Bölüm 8 - Atılım!

avatar
292 1

Hiçlik Tanrısı'nın Yolu - Bölüm 8 - Atılım!


“Özümse, Zentetsu.”


Ikki’nin etrafında bir vakum oluştu. Zentetsu, tam olarak ortaya çıkmadığı halde, etrafındaki tüm büyü gücünü özümseyip, Ikki’ye aktardı. Bu, Nada’yla güçlendirilmiş bir silahın en temel etkilerindendi.


Ikki, istem dışı olarak dengesiz bir baskı yaymaya başlasa da bir kaç saniyede bu baskı yok oldu. Zentetsu da eş zamanlı olarak ortalıktan kayboldu.


Zentetsu’ya dönüşen Intetsu’nun en basit yeteneklerinden birisiydi bu. Tabii bedel olarak oldukça kısıtlı olan Nada’sını yiyordu.


Yine de ceza almalarını önlediği sürece sorun olmazdı.


O sırada Stella ve Shizuku ani büyü gücü azalması nedeniyle cihazlarının kontrolünü kaybetti. Fakat bakışları da şaşkınlıkla doluydu.


‘Bu da neydi!?’


Az önce olan şeyin ne olduğunu ikisi de açıkça hissetse de inanamıyorlardı. Çevredeki büyü gücü bir anda sıfırlanmıştı ve hepsi de açıkça bunun kaynağını hissetmişlerdi. Böyle bir güç mümkün müydü diye sorsalar elbette mümkün olduğunu söylerlerdi. Fakat söylemek başka şey, hissetmek başka bir şeydi. Özellikle de o yapınca…


“Onii-sama o da neydi?”


“Ikki…”


Stella devam ettirmedi. Soruyu iki defa sormanın bir anlamı yoktu. Ikki ise soruyu görmezden geldi.


“Kavga etmeyi kesin. Unutmayın, akademi de cihaz kullanmak yasak. Daha uygun bir yerde ne yapmak istiyorsanız yaparsınız burası ne yeri ne de zamanı.''


Ikki olabildiğince yatıştırıcı bir tonda konuşmaya çalıştı. Ne de olsa iki kadın adeta sulu bir et için kavga eden iki vahşi kaplan gibiydi.


Yatıştırıcı tonu ise oldukça etkiliydi anlaşılan.


İkisi de cihazlarını geri çekerken sessizdiler. Aralarına girilmesinden hoşlanmamış gibiydiler.


Shizuku iç geçirdi.


“Onii-sama böyle istiyorsa yapacak bir şey yok.”


Stella da karşısı geri çekilince o da geri çekilip homurdanmaya başladı.


“Beton göğüs- Mmm~”


Fakat hemen Stella’nın konuşması Ikki’nin eli tarafından engellendi. Ikki, Shizuku'ya döndüğünde delici bakışlarla ona baktığını gördü. Sanki onun az önce ki davranışını anlamaya çalışıyor gibiydi.


Shizuku, Ikki’nin gücüne anlam veremese de, Ikki için mutluydu. Nasıl olduğunu bilmese de kardeşi güçlenmişti. Bundan daha iyi bir şey olabilir miydi ki?


Tam Shizuku bir şey soracak gibi göründüğünde…


Ikki vücudunun zorlanması nedeniyle bilincinin kapanmak üzere olduğunu fark etti. Tabi bilmese de bu zorlanmanın sadece vücuduyla değil ruhuyla da çok büyük bir alakası vardı.


Kendini kaybetmeden önce en son duyabildiği iki şaşkın ve endişeli ses oldu.



Ikki bilinci açıldı. İlk başta neler olduğunu hatırlamak için zihnini çalıştırdı. Sonrasında ise en son olanları hatırlayınca iç geçirdi.


‘Bu vücut hala çok zayıf. Gerçi… Bu kadarını bile kullanması yeterince iyi.’


İç geçirirken bir anda hissettiği şeyle duraksadı.


‘Bu… Büyü gücü? Hem de bu kadar fazla!’


Ikki şaşkınlıkla vücudunda büyü gücü hissetti. Normalde çektiğinden neredeyse yüz kat daha yoğundu. Vücudu bu kadar büyü gücünü tutabilmesi bile büsbütün şaşırtıcı iken sanki büyü gücü onun vücuduna girmek için bir çeşit uğraş içinde gibiydi.


Garip fenomen Ikki’yi tamamen şaşkına çevirdi, mevcut durumu kavramada oldukça hızlıydı. Hemen Nada için kullandığı özel gelişim metodunu kullandı ve onu Nada enerjisine çevirmek için ruhunun yardımını kullanıp vücuduna yaydı.


Büyü gücü o kadar fazlaydı ki Vücut aleminin ilk kısmını hızlı bir şekilde tamamladı. İlk alemin tamamlanmasının ebaresi olarak vücudu mor bir parıltı yaydı. Bu anlık parıltının ardından ise Ikki acı çekmeye başladı. Nada zorla vücudundaki hücrelerin gen yapısını değiştiriyordu.


Değişen hücreler oldukça acı verici bir deneyime sebep olsa da Ikki bu durumu bayaa fazla yaşadığından onun için sinek ısırığından farksızdı.


Acı hissi tüm vücudunu çevrelerken geçmesi birkaç saati buldu. Gözlerini araladığında garip bir şekilde kendini daha rahat hissediyordu.


‘Huh… Vücudum artık Nada kullanırken zorlanmamalı. Değil mi?’


Vücudunun değişimlerini incelerken gülümsedi. Vücut alemine rahat geçişi sayesinde Nada’yı kullanırken daha rahat olabilirdi.


Vücudu artık Nada’yı sorunsuzca depolayabilir, buna uygun bir şekilde de herhangi bir enerji türünü özümseyip Nada’ya çevirebilirdi. Bu da ona teorik bağlamda büyük bir dayanıklılık veriyordu. Saldırılara karşı büyük koruma!


Bunu düşünürken kısa bir süre sonra iç geçirdi.


‘Ne yazık ki böyle yürüyeceğini sanmıyorum. C veya üstü birini ele geçirsem muhtemelen bu gezegende yenilmeze yakın bir vücut geliştirebilirdim. Fakat Ikki’de… Biraz sıkıntı.’


Her ne kadar konakçı ruhumuz, Ikki’nin çabasını takdir etse de büyü gücünün düşüklüğü vücudun kalitesine de etki ettiğini düşünüyordu. Neyse ki mevcut alemi sayesinde bu kalitesizlik durumundan kurtarabilirdi.


Fakat hala özenli bir şekilde çalışması gerekiyordu.


Bunu düşünürken sesli bir iç geçirdi, gözlerini araladı ve onun yanında uyuya kalmış Shizuku’yu gördü.


‘Bu küçük dahi sayesinde atılım yapabildim. Ne büyük bir kardeş sevgisi…’


Masumca yatan Shizuku’yu görünce yüzünde bir tebessüm belirdi. Yine de en ufak kımıldamadı. Bunun yerine etrafına bir bakış attı.


‘Anlaşılan odamızdayım. Stella beni nasıl böyle bırakıp gitti ki?’


Merakla düşünürken, kapının açılma sesini duyması bir oldu. Sonunda beklenilen kızıl saçlı prenses gelmişti.


Onun uyandığını görünce yüzünde aniden sevinçli bir ifade belirdi.


“Ikki uyanmışsın!”


Sevinçli sesi yanında yatan Shizuku’yu da uyandırdı.


“Onii-sama?”


Gözlerini ovarken onun uyandığını görünce yüzünde mutlu bir ifade belirdi. Onların bu tavrını ister istemez garipsemeden edemedi.


“Neler oldu? Benden sonra kavga etmediniz değil mi, Stella-san, Shizuku?”


Stella ve Shizuku kafasını iki yana salladı. Bu da aklını daha da sorularla doldurdu. Neyse ki soruları olduğunu gören Shizuku direkt cevapladı.


“İki gündür baygınsın Onii-sama.”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44615 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr