Çeviri: Minemosyne Düzenleme: Kharsmi

K.N: 70 beğeniye ulaşırsak 5 bölüm daha gelecek. Sözüm söz :D

“Hemen aşağıya zıpla, hemen! Erdemli bir hanımefendiymişsin gibi davranmayı bırak!” Jiang Muye onu paçaları tutuşmuş gibi çağırdı.

Ning Xi bir şey söylemeden pencerenin üzerine çıktı ve kendini aşağıya bıraktı.

Jiang Muye onu hemen kenara çekti. Etrafında biraz döndükten sonra ve onun üstünde gece bir şeyler yaşadığına dair hiçbir iz görmeyince ateşli bir şekilde ona baktı, “Dün gece bir şey oldu mu?”

Ning Xi, o sürekli döndüğü için neredeyse bayılacaktı. Mutsuz bir şekilde, “Jiang Muye, saat çok erken, yatakta kalmak yerine niye burda nöbet tutuyorsun? Ben huzur içinde uyuyordum, ne yapmış olabilirim?” dedi.

Damarları alnında zonkluyordu, ”Ning Xi! Sen bir domuz musun? Sakın bana dün gece buraya nasıl geldiğini bilmediğini söyleme!” dedi.

“Gerçekten bilmiyorum!” dedi Ning Xi masum bir şekilde.

Jiang Muye kendini sakinleştirmeden önce derin bir nefes aldı. Dişlerini sıkarak, “Sen çok salaksın, şimdiye kadar nasıl kaçırılıp satılmadığını merak ediyorum! Lu Tingxiao seni dün gece kendisi taşıyarak götürdü!” dedi.

Bunu duyunca, Ning Xi itiraz etmeden önce biraz korkmuş göründü, ”Yani ne olmuş? Beni uyandırmamak için Küçük Hazine babasından beni taşımasını istemiştir!”

Barda karşılaştıklarından beri Küçük Hazine, Lu Tingxiao dışında kimsenin ona dokunmasına izin vermiyordu, Ning Xi bu kadar detaylı düşünemedi.

Jiang Muye hayal kırıklığına uğradı, “Ning Xi, biraz daha ihtiyatlı olabilir misin? Lu Tingxiao’nun açık bir şekilde sana karşı duyguları var, tamam mı?” dedi.

Ning Xi kollarını Jiang Muye’ın omuzlarına yerleştirmeden önce uzun bir nefes çekti. Son derece samimi bir şekilde, “Kardeşim, ablan yıldız olmayı hedefliyor. Anlamsız aşklar için durmayacağım. Diz çöküp yengen olmam için yalvarsan da, sana şans vermeyeceğim, tamam mı? Bu saçmalığa bir son ver, evine dön uyu ve duş al!” dedi.

Bunları duyunca Jiang Muye şaşırdı. İçi rahatlamışken aynı zamanda kafası karışmıştı, “Geri kalan hayatın boyunca kimseyle evlenmek istemediğini söyleme bana? Ya seveceğin biriyle tanışırsan? Ning Xiao Xi, bu düşünceler oldukça tehlikeli ve sen bu düşünceyi kafandan atmalısın, tamam mı? Kariyerin önemli olmasına rağmen, bir kadın için evliliğin gerekliliğini… AH….”

Ning Xi daha fazla dayanamadı ve ona bir tekme attı, “Jiang Muye, bu kadarı yeterli mi? Benle dövüşmeye mi çalışıyorsun? Seni yeneli çok uzun zaman oldu ama şu anda kaşınıyorsun!” dedi.

“Beni dün dövdün!”

“O zaman seni yeterince dövmemişim. Eğer saçmalamaya devam edersen,ablan seni dövmeye devam edecek!”

Jiang Muye korkarken aniden onun arkasına baktı ve, “Amca…” diye bağırdı.

Ning Xi alay ederek, “Amca mı? Amca diye ağlasan bile, kimse sana yardıma gelmeyecek!” dedi.

Ning Xi ona vurmak üzereyken Jiang Muye yüksek sesle, “Hayır, bu amcam!” dedi.

Ning Xi otomatik olarak arkasını dönerek kafasını çevirdi. Lu Tingxiao orada spor kıyafetlerinin içinde duruyordu, ter içinde kalmıştı. Görünüşe göre sabah sporunu henüz bitirmişti.

Yeğenini dövmeye hazırlanırken yakalandığı için, Ning Xi söyleyecek bir şey bulmaya çalıştı. Hemen Jiang Muye’ı işaret etti ve, “Bay Lu, bu adam sabahın erken saatinde gelerek pencerelerinizi kırdı. Onu yakaladım ve sizin için onu dövmeye hazırlanıyordum!” dedi.

Jiang Muye ona ters ters bakarak, “Utanmaz…” dedi.

Ning Xi sert ve dürüst bir şekilde “Onları parçalamadığını söylemeye cesaretin var mı?” dedi.

Lu Tingxiao büyük elleriyle kızın başına düşen bir yaprağı temizliyormuş gibi, onun başını okşadı, “Burada dolanma. Git ve yüzünü yıka. Kahvaltı vakti geldi.” dedi.

“Peki efendim, şimdi gidiyorum!” Ning Xi gitmeden önce durumdan memnun kalmış bir ifadeyle Jiang Muye’ye baktı.

Jiang Muye onu yakalayıp çılgınca şunları bağıramadığı için sinir oldu: Bir değil, iki değil üç kez saçmalıyorsun! Lu Tingxiao gayet açık davranıyor, onun çıldırmış köpek gibi olan gözlerini görmüyor musun?

Sonraki Bölümün İsmi: Küçük Koi Prensi