Çevirmen : Clumsy 

Düne kıyasla Plazadaki atmosfer çok daha savaşçıl bir hal almıştı. Tüm Mücadele Takımları, tüm kuvvetleriyle oradaydı, çekirdek takımlar bile en az sekiz üyeliydi, üye sayısı onu aşanlar da vardı. Tek istisna ise Fei Li Mücadele Takımıydı ve sevgili liderimiz Zhou Weiqing’in takımı yalnızca dört kişiydi.

Zhou Weiqing, Shangguan Bing’er, Karga ve Ye Paopao’yu Fei Li Dinlenme Evine götürürken, dört çekirdek takım da dahil olmak üzere tüm Mücadele Takımlarının dikkatini çekmişti.

Dört çekirdek takım bile beş esas, üç yedek üyesiyle orada hazır ve nazırdı. Herkesin düşüncesi Fei Li Mücadele Takımının fazla kibirli davrandığıydı; yalnızca dört üye getirerek bu kadarının rakiplerini yenmek için yeterli olacağını ima eder gibiydiler.  

Tabii ki en çirkin ifadeyi taşıyanlar bugünkü rakipleri olan Mi’Ou İmparatorluğu’nun Mücadele Takımıydı, şu anda Fei Li Mücadele Takımına dik dik bakmaktaydılar.

Ne yazık ki liderimiz Zhou oldukça umursamazdı, o yüzden insanlar kendisine nasıl bakarsa baksın ‘banane’ der gibi bir ifadeyle evlerine ulaştı.

Dinlenme Evinin ana sahneye bakan tarafı kapalı değildi ve Weiqing’in oraya öylece oturduğunu görenlerin Fei Li Mücadele Takımına yönelik düşünceleri iyice alevlendi.

Tüm takımların toparlanması uzun sürmedi. Bu mesafeden VIP alanının da dopdolu olduğunu görebiliyorlardı. Zhou Weiqing hızlıca oraya bir göz attı. Tek bir bakış bile kendisini korkutup soğuk terler döktürmeye yetmişti. VIP alanında oturanların ne kadar güçlü olduklarını söyleyemiyordu, ancak en az yirmi tanesinin Ming Wu’dan bile güçlü olduğu kesindi!  

Ne çeşit bir konsept bu? Yirmiden fazla 9-Cevherli Zong Aşaması Cevher Ustası, hatta daha da iyileri bir aradaydı! Öyle güçlüydüler ki birleşseler dünyayı sarsabilirlerdi.

Bu noktada, VIP alanında oturan kırklarında bir adam ayağa kalkarak ön tarafa yöneldi. Sarı bir ejder cüppesi giyiyordu, başında birkaç güzel mücevherle bezeli altın bir taç vardı. Bileklerinde toplamda on sekiz kar-beyaz yeşim vardı. Çok yakışıklı değildi, basit bir aura yayıyordu, gözlerinde saklanamayan bir parıltı görülüyordu, gerçek yaşını tahmin etmek zordu. Bu da Zhou Weiqing’in, Ming Wu’dan güçlü olduğunu tahmin ettiği kişilerden biriydi.

“Yirmi dört İmparatorluğun gençleri, hepinize merhaba, sizi tanımak güzel. Ben ZhongTian İmparatorluğunun İmparatoru, Shangguan TianXin. Hepinize İmparatorluğumuza ve üç yılda bir düzenlenen Cennetsel Cevher Turnuvasına hoşgeldiniz diyorum.” Sesi yumuşak ve nazikti, yine de her tarafa yayılıyordu; herkes onu net bir şekilde duyabiliyordu.

Evlerinde beklemekte olan mücadeleciler hızlıca ayağa kalkıp VIP alanına doğru saygıyla selam vererek “Selam olsun Majesteleri.” dediler. Sekiz üyeli ZhongTian Mücadele Takımıysa saygılı bir şekilde diz çökmüştü.

Plazayı sarmış olan birkaç yüz bin vatandaş da  aynı şekilde dizlerinin üzerine çökerek kuvvetle bağırdı: “Uzun yaşayın, uzun yaşayın, uzun yaşayın Majesteleri!”

Birkaç yüz bin kişinin aynı anda bağırması kesinlikle büyüleyici bir tecrübeydi, ses dalgaları havaya yayılıyordu, öyle ki birkaç bin metre yukarıdaki Cennetsel Cevher Adasından bile bu sesler duyulabilirdi! Bu, İmparatorun gücünü ve prestijini gösteriyordu; Shangguan Tianxin herhangi bir heybetli aura sergilememiş olsa da tüm alanı kendisine odaklayabilmişti.

Zhou Weiqing de hafifçe eğilerek selam verdi, ancak yanındaki Shangguan Bing’er’in donakalmış olduğunu görmek onu şaşırtmıştı. “Bing’er, ne oldu?”

Shangguan Bing’er kafasını hafifçe sallayarak cevap verdi: “Hiç, sadece sesinin çok rahatlatıcı olduğunu fark ettim.”

Shangguan TianXin bir kez daha konuşmaya başladı. “Cennetsel Cevher Turnuvasının kuralları her zamanki gibi. Bugün ilk tur gerçekleşecek, umarım hepiniz tüm potansiyellerinizi sergileyip iyi sonuçlar alırsınız.”

“İlk dörde giren Mücadele Takımları, Cennetsel Cevher Adasına giderek finallere katılacak. Aynı zamanda mükemmel ödüller kazanma şansları olacak. Burası sizin sahneniz! Söyleyeceklerim bu kadar. Shangguan Longyin, nerdesin?”

“Burdayım.” Yaşlı bir adam yaklaşarak saygılı bir şekilde Shangguan Tianxin’i selamladı.

Shangguan Tianxin konuştu: “Longyin, sen bu yılki Cennetsel Cevher Turnuvasının genel hakemi olacak ve turnuvayı yöneteceksin, senin Yetenek Depolama sarayının çalışanları da diğer hakemler olacak.”

“Peki Majesteleri.”

Shangguan Tianxin’in bakışlarını yirmi dört takımın üyeleri ve kendi vatandaşları üzerinde bir süre gezdirdikten sonra, ciddi bir şekilde seslendi: “Turnuva başlasın!”

“Uzun yaşayın, uzun yaşayın, uzun yaşayın Majesteleri!”

Başka bir devasa bağırış eşliğinde Shangguan Tianxin VIP aşamasındaki koltuğuna döndü, Shangguan Longyin ise onun az önce durduğu pozisyonu almıştı.

Shangguan Tianxin’in kibar görünüşünün aksine Shangguan Longyin katı görünüyordu, yüzü pasifti ve gözlerinde delici ışıklar vardı.

Ye Paopao hafifçe konuştu: “Bu adamın ZhongTian İmparatorluğu Yetenek Depolama Sarayının Efendisi olduğunu duydum, ayrıca tüm ZhongTian İmparatorluğundaki en önemli şahıslardan biriymiş. Ayrıca Cennetin Yayılma Sarayının üst rütbelilerinin Kraliyet Ailesi üyelerinden olduğu söyleniyor. Bu sayede ZhongTian İmparatorluğunun büyüklüğüne rağmen Shangguan Ailesinin statüsü hiç sarsılmamış, İmparatorluk koltuğu hep onların olmuş.”

‘ZhongTian İmparatorluğu Yetenek Depolama Sarayı Efendisi’, bu rütbe tek başına Zhou Weiqing’i ürpertmeye yetmişti. Fei Li İmparatorluğunun Yetenek Depolama Sarayının Efendisi bile Cennetsel Kral aşamasıysa bu önündeki adam kesinlikle çok daha güçlü olmalıydı. Buna rağmen ZhongTian İmparatorluğunun en güçlü kişisi değildi! Dünya sahiden de büyüktü, Weiqing’in gözleri açılmıştı.

Shangguan Longyin’in baskıcı bakışları kalabalığı tararken insanları sessizleştirdi. Etkileyiciydi, orada birkaç yüz bin kişi vardı! Eğer onları yakından inceleme fırsatı olsaydı, hepsinin gözlerindeki fanatik bakışlar fark edilebilirdi.

“İlk tur, 1. Grup, ZhongTian Mücadele Takımı, TianFeng Mücadele Takımına karşı. Taraflar, lütfen ilk üyenizi gönderin. Yetenek Depolama Sarayı hakemi, sahneye yaklaşın.”

Seyircinin yoğun bakışları altında sahneye ilk yaklaşan kişi krem renkte cüppe giyen orta yaşlı bir adam oldu – hakem. Cüppesinde gümüş işlemeler vardı ve göğüs bölgesinde kalın bir ‘Zhong’ kelimesi görülüyordu.

ZhongTian Mücadele Takımı, Zhou Weiqing’in durduğu evden bir ev ötedeydi, beyaz bir ışıkla birlikte iri bir genç sahneye atıldı. ZhongTian Mücadele Takımının üniformaları bembeyazdı, hakemin cüppesine benzerlik taşıyan üniforma, gencin bedenini sıkıca sarmıştı, dövüşe uygun olan bu üniformanın kenarları altın rengiydi, göğsünde benzer şekilde ‘Zhong’ kelimesi yazılıydı.

ZhongTian Mücadele Takımı üyesi sahneye çıktığı anda TianFeng Mücadele Takımı bağırdı: “Yenilgiyi kabul ediyoruz.”

Hakem üyelere dönerek sordu: “Hepiniz hemfikir misiniz?”

“Evet.”

Bunu duyan ZhongTian Mücadele Takımı üyesi şaşırmış görünmedi, ifadesizliğini korudu, bunu bekliyor gibiydi. Hakeme doğru selamını verdikten sonra Takım Evine geri döndü.

Turnuva fikstürüne göre ilk dört dövüş dört çekirdek takıma ait olacaktı ve aynı işlemler tekrarlandı.

Ön ısınmalarda çekirdek takımlarla karşılaşıp yenilgiyi kabul etmek utanılacak bir hamle değildi, aksine mantıklı bir seçimdi. Sonuçta onları yenmek çok zordu, hatta imkansız denilebilirdi. Başarı şansları olsa bile bunu ön ısınmalarda deneyemezlerdi. Böyle sıkı bir mücadeleden kaçınarak güçlerini grubun ikinci üyesi olmak için saklıyorlardı; bu tüm takımlar için ideal bir tercihti.

Beklenildiği gibi sıradaki üç dövüş de üç çekirdek takımın mücadele etmeden galip gelmesiyle sonuçlandı. Böylece dört çekirdek takım da ilk galibiyetlerini almış oldu.

Sırada her grubun ikinci mücadeleleri vardı; yani gerçek dövüşler başlıyordu!

Zhou Weiqing dinlenme evlerinde oturarak olan biteni izlemeya başladı. 1. Grubun iki takımının mücadelesini izlerken oldukça şaşırmıştı. İki Mücadele Takımı da küçük imparatorluklara aitti, ama güçleri küçümsenecek gibi değildi. Beşlinin içinde dövüşenler 2 adet 3, 2 adet 4 Cevherli Cennetsel Cevher Ustalarıydı. Otuz yaşın altı için bu oldukça güçlü olarak değerlendirilirdi. Üstelik savaş yetenekleri ve dövüş stilleri de bir hayli iyiydi, sahnede sıkıca kapışırken Cennetsel Enerjileri uçuşuyordu. Oldukça etkileyici bir manzaraydı, sonuçta iki takım da yirmi dört takım arasındaki ‘alt tabakaya’ aitti.  

Ve sonunda 3-2lik skorla ilk grubun mücadelesi tamamlandı.

Sıra ikinci gruba geldiğinde, Zhou Weiqing daha fazla izleyemedi; çünkü bir sonraki tur onların olacaktı.

“Karga, ilk tur senin. Paopao, ikinci tur sende.  2 ye 2 aşamada, Karga’yla ben yarışacağız.” Zhou Weiqing geçici lider olarak hızlıca görevlendirmeyi tamamladı.

Shangguan Bing’er mücadeleye dahil edilmemiş olsa da itiraz etmedi, Zhou Weiqing’in yanında sessizce oturuyordu. Erkeğine olan güveni ve desteği tamdı.

İkinci tur oldukça hızlı sonuçlandı, taraflardan biri, Fei Li İmparatorluğu gibi güçlü bir imparatorluk olan Gerry Connaught Mücadele Takımıydı. Saf güçlerini sergileyerek 4 üye gönderdiler, 2 adet 4-Cevherli, 2 adet de 5-Cevherli Cennetsel Cevher Ustasını seçmişlerdi.

Her mücadele sonlandığında sahneye çıkan hakem değişiyordu. Bu noktada yeni bir hakem sahneye adım attı ve bağırdı: “Üçüncü Grup, İkinci Dövüş. Fei Li Mücadele Takımı Mi’Ou Mücadele Takımına karşı, taraflar, lütfen ilk üyenizi gönderin.”

Uzun zamandır sırasını beklemekte olan Karga hızlıca sahneye atıldı. Bunu yaparken merdivenleri kullanmaya bile tenezzül etmemişti, sağ ayağıyla sıçramış havalanmış ve sahneye atlamıştı.

Zhou Weiqing o anda ellerini kulaklarına götürdü ve bir an sonra herkesi şok eden kuvvetli bir patlama sesi duyuldu.

#Öncelikle, Bing'er'in babasının yıllar önce bile ne derece güçlü olduğunu okumuştuk. E soyadının Shangguan olduğunu zaten biliyoruz. Bir de 'sesi rahatlatıcı geldi' cümlesi var. İçim bir kıpırdanmadı değil acaba bizimki İmparatorun kızı olabilir mi diye.
Sanırım turnuva sonuçlanınca Bing'er'in babasının kimliği açığa çıkar.
Ve bu bölümle birlikte turnuvaya gerçekten başlamış olduk. Kargacığım iri cüssesiyle açılışı yaptı.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!