Çevirmen : Clumsy 

Zhou Weiqing, Karga tarafından dikizlendiği için gerilmekle meşgulken, tişörtünde bir kımıldanma hissetti. Aynı anda, kısık wuuu wuuu sesleri duyuldu ve küçük beyaz kaplan Şişman Kedi, kollarına sıçradı.

Tüm gün Zhou Weiqing tarafından taşındığı için, şu ana dek herkes Şişman Kediyi görmüştü. Onlara kalırsa bu şey eşsiz görünümlü olsa da, sıradan bir Cennetsel Canavarın yavrusu olmalıydı, o yüzden fazla ilgilerini çekmemişti.

Ancak Şişman Kedi sıçradığı anda, Zhou Weiqing bir şeylerin ters gittiğini hissetti. Çünkü atın boynuna inen kaplanın tüyleri dikilmişti, bedeni yoğun bir şekilde titriyordu, büyük bir acı çekiyor gibi görünüyordu. Tüylerindeki derin mavi çizgiler garip şekillerde bükülüyor, canlıymışçasına ürkütücü bir ışık saçıyorlardı.

Parlayan desenleri gören Zhou Weiqing, Şeytani Değişim aşamasına girdiğinde kendi bedeninde beliren siyah kaplan dövmelerini hatırladı. Ancak şişman Kedinin aurası kendisinin değişim esnasındaki aurasından farklıydı, herhangi bir Şeytani belirti taşımıyordu. Tam aksine, garip bir şekilde ferahlatıcı bir ışık ve koku yayıyordu. Zhou Weiqing, aynı anda kemiklerden gelen çatlama seslerini de işitmeye başladı.

*Rooarr* Şişman Kedinin küçük boğazından hafif bir bağırış çıktı.

Ve takımı taşımakta olan sekiz at, bu çığlığı duydukları anda yere paralel bir şekilde indiler ve ağızlarından kanla karışık köpükler saçılmaya başladı.

Neyse ki, takım, yetenekli Cennetsel Cevher Ustalarından oluşuyordu ve şaşırmış olsalar da atlarından başarılı bir şekilde indiler ve birbirlerine kafaları karışık şekilde bakmaya başladılar.

Zhou Weiqing hızlı bir şekilde Şişman Kediyi kollarına aldı, endişeli ve karmaşık bir ifadesi vardı. Şişman Kediyle dalga geçmeyi seviyor olsa da, iki yıldan fazladır beraberlerdi ve artık ayrılamaz bir hale geldikleri söylenebilirdi. Üstelik, bu kedi birkaç kez Zhou Weiqing’in hayatını kurtarmıştı, Zhou Weiqing, onu ailesinden bir birey gibi görüyordu. Bu ani değişim karşısında nasıl afallamazdı ki?

Zhou Weiqing, kaplana sarıldığı anda, Şişman Kedinin gözlerinin kontrolsüzce titreşerek sıkıca kapandığını fark eti. Herhangi bir enerji yaymıyor olsa da, temasları süresince, teninin altında yoğun bir gücün aktığını hissedebiliyordu.

“Şişman Kedi, Şişman Kedi, ne oldu? İyi misin? Korkutma beni!” Zhou Weiqing telaş içinde bağırıyordu.

Lin TianAo’nun ciddi sesi duyuldu: “Bir seviye atlama ya da gelişme sürecinde gibi görünüyor. Weiqing, anlaşılan oldukça yüksek rütbeli bir Cennetsel Canavarın var. Bu sekiz atı tek çığlıkla ölümüne korkutabildiğine göre, geliştiğinde aşırı güçlü olacak.”

Zhou Weiqing ona yalvarırcasına bakarak sordu: “Ne yapmalıyım o zaman?”

Lin TianAo kaşlarını kaldırdıktan sonra konuştu: “Bir Cennetsel Canavarın seviye atlayışı kendisine bağlıdır, biz insanlar herhangi bir şekilde yardımcı olamayız. Ancak bu süreçte, garip bir aura yayarlar ve çok kırılgan olurlar, diğer Cennetsel Canavarlar tarafından Tüketilebilirler. Bu yüzden onları korumamız gerekir, özellikle de kendilerini koruyacak bir aileleri yoksa. Neyse ki bu yol ormanlık araziyle çevrelenmiş olsa bile ana yola yakın herhangi bir Cennetsel Canavar olduğunu sanmıyorum. Hadi gel, ormana girip iyi korunaklı bir yer bulalım. Bu ufaklığın seviye atlaması çok uzun sürmez–  üç gün alabilir.”

Zhou Weiqing acı bir gülümsemeyle konuştu: “Çok üzgünüm, herkesi geciktiriyorum.”

Ayyaş Bao içten bir kahkaha attıktan sonra konuştu: “Sorun yok, fazlasıyla vaktimiz var. Üstelik senin küçük beyaz kaplanın seviye atlayıp kuvvetlenirse turnuvada fayda sağlayabilir!”

Zhou Weiqing afalladı ve şaşkın bir şekilde sordu: “Cennetsel Cevher Turnuvasında Cennetsel Canavarlarımızı kullanabiliyor muyuz?”

Ayyaş Bao cevapladı: “WanShou İmparatorluğundaki Canavarustalığı mesleğini duymadın mı? Bu kişilerin kendileri pek güçlü değil, ama Cennetsel Canavarları savaştırabiliyorlar. Bu yüzden Cennetsel Cevher Turnuvasında Cennetsel Canavarlara izin var. Ancak kişi yalnızca bir Cennetsel Canavar kullanabilir, bunu yaparken de Birleştirilmiş Ekipman ya da Depolanmış Yetenek kullanamaz. Buna rağmen, WanShou İmparatorluk takımı ilk 4e kolaylıkla girebiliyor. WanShou İmparatorluğunun bu kadar güçlü olma sebeplerinden biri de bu.”

Zhou Weiqing şu anda Canavarustalığını pek önemseyemiyordu, çünkü Şişman Kedi’nin titreyişi kötüleşmeye başlamıştı. Tüm atlar öldüğü için artık onları ilerletecek bir şey de yoktu, böylece hepsi orman yoluna doğru yürümeye başladı. Lin TianAo’nun liderliği altında oldukça hızlı bir şekilde ilerleyip uygun bir yer buldular.

“Karga, bir mağara yap, Weiqing ufaklığı orada korusun. Biz de mağaranın girişini koruruz.” dedi Lin TianAo Karga’ya.

Lider olarak hem en kuvvetli kişiydi, hem de tüm üyelerin güvenine sahipti. Ye Paopao gibi gururlu biri bile, şu birkaç gün içinde onun sağlam karakterinden etkilenmişti. Hatta Ye Paopao, Zhou Weiqing’e bir sır olarak, Lin TianAo gibi birinin kafasına koyacağı her şeyde başarılı olabileceğini söylemişti. Eğer bir general olmak isterse, muhtemelen iyi bir general olurdu. Ne yazık ki onun seçtiği yol bu değildi. Ve Ye Paopao, Lin TianAo’yu överken, Zhou Weiqing aptalca bir sırıtıştan başka karşılık vermemişti.

Bu esnada Karga başını sallayarak onayladı ve geride kalanlara çekilmelerini işaret etti. Ellerini sallayarak iki siyah ışık çıkardı ve iki elinde de iri baltalar belirdi.

Karga’nın ellerindeki baltalara bakan Zhou Weiqing’in gözleri neredeyse yuvalarından çıkacaktı. Bu baltalar kapı çerçevesi ebatındaydı!

Bu iri baltalar, tamamen siyahtı ve kalın, soğuk birer aura yaymaktaydılar. İkisi de yaklaşık iki yüzer santimdi, kocaman balta başlarıyla birlikte, Zhou Weiqing’in devasa ikili çekiçlerinden de büyük hale geliyorlardı. Baltaların uçları keskindi, bir adam kolu kalınlığındaydılar ve ancak Karga’nın iri elleri tarafından rahatlıkla kucaklanabilir gibi görünüyorlardı. Baltaların uçlarında garip desenler vardı, koyu altın bir renkle parlamaktaydılar. Ve kızın baltalarla bütünleşen iri cüssesi ona inanılmaz kuvvetli ve tehditkar bir ifade kattı.

“Bu… bu bir Birleştirilmiş Ekipman mı?” Ye Paopao bu soruyu neredeyse kekeleyerek sormuştu.

Karga sırıtarak cevapladı: “Hayır, bu benim atalarımdan gelen bir miras, buna Altın Karga Tanrı Baltaları deniyor. Sol elimdekinin ağırlığı 310 kilo, sağdakiyse 390 kilo, toplamda 700 kilo ediyorlar. Bunlar kabilemize ait efsanevi silahlar ve yalnızca Altın Karga Kabilesi üyeleri bunları kullanabilir.”

Ye Paopao, Zhou Weiqing ve Shangguan Bing’er sırayla birbirlerine baktılar. Sonunda Karga’nın 3-Cevherli olmasına rağmen neden bu ana takımda olduğunu anlıyorlardı. Bu balta çifti Birleştirilmiş Ekipman değildi, ancak muhtemelen bundan daha iyiydiler! Toplamda 700 kilo gerçekten çok korkutucuydu!  

Ve kuvvetli bir ses eşliğinde, Karga’nın sağ bileğinde 3 Buzlu Yeşim Kuvvet Cevheri parladı. İki devasa balta, ellerinde küçük sopalar gibi görünerek dönmeye başladı. Tüm bedeni koyu altın bir parıltıyla sarmalanmıştı ve yoğun bir çarpma sesiyle birlikte, tepeye darbesini geçirdi.

Karga ve baltaları tepeye ulaştığında, tüm takım zeminin vahşi bir şekilde sarsıldığını hissetti. Bir an sonra, çıkan inanılmaz patlama sesiyle birlikte, Karga, tepeyi bir buldozer edasıyla kazmaya başlamıştı.

Zhou Weiqing bağırsaklarının düğümlendiğini hissetti. Kendisinin 3-Cevherli Cennetsel Cevher Ustaları arasında yenilmez olduğuna inanıyordu. Ama şimdi Karga’nın yeteneklerine bakınca, kendisine fazla güvenmiş olduğunu fark etti. Eğer Karga’yla bir mücadeleye tutuşursa, yenebileceğinden pek emin değildi. Belki Şeytani Değişim Aşamasına girerse o zaman bir şansı olabilirdi.

“Yeteneğine yalnızca ben karşı durabiliyorum.” Lin TianAo’nun sesi yavaşça Zhou Weiqing’in kulaklarına doldu.

Zhou Weiqing şaşkın bir şekilde yüzünü döndü ve acı bir gülümseme takındı. “Kimse onunla doğrudan mücadeleye girmedikçe onun ve efsanevi baltalarının gerçek gücünü yorumlayamaz. O bana büyük bir saygı duyuyor, çünkü akademide saldırılarını durdurabilen tek kişi benim. Bu kız çok cesur, takım üyelerini seçmek için yaptığımız elemelerde kimse benimle savaşmaya cesaret edemedi. O seçilen ilk kişi oldu! Kuvvet bakımından onun limitleri konusunda ben bile emin değilim. Altın Karga Kabilesi üyeleri sahiden de savaşçı olarak doğar ve Karga, bin yıldan fazladır ortaya çıkan en mükemmel yetenekleri olarak biliniyor. Buradan onun nasıl bir güce sahip olduğunu hayal edebilirsin.”

Zhou Weiqing yutkunmadan edemedi ve kendi kendine mırıldandı: “Eğer savaş alanına girerse, tam bir öğütücü olacaktır.”

Tam da o anda, yıkım sesleri sona erdi ve bir ışık eşliğinde Karga yeniden ortalıkta belirdi. 2.5 metre uzunlukta ve 3 metre genişlikte bir mağara açmayı tamamlamıştı. En korkutucu şeyse, üzerinde en ufak bir kir olmayışıydı, son derece sakindi ve hiçbir terleme ibaresi göstermiyordu!

“Abla, etkilendim, cidden etkilendim!” Zhou Weiqing, Karga’ya bakarak başparmağını kaldırdı ve Şişman Kediye sarılarak mağaraya daldı.

Karga’nın gücü sahiden de mükemmeldi. Böylesi kısa bir zamanda, harika bir mağara oluşturmuştu!

#Ben bu Kargayı da sevdim yaa. Uzun vadede ekibe katılsa çok iyi olur.
Bir de aklıma şey geldi, mesela bizim gümüş imparator vardı ya, onun gibi bir cennetsel canavarla turnuvaya katılabilse, birincilik garanti olur diye düşünüyorum. 
Tabi Şişman Kediye neler olacağını da çok merak ediyorum.
O yüzden, okumaya devam!