisi vardı…

Art arda bir sürü pisliğin icabına baktığı için ve şehirdeki neredeyse bütün barlara yeni bir kural gelmişti: Karşılaştıkları herhangi bir güzeli titizlikle araştırmak..

Ne yazık ki... her şey ters gidiyordu.

Sonunda, Ning Xi biraz rahatlamıştı. Elbette, en önemli şeyi kesinlikle unutmamış ve Küçük Hazine'yi oynatmak için dışarı götürmeye yoğunlaşmaya devam etmişti, neredeyse başkentteki her yere gitmişlerdi.

Bu dönemdeki en büyük kazanç ise, Küçük Hazine'nin şirkette daha açık hale gelmesiydi. Artık dışarı çıkmaktan korkmuyordu, ayrıca konuşmaması ve içe dönük olması dışında, neredeyse normal bir çocuk gibiydi.

Çok şükür ki...

Bu şekilde ayrılırsa içi rahat edebilirdi!