Çevirmen : Clumsy 

Karanlığın Dokunuşu sayesinde, Zhou Weiqing’in hisleri maksimum seviyeye çıktı. Aslında hedefe bu kadar yakın olmak bir okçu için her zaman iyi bir şey olmazdı ve Zhou Weiqing’in okçuluk stillerinin pek çoğu da belli bir uzaklık gerektirirdi. Mesafe kıtlığında, özel efektler ve değişikliklere imkan tanınmıyordu. Ancak ham güç olarak bakıldığında, haliyle maksimum bir güç kullanabilecekti.

Ve bir kez daha Derebeyi Yayını mümkün olduğunca gererek, öncekinden daha da kuvvetli bir ses eşliğinde, okunu Lin TianAo’nun kalkanına ulaştırdı. Böyle güçlü bir defans bile bir nebze sarsılmıştı, ancak tek değişen kalkanın parlaklığının artışı oldu.

“İyi ok!” Bunu söyleyen Lin TianAo değildi, odanın kenarında mücadeleyi izlemekte olan kırmızı cüppeli adamdı.

Gözleri iyi gören herkes, yay kirişi döndürülerek atılan bu okun kuvvetini teyit edebilirdi. Zhou Weiqing’in kendi gücü ve Derebeyi Yayının patlayıcı etkisiyle birleşen özel metot, az önce Yun Li’nin tüm gücünü kattığı saldırıyla hemen hemen yarışır bir etki yaratmıştı. Okçuluğun gücü buydu.

Yun Li de bu esnada Lin TianAo’nun arkasına ulaşmış ve harekete geçmişti. Kurnaz bir kedi gibi ilerledi, bileğini büktü ve ellerinde bir kez daha mızrağını canlandırdı. Bir ‘Çifte Sıkıştırma’ ile –  Sıkıştırılmış Uzaysal Güllesini kullanarak Lin TianAo’nun açıktaki sırtını hedefledi.

Zhou Weiqing bu süreçte atağını kesmedi, düzenli bir aralıkla, kuyruklu yıldız gibi, oklarını atmayı sürdürüyordu.

Bu düzenli patlayıcı saldırılar yüzünden, Lin TianAo kalkanını arkasına götürerek sırtını koruyamıyordu. Sonuçta en büyük problemi tek elini kullanamama ve kıpırdayamama kısıtlamasıydı, bu yüzden pek çok gücünü kullanamıyordu. Kalkanının yerini değiştirmiyor olma sebebi de, Zhou Weiqing’in oklarının, Yun Li’nin saldırısından daha büyük bir tehdit oluşturacağını düşünmesiydi.

Yun Li’nin saldırısı Lin TianAo’ya ulaşmadan bir an önce, Lin TianAo’nun bedeninden parlak sarı bir ışık yayıldı ve bedeni yoğun bir değişime uğradı.

Kirli sarı bir zırh, Lin TianAo’nun tüm bedenini sardı, hatta kalkanı bile taşımsı bir dış kaplamayla güçlendi, kalın bir aura tarafından sarmalandı.

Kuvvetli bir çarpma sesi eşliğinde, Birleştirilmiş Mızrak sarı zırha vahşi bir şekilde ulaştı ve sarı ışıkları aşar gibi göründü. Ancak yalnızca minicik bir kısım çatlamıştı ve Lin TianAo hala aynı şekilde hareketsizdi.

“Taş Zırh!” Yun Li hafif bir şekilde tepki verdi.

Taş Zırh, Ma Qun’un da daha önce kullandığı Taştan Tene benziyordu, ancak ondan çok daha kuvvetliydi. Taştan Ten yalnızca 4 yıldız derecelendirmeliydi ve ancak 3-Cevherden sonra kendi kendine oluşabiliyordu. Taş Zırh ise 9 yıldız derecelendirmeliydi ve Taş Niteliklerinin en iyi defans yeteneklerinden biriydi. Lin TianAo gibi çoktan 5-Cevhere ulaşan bir Cennetsel Cevher Ustasının doğal sertliğine bir de bu eklenince, insan aşılmaz bir kale gibi oluyordu!

Yun Li’yi en çok geren şeyse, normal bir Taş Zırhın bu kadar güçlü olmaması gerektiğiydi. Sonuçta tüm gücüyle birkaç Yeteneği birleştirmişti ve kendi Birleştirilmiş Ekipman Silahını kullanmıştı. Ancak Taş Zırh, rakibin 5-Cevherli Birleşim Seti Ekipmanı Kalkanı tarafından oluşturulmuştu. Ona ne kadar güçlendirme kattığını bilmiyordu, ancak kendi Çifte Sıkıştırmasından çok olduğu kesindi.

Şunu söylemek gerek ki, Lin TianAo’nun sırtı,Yun Li’nin saldırılarına açık hale gelse de, hala hiç zarar görmemişti!  

Kahretsin, bu herif gerçekten de 5-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustası mı? Bir Zong Aşaması Cennetsel Cevher Ustası bile bu kadar dayanıklı olmamalı!

Bu noktada, Yun Li saldırmaya son vermeye karar verdi ve tam bir konsantrasyonla Lin TianAo’ya bakmaya başladı. Aynı zamanda enerjisini yeniliyor ve Zhou Weiqing’in sinyalini bekliyordu. Hiç değilse arkada birinin olması Lin TianAo’nun odağını dağıtıyordu. Üstelik 5-Cevherli Birleşim Seti Ekipmanı Kalkanın sağladığı Taş Zırh da yüksek miktarda enerji harcıyor olmalıydı.

Zhou Weiqing’in ellerindeki Derebeyi Yayı çılgın bir atış hızına sahipti. Okların nasıl çıktığını görmek neredeyse imkansızdı, tek görülen Lin TianAo’nun kalkanına değdikleri anda saçılan ışıklar oluyordu. Üstelik, bu düzenli ok yağmuru Zhou Weiqing’in Cennetsel Enerjisini de pek harcamıyordu, Derebeyi Yayını kullanırken yalnızca fiziksel kuvvetine dayanıyordu. Bu da yay kirişi bükme okçuluğunun en iyi avantajlarından briiydi. Bu noktada, Zhou Weiqing’in atış metoduyla durmaksızın dönen Derebeyi Yayı, çevresinde gizemli bir kalkan görüntüsü oluşturuyordu.

Lin TianAo, Zhou Weiqing’ten gelen ok yağmurunu durdurmayı başarsa da hayretler içindeydi. Artık bu iddiayı kazanma arzusu iyice şiddetlenmişti. Baştaki hedefi Yun Li’ydi, ama şimdi bu 3-Cevherli çocuk daha çok ilgisini çekmeye başlamıştı. Hem Birleştirilmiş Ekipman Ustalığı müsabakasında Yun Li’yle berabere kalmıştı, hem de savaş yeteneği daha yüksekti! Bu garip okçuluk metodunun nasıl işlediğini pek anlamamıştı ama yine de ne kadar kuvvetli olduğunu hissedebiliyordu. Üstelik, Zhou Weiqing gibi hızlı bir atış ritmine sahip olan birini Takipçisi yaparsa, savaş alanlarında büyük faydasını görürdü. Lin TianAo’nun defansı aşırı kuvvetli olsa da, özellikle uzun mesafedeki saldırı gücü oldukça kısıtlıydı. Zhou Weiqing’in okçuluk yeteneği ise tek başına yüz kişiyi devirebilirdi, buna kendi defans kabiliyeti eklendiğindeyse, Zhou Weiqing’i zarar görme endişesi duymadan rahatlıkla savaştırabilirdi.

Yani Lin TianAo içinden  Zhou Weiqing’le nasıl savaşlara katılabileceklerini şimdiden hayal etmeye başlamıştı. Gerçi Zhou Weiqing’in okçuluğu ne kadar kuvvetli olursa olsun, Şeytani Sağ Bacağının gücüyle kıyaslanamazdı ve kalkanına zarar verme şansı yoktu.  

Eğer ikili, Lin TianAo’nun Cennetsel Enerjisinin bitmesine oynuyorlarsa, bu da bir hata olacaktı. Bu sırrı yalnızca Lin TianAo biliyordu. Sonuçta, bir 5-Cevherli Birleşim Ekipmanı oldukça fazla enerji tüketmeliydi. Ancak bir Birleşim Setine her Cevher eklenişinde özel bir nitelik kazanılıyordu ve bu niteliklerden biri de harcanan Cennetsel Enerjiyi azaltmaya yönelikti. Bu büyük azaltım oranı hem daha uzun süreli defans yapmasını sağlıyordu, hem de rakibin bazı saldırılarını kendi gücüymüşçesine kullanabiliyordu. Yani bırakın bir tütsünün yanış süresini, iki saat bile geçse en iyi formunda kalmaya devam edebilirdi.

Yun Li bir kez daha tüm kuvvetini kullanmadığı sürece, Taş Zırh onu durdurmak için yeterli olacaktı. Ve şu anki durumuyla da aynı güçte bir saldırı yapması imkansız gibiydi. Lin TianAo planını etraflıca yapmıştı–Yun Li tüm gücüyle saldırsa ve biraz darbe yese bile, kıpırdamayacaktı. Üstelik, kalkanında Soketlenen Yetenekler yalnızca Taş Zırhtan ibaret değildi. Beşlinin içinde, ikisi destekleyiciydi, diğer üçü ise tamamen defansifti.

Artık kırmızı cüppeli adamın ellerindeki tütsünün 3te 1inden fazlası yanmıştı, yarıya ulaşmak üzereydi. Zhou Weiqing ise hala ok atmaktaydı. Derebeyi Yayının dönüşü yüzünden, Lin TianAo, Zhou Weiqing’in yüzündeki ifadeyi göremiyordu.

Gerçekte, Zhou Weiqing’in durmaksızın ok ateşlemesinin nedeni, bir plan bulmaya çalışıyor oluşuydu. Sonuçta Alexandrite Kedigözü Cevheri sayesinde herkesten fazla yeteneği vardı. Üstelik Derebeyi Yayında da kullanabileceği iki soket vardı. Bu yüzden düşmanlarla yüzleşmesi için pek çok kapıya sahipti ve Lin TianAo’yla baş etmesi için hangisinin en iyi olacağını bulmaya çalışıyordu.

O anda, Zhou Weiqing’in gözleri yeni bir fikirle aydınlandı. Ve bir an sonra, okunu değiştirdi.

Havalanan ok, güzel, gümüş bir ışıkla sarıldı. Kırmızı cüppeli adamın gözleri bu manzarayı yakaladığında soğuk bir ışıkla sarmalandı. Ancak Lin TianAo bunu fark etmemişti, sonuçta kalkanıyla darbeleri karşılıyor olsa da, kalkanının ebatı yüzünden görüşü de bir hayli engelleniyordu. Bir de Zhou Weiqing’in atış sıklığı ve sürekli hareket etmekte olan yayı işin içine girdiğinde, Zhou Weiqing’in hareketlerini inceleyecek vakti ve fırsatı olmuyordu.

Yollanan ok, kuvvetli bir *bang* sesi eşliğinde kalkana ulaştı.

Bu okun gücünde ve kuvvetinde önceki oklara kıyasla bir değişiklik yoktu, tek farkı taşıdığı gümüş ışıktı.

Kalın gümüş ışık kendisine ulaştığında, Lin TianAo bedeninin sıkılaştığını ve gümüşi bir parıltıyla sarıldığını hissetti. Kalkanı aşan gümüş ışığın parıltısı bir hayli azaldı ve Lin TianAo kolunu silkerek kalkanını birazcık yukarı kaldırdığında gümüş parıltı havaya karıştı.

Yaklaşık yüzde elli zayıflatma etkisi. Zhou Weiqing’in gözleri, bu tutarlı gözlemi yaparken parlamıştı.

Az önce attığı ok, Uzaysal Zincirler Yeteneğine sahipti. Bunu atarkenki düşüncesi, Lin TianAo’nun kontrol ve destek yeteneklerini ölçmekti.

Hiç şüphe yok ki, doğrudan ve önden bir saldırı yaptığı sürece, Zhou Weiqingin hiçbir yeteneği, hatta kombinlenmiş yetenekleri bile Lin TianAo’nun defansını aşamazdı. Ancak, Lin TianAo’nun kalkanı ne kadar güçlü olursa olsun, hala tüm kontrol ve destek yeteneklerine sahip değildi. Bu testle, kalkanının yaklaşık %50 güçle destek ve kontrol yeteneklerinin güçlerini azaltabildiğini görmüştü. Bu gerçekten de dehşet verici bir etkiydi. Buna bir de yetişim seviyeleri arasındaki fark eklenince,  Zhou Weiqing’in kontrol yeteneklerinin ona karşı pek işe yaramayacağı açıkça anlaşılıyordu. Yine de Zhou Weiqing’in yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

Bu dünyada, mutlak defans diye bir şey yoktu. Bu inanılmaz defansa sahip olan Lin TianAo’nun bile aşamayacağı şeyler olacaktı.

“Yun Li, şimdi saldır!” Zhou Weiqing bağırdı. Planını yapmıştı ve tereddüt etmeyecekti.

Az önce, Yun Li, Lin TianAo’nun bedenine değen gümüş ışığı gördüğünde gözleri aydınlanmıştı. Bir Birleştirilmiş Ekipman Ustası olarak, Zhou Weiqing’in yayının soketli olduğunu anlamıştı. Ancak Zhou Weiqing’in faydasız Uzaysal Zincirler Yeteneğini kullandığını görmek onu hayal kırıklığına uğratmıştı.

#Bizim çocuk nasıl bir plan yaptı acaba? Yine de 'gizemli kadınımız' henüz destek olmadığı için o dahil olana dek olaylar çözülmezmiş gibime geliyor. 
Bir de bu kalkanlı abimiz 'önce güvenlik' mottosu için çok faydalı bir takipçi olmaz mı?
Hadi inşallah diyoruz ve bir sonraki bölüme geçiyoruz!