Çeviri: Punchie  Düzenleme: LordVioleGrace

İki hafta mola vermesinin bir yolu yoktu. Ertesi gün, Ning Xi eğlenmek için Küçük Hazine'yi yine dışarı çıkardı.

"Bayan Xiao Xi, dışarı birlikte çıkmak için Büyük Genç Efendi'nin işten dönmesini beklemek ister misiniz?" Yaşlı kahya daha fazla dayanamadı ve çöpçatan misali sormaya başladı.

Ning Xi başını kaşıdı. "Beklemesek daha iyi.. O çok meşgul! Kendi başımıza gidebiliriz!"

Kasten Lu Tingxiao'nun ortalıkta olmadığı zamanı seçmişti, önce işten dönmesini beklemelerinin hiçbir yolu yoktu…

"Öyleyse, sizi takip etmelerine izin verin. Büyük Genç Efendi'nin talimatı, Küçük Hazine'nin güvenliğine hafife almayın." Yaşlı kahya, gözlüklü ve siyah takım elbiseli üç korumaya el kol işareti yaptı.

Makul bir talepti...

Tabii ki de Ning Xi sadece kabul edebilirdi.

Böylelikle, işi halletmesi için Jiang Muye'yi aramasına lüzum yoktu...

Neden Lu Tingxiao'nun bilerek böyle ayarladığını hissetti?

Ning Xi'nin planı, bugün Küçük Hazine'ye biraz kıyafet ve oyuncak almaktı. Elbette, henüz ödemesini almadığı için, yine Lu Tingxiao'nun kredi kartını kullanacaktı.

Alışveriş esnasında, yeni açılan sevimli ve şık kıyafetler satan bir çocuk kıyafet mağazası buldu ve tamamen "Al, al, al." moduna büründü.

"Sevgilim, sevgilim, bu da çok güzel, git ve üstüne giy bakalım!"

Küçük Hazine başıyla onayladı ve uysalca giyinme kabinlerine gitti.

Ning Xi, Küçük Hazine'nin kıyafetleri denemesini beklerken, mağazanın önünden geçen iki tanıdık siluet gördü.

Ning Xueluo, Su Yan'ın kollarına girmiş, birlikte sohbet ederek yürüyorlardı.

"Oha, bu çocuk mağazası çok şirin! Kardeş Yan, içeri girelim ve bir bakalım haydi! Fanling'in çocuğunun doğum günü gelecek ay, doğum günü hediyesi olarak birkaç kıyafet bakalım mı?"

"Mm," Su Yan'ın cevabı pasifti.

"Fanling'in oğlunu gördün mü? Sarışın ve tombul, aşırı tatlı! Kardeş Yan, ileride bir oğlumuz olursa, sence o kadar tatlı olur mu?" Ning Xueluo utangaç bir biçimde sordu.

"Muhtemelen." Üstünkörü cevap verdiğine bakılırsa, Su Yan'ın modu düşüktü.

Ning Xueluo heba olmuş gibi görünüyordu. "Kardeş Yan, hala bana kızgın mısın? Çoktan Weibo üzerinden halktan özür diledim ve Caijiang'ın açıklamasını bizzat kendin duydun. O telefon konuşmasına gelirsek... birden benimle konuşmayınca, içkiyi biraz fazla kaçırdım. Öyle çaresiz ve endişeliydim ki, ne dediğimi bilemiyordum... Gerçekten pişmanım..."

"Xiao Xi..."

Ning Xueluo açıklama yaparken, Su Yan damdan düşer gibi Ning Xi'Nin adını söyledi. Bakışlarını takip ettiğinde, ansızın Ning Xi'nin karşıdaki kıyafet standının önünde dikildiğini gördü.

"Kardeş..." Ning Xueluo'nun gözyaşları doldu ve Su Yan'ın elini tutmak için acele etti. "Kardeş, nihayet! Şahsım adına çok özür dilemek istedim, ana birkaç gündür telefonlarımı açmıyorsun ve nerede kaldığını da bilmiyorum..."

"Daha önce herkes bana sorduğunda, bunların hepsini senin yaptığına inanmadığımı söyledim ve sonra bir yanlış anlaşılma olduğu ortaya çıktı. Böyle bir şey yapmayacağını biliyordum!"

"Şimdi gerçek ortaya çıktı, ama sen yine de zarar gördün. Bende mağdurum, ama ne olursa olsun, bu olay benim yüzümden oldu ve seni de bunun içine çektim. Bu yüzden özür dilerim, gerçekten üzgünüm! Benimle böyle olmayı bıraktığın müddetçe, bana vurabilir, azarlayabilir, ne istersen onu yapabilirsin!"

Ning Xueluo'nun konuşması içten duygu kırıntıları besliyor gibiydi, ayrıca sesi doğal ve güçsüzdü. Sebepsiz yere Ning Xi ona zorbalık yapıyor gibi sesini çıkarıyordu.

Ning Xi daha önce yaptığı gibi sert hiçbir şey söylemedi ve Su Yan'ın önünde vazgeçmiş ve yorgun görünüm sergiledi.