Çeviri: Punchie  Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xi kaşlarının arasını acı acı kıstı. "Bir insanın hayatı söz konusu! Gitmem daha iyi olur! Ya tanıdığım biriyse! Ama Küçük Hazine'yi ne yapacağız..."

Sözüne devam edemeden, Küçük Hazine kollarını boynuna sıkıca sardı. Sanki sonunda o döndükten sonra, asla ondan ayrılmaz gibi.

Küçük Hazine ne olursa olsun gitmesine izin vermedi, bu yüzden Ning Xi onunla gitmek durumunda kaldı.

Küçük Hazine onu takip edeceğinden, Lu Tingxiao da kesinlikle onlara katılmalıydı.

Ayrıca Lu Jingli de onlara etkin şoför görevi yapmak için gönüllü oldu.

Jiang Muye, Lu ailesinin utanmadan hep birlikte gitmeye hazır olduklarını görünce, o da arabaya sıkışmaya karar verdi.

Sonuç ise, hepsinin birlikte gitmesi olmuştu.

Ning Xi sessizdi.

Hastanede, kapıda birkaç ambulans vardı, sağlık görevlileri telaşlıydı ve sedyelerde yaralı hastalar vardı. Sanki büyük bir kaza olmuş gibi görünüyordu.

Ning Xi, bu kanlı şeyleri görmesini istemediği için elini Küçük Hazine'nin gözlerinin üstüne örttü, sonra yumuşakça ona dil dökmeye başladı. "Tatlım, şu an hastane çok karmaşık. Beni arabada beklemeye ne dersin?"

Küçük Hazine onun belini tuttu, küçük kafası yüzüstü bırakılmış gibi bitkindi. Aslında çok fazla uykusu vardı ki bitkin düşmüştü, ama yine de uykuyu reddediyordu.

Ning Xi eğilerek onun minnak yüzünü öptü. "Küçük Hazine, beni dinle! Hemen geri döneceğim!"

Küçük Hazine, öpücüğüyle biraz yumuşadı ve başıyla onayladı.

"Öyleyse, ben gidiyorum!" Ning Xi hepsine söylemişti.

Lu Tingxiao: "Seninle geleceğim."

Jiang Muye: "Ben de gitmek istiyorum!"

Her ikisi de neredeyse aynı anda konuştu.

Ning Xi: "........"

"Yalnız gitmen tehlikeli olur." Lu Tingxiao kaşlarını çattı.

Jiang Muye homurdandı, "Sadece o herifin kim olduğunu görmek istiyorum!"

Ning Xi'nin başı ağrımıştı. Lu Tingxiao'ya ve Jiang Muye'ye baktı. Sonunda gözleri Lu Jingli'de durdu.

Lu Jingli göz kırptı. Yengesi ona neden bakıyordu?

Sonunda Ning Xi konuştu. "İçerideki durumu bilmiyorum. Yalnız başıma gitmek benim için gerçekten uygunsuz. Bu yüzden, İkinci Genç Efendi, lütfen benimle gel! Lu Tinxiao, sen... Küçük Hazine'nin yanında burada kalsan iyi olur!"

Lu Tingxiao'nun gözlerinde koyu bir alev vardı. "Tamam."

"Sana gelince, Jiang Muye, kes şunu! Suratının ne kadar kolay belaya yol açtığını bilmiyor musun? Bu geç saatte hastanede fink atıp, manşetlerde yer edinmek mi istiyorsun?"

Jiang Muye öfkeli görünüyordu. Neden bana karşı bu kadar öfkelisin? Fakat Lu Tingxiao'ya karşı oldukça yumuşaksın! Neden?

"Gidelim, gidelim, gidelim! Xiao Xi, seninle geleceğim!" Lu Jingli sevinçten havalara uçmuştu. Öyle heyecanlıydı ki, neredeyse oracıkta dans edecekti!

Sevinci damdan düşer gibi gelmişti! Bu sadece üçüncü tarafa fayda sağlayan bir tartışma olmuştu!

Hastanenin Acil Servisinde.

Etraf çok karışıktı. Ning Xi'yi daha önce arayan doktoru bulması biraz uzun sürmüştü.

"Merhaba, Ben Ning Xi. Daha önce bahsettiğiniz arkadaşım nerede?"

"Ning Xi! Ameliyatı bitti ve şimdi 12. katta 307 numaralı odada kalıyor. Gidip kimliğini teşhis etmelisin. Onun kimliğini kanıtlayacak kimse yok!"

"Tamam, sağolun!"

Ning Xi ve Lu Jingli yukarı çıkmak için acele ettiler, ancak asansör aşırı kalabalık olduğu için merdivenleri tırmanmak durumunda kaldılar. On iki kat! Ne kadar sefilce!

Ning Xi korkunç seviyede yorgunken, Lu Jingli hiçbir şey yokmuş gibi hala neşeliydi.

Sonunda Lu Jingli'nin Glory World Eğlence şirketini, nasıl böyle mükemmel yönettiğini anladı. Bu adamın benzersiz bir dedikodu tutkusu vardı!