Çevirmen : Clumsy

“Ölümden korkuyor olabilirim, ama yine de kadınımı korumalıyım. Bir erkek ölürken yüzü göğe bakmalıdır, aksi takdirde utanılacak bir yaşamları olmuş olur. Sonuna kadar mücadele edeceğim!” Zhou Weiqing, ayağını ağacın bir dalına basarak aşağıya doğru sıçradı. Orman Kurtlarının Shangguan Bing’er’in saklandığı ağaca zarar vermesine kesinlikle izin veremezdi.

Bedeni büyük ağaçtan aşağıya inerken, sol bileğindeki Alexandrite Kedigözü, nitelik çarkında karanlık tarafın seçilmesiyle derin bir siyahlığa büründü.

‘Karanlığın Dokunuşu’ belirirken, Cennetsel Enerjinin maksimum sirkülasyonuyla, dokunaçlar Orman Kurtlarına doğru kuvvetli bir aura saçarak ilerledi …

Güçlerini birleştirmekle meşgul olan Orman Kurtları, bu manzara karşısında bir kaosa sürüklendi. Kurt Kralı dışında hepsi, auranın, Canavarların Kralının aurasının artışından korkmuştu.

12 siyah ışık parlayarak en yakındaki 12 Orman Kurdunu buldu. Neredeyse ağlamaklı bir uluma eşliğinde, Karanlığın Dokunuşunun güçlü kontrol etkisiyle karşılaştılar.

Hemen hemen aynı anda, Zhou Weiqing de aşağı inmiş ve sağ bacağını hatrı sayılır bir güçle savurmuştu.

Bir *Puff* sesiyle, bağlanmış olan 12 Orman Kurdundan 3 tanesi, sağ bacağı tarafından havaya uçuruldu. Görünürde sert olan bedenleri bir karpuz gibi parçalanmış ve her yana saçılan kanları Zhou Weiqing’in de her yerini kırmızıya bulamıştı.

Taze kanın pis kokusu Zhou Weiqing’in gözlerindeki kana susamışlığı iyice arttırdı. Kendine güveni de arttı ve bedenini yan tarafa çevirdi. Büyük bir efor sarf edip Orman Kurtlarını mümkün olduğunca uzaklaştırmalı ve Shangguan Bing’er’e nefes alacak bir alan sağlamalıydı. Onun daha önce söylediği gibi, Orman Kurtlarından herhangi birini öldürdüğü veya yaraladığı zaman, intikam için onu öldürene kadar kovalayacaklardı. Madem öyle, gelin bakalım!

Zhou Weiqing’in mevcut güç seviyesinde, Derebeyi Yayını kullanmadığı sürece bu Orman Kurtlarını öldürebilmesi oldukça zordu. Ama Şeytani Sağ Bacağı sayesinde, 3 tanesini tek bir vuruşta öldürmüştü bile.

Zhou Weiqing yere indiği anda, ağaçtan aşağı soğuk bir ışık da gelmişti. Yüksek bir *swoosh*  sesiyle, bağlanmış Orman Kurtlarından birinin gözüne bir ok saplandı. Ölümcül bir darbe alan kurttan acılı bir feryat yükseldi.

“Seni aptal! Ne yapıyorsun?!” Zhou Weiqing koşuyor olsa bile bu oku nasıl fark etmezdi? O kız şu anda nasıl bir ok atabilirdi?! Onun kahrolasıca kurtların uzaklaşmasını bekleyip sonra da kaçması gerekiyordu!

Shangguan Bing’er cevap vermedi. Yalnızca Zhou Weiqing’in alnında bıraktığı sıcaklığı hissedebiliyordu.

Seni aptal Küçük Şişman, ölümden bu kadar korkarken bile kurtlarla yüzleşip beni koruyacak cesaretin var. Ben nasıl seni terk edip kaçabilirim? Eğer bugün ölmek zorundaysak, o zaman beraber ölelim. Madem benim için ölmeye razısın, ben de seninle birlikte ölmekte bir yanlışlık görmüyorum.

Kalbi bu duygularla dolup taşan Shangguan Bing’er artık korkmuyordu. Mor Şafak Yayıyla attığı, Rüzgar Nitelikli Cennetsel Enerjiyle doldurulmuş her ok yıldırım gibi ilerliyordu, tek bir göz kırpışıyla, bağlı kurtlardan beşinin icabına bakmıştı bile. 

Normal şartlarda, bir okçunun, Rüzgar Nitelikli Cennetsel Enerji nedeniyle hızlarıyla ünlenmiş olan Orman Kurtlarını vurabilmesi çok zordu. Ama şu anda Karanlığın Dokunuşuyla bağlanmış oldukları için bu iş çok daha kolaydı ve bu sayede kısa bir zaman periyodunda ölü sayısı 8e çıktı.

O anda, Kurt Kralı kıpırdadı ve 30un üzerinde Orman Kurdu Rüzgar Bıçaklarını büyük ağacın üzerindeki Shangguan Bing’er’e doğru yönlendirdi.

Zhou Weiqing’in indiği yerdeki kurtlarsa, onun yaydığı auradan korkarak geri çekilmişti. Ama Zhou Weiqing’in önünde beliren farklı bir bulanıklık vardı, devasa Kurt Kralı bir anda 10 yard yakınına gelmişti; hızı Shangguan Bing’er’in Rüzgar Kullanan Botlarını kullandığı halinden bile fazlaydı!

Bu Kurt Kralının zekası da oldukça parlaktı ve Zhou Weiqing’in Şeytani Sağ Bacağından yayılan aura konusunda bir hayli temkinliydi. Bu nedenle Zhou Weiqing’le yakından dövüşecek bir mesafeye gelmedi, onun yerine bedeninden 12 adet Rüzgar Bıçağı fırlattı ve bıçaklar güzel, ölümcül yeşil çiçekler gibi Zhou Weiqing’e farklı açılardan yaklaşmaya başladı.

Kahretsin, 12 Rüzgar Bıçağı! Zun Aşaması Cennetsel Canavarın gücü mü bu? Zhou Weiqing, inanılmayacak kadar hızlı Rüzgar Bıçakları kendisine farklı açılardan yaklaşırken yoğun bir baskı hissetti, anlaşılan kendisi için durum gerçekten umutsuzdu!  

Kurt Kralının Rüzgar Bıçakları birer metre uzunluktaydı ve pervane şeklindeki bıçaklar havayı delerken insanın kemiklerini titreten bir hava akımı oluşturuyordu. Zhou Weiqing’in bu Rüzgar Bıçaklarının kendisini parça parça edeceği hakkında hiç şüphesi yoktu.

Çoklu yeteneklere sahip olmanın verdiği güçle Alexandrite Kedigözü belirdi ve ani, parlak bir fikirle Zhou Weiqing, 12 Rüzgar Bıçağının kendisine çarpacağı yerden yok oldu. Bir an sonra ‘Göz kırptığı’ konum yerine, Kurt Kralına 3 yard mesafeye gelmişti. Ve aynı anda sağ ayağını bir kez daha kaldırarak yeşil ışıklar eşliğinde Rüzgarın Prangalarını aktive etti.

Zhou Weiqing tüm sınırlarının dışına çıktı denilebilirdi! Ölüm tehlikesiyle yüzleşmişti, Cennetsel Enerjisini saklamak aklındaki son şeydi.

Beklenildiği gibi, Kurt Kralının bedeni dondu, Rüzgarın Prangaları tarafından anında bağlandı. Zhou Weiqing, büyük bir hamleyle aradaki mesafeyi kapattı ve sağ bacağını Kurt Kralı’nın başına doğru kaldırdı.

Ne yazık ki sağ bacağı tam Kurt Kralının başına temas etmek üzereyken, yeşil bir ışığın çakmasıyla hedefinden şaştı.

Rüzgarın prangaları işe yaramadı mı? Zhou Weiqing şoktaydı. Sonuçta tüm Yetenekleri arasında, Rüzgarın Prangaları, kontrol alanındaki en güçlü yeteneğiydi.

Aslında Rüzgarın Prangaları başarısız olmamıştı, ama süresi yanlış değerlendirilmişti. Sonuçta Kurt Kralı da Rüzgar Nitelikli bir Cennetsel Canavardı ve Rüzgar Nitelikli Yeteneklere karşı güçlü bir direnci vardı. Dahası, Zhou Weiqing’in gerçek gücü Kurt Kralıyla aynı seviyede değildi. Zun Aşaması Cennetsel Canavarlar arasındaki en güçsüz Canavar bile olsa, yine de Zun Aşamasıydı! Zhou Weiqing ise ancak düşük seviye Shi Cevher Ustasıydı ve seviyeleri arasında ciddi bir fark vardı.

Bu nedenle, Rüzgarın Prangaları, Kurt Kralını ancak kısa bir an için tutabilmişti. Alexandrite Kedigözü Elementsel Cevheri ne kadar güçlü olursa olsun, sonuçta Zhou Weiqing’in ilk ve tek Cevheriydi.

O anda, savaş alanının diğer tarafında, ani bir kesilme sesiyle, Shangguan Bing’er’in üzerinde durduğu ağaç parçalandı.

Yeşil bir bulanıklık arasında Shangguan Bing’er’in son anda atlamayı başardığı ve Rüzgar Kullanan Botlarını Birleştirdiği, maksimum hızını zorladığı görüldü. Hala havadayken 2 ok daha fırlatmayı başardı. Ne yazık ki, hareket eden Orman Kurtları zayıf noktalarını koruyabiliyordu. İki tanesini vurmayı başarsa da oklar bedenlerine zarar veremedi, kalın tüyleri bunu engelledi. Mor Şafak Yayının gücüyle bile ufak yaralardan öteye gidememişti.

Orman Kurtları Zhou Weiqing’in aurasından korkuyor olabilirdi, ama Shangguan Bing’er’den korkmadıkları kesindi. Kısacık bir an içinde, büyük miktarda Orman Kurdu ona doğru ilerlemeye başladı. Artık ok fırlatacak zamanı yoktu, yalnızca Rüzgar Kullanan Botlarına bel bağlayabilirdi ve böylece Zhou Weiqing’e doğru ilerlemeyi denedi.

#Canım Bing'er yine yürekliliğini gösterdi ve öleceksek beraber ölelim dedi!
Bizim Weiqing de Cennetsel Enerjisi elverdiğince tüm yeteneklerini kullandı ama işe yaramadı.
Bakalım bir sonraki bölümde bizi neyle şaşırtacak. O zaman okumaya devam!