Çeviri: Godctia  Düzenleme: Perseus

"Hey, Jiang ..."

"Ning Xiao Xi! Sen aslında Glory World ile sözleşme imzaladın! Neden benimle tartışmadın ki! Sana gönderdiğim e-postayı gördün mü?" Jiang Muye çizgiyi aşmıştı.

“Eh, meşgul değil misin? Ben de seni rahatsız etmek istemedim. Her neyse, bana gönderdiğiniz e-posta ile ne ilgisi var?” Jiang Muye'nin sesi gerçekten çok yüksekti. Ning Xi, Lu Tingxiao'ya garip bir şekilde gülümsedi ve telefonunla üst kata çıktı.

Onun arkasında, Lu Jingli çenesine dokundu ve kardeşine anlamlı bir bakış attı. "Kardeşim, birisi senin yoluna girmek istiyor! Heh, o zavallı şey, seninle aynı kadını sevmek! Neyse ki, Xiao Xi Xi benim tipim değil, tsk tsk…"

Aşık olan rakipler çok korkutucuydu!

Telefonda, Jiang Muye tüm öfkesinden ölmek üzereydi. "Şimdiye kadar hala e-postayı görmedin mi?"

"Üzgünüm, unuttum! Çok mu önemli? Başka bir video ya da başka bir şey olduğunu düşündüm ..."

Jiang Muye derin bir nefes aldı ve çok yavaşça , "Sen, şimdi, hemen, hemen, bu saniye, gelen kutunu aç ve sana gönderdiğim şeye bak. Asla, aç şu an aç!"  dedi.

"Tamam, tamam, tamam! Şimdi bakacağım!"

Ning Xi bilgisayarını açtı ve Jiang Muye'nin kendisine gönderdiği e-postayı buldu. Daha sonra eki e-postada indirdi.

Bir görüntü ve bir ses dosyası içeriyordu.

İlk önce resmi açtı. WeChat sohbeti bir screencap oldu.

[Aiya, iyi torunum çok tatlı, aiya, oğlum çok yakışıklı! Tingxiao, sen ve Küçük Hazine için kıyafetleri kim aldı? Sevdiğin kız mıydı?]

[Evet.]

[Bunu biliyordum, asla bu stili seçmezsin! Rengin ne kadar parlak olduğuna bakın, çok güzel görünüyor! Her zaman giydiğin donuk kıyafetler gibi bir şey yok, ve Küçük Hazine de aynı sıkıcı üslubuna katlanmak zorunda! Beklendiği gibi, bu evin bir kadına ihtiyacı var!]

[Bu fotoğrafları da mı çekti?]

[Evet.]

[Fena değil.]

[Kahretsin, gelecekteki eltim inanılmaz! Bu rengi giymenizi sağlayabilir, hatta fotoğraf çekmesine de izin verirsiniz! Daha önce benzer bir renkte sana birkaç elbise verdim ve bana çok küçümseyerek bakıyordun. Sen benim tadımı bile küçümsedin!]

...

Sohbete bakarken, Lu Luxiao, iki Lu aile büyükleri ve Lu Jingli olduğunu gördü.

"Ona mı bakıyorsun?" Jiang Muye onu uyardı.

"Evet." Ning Xi başını salladı, yüzünde karmaşık bir ifade yaptı ve sonra sesi açtı.

Birkaç hışırtı sesinden sonra, Jiang Muye’nin sesi çıktı…

"Amca - Ning Xi'ye karşı niyetiniz tam olarak nedir?"

Sonra Lu Tingxiao'nun sesinin sesi vardı: "Ning Xi'ye karşı..."

“Evet! Ona karşı tavrınız çok garip ve fazla samimi değil mi?” Jiang Muye sordu.

Lu Tingxiao’nun sesi hem karamsar hem de tehlikeliydi. "Zaten yeterince açık olduğumu düşündüm, ama hala anlamıyorsun ..."

Bu noktaya kadar dinleyen Ning Xi'nun kalbi, Lu Tingxiao'nun cevabını beklerken, Jiang Muye’nin ruh halini hissedebiliyormuş gibi, bir anda boğazındaydı.

Lu Tingxiao… ne derdi?

Üç saniye kadar bekledi, üç asır gibi gelmişti. Sonra Lu Tingxiao’nun sesi sonunda tekrar geldi.

Dedi ki: "Anladın mı?"

Ning Xi'nin kafası karışmıştı. Hangi durum? Neyi anlamak?

Ning Xi'nin bir şeyi gözden kaçırdığını düşündüğü ve videoyu tekrar izlemek üzereyken, Jiang Muye’nin soğuk sesi telefondan geldi. "Tekrar dinlemene gerek yok. Yanlış duymadın, gerçekten sadece bir kelimeyi söyledi. Ama bunu söylemeden önce seni önümde öptü."