Çevirmen : Clumsy 

“Karanlık Şeytan Tanrı Yıldırımı”

Basit, ama kalbi etkileyen, gaddarlık hissi veren kelimeler. Zhou Weiqing bu ismi aklından geçirdiğinde tahminlerinin doğru olduğunu anladı. İkinci Elementsel Cevherinde Karanlık, Şeytani ve Yıldırım Niteliklerinin karması olan bir birleşim yeteneği oluşmuştu!

Zhou Weiqing, duyguları kabardıkça ve heyecanlandıkça aldığı güç hakkında hayaller kurmaya başladı. Ancak bir anda titremeye başlayan bedenine sağ bacağından tüm vücuduna yayılan yakıcı bir ısı eşlik etti, ani acı yere yığılmasına sebep olmuştu.

Zhou Weiqing’in bileklerindeki Cennetsel Cevherler orijinal formlarında parlak renklerle ortaya çıkmışlardı. Yeşil, Mavi, Gümüş, Siyah, Gri ve tabii ki görülemeyen ‘Renksiz’ ışık. Altı ışık başının üzerinde toplanarak alt garip sembol meydana getirdi, kaplan dövmeleri de hızlanıp kendi ritimleriyle bu oluşuma yardım etmekteydiler.

Şişman Kedi bu manzarayı gördüğünde bir oh çekti. Zhou Weiqing’in şu anki hali normal bir evrimleşme haliydi.

Ve Şişman Kediyi de iki ışık sardı, mor ve altın ışıklar benzer bir şekilde kızın başına da ulaşmıştı. Kız bir adım atarak Zhou Weiqing’in bedenine yaklaştı, kendi iki ışıklı sembolünün Zhou Weiqing’in başındaki altı sembolle birleşmesine izin verdi. Kendi evrimleşme sürecinde olduğu gibi şimdi de birleşen sekiz ışık garip bir şekil alarak onları sarmalayan ışıktan bir kalkan haline gelmişti. 

Sekiz ışığın en parlakları Şişman Kedinin mor ve altın ışığıyla Zhou Weiqing’in gri ve renksiz ışıklarıydı, bu ışıkların üzerlerindeki semboller de diğerlerine nazaran daha iriydi.

Kalkan ikiliyi sarmakla meşgulken Zhou Weiqing’in bedeni yavaşça normal şekline dönmeye başladı, siyah akrep kancası şeklindeki sağ bacağı sıradan bir sağ bacağa çevrilirken, iri kolları da eski ebatına döndü. Ancak kaplan dövmeleri hala hareket ederek ve bükülerek vücudunda kalmayı sürdürüyordu.

Zhou Weiqing’in evrimi Şişman Kedininkinden çok daha kısa sürmüştü, yalnızca 1 gün ve 1 geceydi.  Işıklı kalkan kaybolduğundaysa kendine ilk gelen Şişman Kedi oldu.

Gözleri açıldığında yetişim seviyesinde bir ilerleme olduğunu hissederek sevindi. Kendi evrimindekiyle denk bir gelişme olmasa da bu olay ona en az üç aylık yetişime eşdeğer bir ilerleme sağlamıştı! Ancak Zhou Weiqing’e bakarken gözlerinde beliren hafif bağımlılığın farkında değildi.

Kız tamamen ayıldıktan sonra eski küçük formuna döndü, bu süreçte  Zhou Weiqing de kendine gelmeye başlamıştı.

Zhou Weiqing gözlerini açtığı anda altı farklı renk ışık tek tek gözlerinde dans etti. Bir titremeyle birlikte tenini işgal eden hafif bir acıyla tanıştı. Bilinçsizce başını eğdiğinde teninin neredeyse her noktada ayrılmak üzere olduğunu fark etti.

Kıpırdadığında teninin yüzeyindeki ayrılma hissi daha da belirgin hale geldi. Buna dokunma isteği duyarak parmaklarının ucunu kullandığında derisi bir kenara sıyrılarak altındaki yeni deri katmanını ortaya çıkarmıştı.

Eski tenine kıyasla bu taze katmanın daha koyu izleri vardı, sağlıklı bir bronzluk taşıyordu. Eğer biri yakından bakarsa özel bir parıltı taşıdığını da fark ederdi. Ayrıca kendisini biraz daha inceleyen Zhou Weiqing, boyunun uzadığını, kaslarının yapılandığını ve vücudundan daha saf bir kuvvet yayıldığını gördü.

Siyah inci.

Zhou Weiqing’in ilk aklına gelen Cennetsel Cevherlerini Uyandırmış ve ona her şeyi kazandırmış olan siyah inci oldu. Hiç kuşkusuz ki az önce olanların da siyah inciyle bir alakası olmalıydı.

Daha önce Küçük Cadı onu aramaya geldiğinde Şeytani Niteliğin eğitim metoduyla fazla ilgilenmemişti. Çünkü kendi Şeytani Niteliği sayesinde hakkında biraz bilgi sahibiydi.

Onun Şeytani Nitelik Yeteneği bir Cennetsel Canavardan Depolanmamıştı, kendi kendine belirmişti. Üstelik Karga’yı fiziksel güçte yenerken kendi Şeytani Değişimini kontrol edebilmeye yaklaştığını da hissetmişti.

Sahiden de hisleri isabetliydi. Bu Şeytani Değişimin bir sonucuydu, siyah inci sayesinde evrimleşiyordu. Hatta hiç sıradan görünmeyen yeni bir Şeytani Nitelik Yeteneği bile kazanmıştı. Ayrıca Tüketim Yeteneğinin kontrolünü de kazanmış görünüyordu, bedeninde de hem kuvvet hem de esneklik ve dayanıklılık konularında artış olduğu barizdi.

Kendisini incelemeyi sürdüren Zhou Weiqing, Cennetsel Enerjisinin şu anki aşamanın tepesine ulaştığını fark etti. Ancak otomatik olarak kıracak kadar şanslı olamamıştı, aksi takdirde Cennetsel Enerjisinin 14. Aşamasına, Cennetsel Shen Enerjisinin 2. Aşamasına ulaşmış olacaktı. Ancak 13. Aşamaya gireli çok olmamıştı ve şimdiden atlama noktasına gelmişti; böyle bir hızın eşi benzeri duyulmamıştı, daha yarım ay bile geçmiş değildi!

Zhou Weiqing eninde sonunda evrimleşeceğinden haberdar değildi. Aslında Cennetsel Shen Enerjisinin ilk aşamasına ulaştığında bunu yaşaması gerekiyordu. Ama o noktaya girme sebebi kendi yetişimi değil Şişman Kediydi. Bu yüzden ilerlemenin faydalarını kazanmış olsa da tam bir evrimleşme yaşayamamıştı.

Cennetsel Enerjisi büyüdükten sonra, özellikle de bu son haftada yoğun eğitimler yapmış, Karanlığın Dokunuşu eğitimi sırasında ruhunun genişlemesi de son nokta olmuştu. Böylece başka bir dünyadan gelen siyah inci, ona Karanlık Şeytan Tanrı Kaplanının kuvvetini getirmiş ve bedeni ikinci evrimini geçirmişti.

Zhou Weiqing’in Cennetsel Enerjisinde büyük bir değişim olmamış olsa da bedenindeki ilerleme çoktu. Şu anki bedensel kuvveti sıradan 5-Cevherli Cennetsel Cevher Ustalarının çok ötesindeydi. Şeytani Niteliği, Şeytani Değişimi güçlenmiş, ayrıca yeni bir yetenek kazanmış, bu da toplam savaş gücünü yepyeni bir seviyeye taşımıştı.  

Kendisini esneten ve gelişen kaslarının, kemiklerinin farkına varan Zhou Weiqing uzun, güzel bir banyoya ihtiyacı olduğunu hissetti. İki gündür bir şey yememiş içmemiş olmasına rağmen açlık hissetmiyordu; esas katlanamadığı şey, dökülen derisinin verdiği rahatsızlıktı.

Neyse ki derisi dökülmüş olsa da saçları yerindeydi, yoksa garip bir görüntü oluşturabilirdi. Uzun, güzel bir banyodan sonra eski derisinin kalıntılarından kurtulduğunda kendisini tekrardan ferah ve yenilenmiş hissetti.

En bariz hissi bedeninin her zerresine yayılmış olan kuvvetti, sanki her hareketinde havayı dalgalandırıyor gibiydi.

Aynada kendine bakan Zhou Weiqing uzun süredir kurmadığı bir cümleyi dile getirmeden edemedi. “Kahretsin, cidden yakışıklı görünüyorsun!”

Bu kez kendini beğenmişlik etmiyordu, çok değildi en azından. Tenindeki değişimin yanı sıra aurası da tamamen değişmişti, gözleri daha derin ve büyüleyiciydi, karakteri eskisi kadar belirgin değildi. Daha 17 yaşına bile ulaşmamıştı ve böyle bir aura kesinlikle normal değildi. İri fiziği sayesinde gerçek yaşından çok daha olgun görünüyordu.

Zhou Weiqing ancak odasına gidip temiz kıyafetler giydikten sonra açlık hissetti. Çoktan akşam olmuştu ve yemek salonuna gittiğinde Fei Li Mücadele Takımının kalanının da yemekte olduğunu gördü.

Zhou Weiqing hiç tereddüt etmeden yanlarına oturdu ve onlara kurt gibi acıktığını kanıtladı.

Lin TianAo, Zhou Weiqing’i baştan aşağı incelerken şaşkın bakışlar taşıyordu. Bunu yapan tek kişi o değildi; takımın diğer üyeleri de Weiqing’in farklılığını fark etmişti. Sonuçta bir süredir beraberlerdi ve onun görünüşüne alışmışlardı. Saçları hala banyo yüzünden nemli olan Zhou Weiqing’in fiziği irileşmiş, havası değişmişti, nasıl bir gariplik hissetmezlerdi ki?

Karga, gözleri parlayarak lafa girdi: “Weiqing, neden daha da çekici hale geldiğini hissediyorum?”

Zhou Weiqing yemek yemeyi bırakmadan cevap verdi: “Tabii ki çekici ve yakışıklıyım, bunda ne değişiklik var ki?” Bir saniye durakladıktan sonra Karga’ya uyarı dolu bir bakış attı. “Karga, senin kardeşin zaten birine ait, hakkımda planlar yapma!”

Karga humphladı ve konuştu: “Erkekler eşler ve kumalar istemez mi? Neyse, abartıyorsun zaten, benim de bir nişanlım var.”

Küçük Dört sırıtarak lafa girdi: “Heh heh, Weiqing, bana Cennetsel Enerji yetişim seviyenin yine arttığını söylemeyeceksin değil mi?”

Zhou Weiqing çiğnemeyi sürdürerek kafasını salladı. Dakikalar içinde masada ne varsa silip süpürmüştü. Lin TianAo’nun biraz daha yemek sipariş etmekten başka şansı kalmadı.

Herkes yemeği tamamladığında Zhou Weiqing mutlu bir oh çekti ve karnına vurarak “Ahhh, bu iyi geldi.” dedi.

Ayyaş Bao gülümseyerek konuştu: “Weiqing, niye aç bir hayalet gibi davranıyorsun? Son zamanlarda çok gayretlisin! Görünüşe bakılırsa karşılığını da almışsın, haksız mıyım?”

Zhou Weiqing başını sallayarak onayladı ve Karga’ya döndü: “Hadi, yine kuvvette kapışalım.” Bunu söyledikten sonra kıza elini uzattı.

Karga irkilip gerilemiş olsa da bilinçsizce elini kaldırdı. Eli Zhou Weiqing’in elinden büyüktü ve eller buluştuğu anda hatırı sayılır kuvvetini gösterdi.

Bir önceki mücadelelerinde kaybettiğine ikna olmamıştı, gücünü yeterince kullanmamış gibi hissediyordu. Üstelik Zhou Weiqing o zaman ani bir kuvvet patlamasıyla işe girişmişti. Bu yüzden Karga da tüm kuvvetiyle başladı.

Ne yazık ki bu başlangıçtan hemen sonra bir şeylerin ters olduğunu anladı. Zhou Weiqing’in elleri garip, katı bir hisle dolmuştu. Ve bir an sonra o eldeki büyük kuvvet kendisini bastırdı, daha tepki veremeden önce yerden tamamen kaldırılmıştı bile.

Bu kez Zhou Weiqing’in kolu bir önceki gibi şişmedi. Kendisini yoruyor gibi bile değildi, alelade bir işti sanki yaptığı.

Elini rahatlatan Zhou Weiqing, Karga’yı yeniden yere bıraktı. Fei Li Mücadele Takımı üyeleri iliklerine kadar şaşırmış bir şekilde birbirlerine bakmaktaydı. Karga ise tamamen boş bakıyordu. Bu kez nasıl kaybettiğini anlayamamıştı. Tüm gücünü kullanmasına rağmen Zhou Weiqing’e karşı şansı olmamıştı!

#Canım keratam ya 'yine çok yakışıklı' 
Bu salak hallerini seviyorum. Ne kadar güçlenirse güçlensin hep böyle bir tarafı olsun bence.
Bir de bu Karga'nın nişanlısı bizim okuldaki kız peşindeki iri çocuk çıkar mı acaba diye düşünüyorum, Ma Qun'du galiba adı. Ona bağlarlarsa güzel olur :) 
Neyse, hadi bakalım Turnuvanın son maçına az kaldı, okumaya devam!