Bölüm 127.1 : Zhou Küçük Şişman Erkeklerden mi Hoşlanıyor?! (1)

avatar
5354 8

Heavenly Jewel Change - Bölüm 127.1 : Zhou Küçük Şişman Erkeklerden mi Hoşlanıyor?! (1)


Çevirmen : Clumsy 

 

Shen Yi, en sonunda bir Tabur Komutanı olmaya değer olduğunu kanıtladı ve kritik durumdayken ordusuna seslendi: “Birinci Ağır Süvari Bölüğü, yaylar!”

 

ZhongTian İmparatorluğunun Ağır Süvarileri, tüm kıtanın en iyi donanımlı ordusuydu ve her şekilde dövüşebilirlerdi. Üç yüz yard mesafe oldukça fazlaydı ve Emsalsiz Tabur askerlerinin yaklaşması zaman alacaktı. Haliyle iyi eğitimli süvarilerin uyuşukluklarından kurtulup yaylarını çekmesi için vakit vardı. Zaten kalkanları sol kollarına takılıydı ve bu, okçuluklarını etkilemezdi.

 

Peki Zhou Weiqing böyle bir şeye izin verir miydi? Eğer planı sadece iki ok atmak olsaydı boş yere tepeden aşağı atlamazdı. Sonuçta bu kuvvet ve okçuluk yeteneğine sahipken üç yüz yard neydi ki?

 

O anda Zhou Weiqing’in ağzından güçlü bir kükreme duyuldu ve etrafını krallara layık bir aura sardı. Gözleri kanlandı ama garip bir şekilde bedeni değişmedi. Şeytani Değişim Aşaması üzerindeki kontrolü giderek gelişiyordu ve artık tamamen Şeytani Değişim Aşamasına girmeden de aurasını kullanabilir hale gelmişti.

 

Hatta bedeninin yalnızca tek bir parçasını Şeytani Değişime sokma şansına da sahipti. Tabii ki tüm bu ilerlemelerin kaynağı Cennetsel Şeytan Tarikatından aldığı Şeytani El Kitabıydı. Şeytani El Kitabı, Şeytani Nitelik konusunda bir hayli yardımcı olmuştu. Zhou Weiqing, bu sayede hem Şeytani Değişim Aşaması üzerindeki kontrolünü arttırmış hem de Şeytani Niteliğin ve Yeteneklerinin inceliklerini daha iyi kavramıştı.  

 

Kuvvetli kaplan kükremesi, koca dalgalar halinde her yere yayılıyordu. Süvarilerin atlarının, Hayalet Şeytan Atlarının bile karşı duramadığı bu Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanı aurasına karşı durabilmesi imkânsızdı.

 

Ağır Süvari askerleri ise uyuşukluktan zar zor kurtulmuş ve henüz yaylarını çekecek zamanları dahi olmamıştı. Zhou Weiqing’in kükreyişini işitmek kanlarını dondurmuş, atlarıysa hasat edilen buğdaylar misali yerlere serilmişti.

 

Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanı aurasını kullanmak, bir Bölük asker için yetmiş de artmıştı bile.  

 

Kuvvetli bir ses eşliğinde Shen Yi’nin atı da yere devrilmiş ve kız, atın altında kalmamak için kendini yan tarafa fırlatmıştı. Başını kaldırıp Zhou Weiqing’in kanlı gözleriyle buluşmaksa bedeninin kontrolsüzce titremesine yol açmıştı.  

 

Ağır Süvari askerleri, atlarının üzerinde son derece üstün ve yüce görünüyor olabilirdi ama atların yere yığılışı pek çok askerin altlarında kalmasına yol açmıştı. Ve hem atların hem de askerlerin ekipmanlarının ağırlığı, durumu oldukça acınası bir hale sokuyordu. Güçlerini toplayarak bir kez daha ayağa kalkabilmeleri büyük bir çaba gerektirecekti… ve bu süreç, Emsalsiz Taburun ulaşması için fazlasıyla yeterliydi.

 

Zhou Weiqing’in kükreyişi kendi haydutları üzerinde de bir hayli etkili olmuştu ama hedef olmadıkları için sıkıntı çıkmamıştı. Ayrıca koca bir Bölük Ağır Süvarinin yere yapışmış halini görmek, Zhou Weiqing’in imajını daha da yukarı çekmişti.

 

Bundan sonra yaşananlar ‘bakmaya dayanamayacağınız kadar korkunç’ olarak tasvir edilebilirdi. Emsalsiz Taburun haydutları uzun süredir biriktirdikleri öfkeyi boşaltmanın bir yolunu bulmuşken kibar davranabilir miydi hiç?

 

Eğer taraflar bir savaş alanında doğrudan karşılaşsaydı, Ağır Süvari Bölüğü Emsalsiz Taburdan korkmayabilirdi. Ama ne yazık ki en büyük avantajlarını yitirmişlerdi, yerde yatıyorlardı ve karşılarında onlara yaklaşan yüzlerce Fiziksel Cevher Ustası vardı.

 

Zhou Weiqing bile ağzı açık bir şekilde bakıyor, bir öküzün yetenekli bir kasap tarafından ele alınışını izliyordu. Hiçbir şey ziyan edilmeyecekti! Bu haydutlar soygun sanatında uzmandı ve 3-4 kişi bir araya gelerek bir Ağır Süvariyi tutuyor, beş nefeslik süredeyse askeri donuna kadar soyuyordu. Bu hız, bu çeviklik, bu yetenek... Tabii ki süvarilere biraz dayak atmayı da ihmal etmiyorlardı.

 

“Emsalsiz Tabur kardeşlerim, dinleyin, onlara belirgin bir zarar vermeyin ve sakın öldürmeyin. Bu bizim karımızı azaltır. Kazancımız olmadan müttefiklerimize nasıl el sürebiliriz, değil mi ama?” Zar zor toparlanmışken bunu duyan Shen Yi, neredeyse yeniden yere yığılacaktı. Ne demek ‘müttefiklerimize nasıl el sürebiliriz?’ Şu anda yaptıkları tam olarak bu değil miydi?! Kazanacak daha çok şey olsa herkesi öldürecekler miydi yani?

 

“Zhou Küçük Şişman, seni öldüreceğim!” Kılıcını eline alan Shen Yi, tüm gücüyle Zhou Weiqing’e hücum etti.

 

Bu Emsalsiz Tabur cidden cingözdü. Çevredeki haydutlar, kızın bileklerindeki 4 set Cennetsel Cevheri görünce hemen Tabur Komutanlarının arkasına geçtiler ve pek ‘cömert’ bir şekilde kızı Zhou Weiqing’in ellerine bıraktılar.

 

“Bana bırakın, bana bırakın… ne kaparsak bizimdi, değil mi? Bu kızın bedeni benimkine çok benziyor.” Orduda kız ve erkek zırhları arasında fark olmazdı. Tabii özel imalat zırhlar ve Birleştirilmiş Ekipmanlar için durum böyle değildi, cinsiyete göre farklılıklar yaratılırdı.

 

Az önce konuşan kişi de doğal olarak Shangguan Fei’er’di. Kaşla göz arasında Zhou Weiqing’i geçmiş ve deliye dönen Shen Yi’nin karşısındaki yerini almıştı.

 

Onu gören Shen Yi, elindeki kılıcı Shangguan Fei’er’e fırlattı ve kendisi için Birleştirilmiş Ekipman olduğu belli olan pasparlak ve alevli bir kılıç çıkarttı. Ani bir kükreyişle havaya sıçradı ve Shangguan Fei’er’in kafasına doğru hamle yaptı. Kılıcının alevleri neredeyse üç metreye ulaşmıştı.

 

Zhou Weiqing ise onlara bakmaya tenezzül dahi etmemişti. Shangguan Fei’er’in Shen Yi meselesini kolaylıkla halledebileceğini biliyordu, endişelenmesine hiç gerek yoktu. Bu esnada Derebeyi Yayını ortadan kaldırmış ve onun yerine Siyah Şafak Yayıyla yeni oklar ateşlemeye başlamıştı. Sakin bir şekilde, güçlü görünen ve karşı koymaya çalışan Ağır Süvari askerlerini hedefliyordu. Tabii ki hiçbirini öldürecek değildi ama okçuluğunun gücü sayesinde yüz düşmanı indirmesi gayet kolaydı. Şu anda tek amacı kendi taraflarından verilebilecek kayıpları engellemekti.

 

Shen Yi’nin var gücüyle yaptığı saldırıyla yüzleşen Shangguan Fei’er, küçümseyici bir humph eşliğinde alevlerle buluşmak için sıçradı. Ancak tam alevlere değecekmiş gibi görünürken bir bulanıklık eşliğinde Shen Yi’nin ardında belirdi. Shangguan Fei’er, bir kızın karşısında Zhou Weiqing’e kıyasla çok daha nazikti ve avcunu kızın boynuna yerleştirip acısız bir şekilde bilincini kapattıktan sonra kibar bir şekilde yere indirdi.

 

Shangguan Fei’er’in Emsalsiz Taburda rakipsiz olduğu söylenebilirdi, Zhou Weiqing bile onun gücüne yetişemeyebilirdi. Ama hırsızlık konusunda sönük kalıyordu. Fei'er Shen Yi’nin Tabur Komutanı zırhını çıkartmayı başarana kadar, bütün savaş sona ermişti.

 

Zhou Weiqing ortada durarak taburuna seslendi: “Hepsini bir araya getirin. Eğer karşı koymaya direnen olursa vazgeçirene kadar dövebilirsiniz ama ölmeyeceklerinden emin olun.”

 

Bu sözleri söylerken haydutlarına hayret etmeden geçemiyordu… gerçekten de soygun anlamında ‘dahi’ insanlardı.

 

Kısacık bir süre içerisinde Ağır Süvari Bölüğünün tüm kıymetli malzemeleri el değiştirmişti. En güçlüleri olan Wei Feng ve Bölük Liderleri birer set ekipman kuşanmıştı, kalanlarsa bir parça zırh, bir başlık, bir at veya üniforma şeklinde karman çorman bir şeylere sahip olmuştu. Bu karmaşa tam olarak bir haydut sürüsü eseriydi.

 

Yüz Ağır Süvari askerleri donlarına kadar soyulmuş, yağmalanmış ve dövülmüştü. Kuzeyin bu acı soğuğunda, kullanacak hiçbir şeyleri yokken nasıl karşı koyacaklardı ki? Zaten Bölüklerinin Lideri de Wei Feng tarafından bayıltılarak bir kenara koyulmuş haldeydi.

 

Tam takım bir zırh giyinmiş olan Wei Feng, iri adımlarla Zhou Weiqing’in yanına geldi ve gülümseyerek konuştu: “Rapor veriyorum Tabur Komutanım. Yüz Ağır Süvari askeri, kaçan yok, kayıp yok. Bizim tarafımızda ise yalnızca birkaç kardeşimizin ufak içsel yaralanmaları var.  Başka bir talimatınız var mıdır?”

 

Wei Feng, bu savaş sonrasında Zhou Weiqing konusunda ikna olmuştu. Weiqing olmasaydı bu Ağır Süvari Bölüğünün icabına bakmaları çok zor olacaktı, hele kayıp vermeden başarmaları imkânsızdı. Zhou Weiqing’in her şeye gücünün yeteceğini söyleyişi çok da abartı olmayabilir gibi görünüyordu. Bu yeni Tabur Komutanı kendilerine benzemekle kalmıyor, yeteneğiyle de ilham veriyordu.

 

Zhou Weiqing, başını Wei Feng’e doğru salladı: “Çok iyi, hepiniz gayet iyiydiniz. Bugünkü mücadele tüm kurallarımıza uygundu. Gücümüz rakibin çok ötesindeydi ve daha da önemlisi hiçbirine ciddi bir hasar vermeden tamamladık. Unutmayın, daima en önemli şey kendimizi korumaktır. Kendimizi koruyacağız ki ileride daha büyük şeyler kazanabilelim. Eğer aptalca bir iş yapıp ölümüne susayan olursa da benden sağlam bir sopa yer.”

 

Zhou Weiqing’in yanında yürüyen tek kişi Wei Feng değildi. Bölük Liderleri de oradaydı Zhou Weiqing’in sözleri onlara içten kahkahalar attırmıştı.

 

Kara Ayı, Zhou Weiqing’in yanına yaklaşarak kısık bir sesle şöyle dedi: “Tabur Komutanı, bu genç kız bayağı güzel… acaba biz… heh heh… eti sen yiyeceksen bize de çorba bırak bari. Uzun zaman oldu…”

 

Zhou Weiqing ona tepesi atmış bir şekilde bakarak cevap verdi: “Aptal ayı, ölmek istiyorsan git tek başına öl, bizi bulaştırma. O kız On Altıncı Alay Komutanı Shen Bu’nun kardeşi. Onları soymakta sorun yoktu, neticede kamptan gizlice çıktılar ve biz de yalnızca kendimizi savunduk. Ama ona dokunmaya cüret edersen üç gün içinde tüm On Altıncı Alay hepimizi öldürmeye gelir. Haydutluğun da bir sanatı vardır… gücünün yettiğini ve ahlakın izin verdiğini yaparsın. Err… şey… Fei… kızın kıyafetlerini çıkarma…”

 

Zhou Weiqing, Kara Ayıyı azarlamakla meşgulken, Shangguan Fei’er’in sonunda Shen Yi’nin zırhını çıkarmayı tamamlayıp kıyafetlerinin düğmelerini açmaya başladığını görmüştü.

 

Kara Ayı kahkahalar atarak seslendi: “Heh heh, bu küçük kardeşimiz benden de sabırsız ve iştahlı çıktı!”

 

Shangguan Fei’er, Shen Yi’nin zırhını tutup ayağa kalkarak Zhou Weiqing’e döndü. “Yalnızca üst katmanlarını alıyorum, değiştirecek bir üniformam yok ya hani.” Tabii ki Uzaysal Yüzüğünde giyebilecek bir sürü kıyafeti vardı ama hepsi kadın kıyafetleriydi. Onları kampta nasıl giyebilirdi ki?

 

#Bu Shen Yi pistte göbeği açıldı ve dayak yedi diye neredeyse intihar edecekti. Bugünkü yenilgiden sonra nasıl sağ kalacak merak ediyorum doğrusu. 
Fei'er'e de üzülüyorum ya, şu anda 1240 küsür düzenbaz pislikle birlikte yaşıyor. Sen kraliyet ailesinden ol, sarayda piremses edalarıyla gez, sağa sola emirler savur. Sonra burda sana ayılar heh heh desin. 
Neyse hadi bir sonraki bölümde görüşelim :) 
 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr