Bölüm 156: Elin Nereye Dokunuyor

avatar
3344 9

Hidden Marriage - Bölüm 156: Elin Nereye Dokunuyor


 

Çeviri: Godctia Düzenleme: Kharsmi

 

Zhang Qiang'ın ilk cevabı merhamet için yalvarmak olmuştu. "İhtiyacım yok, ihtiyacım yok! Teyze, lütfen bana acıyın. Daha önce saçmasapan bir haldeydim, paranızı kabul etmeye cesaret etmeme imkan yok!"

 

"Sana para vereceğimi kim söyledi?" Ning Xi onu tekmeledi.

 

Zhang Qiang hızla ayağa kalktı, yüzü masumiyetle doluydu. “Ama söylemedin mi…”

 

Önündeki bu maymun iştahlı insan onu çıldırtıyordu.

 

Ning Xi ona soğuk bir yüzle baktı. "Benden haber almak için evde bekle. Kendin gibi davrandığın sürece, seni bekleyen çok para olacak. Aksi halde…"

 

Ah? Onunla tekrar görüşmek mi istiyordu? Zaten ona her şeyi vermemiş miydi? Artık yollarının kesişmemesi gerekmiyor muydu? Neden hâlâ yakasını bırakmıyordu? Para istememişti! Hayatı herhangi bir paradan çok daha değerliydi!

 

Zhang Qiang'ın daha çok şikayeti vardı, ama onu uğurlarken sadece bolca teşekkür edebilmişti.

 

Alt katta, Ning Xi motorsiklet kaskını giydi, motoru çalıştırdı ve Lu rezidansına doğru dümdüz gitti.

 

Geldiğinde, Lu Tingxiao ile belirlemiş olduğu saatten bir saat erkendi.

 

Oturma odasına girdiğinde, Lu Tingxiao o gittiğinde olduğu pozisyonla aynı pozisyondaydı. Hiç hareket etmemiş gibi görünüyordu.

 

Ning Xi bu konuda fazla düşünmedi ve hemen "Lu Tingxiao geri döndüm! Küçük Hazine uyandı mı?" Diye sordu.

 

"Yok hayır."

 

“Ohh, bu iyi, onu görmek için yukarı çıkacağım!”

 

"Bekle." Lu Tingxiao aniden onu durdurdu.

 

"Eh, sorun ne?" Ning Xi bir şekilde Lu Tingxiao’nun ses tonunda bir şeyler varmış gibi hissetmişti.

 

"Nereye gittin?" Lu Tingxiao'nun sesi sakindi, ama ona karanlık bir şeyler saklıyormuş izlenimi verdi.

 

Ning Xi bilinçaltında tehlikenin farkındaydı, bu yüzden o "Özel bir meseleyi halleteye gittim, şimdi sorun çözüldü! Ben üst kata çıkıyorum!"

 

Bu sözleri söyledikten sonra, aniden bir kol onu tuttuğu zaman kaymak üzereydi ve bir sonraki saniyede, koltuğa düşmesini engelleyen güçlü bir güç tarafından korundu.

 

Tam olarak, Lu Tingxiao'nun kollarına düştü.

 

Ning Xi endişeliydi. Ama onu daha da endişelendiren şey: "Lu Tingxiao! Sen, sen… ne yapıyorsun? Elin nereye dokunuyor?"

 

Lu Tingxiao onu tamamen görmezden geldi ve doğrudan vücudunu hissetmeye devam etti.

 

“Hey, eğer böyle devam edersen, karşılık vereceğim! O zaman seni incittiğim için beni suçlama!”

 

"O zaman yap."

 

Ning Xi çöküşe geçmek üzereydi. "Kahretsin! Lu Tingxiao! Ne yapmaya çalışıyorsun? Seni incitemeyeceğimi nasıl bildin?

 

Lu Tingxiao ona ifadesizce baktı: "Neden beni incitmiyorsun?"

 

"Çünkü ben…"

 

Doğru! Niye ya? Eğer bir başkası olsaydı, ilk tepkisi kesinlikle onu kötü bir şekilde dövmek olurdu.

 

Ning Xi bu soruya bir cevap vermek için beynini çalıştırırken, Lu Tingxiao'nun eli belindeki bir nesneye takıldı.

 

Ning Xi’nin gözleri hemen büyüdü. Onu durduracaktı, ama artık çok geçti. Pantolonunun kemerinde sakladığı silah Lu Tingxiao'nun elindeydi..

 

Lu Tingxiao, silahı doğrudan önündeki kahve masasına attı. Ona genelde çok yumuşak olan ifadesi, şimdi buz ve don gibi soğuktu ve ağzından çıkan her kelime bir buz bıçağı gibiydi: "Açıkla."

 

Ning Xi, tıpkı öğretmen tarafından kopya çekerken yakalanmış bir öğrenci gibi gergin hissediyordu. Yüzü solgunlaştı ve rahat bir ifade takınmayı çalışırken ellerini bir araya getirdi. "Hehe, bu sahte! Bir oyuncak tabanca! Oynamak için aldım!"

 

"Gerçekten mi? Bir oyuncak silahın susturucuya ihtiyacı var mı?" Lu Tingxiao etrafına baktı, silahı aldı ve karşı köşedeki avuç içi büyüklüğündeki beyaz yeşim vazoya ateşledi.

 

Vazo anında paramparça olmuştu.

 

Ning Xi'nin yüzünde tutmak için yoğun çaba harcadığı sakin ifade, kırık vazo ile aynı kaderi paylaştı… o da kırıldı…

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44224 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr