Çeviri: Punchie  Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xuelo kumandanın elinden düştüğünü hissetti. Yüzünden kan çekilmiş, iğrenç bir ifadeye bürümüştü.

Ning Xi'nin ona dava açacağını bekliyordu, ama asla böylesine önemli kanıtlara sahip olduğunu ve senaryoyu tam tersi yönde çevireceğini hayal etmemişti.

İki zamanlı isimsiz e-postayı gönderen kişi mi? Önce sekiz milyon Yuan isteyerek şantaj yaptı ve sonrasında kanıtları Altın Çağ Yapım'a mı sattı?

Televizyonda bir muhabir Ning Xi'ye sordu:  "Ning Xi, hepimiz Ning Xuelo ile aranızı çok iyi biliyoruz, ama ona bunu yaptıran sebep nedir? Aranızda bir sorun mu var?"

Ning Xuelo parmaklarını sarstı, hızla televizyonu kapatarak, kumandayı odanın bir köşesine fırlattı. Sonra Su Yan'a sarılmaya başladı. "Yan kardeş, dinle beni lütfen. Açıklamama izin ver......."

Ona sarıldığında, tüm bedeninin titrediğini ve yumruklarını sıktığı için gıcırtılı bir ses duydu. Genelde nazik ve sakin olan yüzü tamamen kötü bir hal almıştı....... Onu hiç bu kadar korkunç görmemişti!

Ning Xuelo, kalbi büyük bir paniğe kurban giderken, Su Yan'a açıklamak için faydası olmasa da, daha sıkı sarıldı, "Yan kardeş, ben değildim.... Gerçekten ben değildim.... Ben gerçekten Cui Caijing'in neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorum. Kötü bir ruh halindeyken onu birkaç kez azarladım diye benden nefret edip bana zarar vermeye mi çalıştı ki?"

Su Yan hareketsizce, kendisini tutmasına izin verdi, ifadesiz sesiyle, "Cui Caijing sana zarar vermek istiyorsa, neden Zan Qiang'ın, Ning Xi için iş çevirmesine izin vermedi? Onun bundan çıkarı ne?"

Ning Xuelo'nun yüzü kaskatı kesildi, sonra bulduğu açıkla devam etti, "Kesinlikle beni günah keçisi yapmaya çalışıyor. Her zaman benimleydi ve Ning Xi ile ilişkimin iyi olmadığını da biliyordu. Ben hastanedeyken, Ning Xi için tezgah kurduysa, hiç şüphem yok..."

"Sebep pek inandırıcı olmasa da, yaralanman ne olacak?" Su Yan sormaya devam etti.

"Başta iyi olduğumu düşündüm ve ailem de bir süre benim için endişelendiklerinden hastanede kalmışlardı." dedi. "Kardeş biliyorsun, bu sefer hem fiziksel olarak, hem de zihinsel olarak çok yorgundum. Bedenim gün geçtikçe daha da rahatsız bir hal aldı. Bana nasıl böyle iftira atabilirler?"

Su Yan uyuşmuş yüzüyle şok olmuştu, Ning Xuelo yüzünden derin bir acı içerisindeydi, "Xuelo, nasıl..... Nasıl sana güvenmeye devam edebilirim?"

Ning Xuelo gözyaşlarının yanaklarından sızmasına izin vererek, elini sıkıca tuttu ve son çare gözlerinin içine baktı, "Yan kardeş! Bana inanmalısın! İyi olduğuma inanıyorum! Şimdi, herkes beni suçluyor ve şüphe ediyor. Sen bana inanmazsan, direnmek için gücü nereden bulurum bilmiyorum! Diğerleri beni anlamayıp sorgulasa da, umurumda değil. Ama sen beni tanımıyor musun? Sence böyle saçma iş yapar mıyım? Yan kardeş.... sana yalvarıyorum... beni terk etme....."

Su Yan transa girmiş gibi halsiz görünüyordu, cevap vermedi.

Ning Xuelo gergince ona bakıyordu. Bir süre sonra, Su Yan sonunda derin bir nefes aldı ve sonra kollarıyla onu itti. Sendeleyerek kalktı ve kapıya doğru adımladı.

Ning Xuelo panikleyerek peşinden kalktı, "Yan kardeş, nereye gidiyorsun?"

"Beni takip etme, düşünmeliyim." Çat! Su Yan, kapıyı çarparak gitmişti.

Evde, Ning Xuelo olduğu yere çökerken, Chang Li'nin çağrısını hızla açtı....