Bölüm 94.2 : Üçüzler... (2)

avatar
6336 7

Heavenly Jewel Change - Bölüm 94.2 : Üçüzler... (2)


Çevirmen : Clumsy

 

Wei Yang, Lin TianAo’ya hiç dikkat etmiyordu, delici bakışlarını Zhou Weiqing’in üzerinde tutarak konuştu: “Evlat, uzun bir hayat sürdüm ama senin gibi bir yetenekle hiç karşılaşmadım. Umarım şansını heba etmezsin. Senin de bileceğin gibi Birleştirilmiş Ekipmanlar Cennetsel Cevher Ustaları için fevkalade önem taşır, özellikle de senin gibiler için. Çoktan üç Cevherini de Birleştirdin mi bilmiyorum, ama gelecekte büyük bir adam olmak istiyorsan Fiziksel Cevherlerini ziyan etmemelisin. Altı Nitelikli Elementsel Cevherlerine ancak bir Efsanevi Set uyum sağlar.”

 

Bu sözleri duyan Zhou Weiqing şok olmadan edemedi. Sonuçta Wei Yang denilen bu yaşlı kadın bileğini yalnızca birkaç saniyeliğine tutmuştu, buna rağmen altı Niteliği öğrenmiş miydi yani?!

 

Ne çeşit bir güçtü  bu?

 

Onun şokunu sezen Wei Yang hafifçe gülümseyerek konuşmayı sürdürdü: “Bu kadar şaşırmana gerek yok, benim hislerim diğer insanlara nazaran çok daha kuvvetlidir. Ahh, çok yazık! Halihazırda bir öğretmenin varmış, yoksa seni ne yapar eder çırağım yapardım.”

 

Gülümseyerek konuşmuş olsa da, Zhou Weiqing onun niyetinin ciddiliğini ve kararlılığını anlayabiliyordu.

 

Yan taraftan olup bitenleri izleyen Lin TianAo’nun şoku da Zhou Weiqing’den aşağı kalır değildi. O bir Birleştirilmiş Ekipman Ustası değildi ve haliyle bazı şeyleri anlayamıyordu, ama yetişim seviyesi Zhou Weiqing’in çok üzerindeydi. Bu yüzden yaşlı kadını gözlemlerken hisleri ona pek çok şey anlatmıştı. Kadın gerçek değilmiş gibi bir izlenim bırakıyordu, Lin TianAo’nun hisleri kadının varlığına dair bir ipucu sezinleyemiyordu. Yine de tam burada karşılarında duruyordu işte, bir illüzyon falan değildi. Bu kadının gücü kendisinin ve Zhou Weiqing’in çok ötesindeydi!

 

“Kardeş Wei Yang, Altın Tüylü Öteki Yeşim Çimin daha hazır olmadı mı? Acele et, sonuncuyu bekliyoruz.” O anda dışarıdan derin, ani bir ses gelmişti. Bir an sonra da içeride uzun, yapılı bir yaşlı adam belirdi.

 

Yaşlı adamın üzerinde uzun, mor bir cüppe vardı, grimsi beyaz diken diken kısa saçları akupunktur iğneleri gibiydi. İyi bir çehresi, dürüst bir imajı, heybetli bir aurası vardı. Oldukça yapılıydı, fiziği Lin TianAo ve Zhou Weiqing’le yarışabilir aşamadaydı. Ancak incecik ve narin ellere sahipti, ki kar beyazı bu eller bedeninin kalanıyla büyük bir zıtlık oluşturuyordu.

 

Yaşlı adamın sesini duyan Wei Yang, arkasına bile dönmeden çimin olduğu kutuyu geriye fırlattı.

 

“Sen alıp gidebilirsin, benim halletmem gereken bir şey var.”

 

Yaşlı adam yeşim kutuyu kolaylıkla yakaladı ve bakışlarını Zhou Weiqing ile Lin TianAo’nun üzerinde gezdirdi. Hafif şaşkın bir şekilde şu soruları yöneltti: “Wei Yang, bunlar yeni gelen ufaklıklar mı? Ne zaman çocuklarla ilgilenmeye başladın? Bu senin stilin değil Ölüler Diyarının Raksha’sı!”

 

Wei Yang aniden arkasını dönüp dik bakışlarını mor cüppeli adama yöneltti. Ciddi bir tonla şöyle dedi: “Ye RuiChen, ölmek istiyorsan açıkça söyleyebilirsin. Bir daha bana o tarih olmuş lakapla seslenmeye cüret edersen bu yaşlı kadın senin artık bir erkek olmadığından emin olacak.”

 

Mor cüppeli adam donuk bir ifadeyle telaşlı bir şekilde Wei Yang’a bakıyordu. “Çıldırdın mı sen? Hmm, anlaşılan bu iki genç adam kalbinde bir yer kazanmış ha? Görelim bakalım.”

 

Zhou Weiqing ve Lin TianAo’nun görüşleri kendilerine ilerleyen mor bir ışıkla bulanıklaştı.  Ancak Wei Yang neredeyse o saniyede tepki vermiş, çevrelerindeki havayı bükerek ikiliyi geriye itmişti. Bir an sonra havada şiddetli bir titreşim yaşandı, gri ve mor gölgelerin inanılmaz hızlarda çarpıştığı görülebiliyordu. Bu mücadele belirsiz bir süre daha devam etti.

 

Zhou Weiqing ve Lin TianAo çaresizce birbirine bakıyordu, neler olduğu, bu iki ihtiyarın neden dövüştüğü hakkında hiçbir fikirleri yoktu.

 

“Hahaha! Tepkinden bir yanlışlık olduğunu anlamıştım. Bu gençlerden biri Wei Yan’ın gözüne girmiş, hmmm… acaba bizim mirasımızı ve yeteneklerimizi taşıyabilecek biri olabilir mi? Sen bakmamı istemedikçe ben daha kararlı hale geliyorum bilesin!” Mor cüppeli yaşlı adam gürültülü bir kahkaha daha savurdu.

 

Wei Yang sinirli bir şekilde karşılık verdi: “Ye RuiChen, canına mı susadın? Hmph. O ufaklığın zaten bir ustası varmış.”

 

“Ne olmuş ustası varsa? Ustası benden güçlü olabilir mi sence? Bu hiç de problem değil!” dedi Ye RuiChen sırıtarak. “Wei Yang, yetişim seviyen benden yüksek olabilir, ama ikimiz de Uzaysal Nitelikliyiz ve bir şeyi kafama koyduğumda beni durduramayacağını biliyorsun. En fazla biraz yaralanırım. Niye beni durdurmak zorundasın ki zaten? Heh, senin böyle güçlü tepkiler vermene sebep olacak kadar yetenekli olmalılar!”

 

“Bu kadar saçmalık yeter. İnadını sürdüreceksen bu yaşlı kadın seni söz verdiği gibi sakat bırakacak. Çocuğu zorlamana izin veremem.”

 

“Zorlamak mı? Zorlanacak ne var? Bu iki kerata kaç yaşında olabilir ki? Ustaları varsa ne olmuş, ustası da benim çırağım olur, o zaman da çocuk benim küçük-çırağım olabilir, değil mi? Heh heh.”

 

Yeni bir ışık parlamasıyla taraflar iki yana ayrılmıştı, soluk soluğaydılar. Wei Yang, Ye RuiChen’e sinirli bir şekilde bakarak şöyle dedi: “Tamamen saçmalık dolusun. Ustasının ustası yok mudur sanıyorsun? Hem senin zaten birkaç çırağın var, bu yaşlı kadın sonunda işe yarar birini bulmuş ve sen onu benden çalmaya cüret mi ediyorsun?”

 

Ye RuiChen sırıtarak cevap verdi: “Heh, tilkinin kuyruğu sonunda piyasaya çıktı ha? Efendisi varmış falan, hepsi bahane! Kim bir insanın yalnızca bir efendisi ya da ustası olabileceği kuralını koymuş ki? Beni görmek istemiyorsan tamam, ama dürüst ol, ikisinden biri çok dikkatini çekmiş işte, ne yeteneği var ki?”

 

O anda uzaklardan gelen kısık bir ses aralarına girdi. “Siz ikiniz ne yapıyorsunuz?! Çabuk geri dönün, kritik ana gelmek üzereyiz!”

 

Bu ses duyulduğunda Wei Yang ve Ye RuiChen’in yüzleri değişti. Birbirlerine bir bakış attıktan sonra hiç oyalanmadan ortadan kaybolarak iki genci aptal bir şekilde geride bıraktılar.  

 

Lin TianAo Zhou Weiqing’e dönerek belirsiz bir tonla şöyle dedi: “O ikisi çok güçlüydü, seviyelerini bile söyleyemiyorum. Weiqing, az önce neden bahsediyorlardı?”

 

Zhou Weiqing, Wei Yang ve Ye RuiChen’in konuşmasının ana fikrini anlamıştı, kendisinin yeteneğiyle ilgili konuşmuş olmalıydılar. İkisinin de Zong Aşaması veya üzeri Birleştirilmiş Ekipman Ustaları olduklarına da hiç şüphe yoktu!  

 

Bir müddet düşünen Zhou Weiqing sırıtarak cevap verdi: “Yüzde yüz emin değilim Lider, ama hadi dördüncü kata gidelim de eğlenceye katılalım!”

 

Lin TianAo kaşlarını kaldırarak karşılık verdi: “Weiqing, az önce senin hakkında tartışıyorlardı, neden kendini kaplanın ağzına sokmaya çalışıyorsun? O güç seviyeleriyle bizi öldürmeleri için tek parmakları yeter.”

 

Zhou Weiqing kalpten bir kahkaha attı: “Yalnızca mücadelenin olduğu yerde ilerleme olur, benim hakkımda tartışmaları iyi bir sonuç verebilir. Rahat ol, hiçbir tehlike çıkmayacağına garanti verebilirim; hatta faydalanmayacağımızı kim bilebilir. Hadi, bir gidip bakalım.” Bu cümlelerden sonra dördüncü kata gitmek için üçüncü katı hızla terk etti.

 

Lin TianAo hala endişeli olsa da bir Birleştirilmiş Ekipman Ustası olmadığı için bu dünyaya pek aşina değildi, bu yüzden karşı çıkmayarak Zhou Weiqing’i takip etmeyi tercih etti.

 

Üçüncü katı çıkan ikili, dördüncü kata ulaşmak üzereyken durduruldu.

 

Onları durduranlar beyaz cüppeli 60-70 yaşlarında dört erkekti. En önde durmaları için el işareti yapan adam ciddi bir şekilde şöyle dedi: “Üzgünüm, dördüncü kat geçici olarak kapalı. Özel yapım Parşömenler için geldiyseniz biraz beklemeniz gerekecek. Ne yazık ki ne kadar süre gerektiğini söyleyemiyorum.”

 

Bu sözler duyulduğunda Zhou Weiqing’in yüzü hayal kırıklığıyla yıkandı ve çaresizce Lin TianAo’ya döndü: “Madem öyle gidip materyallere bakmaya devam edelim. Üçüncü katı da gezelim, belki tamamlanmış güzel bir Parşömen bulabiliriz.”

 

Tam Lin TianAo’yla birlikte ayrılmak üzereyken beyazlı korumaların arkasından tanıdık bir ses duyuldu. “Kim bu kadar çok ses çıkarıyor? Sessiz olun, Ustaları rahatsız etmeyin.”

 

Bu sesi duyan Zhou Weiqing yıldırım çarpmışa döndü. Aniden arkasını dönerek korumaların ardından bir rüya gibi yaklaşan genç kıza odaklandı. Bu Shangguan Bing’er değil miydi?!

 

“Bing’er!” diye heyecanla bağırdı Zhou Weiqing.

 

Beyaz bir elbise giyen Shangguan Bing’er, Zhou Weiqing’in sesini duyarak şaşkınlıkla karşılık verdi: “Zhou Küçük Şişman?” Ardından beyazlı korumaların önüne geçti.

 

Zhou Weiqing Bing’er’e seslenirken oldukça gergindi. Sonuçta Shangguan Xue’er tarafından tokatlanışının anısı henüz silinmemişti.

 

Ama yakından baktığında bu Shangguan Bing’er’den Shangguan Xue’er’in soğuk aurası yayılmamıştı. Üstelik ona Küçük Şişman demişti, haliyle içindeki son tereddüt kırıntısı da yok oldu. Hızlı bir adımla kızı kucakladı.

 

Kaybettiğiniz şeyin değerini daha iyi anlardınız. Zhou Weiqing Fei Li Mücadele Takımı üyelerinin arasındayken Bing’er’e olan özlemini pek belli etmemiş, takım arkadaşlarını etkilemekten çekinmişti. Aslında tüm bu süre içinde acı çekiyordu; aksi takdirde Küçük Şeytan Shen’le dövüşürken canını tehlikeye atmaz, gizli kozlarını sergilemezdi.

 

Artık sonunda Bing’er’i görebildiği için fazlasıyla mutluydu ve sarılmak için hiç zaman kaybetmemişti.

 

Zhou Weiqing’in kendisine atıldığını gören Shangguan Bing’er ise afallamış, elleriyle onu durdurmaya çalışmıştı, bu esnada gözlerinde hafiften haylaz bir parıltı vardı.

 

Ancak bu ‘Shangguan Bing’er’ Zhou Weiqing’in gücünü hafife almıştı.  Zhou Weiqing’i yaralamak istemediği için pek güç kullanmamıştı, Weiqing ise fazla hevesliydi. Shangguan Bing’er’in bu sarılışı reddedeceğini düşünmediği için öylece atılmıştı tabii ki.

 

Sonuç olarak ‘Shangguan Bing’er’’in kolları Zhou Weiqing’i durduramadı, kucaklamanın arasında sıkışıp kaldı.

 

Zhou Weiqing Shangguan Bing’er’i o kadar çok özlemişti ki bu sarılışın sonu dudaklarına kondurulan bir öpücük oldu.

 

Derin bir şekilde öpülen ‘Shangguan Bing’er’ ise tamamen şoktaydı.

 

#Weiqing diğer baldızıyla da tanıştı herhalde 
Arkadaş emin olmadan hamle yapmayı öğrenemedi bir türlü, bakalım bu sefer ne tür bir dayak yiyecek.
Bir de bu yaşlıların kapışması bizim kerataya ne kazandıracak onu da çok merak ediyorum.
Hadi bakalım okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44335 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr