Bölüm 68.2 : Siyah Giyimli, Gizemli Genç Kız (2)

avatar
6408 6

Heavenly Jewel Change - Bölüm 68.2 : Siyah Giyimli, Gizemli Genç Kız (2)


Çevirmen : Clumsy 

 

Dışarıdaki aksiyona rağmen, mağaranın içerisinde ölümcül bir sessizlik vardı. Dört renkli ışık, iri bir koza haline gelmişti ve garip desenli siyah ve mavi çizgiler etrafında dolanmaktaydı. Başlangıçta mavi çizgiler daha güçlüydü, ancak zaman geçtikçe siyah çizgiler de adapte oldu ve gelişerek mavi çizgilere ayak uydurdular.

 

İkisi birbiri etrafında bükülüp dalgalandıkça, dört ışık da giderek güçleniyordu.

 

 

Fei Li Mücadele Takımının şansı göreceli olarak iyi denilebilirdi. Lin TianAo’nun da daha önce söylediği gibi, Zhong Tian İmparatorluğu ana yoluna yakın oldukları için çevrede fazla Cennetsel Canavar yoktu. Tabii ki ormanın derinliklerinde sayıları daha fazlaydı, ancak oraya uzaklardı ve küçük beyaz kaplanın yaydığı auranın da sınırlı bir menzili vardı.

 

Alevli Kan Aslanı ve Karanlık Şeytan Gorilinden sonra, üçüncü Cennetsel Canavar Saldırısına kadar altı saat daha geçti. Sonrasında birkaç saatte bir daha küçük çaplı saldırılar yaşanmaya başladı. Çok zor olsa da altından kalkmayı başardılar.

 

Aynı zamanda ekip üyeleri de önemli bir şeyin farkına varıyordu – saldıran Cennetsel Canavarlar kontrollerini kaybetmiş oluyorlardı, hepsi bir çeşit çılgınlık içindeydi. Bu yüzden de tüm güçlerini kullanamıyorlardı. Ayrıca bu Cennetsel Canavarlar çoğunlukla ya Zong Aşaması oluyor ya da Zong Aşaması liderler tarafından yönlendiriliyorlardı.  

 

 

Zaman uçarcasına geçti ve üç gün tamamlandı. Bu süreçte sürekli saldırılar yaşanmıştı, en zoruysa iki Yüksek Seviye Zong Aşaması Cennetsel Canavarın gelişi oldu. Shangguan Bing’er son anda iki Buzlu Ruh Cennetsel Ayısını yardım etmeleri için çıkarmıştı. Yoğun bir ekip çalışması ve bazı üyelerin ağır yaralanmaları sonucunda bir şekilde Canavarların işlerini bitirebilmişlerdi.

 

Küçük Dört yere ağır ağır oturdu, nefes nefeseydi. “Daha fazla dayanamayacağım Patron, ölümüne yoruldum. Devam edersek Cennetsel Canavarlar tarafından öldürülmesek bile kafayı yiyeceğiz!”

 

Son üç günün her saniyesinde sinirleri tepelerindeydi, ne zaman saldırıya uğrayacaklarını bilmiyorlardı. Sürekli tetikte olmaları, sonra da dalga dalga Cennetsel Canavarlarla dövüşmeleri gerekiyordu. Sonuçta bu Cennetsel Canavarlar da delirmiş haldeydi, zekaları ve yetenekleri azalmış olsa da kovalanamıyorlardı, ölene dek savaşıyorlardı.

 

Ekibin bedenlerindeki yaralar kötüydü, Cennetsel Enerjileri çok azalmıştı, ama en kötü etki ruhlarındaydı. Üç gün üç gece süren düzenli mücadele ve sınırlı dinlenme en güçlü insanı bile yorar, ruhunu tüketirdi. Lin TianAo gibi sakin biri ya da Karga gibi rahat biri için durum göreceli olarak iyiydi, ancak takımın kalan üyeleri kırılma noktalarına ulaşmıştı.

 

Bu noktada ekiptekilerin güçleri ve karakterleri arasındaki fark kendini gösteriyordu. İlk düşen en düşük yetişim seviyeli Shangguan Bing’er olmadı, Ye Paopao oldu.

 

Ye Paopao 4-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustası da olsa, başbakanın ailesinden geldiği için lüks bir hayat sürmüştü. Dolayısıyla yetişimine rağmen herhangi bir savaş tecrübesi yoktu. Bu yüzden bilinçsiz bir şekilde mağaranın girişine yığılmış durumdaydı.

 

Sıkıntı yaşayan ikinci kişi de Shangguan Bing’er olmadı. Cennetsel Yay Birimindeki iki yıllık sıkı eğitim ve tecrübeden sonra böyle mücadelelere alışıktı. Üstelik koruduğu insan da kıymetli Küçük Şişmanıydı. Bu şartlar altında ne kadar yorulmuş olsa da özgür iradesiyle pes etmezdi. Shangguan Bing’er aşırı güçlü olmayabilirdi, Zong Aşaması Cennetsel Canavarlara karşı rahatsız edici ufak saldırılardan öteye gidemeyebilirdi. Ama bu Zong Aşaması Canavarların getirdiği Zun Aşaması Canavarlara karşı kilit bir rol oynuyordu. Düzenli okçuluk hızı sayesinde çok sayıda Zun Aşaması Cennetsel Canavarı durduruyor ve takım arkadaşlarının daha az hasar almasını sağlıyordu.

 

Artık Küçük Dört de dayanıklılığını tüketmenin sınırına gelmişti. Onun görevi yardıma en çok ihtiyacı olan kişiye koşmaktı, yardım ve destek sağlıyordu.

 

Aynı zamanda savaş aralıklarında gidip etrafı gözleme görevi de ona aitti. Doğal olarak ruhundaki tükenme oldukça fazlaydı.

 

Lin TianAo kaşlarını kaldırarak mağara girişine doğru baktı. Takım lideri olarak nasıl endişelenmezdi? Arkadaşları zayıflayıp saldırılar yoğunlaştıkça endişesi de artıyordu. Karşı koyamayacakları bir Cennetsel Canavar geldiği anda işleri bitecekti. Derin bir nefes aldı ve kararını verdi, kararlı bir ifade takınarak ciddi bir tonla konuştu: “Karga, Ayyaş Bao, siz diğerlerine şehre doğru öncülük edin. Ben burada kalıp mağarayı koruyacağım.”

 

Bu sözler duyulduğu anda herkes şoka uğramıştı. Ayyaş Bao hemen karşılık verdi: “Bunu nasıl yapabilriz? Seni yalnız mı bırakacağız?!”

 

Son üç günde en çok baskıyla yüzleşen kişi hiç şüphesiz Lin TianAo’ydu. Tüm Zong Aşaması Cennetsel Canavarlarla o yüzleşmişti, onun Taşımsı defansı ve kararlı dövüş becerileri sayesinde takım şu ana dek gelebilmişti. Enerji tüketimi konusunda da kim ondan daha bitkin olabilirdi ki!

 

Lin TianAo ciddi bir şekilde karşılık verdi: “Bu bir emirdir. Bu sayıyla da Cennetsel Cevher Turnuvasına katılabilirsiniz. Zhou Weiqing ve ben dönemesek de bu tüm takımı etkilemez. Acele edip burayı terk edin. Mağaranın girişinden uzaklaştığınız sürece güvende olursunuz. Eğer Zhou Weiqing ve ben başarabilirsek size yetişeceğiz.”

 

“Lin Abi, ben kesinlikle ayrılmayacağım. Burada kalıp seninle birlikte mağarayı bekleyeceğim.” dedi Shangguan Bing’er tereddütsüz şekilde. Küçük Şişmanı içerideyken nasıl oradan ayrılabilirdi?

 

Küçük Dört tüm enerjisini topladı ve oturur pozisyona geçti. “Ben de seni burada yalnız bırakmayacağım Patron. Biz ayrılırsak sana ne olur? Eğer sen de ayrılmak istiyorsan birlikte ayrılırız, ama bence hepimiz burada kalmalıyız. Biraz daha direnebilirim.” Eğer başka biri söz konusu olsaydı, herkesin gidip Zhou Weiqing’i terk etmesini önerebilirdi. Ama Zhou Weiqing kendisine ve Ayyaş Bao’ya büyük bir iyilik yapmıştı, ona borçlu sayılırdı. Küçük Dört ekipteki en vurdumduymaz karakter olabilirdi, ama şu anda kalıp Zhou Weiqing’i korumaktan başka bir düşüncesi yoktu.

 

“Saçmalık, size bu bir emirdir dedim!” Lin TianAo bir liderin asaletini ve aurasını göstererek sinirli bir şekilde bağırmıştı.

 

Ne yazık ki o anda kimse bu emri dinlemeyecekti. Karga kafasını çevirip tembelce gerindi. Karga’nın, Altın Karga Kabilesinin en zekisi rütbesini hak ettiği kesinlikle söylenebilirdi; üç gün üç gecelik mücadelelerden etkilenmeden çıkan tek kişiydi. Ne zaman bir Cennetsel Canavar belirse, en kuvvetli darbeleri vuran o olmuştu. Bedenindeki yaralara rağmen hala rahat ve sıkıntısız görünüyordu. Belki yetişim seviyesi olarak Ayyaş Bao ya da Xiao Yan gibi olmayabilirdi. Ama mevzu ölümüne dövüş olduğunda, sonuç onun galibiyeti olurdu. Sonuçta Altın Karga Kabilesi savaş güçleriyle bilinirdi ve Karga onların en zekisiydi! Kendi kabile üyeleri arasında bile, yalnızca Cennetsel Cevheriyle değil, fiziksel kuvvetiyle de ünlüydü.

 

Küçük Dört çenesini kapalı tuttu, Ayyaş Bao da yere oturdu. Xiao Yan ise Lin TianAo’ya bakarak kararlı bir şekilde “Biz bir takımız.” dedi.

 

O anda ani ve keskin bir ses duyuldu. “Waaah! Ne çok ceset! Çok korkunç!”

 

Sesi duyan herkes irkilmişti. Üç gündür pek çok Cennetsel Canavarla yüzleşmişlerdi, ancak ilk defa başka bir insanla karşılaşıyorlardı. Sonuçta burası yola bir hayli uzaktı, yol kenarında dinlenen gezginler bile ormanın bu kadar derinine girmezdi.

 

Çanımsı bir sesi olan genç kız ağaçların arasından yürümeye başladı. Shangguan Bing’er’den bile genç görünüyordu, 16-17 yaşlarında olmalıydı. Saçları iki siyah örgü şeklindeydi, komşu kızı gibi bir görünümü vardı. İri gözleri parlak ve etkileyiciydi, ancak dikkatleri en çok çeken şey kızın göz bebekleriydi, çünkü soluk gri bir renk taşıyorlardı. Bu kesinlikle nadir görülen bir manzaraydı.

 

Genç kız pek uzun değildi, yaklaşık 1.6 metreydi. Ancak proporsiyonu iyiydi, olgunlaşma çağındaydı, çekici bir görünümü vardı. Uzun siyah bir elbise giyiyordu. Garip bir şekilde ormanda olmasına rağmen ayakları çıplaktı.

 

O anda çevredeki kana ve ölü Cennetsel Canavar yığınına bakıyordu. Göğsüne vurarak, iri gözlerini genişletmiş bir şekilde, korku dolu bir ifade oluşturmuştu.

 

Karga kahkaha atarak konuştu: “Küçük kız kardeş, nerden geliyorsun? Ailen nerede? Ormana tek başına girmen güvenli değil.”

 

Siyah giyimli genç kız Karga’ya bakarken gözleri bir kez daha şaşkınlıkla açıldı: “Wow! Abla, çok uzunsun! Hiç benden bu kadar uzun bir kız görmemiştim!” Bunu söylerken elleriyle de aradaki boy farkını gösteriyordu.

 

Karga bir kez daha kahkaha attı ve kıza doğru yürüdü, başını sevmek için elini kaldırdı. Ancak kıza bir yard mesafeye yaklaşmışken elleri havada yön değiştirerek kızın boynuna yöneldi.

 

Bu noktada böyle garip bir genç kızın belirmesi insanı şüpheye sokardı tabii ki. Karga da umursamaz bir insan olmasına rağmen aptal değildi. Hatta tam tersi doğruydu, zekasını aptalca bir görünüşün arkasında saklardı. Böyle ani bir şekilde harekete geçmesi hem ekibi hem de siyah giyimli kızı şoka uğratmıştı.

 

Karga ne kadar güçlüydü? Ondaki kuvvetle, Lin TianAo bile boynundan yakalansa, muhtemelen karşı koyamazdı.

 

Ama Karga’nın elleri genç kızın boğazını sarmak üzereyken, kız bir dumanla birlikte kayboldu. Yavaş görünse de hiç sıkıntı yaşamadan Karga’dan kaçmıştı. Ortadan kaybolurken, iri gözleri masum bir ifade taşıyordu, Karga’ya yanlış anlaşılmış gibi bir bakış atmıştı.

 

Öğle vaktiydi, güneş tepelerinde parlıyor ve ağaçlardan aşağı ışıklar yansıyordu, ekibin üzerinde ılık bir sıcaklık vardı. Ancak bu siyah giyimli genç kız, herkesin kalplerine bir ürperti salmıştı.

 

#Üç günlük mücadelenin hepsini okumadığımıza sevindim şahsen. Ve bu ekibin tamamen kaynaşmış olması da güzel.
Yalnız gizemli kızımız biraz tedirgin etti. Acaba kimin nesi, burda ne işi var ve benzeri sorular.
Okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr