Çeviri: Punchie  Düzenleme: LordVioleGrace

Gözleri, Su Yan'ın kalbini bitler tarafından kemirildiğini hissettirdi ve Ning Xueluo'yu, Ning Xi'den alelacele uzaklaştırdı. "Xueluo, biraz sakin ol."

Ning Xueluo, Ning Xi'nin küçük oyununu fark etmemişti, gözyaşları yanaklarına sızdı. "Kardeş Yan, kız kardeşimle konuşmama yardım et. Son birkaç gündür canımın ne kadar yandığını ve kendimi ne kadar suçladığımı en iyi sen bilirsin. Umarım beni affeder! Diğer türlü ben gerçekten..."

Kollarında kalbi kırık ağlayan kadına baktığında, Su Yan nihayet yumuşadı. "Xiao Xi, özür dilerim, Xueluo bunun için kendini çok suçluyor."

Ning Xueluo bunu duyduğunda, dudakları kendini beğenmiş bir ifadeyle kıvrıldı. Dışarıdan gözyaşları dökerken, içinden gizlice Ning Xi'nin köpürmesini bekliyordu.

Daha önce her af dilediğinde, Ning Xi kesinlikle tahrik olur ve Su Yan'ın ondan daha fazla nefret edemeyeceğinden, mümkün olduğunca iğrenç şeyler söylerdi.

Kesinlikle bu seferde aynısı olacaktı...

Ning Xi kaşlarını çattı ve iç çekti. "Boş versene, Ning Xueluo, özür dilediğini gördüm ve kabul ediyorum. Yanlış anlaşılma olduğu için, unut gitsin. Seni affediyorum."

"Ne... Ne dedin sen?" Ning Xueluo'nun yüzü anında kuşkuyla değişti.

Öte yandan, Su Yan çok memnun olmuştu. "Xueluo, artık rahatladın mı?"

Ning Xueluo'nun rengi atmıştı, tek bir kelime daha söyleyemedi.

Diğer taraftan, giyinme kabinin kapısı açıldı ve denediği kıyafetiyle Küçük Hazine çıktı.

Ning Xi'nin sahte maskesinin üzerine sıcak bir belirti göz kırptı. Bir gülümseme takınarak, Küçük Hazine'yi almak için yürüdü ve sonra bayan satış elemanına, "Denediği bütün kıyafetleri alacağım, ayrıca üzerindekini direk giyecek." dedi.

"Anlaşıldı, hemen onları sizin için kasadan geçireceğim!" Satış elemanı gamzesini göstererek gülümseyip, cevap verdi.

Ning Xi, gideceğini belirtmek için Su Yan'a başıyla selam verdi, sonra Küçük Hazine'yi kollarına alarak direk mağazadan çıktı.

Arkalarından, siyahlar içerisindeki koruma faturayı ödeyerek, bütün alışveriş çantalarını aldı ve onları takip etti.

Ning Xueluo bu sahne karşısında donakaldı. Sonra yüzünde son derece endişeli bir ifade belirdi. "Fanglin ve Xuanxuan'ın dedikleri doğru mu? Geçen sefer bana, Ning Xi'nin bir alışveriş merkezinde çocuk kıyafetleri alırken gördüklerini söylemişlerdi, ama inanmamıştım! Kardeşimin... yaşlı zengin bir adamın metresi olduğunu ve hatta ona bir oğlan bile verdiğini söyleme bana..."

Ning Xi'nin bu kadar hızlı gitmiş olması kötü olmuştu; çocuğun yüzünü doğru düzgün görememişti, ayrıca gizlice fotoğrafını çekecek zamanı bile olmamıştı…

"Xueluo! Zırvalamayı kes!" Su Yan bunu duyduğunda, hızla yüzünde ciddi bir ifadeyle, Ning Xi'nin çıktığı kapıya bakıyordu. "O çocuğu bir keresinde görmüştüm. Xiao Xi zaten o çocuğun bir arkadaşının oğlu olduğunu söylemişti!"

Ning Xueluo çarçabuk konuştu, "Kardeş Yan, çok safsın. Sadece arkadaşının oğlu diye, böyle iyi davranabilir mi? Bak, onları takip eden koruma vardı, ayrıca siyah bir kartla ödediler. Böyle bir ailenin bol koruma ve dadıları olur, bir çocuğa yardım etmesi için neden ona ihtiyaç duysunlar ki?"

Su Yan'ın yüzü tereddütlüydü,  içinde bir savaş yaşadığı anlaşılıyordu. Ama sonra bir şey düşünür gibi oldu ve yine kararlı ses tonuyla konuştu. "Xueluo, Ning Xi benim kalbimde küçük bir kız kardeşim. Ona hakaret edersen, bana hakaret edersin. Bir daha böyle saçma sapan şeyler duymayayım! Başkaları ondan şüphe edebilir, ama biz edemeyiz, anladın mı?"

Ning Xueluo, bu sefer olanlardan sonra Su Yan'ın, Ning Xi'ye karşı tutumunun değişeceğini beklemiyordu.

Lanet olsun! O gün hastanede Ning Xi'nin yaptığı ne tür bir büyüydü? Su Yan Ning Xueluo'nun sözlerini kulak ardı ederken bile, ona aniden fazla inanır olmuştu...