Bölüm 131.1 : Onun İçin Öylece Ölmek... (1)

avatar
5509 13

Heavenly Jewel Change - Bölüm 131.1 : Onun İçin Öylece Ölmek... (1)


Çevirmen : Clumsy 

 

Yoğun soğuk ve şeytani aura, Fei’er’in bedenini işgal etti. Sonsuz Aziz Alevlerin ve Cennetsel Enerjisinin korumasına rağmen sayısız yolla içine işleyen soğuk, nefes alışını tamamen engellemek üzereydi. Bunu ani bir ısı takip etmiş ve ikisinin karışımı Shangguan Fei’er’in kan akışını dengesizleştirmişti. İçsel enerjisinin alt üst oluşu yüzünden kan kusmak üzereydi.

 

Eğer Zhou Weiqing’e sarılmaya devam ederse, ölen yalnızca Zhou Weiqing olmayabilirdi, çünkü yere birlikte ilerliyorlardı.

 

Yoğun baskı altındaki Shangguan Fei’er, o anda güçlü uyum sağlama yeteneğini ve hızlı düşünebilme yetisini kullandı. Bileğini yarı bükerek Zhou Weiqing’i tüm gücüyle yukarı fırlattı. Sonra da o aynı seviyeye inene kadar ivmesini ayarlayarak dengesini geri kazandı ve uçmaya başladı.

 

Bu sarılma-fırlatma döngüsü sayesinde ‘uçmaya’  ve alçalmaya devam ediyorlardı. Sonsuz Aziz Alevler, Shangguan Fei’er’i tüketiyordu ve Zhou Weiqing’in bedeninden yayılan iki farklı enerji de Fei’er’i düzenli olarak yiyip bitiriyor, inanılmaz bir acıya yol açıyordu.

 

Shangguan Fei’er, yere elli metre kalmışken Weiqing’i son bir kez daha havaya attı. Hemen sonrasında bir meteor şeklinde yere, Weiqing’in ineceğini düşündüğü noktaya indi. Ellerini kaldırdı ve Rüzgar Nitelikli Cennetsel Enerjisini katılaştırarak Zhou Weiqing’in bedenini yakaladı.

 

Weiqing’i başarıyla yere indirebildiğinde dayanma limitlerini fazlasıyla aşmıştı. Ufak bir çığlık attı, bir ağız dolusu kan kustu ve yere yığılarak zar zor nefes almaya başladı.

 

Sonsuz Aziz Alevlerini ilk kullanımında bedeni bir miktar zarar görmüştü. Şimdi bir kez daha tekrarlamış ve Zhou Weiqing’in soğuk-sıcak ‘saldırısı’ da eklenince ciddi şekilde yaralanmıştı. Hayatı boyunca ilk defa bu kadar kötü durumda olduğu söylenebilirdi.

 

Ama şu anda kendisini iyileştirmeye yeltenmiyordu bile. Endişesi, telaşı ve kalbindeki acı, gözlerinden akan yaşlara çevrilmişti.

 

“Küçük Şişman… Küçük Şişman… Hata ettim… Ne oldu sana? Lütfen korkutma beni… uyan! Küçük Şişman…” Shangguan Fei’er ona dokunmaya cüret edemiyordu ve tek yapabileceği kulaklarına fısıldamaktı.

 

Bedenine dokunmadığı halde yoğun ve zıt auraların etkisini hissedebiliyordu.

 

Kuzeyde büyüyen bitkiler oldukça dayanıklı olurdu ve düştükleri yerde de bol miktarda bitki ve ağaç görünüyordu. Ancak Zhou Weiqing’e en yakın olan iki ağaç kurumaya başlamıştı. Yaydığı iki auranın ne kadar korkunç olduğunu buradan anlayabilirdiniz.

 

Zhou Weiqing’in vahşi nöbeti bir anda daha da yoğunlaştı ve bir ağız dolusu kan kustu. Kustuğu kan, ilginç bir şekilde bir ok misali elli metre öteye ulaşmış ve ortama sıcak-soğuk karışımı bir hava katmıştı. Zhou Weiqing, bu hareketten sonra tekrar yere yığıldı ve titremeye devam etti.

 

“Neden oluyor bunlar? Bunu yapmak istememiştim Küçük Şişman, hatalıyım… Lütfen kendine gel… eğer düzelirsen ne istersen yapacağım.” Shangguan Fei’er dişlerini sıkarak Zhou Weiqing’i kucaklamaya yeltendi. Artık kendi güvenliğini ya da Weiqing’in tamamen çıplak kalışını umursamıyordu. Onu tutarak Cennetsel Enerjisini aktarmaya başladı ve sıcak-soğuk auranın kendisini sarmasına izin verdi.

 

Sıcak-soğuk hava fazlasıyla boğucuydu ve etkileriyle sırasıyla yüzleşen Shangguan Fei’er, daha fazla kaldıramayacağını hissediyordu. 6-Cevherli yetişim seviyesi bile bu ikili sıcaklık işgaline direnemiyordu.

 

Yine de vazgeçmedi ve dişlerini sıkarak Weiqing’i kucaklamaya devam etti. Her şeye kendisinin sebep olduğunu düşünüyordu. O Zhou Weiqing’e dokunurken bile bu kadar acı çekiyorsa… Zhou Weiqing nasıl bir acıyla boğuşuyordu?

 

Şu anda Shangguan Fei’er’in tek yapmak istediği, Zhou Weiqing’in omuzlarındaki yükü hafifletmek ve acısını paylaşmaktı. Birazı suçluluktan kaynaklanan bu isteğin esas nedeni ise kalbindeki acıydı. Onun için bir şeyler yapabilme isteğiyle bedenini sımsıkı sarıyordu, onu istemsizce bırakmaktan korkuyordu.  

 

Onu bırakamam, bu ondan sonsuza dek ayrılmak anlamına gelebilir.

 

Artan acıyla baş eden Shangguan Fei’er, kendi kıyafetlerinin de sıcaklık değişimleriyle parçalandığını fark etmedi. Sinir sistemi uyuşmuştu ve meridyenlerindeki hasar yüzünden ağzından akan kanlar Zhou Weiqing’in göğsüne damlıyordu. Yoğun iki sıcaklığın farkı yüzünden kanı soluk bir kırmızılığa ulaşamadan havaya karışıyordu.

 

Gerçekten ona aşık mı oldum?  Shangguan Fei’er’in bedeni uyuşmuş olsa da zihni oldukça berraktı.

 

Evet… Galiba ona aşık oldum… ama… o Bing’er’in erkeği… uzun zamandır ayrı kaldığım kardeşimin kocasını nasıl çalabilirim!

 

Belki… hayatta kalmasına yardım edebileceksem, onun için böylece ölmem… en iyi sonuç olabilir. Buna değer.

 

Eğer… eğer birlikte ölmek zorundaysak… Buna da razıyım.

 

Yanaklarına iki gözyaşı süzülen Shangguan Fei’er, ağzını açtı ve Zhou Weiqing’in omzunu ısırdı. Gözlerini kapatarak kalbindeki duygulara ve acıya odaklanmış, bedeninin durumunu görmezden gelmişti.

 

Bu kararlılığa erişmiş olan Shangguan Fei’er, kavrayışını gevşetmedi. Teni Zhou Weiqing’inkini takip ediyor, sırasıyla kırmızı ve beyaza çevriliyor, güzel saçları griye dönüyor ve yaşam enerjisi tükenmeye başlıyordu.

 

Zhou Weiqing’in bedenindeki gelişmeler gerçekten de Shangguan Fei’er’in havadaki hareketleri esnasında başlamıştı. Ama sebebi Fei’er değildi, Weiqing'in bedeninde halihazırda ilerlemekte olan bir şey mevcuttu.

 

Zhou Weiqing, havada yuvarlanırken tüm bedeninin ısınmaya başladığını hissetmişti. Aniden ve sert bir şekilde gelen sıcaklık, bedeninin her köşesini teslim almış ve teninden başlayarak iç organlarına kadar erişmişti.

 

O anda aklına gelen şey Katılaşmış Ejder Ruhuydu. Sonra da Shen Bu’nun gönderdiği Yeşil-Altın Alevleri ve öylece emilişlerini düşünmüştü. Bunu kendi iradesiyle başarmış olamazdı… ve bunun tek makul açıklaması da Katılaşmış Ejder Ruhuydu.

 

Ejderhalar Ateş ve Hayat Nitelikli olurdu ve Weiqing’in karşılaştığı Ejderha da Cennetsel Tanrı Aşamasıydı. Onun Katılaşmış Ejder Ruhu, Ateş Nitelikli Yeşil-Altın Alevlerin emilişini kolaylıkla açıklayabilirdi.

 

Ama… içinde neden bir sıcaklık yükseliyordu ki? Neler oluyordu? Yaşlı Xing Katılaşmış Ejder Ruhunun ancak 9-Cevherde aktive olacağını söylememiş miydi?

 

Zhou Weiqing tam bu belirsizlikle boğuşurken, bedenini soğuk ve şeytani bir aura teslim almıştı. Sıcağın ve soğuğun çarpışması da Zhou Weiqing’i tarifsiz bir acıya sokmuş, bedeninin kontrolünü yitirmesine yol açmıştı. Shangguan Fei’er’in Weiqing’i gördüğü durum buydu.

 

Aslında olanların tek suçlusu Zhou Weiqing’in bedeniydi.

 

Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanının kanını miras alan ve özü olan siyah inciyi yiyen Weiqing, onun güçlerini kazanmaya ve güçlenmeye başlamıştı. Ayrıca Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanı sayesinde pek çok kez ölümden kurtulmuştu, Ölümsüz İlahi Teknik yüzünden ölmesini engelleyen de yine bu mirastı. Eğer Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanı olmasaydı, ilk Ölüm Akupunktur Noktasını açmaya çalışışında ölmüş olabilirdi.

 

Katılaşmış Ejder Ruhu ise güçlü bir Ejderhadan geliyordu. Tanrı Aşaması olan Ejderha, rütbe anlamında Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanıyla başa baştı ve hangisinin daha güçlü olduğunu söylemek çok zordu.

 

Zhou Weiqing’in tenine işlenmiş olan Katılaşmış Ejder Ruhu, 3. Aşama Cennetsel Shen Enerjisiyle birlikte bedeninde belirmeye başlamıştı.

 

Aslında Xing Tianyi’nin muhakemesi hiç de yanlış değildi. Normal şartlar altında Zhou Weiqing’in Katılaşmış Ejder Ruhunu aktive etmesi için 9-Cevhere ulaşması gerekecekti.  

 

Ne yazık ki bugün gerçekleşen tesadüfler ve şartlar, işleri büyük ölçüde değiştirmişti. Zhou Weiqing’in tahminleri doğruydu. Shen Bu’nun gönderdiği Yeşil-Altın Alevleri emen şey, Zhou Weiqing’in derisinin altında gizli olan Katılaşmış Ejder Ruhuydu. Ejderhalar Ateşin Atalarıydı ve onlarınkinden güçlü bir ateş olamazdı. Zhou Weiqing de Katılaşmış Ejder Ruhunu alarak dünyadaki hemen hemen tüm ateşlere bağışıklık kazanmıştı.

 

Yeşil-Altın Alevler, Katılaşmış Ejder Ruhu için bir takviye niteliği görmüş ve Weiqing’in bedeninde emilmişti. Daha isabetli konuşmak gerekirse, alevleri emen Katılaşmış Ejder Ruhu olmuştu.

 

Yeşil-Altın Alevler, Shen Bu’nun en güçlü saldırısıydı, nihai bir Yetenekti ve kız 7-Cevhere ulaşmak üzereydi. Haliyle bu alevler, Katılaşmış Ejder Ruhu için güzel bir takviye olmuştu ve bunu emen Katılaşmış Ejder Ruhu, bu enerji aracılığıyla kendisini yenilemişti.

 

Aslında Katılaşmış Ejder Ruhunun Uyanışı, Zhou Weiqing’in Cennetsel Enerjisine ve Yaşam Gücüne bağlı olmalıydı. Tabii ki bu şekilde ilerleyişi çok yavaş olacaktı ve Zhou Weiqing’e zarar vermeyecek şekilde gelişecekti. Mesela Zhou Weiqing’in Tükettiği Ateş Nitelikli Cennetsel Enerjinin bir miktarını emecek ama Zhou Weiqing’in bedenine bir zararı dokunmayacaktı.

 

Ancak Katılaşmış Ejder Ruhunun emdiği ve ‘sindirdiği’ Yeşil-Altın Alevler fazla kuvvetli olduğu için bir kısmı Weiqing’e geri dönmüştü. Zhou Weiqing’in bu denli ısınmasının sebebi de buydu.  

 

#Bir şey geliyor dedim ama cidden büyük bir şey geldi! 
Zhou Weiqing'in ateşe karşı bağışıklık kazanması demek, Ateş Nitelikli Cevher Ustalarına karşı çılgın bir üstünlük kurabilir demek oluyor! 
Bir de Katılaşmış Ejder Ruhu uyandığında ilginç Yetenekler çıkacaktı. Peki bir Yetenek Uyandırıyor muyuz sizce? 
Okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr