Çeviri: Punchie  Düzenleme: LordVioleGrace

Lu Jingli'nin verdiği mükemmel cevaptan sonra, muhabirler bir kusur bulamadılar.

Muhabirler Lu Jingli'nin kelimelerini anlamayarak, sonunda Ning Xi'ye bakmaya başladılar.

O Altın Çağ Yapımın çok sıkı korumasıyla bugünün kahramanıyken, zaten öne gelip konuşmasına gerek yoktu.

Muhabir: "Ning Xi, hepimiz Ning Xuelo ile aranızı çok iyi biliyoruz, ama ona bunu yaptıran sebep nedir? Aranızda bir sorun mu var?"

Ning Xi: "Bu soruyu, neden ona sormuyorsunuz?"

Muhabir: "Yaşadığın dairede, personel birkaç aydır orada olmadığını söyledi. Bunu açıklaman gerekmiyor mu?"

Ning Xi: "Hayır. Nerede yaşamak istersem bu benim seçimim."

Muhabir: "Peki şimdi nerede yaşıyorsun, bize söyleyebilir misin?"

Ning Xi: "Arkadaşımda."

Muhabir: "Şirkete katıldığını Jiang Muye biliyor mu? Oyunculardan iyi bir ilişkiniz olduğunu duydum. Bu onun uydurması mı?"

Ning Xi: "Oldukça iyi bir ilişki ve hayır."

Muhabir: "............."

Ning Xi çok zorluydu ve onun ağzından birkaç laf almak baya olanaksızdı.....

Muhabir umutsuzdu, hassas soruları es geçerek başka bir soru yöneltti: "Altın Çağ'a katılmak bir nimet, planların nedir?"

Ning Xi: "Sıkı çalışmak ve patronuma daha fazla para kazanması için yardım etmek istiyorum. O benim kariyerime yardımcı olurken, ben de insanların yanıldığını ve onun yanlış karar vermediğini ispatlayacağım."

Muhabirler otomatik olarak patrondan kasıt Lu Jingli olduğunu düşündü, sadece Lu Jingli ağabeyine atıfta bulunduğunu biliyordu!

Eğer ağabeyi bunu duymuşsa, kalp krizi falan geçiriyor olmalıydı.

"Pekala, bugünkü basın konferansı buraya kadar.  Herhangi bir sorunuz varsa, özel röportajlar olacaktır. Ning Xi ile ilgili ne varsa, Menajer Lin Zhizhi gelecekte ele alacaktır." Liang Feixing yerinden kalkarak, basın toplantısını sonlandırdı.

Bütün muhabirlerin yüzünde duygu karmaşası vardı. Dün Yıldızışığı Yapım tamı tamına üç saat basın konferansı yapmıştı! Böylelikle tüm suç Ning Xi'ye atılmıştı, ama burada Altın Çağ Yapım yarım saat kadar kısa sürede bitirmişti. Bu kimin haklı, kimin haksız olduğunu bariz olarak gözler önüne sermişti.

Muhabirler toparlanıp, gitmek üzereyken, Lu Jingli aniden seslendi: "Durun."

Ne oldu? Daha haber var mıydı? Muhabirler heyecanlı gözlerle etrafa bakış atmaya başladılar.

Lu Jingli her zaman olduğu gibi gülümseyen ve kibar yüzüyle, onlara hatırlattı: "Bana unuttuğunuzu söylemeyin?"

Uh? Neyi unutmuşlardı? Muhabirler yenilgiyle birbirlerine baktılar. Lu Jingli bir kahkaha patlattı, ama gözlerinde hiçte eğlenceli parıltılar yoktu.

"Ning Xi günlerdir sizler tarafından boşuna azarlandı. Haksız suçlamaları tekrarladınız ve hala diyecek bir şeyiniz yok mu? Tüm bunların geçmişte kaldığını mı söylüyorsunuz?"

Muhabirler bunu duyduklarında, utançla bakakaldılar. Birden kalplerinde Ning Xuelo'ya küfür ederken, Ning Xi'den özür dilemek için rekabet ediyorlardı.

O anda, Ning Xi'nin şokla kaşları havalandı. Komik olduğunu sanıyordum, ama küçük prens oldukça ciddi ve insanları korkutmada da fazlasıyla iyiydi.

Bununla birlikte, Lu Jingli hızla prototipine geri döndü ve yüzü heyecanlı bir hal aldı.

"Küçük XiXi, hayatım, tatlım, evde yemek pişirmeye ne dersin? Ben sebzelerimi yıkarım ve market alışverişi de yaparım, ama sen yemek yapmaktan sorumlusun!"

Ning Xi tamamen kendine geldi ve onu tekmeleyip gerçekten cennete göndermek istedi. Nihayetinde, sözlerinin nasıl yanlış anlaşılmaya yol açabileceğini anlamıyor muydu?