Bölüm: 12 Parça: 2

avatar
1056 0

My Sunshine (Silent Seperation) - Bölüm: 12 Parça: 2


                                                                      Çevirmen:    Wkeey

 

 


Gözlerini açtığında saat sabah 10 olmuştu. Yi Chen'i yatakta görmeyince, heyecanla yataktan kalktı giyindi ve odadan çıktı. Yi Chen ve Bay He içeride satranç oynuyordu.

 


Mo Sheng biraz gerginde ''Amca'' diyerek Bay He'yi selamladı. O da gülümseyerek başını salladı karşılık verdi.

 


Mo Sheng Yi Chen'in yanına gelerek durumdan şikayetçi bir halde:'' Neden beni kaldırmadın?''

 

''Ah ah.'' Mo Sheng piyonu hareket ettirdi, satranç tahtasına odaklanmıştı. Ardından zoraki ve lakayt edayla elini kaldırdı:'' Mutfağa git ve teyzeye yardım et.''

 


Mo Sheng mutfağa doğru baktı, teyze içeride sofra hazırlamayla meşguldü:'' Tamam.''

 


Mo Sheng mutfağa girdiğinde, Bayan He gülümseyerek onu karşıladı.:'' Xiao Sheng kalktın mı? Yattığın yeri yadırgadın mı dün gece?''

 

Mo Sheng başını salladı Muhtemelen en son uyanan O'ydu nasıl yerini yadırgamış olabilir ki:'' Teyze, yardım edeyim.'' Teyzenin elinden bıçağı alarak, eti ince ince doğramaya koyuldu.

 


Bayan He, hem Mo Sheng'le sohbet ediyor hem de sebzeleri yıkıyordu. Mevcut aile geleneği üzerinde sohbet ederlerken, aklına bir şey geldi ufak bir nara att:'' Aiyaa'' Mo Sheng'e sormak istediği ama unuttuğu bir meseleyi hatırladı:'' Oh! Nasıl bu kadar dalgın olabiliyorum! Xiao Sheng, senin ailen de bu şehirde yaşıyor değil mi? Bir akşam yemeğinde buluşmamız ne zaman mümkün olabilir?''

 


''Babam..........''

 


''Mo Sheng!''

 


Yi Chen mutfak kağısında göründü,yüzü biraz solgun alt çenesi ise sımsıkı kilitliydi.

 


''Bu çocuk! bir anda ortaya çıkar ve ödümüzü patlatır.'' Bayan he, elini göğsüne götürdü.

 


''Mo Sheng, ceketimi nereye koydun bulamıyorum.''

 


''....Oh.'' Mo Sheng ellerini yıkadı ve yatak odasına geçti.

 


Ceket yatağın yan tarafındaki raftaydı, yatak odasına girerken pekala göze çarpabilecek şekilde ortalık yerdeydi. Mo Sheng rafın önünde dikiliyordu, şaşkın vaziyetteydi.

 


Yi Chen arkasından geldi, uzandı ve elindeki ceketi aldı.

 


Sakin ses tonuyla:'' Hayal gücünün taşkınlık yapmasına izin verme, kontrolü elinde tut. Seni yargılamalarını istemiyorum. Mo Sheng benden daha fazla inançlı olmak zorundasın.''

 

 

Yi Chen'in acıklı ses tonu Mo Sheng'i hüzünlendirmişti.

 


''Yi Chen.....''

 


''Kafan biraz karışık ve dağınık haldesin, çok kafana takma, çok fazla düşünme.''

 

 


Mo Sheng ona baktı:'' Ama benim baş belası olduğumu düşüneceksin.''

 

Yi Chen kibarca başına dokundu:'' En azından kendini tanıyorsun, gerçekten baş belasısın.''

 


''Hadi yemeğe gidelim, Teyze sofrayı kurmuştur.''

________________________________________


Yemek esnasında, Bayan He tekrar ailesini sordu. Babasının öldüğünü annesinin de gurbette olduğunu söyledi. Bayan He, iç çekti konuyu uzatmadı. Yemekten sonra herkese, beden ve zihin sağlığı için kayda değer katkısı olan mahjong oyununu oynamayı önderdi. Maalesef kimse ilgi göstermedi, Bay He kestirmek istediğini söyledi. Yi Mei, Zhang Xu ile dışarıya çıkıp gezeceğini söyledi.

 


Yi Chen dün gece çok az uyumuştu, o da eksik kalan uykusunu tamamlamak istedi. Mo Sheng sabah geç uyanmıştı doğal olarak uykulu hissetmiyordu. Yi Chen uyurken o da eskilere göz atmayı kararlaştırdı.

 


Eski bir sınav kağıdı Mo Sheng'i uzun süre oyalayabilirdi. O zamanlar el yazısının nasıl olduğuna dikkat kesildi. Yanlış cevapladığı sorulara baktı. Aynı zamanda Yi Chen tarafından yazılmış makaleleler de vardı. Mo Sheng hepsini tek tek okudu, inceledi. Yi Chen, eleştirel makalaleleri çok başarılı yazardı ve aldığı notlar 90'ın üzerinde olurdu, Mo SHeng ise 60 civarlarında puan alırdı, bir keresinde çok çalışmış olsaydı 70 puan bile alabileceği olmuştu.. Bu durum karşısında bir miktar kıskançlık hissi belirdi içinde. Allahtan ki, Yi Chen'in betimsel makalaleleri o kadar iyi değildi bu yüzden biraz rahatladı.

 

 

Yi Chen kalktığında, ahşap zeminde yerde oturan Mo Shengi gördü yalandan bir öksürükle dikkatini çekti:'' Mo Sheng özelimi mi istila ediyorsun?''

 

'' Yi Chen uyanık mısın?'' Mo Sheng başını kaldırdı bakışlarında biraz utanmışlık hissi belirdi merakla:'' Zamanımı iyi geçirebilmemi sağlayacak başka şeyler var mı önerebileceğin?''

 

Mo Sheng geçmişe ait olan bu antika sayılabilecek anı niteliğindeki şeylere bakmaktan keyif alıyordu. Yi Chen kahkaha attı onu kendisine çekti:'' Yerde oturma.''

 

''Teyze neden tüm bunları saklıyor?''

 

Mo Sheng Yi Chen'e eski bir fotoğraf uzattı:'' Bu fotoğrafta kaç yaşındasın?'' Fotoğrafta Yi Chen oldukça genç ve yakışıklı görünüyordu üzerinde Yi Zhong okulunun üniformasını giyiyordu elinde de bir ödül tutuyordu.

 

 

''Muhtemelen birinci sınıfta katılmış olduğum Uluslararası Fizik Olimpiyatları.''

 

''Fizik? Sen hukuk okumuyor muydun?''

 

''Evet de bu fotoğraf liseye ait. Lise de fen bilimleri okudum.''

 


''Eğer Yi Zhong'da okuduğunu bilseydim, oraya da gelirdim.'' Mo Sheng fikrini değiştirdi:'' Yok yok o okula gelseydim muhtemelen evim uzakta olduğu için, bir de erken kalkmakta zorlandığım için okulda devamlılık gösteremezdim.''

 


''Daha fazla fotoğraf var mı?''

 


Yi Chen dolaptan içinde üç beş fotoğraf olan bir albüm daha çıkardı.:'' Çok fazla yok çünkü benim ailem fotoğraf çekmeyi sevmezdi.''

 


Fotoğraf albümü çok nostaljikti. Öyle ki albüm kapağı gelip geçen uzun yılların etkisinden sararıp solmuştu. İlk sayfayı açtığında üzerinde 'Yi Chen üç aylık' yazan bir bebek fotoğrafı gördü.

 

 

Foroğraftaki bebek gösterişli, sevimli ve oldukça cingözdü. Mo Sheng bir süre o fotoğrafa baktı durdu, sonra bir şeyi fark etti:'' Yi Chen, ciddiyet sana doğuştan gelen bir özellik galiba.''

 

'' Bir bebek belirgin şekilde yüz ifadesine sahip değildir.''

 


''Peki! Babam küçükken ne zaman kamerayı görsem gülmeye başladığımı söylerdi.''

 


Albumun geri kalan tarafı grup fotoğraflarından oluşuyordu. Genç bir kadın omzuna küçük bir çocuk almış, yanında da kocası oturuyor ve gülümsüyorlardı. Teknoloji o dönemler çok geri olsa da, genç adamın karizması ve kadının yaşam sevinci dolu ifadesi fotoğrafa yansıyordu. Yi Chen babasına çekmiş gibi görünüyordu.

 


Mo Sheng bir tanesini bile es geçmeden bütün fotoğraflara baktı Başını kaldırdı ve Yi Chen'e baktı.

 

 

''Ben iyiyim.'' Yi Chen albümü elinden aldı:'' Çok uzun zaman oldu her şey geçti.''

 

 

Mo Sheng:'' Onları görmeye gideceğiz tamam mı?''

 


'' Qingming Festivaline kadar bekleyelim.'' Yi Chen sanki üzerinde yavru bir köpek debelenmiş gibi görünen saçlarını okşadı:'' Saçların uzayıncaya kadar bekle, tipsiz bir gelini kimse kabul etmez.''

__________________________________________________

Noel tatili çok uzun değildi. Çoğunlukka Bayan He, Mo Sheng'i mahjong oynamaya zorlardı ama ne rezalettir ki bir kaç günlük deneyime rağmen kendini bir türlü geliştiremedi. Masadaki mahjong taşlarına baktığında, elinde olan taşların ne olduğunu hep unuturdu. Kendi taşlarına baktığında ise, çıkan taşların hangileri olduğunu unuturdu.

 


Yi Chen başını salladı derin bir nefes aldı, böyle beceriksiz bir karısı olduğu için tasalanmalı mıydı?

 


Yarın A şehrine döneceklerdi, Mo Sheng gece uyumakta epey zorlandı.
Yi Chen kollarının arasına çekti, orada da iki üç defa döndü durdu.

 


''Ne düşünüyorsun?''

 


''Yi Chen, sana daha önce annemden bahsetmiş miydim?''

 


Yi Chen elini omzuna yasladı:''Hayır.''

 

 

'' Annemle babamın çok acayip ilişkileri vardı....'' Tüm detayları hatırlamak adına bir süre duraksadı, devam etti:'' Ben küçükken, her zaman annem olmamış gibi hissederdim. Bunun nedeni ise babamdı, fakat o zamanlar bunu kafama takmazdım. Ancak babamın başına gelen hadiseden sonra Amerika'da yaşıyordum o yılların başında annemle tüm bağlantım koptu. Eski bir sınıf arkadaşım, babamın intihar etmeden bir ay önce annemle boşandıklarını söyledi. Aslında babamın hapishanede intihar etmesinin nedeni, annemin de bu suçla ilişkili olmasındandı, babam onu bu suça alet etmek istemedi tüm suçu kendisinin olarak lanse etti ve ardından intihar....''

 

 

Bu kanaate vardığı ilk anlarda çok fazla yıpranmış, solmuştu, ses tonu oldukça depresifti.:'' Problemleri olduğunu biliyordum ama asla bu radde geleceğini düşünemezdim.''

 

 


Bedenini inceden bir titreme kapladığını görünce Yi Chen sarıldı:'' Geçmişi bu kadar düşünme.'' Yi Chen özünde belagatli biridir fakat insanları teselli etme konusunda iyi olduğu söylenemez. Tek yapabildiği küçük bir çocuğu avutuyormuş gibi sırtını sıvazlamak oldu.

 

 

Mo Sheng de aynısını hayal etti, kendisi küçük bir çocuktu, teselliye avuntuya ihtiyacı vardı, Yi Chen'de o çocuğu teseli ediyordu. O an bu şekilde hayal edince gülümsedi:'' Üzgün değilim, artık gerçekten mutlu olduğuma ben de inanıyorum. Sadece annem yeni yılı tek başına nasıl geçirdi bunu düşünüyorum.''

 

 

Yi Chen derin derin tavana baktı bir şeyler planlıyor gibiydi:'' Bu kadar kafana taktıysan, yarın sabah onu görmeye gidelim.''

 

 

''Ah.'' Mo Sheng'in uykusu gelmişti. Başını Yi Chen'in göğsüne gömdü, yorgun sesiyle:'' En sonunda ona, ben iyiyim diyebilmek....''

________________________________________________

Ertesi sabah Mo Sheng ve Yi Chen gönülsüz şekilde, Bay He ve Bayan He'yle vedalaştı. Yi Mei ve Zhang Xu'nun önemli işleri vardı onlar da bir gün önecen ayrılmıştı.

 


Y şehrinden ayrılmadan önce, Qing He kasabasını ziyaret ettileri. Bu kez de şansları yaver gitmemişti. Mo Sheng bir çok kez kapıyı çaldı, kimse cevap vermedi.

 


''Biraz daha beklemek ister misin?''

 

 

Mo Sheng başını salladı:'' Boş ver, gidelim.''

 


Bu eski binanın merdiven basamakları yüksek ve dardı. Merdivenlerden inerken Mo Sheng bir kaç deneyiminden bahsetti:'' Bu merdivenlerden inerken ağır ağır hareket etmelisin, aksi halde birilerine toslayabilirsin.''

 

 

Yi Chen alaycı ifadesiyle:'' Sen kaç defa birilerine tosladın?''

 


''....................... şükür ki bir kaç defa oldu sadece.''

 

 

Aslında onlarca defa demek istemişti. Etrafına dikkat etmeden salla pati yürümek onun kötü alışkanlıklarından sadece birisiydi. Yi Chen avurt bölgesine dokundu, bir doktor gibi kontrol etti:'' Oh, neyse ki iki tarafta sağlam.''

 


Mo Sheng suratını ekşitti.

 

Arabanın içinde otururken, Mo Sheng arkaya, bu eski binaya tekrar baktı kalbinde ağır bir yorgunluk hissi vardı. Bu defa da onu bulamamıştı. Aslında anne-evlat olmalarına rağmen aralarındaki kader her zaman sığdı.

 


Araba hareket etmeye başlamış ağır ağır ilerliyordu bu esnada Mo Sheng camdan dışarı bakıyordu, birden çığlık attı:'' Yi Chen, arabayı durdur.''

 

 

Yi Chen frenledi, lüks araç saniyesinde üzerinde bulunduğu zemine yapıştı. Mo Sheng kapıyı açtı ve geri doğru koşmaya başladı. Yi Chen arabadan çıkmadı, dikiz aynasından zayıf, orta yaşlı bir kadın gördü.

 

 

Birden ruhu çalkalanmıştı, sigara yakmak için cebine uzandı, sigarası kalmamıştı. En son, bağımlısı olmadığı için, sigarayı tamamen bırakma kararı aldığını hatırladı, doğal olarak sigara almamıştı. Gözlerini kapattı, derin bir iç çekti ve koltuğa yaslandı. Ardından, radyoyu açtı sakin müzikler yavaş yavaş hararetli düşüncelerini kafasından atmasını sağladı.

 


Kaç defa piyano enstrumanına ait olan bu parçayı dinlemişti kim bilir.. Kendini çalan müziğin büyüsüne bırakmışken Mo Sheng'in arabanın camına vurduğunu, arabadan inmesi için one seslendiğini gördü.

 


''Anneme evlendiğimi söyledim. Onunla tanışmak ister misin?''

 


Yi Chen sadece başını salladı, konuşmadı.

 

 

Karşıdan, Mo Sheng'in annesi Pei Fang, kızını ve yanındaki boylu boslu adamı kendilerine doğru gelirken pür dikkat gözledi. Görme duyusu çok iyi değildi, net şekilde göremiyordu fakat sezgileri bu adamın gözde ve seçkin biri olduğunu söylüyordu. Xiao Sheng'in iyi bir zevki vardı.

 

 

Ama..... Pei Frang'ın yüzü düştü, Xiao Sheng kocasının adının He Yi Chen olduğunu söylememiş miydi?

 


Bu isim neden bu kadar tanıdık geliyordu?

 


Daha dikkatli bakmaya çalışırken, Yi Chen karşısına geldi. Pei Fang şimdi daha net görüyordu. Frapan bir edası vardı.

 


Mo Sheng ikisini tanıştırdı.

 

''Annem.''

 


''Bu sana bahsettiğim Yi Chen.''

 


Yi Chen herhangi bir nezaket emaresi sergilemeden:'' Merhaba.''

 

 

Pei Fang'ın düşünceli bakışları onun üzerindeydi, huzursuzluğu artmıştı. Zoraki gülümsedi:'' Demek sen He Yi Chen'sin? Xiao Sheng'in üst düzey damak tadı varmış.''

 

 

''Ah annee.'' Mo Sheng utandı.

 

 

Konuşacak bir şey bulamadılar, Mo Sheng'de konuşma gayreti göstermedi. Bir kaç tanışma cümlesi klişeleri dışında bir şey konuşulmadı.

 


Mo Sheng:'' Yi Chen, yanında iş kartvizitlerinden var mı?''

 


''Evet, arabada var. Alıp geleyim.''

 


Kartın arkasına kendi numarasını yazdı doğruca annesine verdi:'' Bu benim iletişim bilgilerim, bana ihtiyacın olursa, buradan ulaşabilirsin.''

 

 

Pei Fang kartı aldı ikisine doğru baktı:'' Anlaşılan ikinizin de acelesi var, ben sizi oyalamayayım.''

 


Mo Sheng biraz tedirgin oldu, ardından:'' O zaman biz gidelim.''

 

 

Aceleyle annesine hoşça kal dedikten sonra, arabaya bindi. Mo Sheng daha iyi görünüyordu:'' Bu umduğumun en iyisiydi.'' Sekiz yıldır hiçbir şekilde bağlantı kuramamıştı. Bu nazik ve sevecen buluşmanın ardından Mo Sheng epey rahatlamıştı.

 

 

Yi Chen söylediklerine kulak asmadı. O şimdi, Pei Fang'ın kendisine kuşkucu gözlerle bakışını sorguluyordu kafasında.. Bu düşünceler onu kuruntuya düşürüyordu-----Pei Fang bir şeyleri mi hatırlıyordu?

 

 

Mo Sheng Yi Chen'in bir süre arabayı çalıştırmadığını ayıktı. Ne düşündüğüne dair bir yorumu yoktu, elbisesinin kolundan asıldı:'' Şoför Yi Chen, dünyaya döndünüz mü?''

 


Mo Sheng canlı ve gülümser ifadeyle ona bakıyordu. Bu sureti, onu dalıp gitmiş olduğu kuruntuların içinden çekip aldı, başına ağrı girdi. Neden birden, kendisinde baş ağrıları yaratacak türden birisinin, eskide olduğu gibi yine kendisine dadandığı hissine kapılmıştı?

 


Leoparların vücudundaki beneklerini değiştirmeye kudreti olmadığı doğru muydu?

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr