Bölüm 118.3 : Tian Bei Şehri (3)

avatar
5619 11

Heavenly Jewel Change - Bölüm 118.3 : Tian Bei Şehri (3)


Çevirmen : Clumsy 

 

Yüzünü Hayalet Şeytan Atlarının olduğu yöne çeviren Zhou Weiqing, göğsünü kabartarak öfkeli bir kaplan şeklinde kükredi.

 

Lin TianAo dahil tüm insanlar, Hayalet Şeytan Ormanının garip bir kasırgayla vurulduğunu hissetmişti. O delici, buz soğukluğundaki aura herkesin omurgasını titretmişti. Bağıranın Zhou Weiqing olduğunu bilmelerine rağmen, önlerinde hepsinin boyun eğebileceği eşsiz, ihtişamlı, görkemli ve saygın bir kaplanın durduğunu hissediyorlardı.  

 

Bu yeni kükreme, hâlihazırda ayakta zor duran Hayalet Şeytan Atlarını kesilen buğdaylara çevirerek yere düşürmüştü. Zhou Weiqing’in Cennetsel Enerji yetişim seviyesi yüksek olmayabilirdi ama Şeytani Değişim Aşamasındayken saldığı Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanının soy gücü, bırakın bu Hayalet Şeytan Atlarını, Gümüş İmparatorun bile çok ötesindeydi.

 

*Pashan* Yere son düşen, boynuzlu Hayalet Şeytan Atı Lideri oldu. Ancak hala tam anlamıyla eğilmemiş, yalnızca ön iki bacağını yere indirmişti. Gözleri korku ve panikle doluydu.

 

Zhou Weiqing içten bir kahkaha attı. Dimdik duran bedenindeki sağ bacağını sert bir şekilde yere vurarak ileriye atıldı ve nehir kenarına vardı. Sonra da sıradan Hayalet Şeytan Atlarını tamamen görmezden gelerek Boynuzlu Hayalet Şeytan Atı Liderinin sırtına atladı.

 

At, hiçbir şekilde karşı koymamıştı. Zhou Weiqing yaklaştıkça güçlü Şeytani Aurası da artmış ve Hayalet Şeytan Atlarını kıpırdayamayacak hale getirmişti.

 

Zhou Weiqing’in iki kez evrimleşmiş olan Şeytani Değişim Aşaması, Zong Aşaması altındaki tüm Cennetsel Canavarları bastırabiliyordu. Bu Hayalet Şeytan Atları ise yalnızca Zun Aşamasıydı ve Gümüş İmparatorun da desteği varken bu çifte baskıya direnmeleri mümkün değildi.  

 

Bu manzara Fei Li Mücadele Takımı üyelerini fazla etkilememişti; sonuçta bu Zhou Weiqing’in yarattığı ilk mucize değildi. Ama Zang Lang ve diğer 11 Akademi öğrencisi bu manzara karşısında sertçe yutkunmuştu. Takip ettikleri Patronları… gerçekten insan mıydı? Bu güçlü, dehşete düşürücü aura… neyin nesiydi? Onlar Cennetsel Cevher Akademisinden gelmiyordu ve bir Cennetsel Cevher Ustası olan ve Şeytani Değişime ihtimal veren Zang Lang dışındakiler bu değişime hiçbir anlam verememişti.

 

Sonraki olayları tahmin etmek kolaydı. Zhou Weiqing ve Gümüş İmparatorun baskısı sayesinde otuz sekiz Hayalet Şeytan Atı ve üç küçük tay teslim olmuştu.

 

Zhou Weiqing, her üyeye bir at dağıttıktan sonra kalanları Lin TianAo’ya verdi, o da atları, canlıları barındırabilen Uzaysal Yüzüğe yerleştirdi. Zhou Weiqing de büyük bir tatmin hissiyle birlikte, boynuzlu Hayalet Şeytan Atı Liderini kendi bineği haline getirmişti.

 

Zhou Weiqing, yapı olarak sıradan insanlardan daha uzun ve iriydi. Ama boynuzlu Hayalet Şeytan Atının üzerindeyken minicik kalıyordu. Kendisini çok daha güçlü hissederek bacaklarını atın yan taraflarına sarkıtmış ve bacaklarının altındaki saf kuvveti fark etmişti. Bacaklarına bir baskı uyguladığı anda ise, atı çevik bir şekilde talimatlarına uyarak harekete geçti.

 

Hiç karşı koymamıştı. Zhou Weiqing’in kanındaki gücü sezen Hayalet Şeytan Atı Lideri, Cennetsel Kar Dağının İlahi Cennetsel Ruh Kaplanıyla karşılaşan sıradan Cennetsel Canavarların vereceği tepkiyi vermiş, karşı koymadan boyun eğmişti. Onun için böyle güçlü bir soya boyun eğmek bir onurdu.  

 

Tüm grup içerisinde en heyecanlı üye Kargaydı. Kilosu sıradan insanların çok ötesinde olduğu için normal atlar onu pek uzun süre taşıyamıyordu. Ama üç yüz kiloluk ağırlığı, Hayalet Şeytan Atı için hiçbir şeydi.

 

Zhou Weiqing, Karga için en güçlü ve dayanıklı atlardan birini seçmişti ve bu ata binen Karga, Efsanevi Baltalarını eline aldığında zorba bir Kraliçe şekli alacaktı!

 

Hayalet Şeytan Atının toynakları da sıradan atlara nazaran çok daha büyüktü ve zor şartlara dayanıklıydı. Ayrıca geniş sırtları biniciler için oldukça sakin ve konforlu bir yolculuk imkânı sağlıyordu.

 

...

 

Hayalet Şeytan Atlarını yakalayan ekibin ZhongTian İmparatorluğunun kuzey sınırına ulaşması üç gün civarı sürdü.

 

Tian Bei Şehri, ZhongTian İmparatorluğu kuzey kısmın en önemli şehirlerinden biriydi ve defansa yönelik stratejik konumu sayesinde tüm kuzeyin en önemli ikinci şehri olduğu söylenebilirdi.

 

ZhongTian İmparatorluğu, WanShou İmparatorluğuna karşı koruma sağlamak adına kuzey sınıra üç büyük şehir inşa etmişti. Kuzeyin merkezindeki en önemli şehir Zhong Bei Şehriydi. Kuzeybatıda Tian Bei Şehri ve kuzeydoğuda da Bao Po İmparatorluğuna yakın olan Bao Bei Şehri bulunuyordu.

 

Bu üç şehir, düz bir çizgi şeklinde yerleşmiş ve birleşerek birkaç düzine küçük şehri koruma görevi üstlenmişti. Aynı zamanda uzun sınırlarını muhafaza edecek büyük oranda kaynakları da vardı.

 

Bu üç şehir de savaş ihtimali göz önünde bulundurularak defansı iyi olacak şekilde inşa edilmişti. Yalnızca defans gücü değerlendirildiğinde, ZhongTian’ın başkenti olan ZhongTian Şehrini bile geride bırakmaları mümkündü.

 

Tian Bei Şehri ise WanShou İmparatorluğuna en yakın şehirdi ve dışında, ZhongTian Ordusunun 4. 7. ve 8. Alaylarının kampları mevcuttu. Bu kamplar toplamda üç yüz bin kişiden fazlasını barındırıyordu.

 

Zhou Weiqing ve diğerleri, Tian Bei Şehrine yürüyerek girmişti. Hayalet Şeytan Atları fazla dikkat çekiciydi ve şu anda durumları hassastı. Ayrıca Weiqing’in planı, kimliğini gizleyerek ZhongTian Ordusuna girmeye dayalıydı. Haliyle dikkatleri üzerine çekmek istemezdi.

 

Şu anda ekipleri 12 kişi eksikti. Zang Lang ve diğer Fei Li Askeri Akademisi mezunları grubun kalanıyla birlikte olmayacaktı.

 

Zhou Weiqing, Hayalet Şeytan Ormanından çıktıklarında, onların Zhong Bei Şehrine giderek ZhongTian Ordusuna katılmasını istemişti.

 

Weiqing'in Zang Lang’a verdiği görev, o on iki kişinin ayrılıp ZhongTian Ordusuna farklı bir alandan katılmasıydı. Zang Lang’ın önderliğindeki ekip, orduda eğitim alacak ve yeteneklerini geliştirerek ZhongTian ordusundaki yerlerini sağlamlaştıracaktı. Böylece güvendikleri adamları toplayacak, bazı birliklerin kontrolünü ele alacak ve bu arada Zhou Weiqing’in bir sonraki emrini bekleyeceklerdi.

 

Bu, Zhou Weiqing’in planının parçalarından biriydi. Eğer herkesi yanında tutarsa kolay bir hedef olurlardı; yirminin üzerinde Cevher Ustasının dikkat çekmemesi imkânsızdı. Ayrıca Zang Lang ve arkadaşları Fei Li Askeri Akademisinin en iyi mezunlarıydı ve her birinin farklı bir askeri kapasitesi ve liderlik yeteneği vardı. Eğer birlikte kalırlarsa bireysel olarak güçlenmeleri, parlamaları zorlaşacaktı. Bu yüzden Weiqing'in tercihi, ayrılarak gerçek bir ordu yetiştirmek, mümkün olan en iyi şekilde gelişmek olmuştu. Bu 12 kişi, Weiqing’in ZhongTian Ordusuna yerleştireceği on iki satranç taşını ifade edecekti.

 

Weiqing bu emirleri gizlice vermişti ve Shangguan Fei’er’in bile olup bitenlerden haberi yoktu. Sonuçta Zhou Weiqing’in bu hareketi ZhongTian İmparatorluğunun da işine yarayacaktı. Emirleri alan 12 kişi ise diğerlerine haber vermeden uzaklaşmıştı.

 

“Ee Tian Bei Şehri burası mıymış? Sahiden de harika bir şehir.” Lin TianAo hayranlığını dile getirmeden edememişti.

 

Tian Bei Şehri, ilk bakışta gördükleri diğer şehirler kadar güzel değildi. Şehir duvarları sade gri bir renkteydi ve herhangi bir dekorasyon yoktu. Ama duvarların bir sonu yok gibi görünüyordu ve hiçbir şey tarafından aşılamazmış gibi bir hava taşıyordu.

 

Şehir duvarları yaklaşık 100 metre uzunluktaydı ve kalınlıkları bakanların görebileceğinden çok daha fazlaydı. Önlerindeki iri kapı, sekiz buçuk metre uzunlukta ve yirmi metre genişlikteydi; yirmi atlı askerin yan yana sığabileceği bu kapıdan iki tane daha var gibi görünüyordu.

 

Zhou Weiqing, önündeki kalın, devasa duvarlara oldukça ciddi bir ifadeyle bakmaktaydı.

 

Shangguan Fei’er ise dalgın dalgın Zhou Weiqing’i izliyordu. İkinci bahsi kaybettiği gün yine yan çizmişti. Zhou Weiqing ise onu bu konuda zorlamamış, yalnızca arada bir dalga geçmekle yetinmişti.

 

Müstakbel eniştesi olan bu genç kerata, bugün oldukça farklı görünüyordu. Tian Bei Şehrinin önünde dikilirkenki görünüşü ve aurası bambaşkaydı; bu devasa şehrin önünde ufacık bir insan imajı çizmiyordu, aksine, varlığıyla tüm şehri yutabilecek gibiydi.  

 

Shangguan Fei’er, artık ondan intikam almaya dair en ufak bir arzusunun kalmadığını fark etti. Tek arzusu, onun bu kadar ciddi görünmemesi için elinden ne gelirse yapmaktı.  

 

Onun alaycı gülüşünden daha bir hoşlanır olmuştu.

 

Hoşlanmak mı?!  Shangguan Fei’er bir anda dalgın halini silkinip attı. Yok artık, ben ondan… ondan nasıl hoşlanabilirim ki? O benim eniştem!

 

Kalbindeki paniği bastırmak için bilinçsizce bir soru yöneltti: “Zhou Küçük Şişman, Tian Bei Şehrine geldik, peki planın ne?”

 

Zhou Weiqing yanıtladı: “Orduya katılmak.”

 

Shangguan Fei’er kaşlarını çattı: “Sahiden herkesi ZhongTian Ordusuna mı sokacaksın?”

 

Zhou Weiqing kafasını sallayarak cevap verdi: “Yo, herkesi değil. Yalnızca ben katılacağım.”

 

“Sadece sen mi?” Bu kez Lin TianAo bile aptallaşmıştı.

 

Zhou Weiqing, yolculuk sırasında hiç kimseye planlarından bahsetmemişti. Lin TianAo da hep birlikte ZhongTian Ordusuna katılıp statü kazanacaklarını ve böylece Cennetsel Yay İmparatorluğunu geri kazanabilmek için bir saldırı gücü oluşturacaklarını düşünmüştü.

 

Zhou Weiqing başını sallayarak onayladı: “Çok kişiyiz ve orduya hep birlikte katılmamız çok dikkat çeker. ZhongTian İmparatorluğu tüm anakaranın en güçlü İmparatorluğu ve ordusunda pek çok güçlü isim olacaktır. Gücümüzü saklamamızın mümkün olacağını sanmıyorum. Bu kadar Cennetsel Cevher Ustasının aynı anda orduya katılması sizce de şüpheli olmaz mı? Bu yüzden şimdilik yalnızca ben katılacağım.”

 

“Tian Bei Şehrinde kalacak bir yer bulacağız. Kardeş Lin, sen Tian Bei Şehrinde kalacak büyük bir ev bulmaktan sorumlusun. Orada yetişim yapacak ve benden gelecek haberleri bekleyeceksiniz. Ben yeterli statüye kavuştuğumda ve şahsi ordumu oluşturma yetkisine eriştiğimde sizleri yanıma alacağım. O zamana kadar bir problem çıkmamalı.”

 

#Yooooo! Fei'er de kaptırıyor vallahi kendini!
Ve bir yooooooooo daha! Gerçekten tüm karakterleri arkamızda mı bırakacağız? 
En azından birkaç kilit karakterle devam eder diye düşünmüştüm. Eğer klasik bir -2 yıl geçti- tarzı durum olmayacaksa ısındığımız karakterleri özleyeceğiz gibi geliyor.
Ama herkes gider de bu deli baldız bizimkinin peşini bırakmaz bence.
Neyse ben çok merak ettim, hadi bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr