Bölüm 86.1 : Han Bing'in Kaderi, Küçük Şeytan Shen'in Öfkesi! (1)

avatar
6189 8

Heavenly Jewel Change - Bölüm 86.1 : Han Bing'in Kaderi, Küçük Şeytan Shen'in Öfkesi! (1)


Çevirmen : Clumsy 

 

Tüm seyirciler Küçük Dört’ün ölmesini beklerken hiç beklenmeyen bir mucize gerçekleşti.

 

Küçük Dört’ü içeren buz küpü, Han Bing’in üç yard yakınına düşüyordu ve Han Bing’in buna karşı hiçbir korunması yoktu. Buz küpü yere değdiği andaysa hiç beklenmeyen bir şey yaşandı.

 

Gümüş ışık. Han Bing’i şok edecek şekilde gümüş bir ışık görüldü. Her şey çok hızlı yaşanmıştı, buz küpü ne olduğu anlaşılamadan buz konisi tarafından delindi. O noktada Han Bing Küçük Dört’ün artık buz küpünün içinde olmadığını görebilmişti.

 

Han Bing boynunda garip bir soğukluk hissetti, bunu bir ısı ve yapışkan bir his takip etti.

 

Hiçbir acı duymadı, ama her gün buzla uğraşıp soğuğa karşı bağışıklığı olan genç, bir soğukluğun kendisini sarmaladığını hissetmişti.

 

Küçük Dört buzun içinde değilse neredeydi? Han Bing’in arkasında garip bir pozisyonda donmuş haldeydi.

 

Kanatları ortadan kalkmıştı, elinde kısa bir bıçak tutuyordu. Küçük Dört’ün ifadesi çirkindi, durdurulamayacak bir şekilde harekete geçmişti.

 

Han Bing’in boynundan yoğun kırmızı kanlar akmaya başlamıştı, soğuk havayla buluşan kanları garip bir görüntü takip etti.

 

Han Bing’in ensesinden dökülen kanlar yere dökülemeden kırmızı buz şekilleri almaya başladı, *ding* *ding* *ding* sesleriyle donuyor, kırılıyorlardı. Boynunda uzun bir kesik vardı, nefes borusu ve şahdamarı kesilmişti.

 

Orada sabit bir şekilde duran Han Bing’in gözlerinde çaresizlik yoktu, ne olduğunu bile anlamamış gibiydi. Olayı idrak ettiğindeyse karanlık çoktan kendisini işgal etmişti, artık düşünecek gücü yoktu.

 

Han Bing ölene dek ne olduğunu anlamadı, onu öldüren kendisine fazla güvenmesi olmuştu. Dondurulmuş Fedakarlık Yeteneğini saldığında kendisini korumayı ihmal etmişti. Ona göre 4-Cevherli Küçük Dört’ün hiçbir kurtulma şansı yoktu.

 

Küçük Dört suyu saldığında planının devamı zihninde oluşmuş haldeydi. Elementsel Cevher Niteliği Uzaysal Nitelikti, Uzaysal Nitelik de bir şeyleri izole etme konusunda en iyi seçimdi. Saldığı suya yoğun miktarda Uzaysal Nitelikli Cennetsel Enerji aktarmıştı, böylece bedenine buzun içerisinde hareket edecek alan bırakmıştı; Birleştirilmiş Kanatlarının da korumasıyla, donmuş olmasına rağmen, birazcık hareket etme imkanı kalmıştı.  

 

Ve tam küp yere düşmek üzereyken uzun zamandır sakladığı Göz Kırpma Yeteneğini kullanmıştı. Bu esnada küçük bıçağını da çıkarmış haldeydi.

 

Esas planına göre Han Bing’e bir kez saldırıp hemen teslim olacaktı. Sonuçta ölmek istemiyordu ve hiç enerjisi kalmamıştı. Ama saldırısını gerçekleştirdikten sonra sahneden atlamasına gerek kalmadığını fark etti.

 

Saldırının Han Bing’in korumasız boynuna ulaşmasını beklemiyordu. Böyle bir sonucu hayal dahi edemezdi. Eğer Han Bing birazcık dikkat etmiş olsaydı, mavi ışık kalkanıyla bile bu saldırıdan kurtulabilirdi.

 

Ne yazık ki bu dünyada olan olurdu, hiçbir şeyin geri dönüşü yoktu. Hayat böyleydi; insan ufacık bir dikkatsizlikle canından olabilirdi.

 

“Han Bing!!” Dan Dun Mücadele Takımı Dinlenme Evinden yoğun ve acı bir çığlık duyuldu ve bunu sahneye ilerleyen kırmızı bir ışık takip etti.

 

Kırmızı üniforma, kırmızı saç, inanamaz bir ifade. Genç kız sahneye çıkıp Han Bing’in önünde belirdiğinde sağ elini hızlıca gencin boynuna götürdü, damarları mühürleyecekti, diğer eliyle de yarayı kapatıyordu.

 

Hemen ardından Dan Dun Mücadele Takımının diğer üyeleri de sahneye ulaştı. Fei Li Mücadele Takımı üyeleri de aynı anda gelmişti; çığlığı duyarak Küçük Dört’ü korumak için atılmışlardı.

 

Han Bing’in boynunu tutan kırmızı saçlı kız kesinlikle güzeldi, hem beden, hem de yüz olarak cesur bir güzellik taşıyordu. Ama gözleri şokla afallamıştı, Han Bing’e bakıyordu, parmakları onun kanıyla kaplanmıştı. Önünde gerçekleşen olaya inanamıyordu.  

 

Han Bing’in yarası çok kötüydü, artık Yaşam Nitelikli bir Cennetsel Cevher Ustası bile onu kurtaramazdı. Boynundaki kesik kafasının neredeyse yarısını ayırmıştı, kan kaybı da çok fazlaydı.

 

Kırmızı saçlı kız sahneden atılarak ani bir şekilde bağırdı: “Cennetsel Kar Dağının güçlü üyeleri arasında Diriltme Yeteneğini kullanabilen var mı? Ben Küçük Şeytan Shen, Kan Kırmızı Cehennemin temsilcisi olarak sizden Han Bing’i kurtarmanızı rica ediyorum. Kesinlikle ne gerekirse ödeyeceğiz.”

 

Şu anda WanShou İmparatorluğu Dinlenme Evinin önündeydi. Han Bing’i yalnızca Aziz Niteliklerden olan İlahi Niteliklilerin Diriltme Yeteneğinin kurtarabileceğini biliyordu. Bu onun tek şansıydı.

 

Uzun ve oldukça yakışıklı görünen beyaz giyimli bir genç Dinlenme Evinden çıkarak gergin Küçük Şeytan Shen’e soğuk bir şekilde karşılık verdi: “Bayan Shen, korkarım ki yanlış insanı arıyorsunuz. Biz WanShou İmparatorluğu temsilcileriyiz, Cennetsel Kar Dağı değil.”

 

Küçük Şeytan Shen çok gergindi, acelesi vardı. Sonuçta WanShou İmparatorluğunun kıtadaki diğer tüm imparatorluklara düşman sayıldığını biliyordu ve Cennetsel Kar Dağı da onların gururuydu. Ama Han Bing’in hayatı söz konusuyken bunu önemseyemezdi.  

 

Dudaklarını ısırarak önündeki gence diz çöktü. “Lütfen, yalvarıyorum Han Bing’e yardım edin. Ben, Küçük Şeytan Shen, hayatımda hiç kimseye yalvarmamıştım ve şimdi size yalvarıyorum.”

 

Beyaz giyimli genç cevap verdi: “Bayan Shen, bunu yapmanıza gerek yok, faydasız. Siz de Büyük Aziz Arazilerden geliyorsunuz, Diriltme Yeteneğinin öyle kolay kullanılmadığını biliyor olmalısınız. Hem bedeli inanılmayacak kadar fazla, hem de kullanılsa bile başarı oranı otuzda birden az. Daha da önemlisi yalnızca Cennetsel Kar Dağının saf kanbağına sahip olanlar bunu yapabilir. Ne yazık ki WanShou Mücadele Takımımızda böyle bir üye yok, Cennetsel Cevher Turnuvasına öyle güçlü bir isim getiremezdik.”

 

Küçük Şeytan Shen başı dönerek bu sözleri dinledi, kül rengi teniyle ayağa kalktı ve birkaç adım geriledi. Aniden arkasını döndü ve Lan Feng’in ellerinde artık hiçbir hayat belirtisi göstermeyen Han Bing’e baktı…

 

“HAYIR….HAYIR….!” Öfke ve ızdırap içinde bağırıyordu.

 

Bu kısa zaman dilimi içerisinde ZhongTian Yetenek Depolama sarayının yetkilileri sahneye çıkmış ve iki taraf arasında bariyer oluşturmuştu.

 

Küçük Şeytan Shen bir kez daha sahneye atıldı, Han Bing’in bedenini kucaklayarak Fei Li Mücadele Takımı üyelerine baktı. “Hepinizi öldüreceğim… Kesinlikle hepinizi öldüreceğim. Han Bing’i öldürmeye cüret ettiniz… Ben, Küçük Şeytan Shen, yemin ederim ki bugünden sonra Kan Kırmızı Cehennemle Fei Li İmparatorluğu ölümüne düşman olacak.”

 

Fei Li Mücadele Takımı tarafındaki Zhou Weiqing alay eder gibi cevap verdi: “Ne? Sadece Kan Kırmızı Cehennemin canı mı kıymetli? Önce Han Bing Küçük Dört’ü öldürmeye çalıştı, ama eğitimi eksikmiş, bu yüzden kaybeden o oldu. Sen … çok kabadayısın! Cidden senden korktuğumuzu mu sanıyorsun?!”

 

Aralarında güçlü hakemler durmasaydı taraflar şu anda büyük bir mücadeleye başlamış olabilirdi.

 

Küçük Dört ve Han Bing’in dövüşü beklenmedikti, inanılmaz bir sonuç doğmuştu. Şok olan yalnızca seyirciler değildi, VIP alanındakiler bile şaşkına dönmüştü. Bu kesinlikle herkesin beklentisinin çok ötesinde bir durumdu.

 

Önünde büyük bir gelecek olan, böylesine yetenekli bir Kan Kırmızı Cehennem üyesinin öylece öldürülmesi… daha da önemlisi onun Fei Li Mücadele Takımı tarafından öldürülmesi… hiçbir Büyük Aziz Arazinin payı yokken… bu kesinlikle Cennetsel Cevher Turnuvası tarihine kazılacak bir olaydı.

 

Daha önceki ilk dört mücadelelerinde bile Büyük Aziz Araziler birbirleriyle dövüşürken böyle şeyler yaşanmamıştı. Ağır yaralanmalar görülse de pek fazla ölüm gerçekleşmezdi. Hele böyle önemli bir üyenin bu şekilde ölümü daha önceki Cennetsel Cevher Turnuvalarında eşine benzerine rastlanmamış bir durumdu.

 

“Yeter, sessizlik.” Yukarılardan gelen iki basit kelime ortama bir bomba düşmüş gibi tesir etti. Sahnedeki herkes kendine gelmişti.

 

Bu iki kelimenin sahibi koltuğunda sakince oturmakta olan Shangguan Longyin’di. Üstelik bu sözleri herkes duymuş olsa da tek etkilenenler sahnedekiler olmuştu, ne seyirciler ne de Dinlenme Evlerindeki diğer Mücadele Takımları üzerinde böyle bir etki yaşanmamıştı. Bu güç ve kontrol seviyesi kesinlikle etkileyiciydi.

 

Sahnede olaylar kontrolden çıkmak üzereyken Turnuvanın Baş Hakemi kontrolü ele aldı.

 

Küçük Şeytan Shen başını VIP Alanına çevirdi, gözleri nefret doluydu. Han Bing’in ölümü ona büyük bir acı yaşatmıştı; aslında pek yakın değillerdi, ama ikisi de Kan Kırmızı Cehennemden geliyordu ve bu da onun için her şey demekti.

 

Geçmiş yüz yılda Kan Kırmızı Cehennemden pek çok göz kamaştırıcı yetenek çıkmıştı, ama en üst kalite olanlar sınırlıydı. Bu jenerasyonun en iyileriyse Küçük Şeytan Shen ve Han Bing idi.

 

Hiç şüphe yok ki Han Bing bu şekilde devam etseydi en az Cennetsel Kral Aşamasına ulaşacaktı. Kan Kırmızı Cehennem onu geliştirmek için çok zaman, çaba ve kaynak harcamıştı, onun Turnuvanın bu aşamasında bu şekilde öleceğini hiç kimse beklemiyordu. Küçük Şeytan Shen nasıl nefret dolmazdı ki?

 

 

#Küçük Dört'ün Göz Kırpacağını kaçacağını falan bekliyordum ama bir şekilde rakibini öldürebileceğini hiç düşünmemiştim.
Bu arada bölüm ismi aslında Han Bing Ölüyor olarak başlıyordu, ancak alenen spoiler olmasın diye biraz oynadım. 
Bu kızı aşırı sinirlendirdiler, Beş Büyük Aziz Araziden birini de kendilerine düşman ettiler. Bundan sonra neler olacak cidden merak ediyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44349 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr