Bölüm 46.3 : Boyun Eğmeyin, Ben Hepinizle İlgileneceğim! (3)

avatar
7206 9

Heavenly Jewel Change - Bölüm 46.3 : Boyun Eğmeyin, Ben Hepinizle İlgileneceğim! (3)


Çevirmen : Clumsy 

 

 

Zhou Weiqing koltuğuna döndüğünde, Xiao Shi de diğer öğretmenlerle birlikte uzaklaşmıştı. Çevredeki öğrencilerin bakışlarında aşağılama, saygı, korku ve hayranlık karışımları vardı. Zhou Weiqing bu karmaşık ifadeleri yok saydı ve şöyle dedi: “Sınıf temsilcisi olmak istiyorum. İtirazı olan var mı? Sözlerimde ciddiydim, önümüzdeki dört yılda, mezun olana dek sınıftaki herkesin Birleştirilmiş Ekipman ve Yetenek Depolama ihtiyaçlarını karşılayacağım. Mmmnn… benden daha çok yardım almak için, yetişim konusunda sıkı çalışmalı ve mezun olmadan Cevher setlerinizi arttırmalısınız. Sizden başka talebim yok...dört yıl sonra kendi yollarımıza ayrılacağız.”

 

Birinci sınıf halk öğrencilerinin bir kısmının kafaları hala sabahki olaylar yüzünden  karışık haldeydi. Son sınıf öğrencisi Ding Chen’in ciddi yaralanışı… her şey böyle kolayca sonlanmış mıydı gerçekten? Akademinin başka bir cezası olmayacak mıydı? Bu öğrencilerin daha akıllı olanları, Zhou Weiqing’in nasıl bir zekaya sahip olduğunu anlamışlardı. Bu herif deli olabilirdi, ancak kendine has bir mantığı vardı ve aptal değildi. Bunu yapma sebebi ne olursa olsun, onlara bir zararı yoktu sonuçta.

 

Bu şartlar altında kim onun temsilci olmasına karşı çıkardı ki?

 

Ne yazık ki, o anda tüm beklentileri yıkacak bir şekilde, uyumsuz bir ses duyuldu. “Sınıf temsilcisi olmak için… benim iznimi aldın mı?”

 

Ses yumuşak ve alımlıydı, tamamen baştan çıkarıcı bir tonu vardı ve herkesin bakışları bilinçsizce sesin sahibine kaydı.

 

Zhou Weiqing salona girdiğinden beri olayların kendi kontrolü dahilinde olduğunu hissediyordu. Ancak şimdi sesin sahibine baktığında, aniden çirkin bir ifadeye büründü.

 

Orada duran kişi, tatlı yüzünde ve güzel bedeninde dünkü yaralanmalardan hiçbir iz taşımayan Ming Hua’ydı. Çok iyi görünüyordu, hafifçe kızarmıştı ve sevimli gözlerini birinci sınıf öğrencilerine bakarak yuvarlıyordu. Ancak Zhou Weiqing’in ifadesini değiştiren şey bu değildi. Esas sebep kızın görünüşüydü – çünkü öğretmenlere ait olan siyah cüppeyi giyiyordu. Ve gözlerinde Zhou Weiqing’e yönelik bir alay vardı.

 

“Ohhh? Dilini arı mı soktu sevgili Birleştirilmiş Ekipman Ustam? Sınıf temsilcisi olmak istemiyor muydun?”

 

Zhou Weiqing acı bir gülüşle sordu: “… Acaba… Bizim sınıf öğretmenimiz falan olabilir misin?”

 

Ming Hua gülümseyerek yanıtladı: “Üzgünüm, yalnızca tesadüf. Bir anda sizin öğretmeniniz oluverdim. Merhaba öğrencilerim, benim adım Ming Hua ve şu andan sonra sizin öğretmeniniz olacağım. Umarım hepiniz iyi bir eğitim alır, tüm askeri bilgilere kavuşur ve mükemmel liderler veya generaller olursunuz.”

 

Zhou Weiqing, Ming Hua’yı siyah öğretmen cüppesi içinde gördüğünde, kalbinde bir batma hissetti. Ne kadar akıllı ve kurnaz olursa olsun, Ming Hua kadar genç birinin öğrenci değil de öğretmen olmasını beklememişti! Üstelik kendi sınıfının öğretmeniydi! Onunla günleri nasıl geçecekti? Daha geçen gün onu neredeyse ölümüne dövmüştü...

 

Zhou Weiqing’in çenesini kapatıp sessizce oturmaktan başka şansı yoktu, beyni deli gibi çalışsa da şimdilik başka bir çözüm bulamamıştı.  

 

Ancak Ming Hua, büyük bir şaşkınlık yarattı. Tüm birinci sınıfların dikkatini çektikten sonra gülümseyerek konuşmaya devam etti: “Az önce öğrencimiz Zhou Weiqing’in performasını gördüm. Sözlerinin doğru olduğunu düşünüyorum. Bir insan olarak, en önemli şey omurgalı olmak, ayakta durabilmektir. Hareketleri doğru olsa da olmasa da, en azından sınıfımıza birlik getirdi ve sizleri yakınlaştırdı. Bu nedenle, ona geçici bir temsilcilik görevi vermenin çok kötü olmayacağı kanaatindeyim. Tabii ki açılış töreninden sonra, esas pozisyon için düzgün bir oylama yaparız.”

 

Zhou Weiqing onun sözlerini dinlerken şaşakaldı. Ming Hua’nın bu fırsatı değerlendirip kendisini aşağılamamasını garip bulmuştu.

 

Ming Hua böylece ön tarafa doğru yürüdü ve koltuğuna oturdu. Diğer taraftan, halkın son sınıf öğrencileri ona hayalet görmüş gibi bakıyorlardı.

 

Zang Lang’in yüzü bir kez daha seğirdi ve mırıldandı: “Anlaşılan asiller bu yıl hiçbir birinci sınıfı köleleştiremeyecek. Cehennem Çiçeği Yeraltı Dünyası'na bir de bu çaylak eklenince, okul oldukça ilginç ve gürültülü olacak gibi.”

 

Bu olaylı sabahtan sonra, açılış töreni sonunda başlamak üzereydi. Zhou Weiqing, Dekan Xiao Shi’nin çoktan asillerin kemerinden geçip VİP köşesine gittiğini görmüştü. Xiao Shi’ye eşlik eden 3 kişi daha vardı.

 

Zhou Weiqing’in dikkatini en çok çeken orta koltuktaki kişi oldu. Bu kadın uzun ve zayıftı, öğretmenlerin siyah cüppesini giyiyordu. Ancak onun cüppesinde altın çizgiler vardı. Uzun saçları parlak siyahtı, altın bir tokayla zarif bir şekilde tutturulmuştu. Güzel solgun yüzünde hafif bir gülümseme vardı, ayrıca cüppesinin üst tarafında Fei Li İmparatorluğunun sembolü olan çapraz kılıçlar vardı. Sembolün ortasındaysa göz kamaştırıcı parlaklıkta kırmızı bir mücevher vardı.

 

Zhou Weiqing, VİP kısmına pek yakın olmasa da, kadının üst sınıf güzelliğini ve asil havasını, zarifliğini sezebiliyordu. Daha önce böyle birini görmemişti. Cennetsel Yay İmparatorluğu Ailesinde bile, ancak 17 yaşlarında görünen bu kız gibi bir auraya sahip olan kimse olmamıştı.

 

Xiao Shi, bu genç kız dışında, 3lünün içindeki en genç kişiydi. Diğer iki kişi beyaz saçlı adamlardı. Onların cüppelerinde de altın çizgiler vardı ancak göğüslerinde çapraz kılıç sembolünü taşımıyorlardı ve auraları da o genç kızla kıyaslanamazdı.

 

Dörtlü yerleştiğinde tüm salon sessizliğe gömüldü. Ön koltukta oturan Xiao Shi, ciddi bir sesle konuştu:  “Açılış töreni şimdi başlayacak. Ellerimizi birleştirelim ve Müdürümüz Cai Cai’yi selamlayarak şovu başlatalım, aynı şekilde Yardımcı Müdürler Xing Tian Yi ve Zeng Xun’u da.”

 

Bir anda gök gürültüsü şeklinde alkış sesleri duyuldu ve üç müdür ayağa kalkarak selam verdi.

 

Müdür mü? O genç kız gerçekten müdür mü?  Zhou Weiqing onun önemli biri olduğunu sezmişti, yine de bu gerçeğe inanmakta zorlanıyordu.

 

Büyük Fei Li İmparatorluk Ailesi Akademisinin gerçekten de böyle genç ve güzel bir müdürü mü vardı? Zhou Weiqing bunu hoş bulsa da, bu durum oldukça garipti! Acaba bu işin arkasında bir sır olabilir mi?

 

Tam Zhou Weiqing farklı senaryolar çizerken Kou Rui’nin sesi bir kez daha kulaklarına ulaştı. “Patron, müdürümüz gerçekten harika biri. Onu soruşturdum ve öğrendim ki müdür olması tamamen kendi yetenekleri sayesindeymiş. Görünüşüne göre yargılama; genç, narin ve kırılgan görünüyor olabilir, ancak Fei Li İmparatorluğunda Demir Kadın olarak biliniyor ve ordunun da generali ve yardımcı komutanı. Üstelik, rütbesi kadın olduğu için düşük durumda, yoksa katkılarıyla çoktan daha üst rütbelere ulaşırdı. Ayrıca, Müdür Cai Cai, Fei Li İmparatorunun küçük kardeşi, bu yıl 35ine basmasına rağmen hala bekar. Dedikodulara göre Tanrı General Ming Yu’yla sevgililermiş, neden hala çocukları olmadığını ya da evlenmediklerini kimse bilmiyor.

 

Kou Rui’nin sözlerini dinleyen Zhou Weiqing kahkaha atmadan edemedi. “Senin bu kadar dedikoducu olmanı beklemezdim.”

 

Kou Rui sırıtarak yanıtladı: “Aslında ben askeri lisedeyken ana çalışma alanım askeri istihbarat ve casusluk sanatıydı. Sonuçta, savaşta askeri istihbarat ve keşif en önemli işlerden – ancak düzgün bir bilgiye sahip olduğumuzda doğru kararları verebiliriz ve bu da sık sık başarının anahtarı olur.”

 

Zhou Weiqing gülümsedi: “Gelecekte bir general olursam, seni İstihbarat Memurum olarak yanımda isterim.”

 

İkili aralarında fısıldarken, açılış töreni de resmi olarak başladı. Aslında bu tören, liderlerin öğrencilerle konuşup akademinin başarılarını özetleme fırsatı buldukları bir olaydı. Zhou Weiqing konuşmaların birkaç cümlesini dinledikten sonra gerçekten sıkılmıştı. Tüm törenden aklında kalan tek şey Müdür Cai Cai’nin güzel sesiydi, ancak onun sözlerinin içeriği hakkında da hiçbir fikri yoktu. Yanında oturan Shangguan Bing’er ise tüm dikkatliyle konuşmalara odaklanmıştı. Fei Li İmparatorluk Akademisine girebilmek onun için çok önemliydi, bu fırsatı iyi değerlendirecekti. Sonuçta, Tabur Komutanıyken hissettiği çaresizlik hala zihninde tazeydi ve askeri bilgi konusunda çok eksik olduğunu düşünüyordu. 

 

 

Açılış töreni Fei Li Askeri Akademisi tarafından yürütülürken, çok uzak olmayan Fei Li İmparatorluğu Yetenek Depolama Sarayı Merkezine eşsiz bir ziyaretçi uğradı.

 

Genç bir kadın, önündeki Yetenek Depolama Sarayını sessizce gözlemliyordu. Yalnızca orada duruyor olmasına rağmen eşsiz aurası çevresindeki herkesin dikkatini çekmekteydi. İnsanların her çeşit yanlış düşüncesini yıkabilecek kadar garip, asil bir auası vardı, parlak bir güneş ışığı gibiydi.

 

Genç kadının yüzü örtülü olsa da çok genç olmasına rağmen beyaz saçlara sahip olduğu ortadaydı. Ancak bu rengin yaşına bağlı olmadığı çok açıktı, çünkü hayat saçan bir parıltısı vardı, sanki beyaz bir yeşimden yapılmış gibiydi. Alın tarafında, iki çizgi halinde mavi saça sahipti, ki bu maviliğin saçlarının kalanıyla oluşturduğu zıtlık bir şekilde güzelliğini daha da arttırıyordu.  

 

Gözleri derin bir morluktaydı, bakışları insanın ruhuna erişiyor gibiydi. Orada durup dünyadaki tüm güneşi ve ışığı kendine çekiyor gibiydi ve çok geçmeden narin, uzun bacakları kıpırdadı, yavaşça Yetenek Depolama Sarayına doğru ilerledi.

 

Adımını attığı anda korumaların dikkatini de çekmişti. Bir anlık tereddütten sonra içlerinden dördü kıza yaklaştı. Görevlerine rağmen kalplerinde garip bir his taşıyorlardı, sanki ona Güç Cevherlerini sormak çok absürt gibiydi. Bu kişi kesinlikle bir Cennetsel Cevher Ustası olmalıydı.

 

Onlar konuşamadan önce, beyaz saçlı kız sağ elini kaldırdı ve narin parmakları parlak beyaz bir ışıkla aydınlanırken 6 Buzlu Yeşim Fiziksel Cevheri göründü.

 

Korumaların gözbebekleri şokla genişledi ve saygıyla eğildiler: “En saygı duyulan Üst Seviye Zun Aşaması Cennetsel Cevher Ustası, lütfen girin.”

 

Beyaz saçlı kız hafifçe başını salladı ancak hiçbir şey söylemedi. Bir adım attı ve korumaları geçerek Yetenek Depolama Sarayına girdi.

 

 

#Beyaz saçlı, mavi çizgili, mor gözlü kız diyorlar arkadaşlar, aurası çok kuvvetli diyorlar!
Bana biraz tanıdık geldi sanki. Hadi inşallah bir sonraki bölümde bu bilginin devamını alırız.
Ben sabırsızlanıp bir sonraki bölüme geçiyorum, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr