Bölüm 20.4: Bir Karar Verici Ok (4)

avatar
8278 16

Heavenly Jewel Change - Bölüm 20.4: Bir Karar Verici Ok (4)


Çevirmen : Clumsy 

 

Birkaç aylık pratikten sonra, Zhou Weiqing’in Cennetsel Enerjisi, normal 4. Seviye Cennetsel Jing Enerjisine erişmişti. Ama hala Yongquan Ölüm Akapunktur Noktasını açmak için yetersizdi. Bir kaç gün önce denemeye kalkmıştı, ama Cennetsel Enerji dizlerine erişemeden kaybolmuştu. Yongquan Akapunktur Noktasını açmayı denemesi için en azından Zhu San Li Akapunktur Noktasına erişmeli ve bunu sirkülasyon hızını arttırmak için kullanmalıydı. Açıkçası, bu işlem büyük miktarda Cennetsel Enerji biriktirmeyi gerektiriyordu.

---5. Alay Karargahı---

“Ne? Üçüncü Tabur Komutanlığı görevinden istifa mı etmek istiyorsunuz? Viskont Shangguan, şaka mı yapıyorsunuz?” Beşinci Alayın Komutanı, suratında bir şok ifadesiyle, ciddi bir şekilde karşısında duran Shangguan Bing’er’e bakıyordu.

Shangguan Bing’er ciddiyetle cevap verdi: “Alay Komutanı, kesinlikle şaka yapmıyorum. Bırakın bütün taburu, birliklere bile komuta etecek yeteneğe sahip olmadığımın farkına vardım. Birlikleri yönlendirmek konusunda ciddi eksikliklerim var. Sırf Cennetsel Cevher Ustası olduğum için yüksek rütbeli olmak istemiyorum. Bu Üçüncü Taburdaki askerler için büyük bir adaletsizlik. Bir orduya yön vermek çok derin bir yetenek istiyor ve kendimi tarttıktan sonra bu kabiliyetimin yetersizliğini fark ettim. Eğer Üçüncü Taburu yönetmeye devam edersem korkarım ki daha büyük problemler doğacak. Üçüncü Taburdaki askerlerin ve memurların hatrına, lütfen talebimi yerine getirin. Tabur Komutanı olmak yerine normal bir asker olarak devam edip savaşlara katılmak isterim.”

O anda, Beşinci Alay Karargahında 3 kişi vardı. Oradakiler, Shangguan Bing’er, aynı zamanda bir Viskont olan Alay Komutanı Gao Shen ve Beşinci Alay Yardımcı-Komutanı olan ve bir yandan da Birinci Taburun Komutanlığını yürüten Qian Zhantian’dı. Komutanlar bu istek karşısında başları ağrıyarak, endişe içinde birbirlerine bakıyordu.

Gao Shen dedi ki: “Viskont Shangguan, kısa bir süre önce 6 düşman Fiziksel Cevher Ustasını öldürmeyi ve 2sini  canlı yakalamayı başardınız. Tam da sizin başarılarınızı askeri karargaha bildirmek üzereydim, neden böyle bir derde giriyorsunuz? Birliklere komuta etmeyi yavaş yavaş öğrenebilirsiniz.”

Shangguan Bing’er başını bir kez daha şiddetle sallayarak konuştu: “Bu çoğunlukla Bölük Lideri Xiao’nun başarısıydı. Eğer onun iyi yönlendirmeleri olmasaydı, muhtemelen tek ölen ben olmayacaktım, ordumuz da çok büyük bir kayıp yaşayacaktı. Benim komuta eğitimimin bedelini, Üçüncü Taburun adamlarının kanlarıyla ödemesine izin veremem. Lütfen ricamı yerine getirin.”

Yakınlarındaki Qian Zhantian konuşmaya katıldı: “Tabur Komutanı Shangguan, bir Tabur Komutanının istifasının bizim tek başımıza karar veremeyeceğimiz bir şey olduğunun farkında olmalısınız. Neden askeri karargaha dönüp, raporumuzu verip sonra da daha üstümüzdeki kişilerin karar vermesini beklemiyoruz.”

Shangguan Bing’er yanıtladı: “O zaman, Alay Komutanı, lütfen Bölük Lideri Xiao’ya, geçici olarak Tabur Komutanı olması emrini verin, Üçüncü Taburu daha fazla komuta etmeyeceğim.”

Gao Shen, kızın gerçekten ciddi ve çaresizce konuştuğunu fark ederek, “Peki, Viskont Shangguan nasıl isterse.” dedi.

“Teşekkürler Alay Komutanı.” diyen Shangguan Bing’er asker selamını verdi ve oradan ayrıldı.  

Geride kalan iki asker, bir kez daha birbirlerine endişe içinde baktı ve Qian Zhantian kısık sesle şöyle söyledi: “O kız, dışardan narin görünüyor olabilir, ama özünde gerçekten sağlam iradeli.Yine de,Tabur Komutanlığı rütbesini bu kadar erken bırakmak çok aceleci bir karar. Sonuçta, henüz esas askeri akademi eğitimini bile almadı.”

Gao Shen yanıtladı: “ Başkomutanın isteği buydu. Aslında onun planı, kıza savaş atmosferini ön cephelerden hissettirmek, eğitime girmeden önce ısınmasını sağlamaktı. Ama belli ki ön cephelerde devam etmeye uygun değilmiş. Bugünkü pusunun Kalise İmparatorluğu tarafından önceden planlandığı kesin. Ya o pusuda ona bir şey olsaydı diye düşündükçe titriyorum, o zaman Başkomutanın yüzüne nasıl bakardım? Bu raporu bir an önce karargahlara göndereceğim, mesajcı şahin mesajı aceleyle iletir ve on gün içerisinde yanıt alırız diye umuyorum. Lao Qian, Birinci Taburu hareket ettirin ve Üçüncü Taburun yanında kendinizi konuşlandırın, savunmayı güçlendirin ve Viskont Shangguan'ın güvenliğini sağlayın.”

“Anlıyorum. Gerçekten Viskont Shangguan’ın gücüne kavuşmasını umuyorum. Ne yazık ki, o bir kız ve böylesine ağır bir yükü, Mareşal Zhou’dan alıp, gelecekte onun omuzlarına bindirmek doğru mu bilmiyorum…”

……

“Küçük Şişman, içerde misin?” Shangguan Bing’er’in sesi çadırın dışından yankılandığında, Zhou Weiqing çadırında enerji toplamaya çalışıyordu.

Zhou Weiqing, işini bırakıp yatağından kalktı ve çadırın girişini kaldırarak “Burdayım.” dedi. Shangguan Bing’er içeriye adım attığında, Zhou Weiqing onun kötü bir modda olduğunu, oldukça yalnız ve ümitsiz göründüğünü fark etti. Her zamanki halinden bir hayli farklıydı. Ayrıca onu ilk defa ilk adıyla çağırmıştı.

Zhou Weiqing onun için bir sandalye çekti ve “Bing’er, sorun ne?” dedi.

Shangguan Bing’er aniden yüzüne baktı ve konuştu: “Ben çok mu aptalım? Birlikleri bile doğru düzgün yönlendiremiyorum. Ben…”

Onun ani endişesi, Zhou Weiqing’i korkuttu. “Bing’er, bunu nasıl söylersin? Bugün olanlar kesinlikle senin hatan değildi. Ayrıca, senin sayende düşmanlara büyük bir hasar vermeyi başardık.”

Shangguan Bing’er başını sallayarak karşılık verdi: “Benim yetenekli bir komutan olmadığımı biliyor musun, Küçük Şişman? Hatta, bir orduyu komuta etmek, birliklere emir vermek konusunda hiçbir fikrim yok. Bugüne kadar, bir Cennetsel Cevher Ustası olarak, komutanlık yeteneğim mükemmel olmasa da, şahsi gücümle bunların üstesinden gelebileceğimi düşünmüştüm. Bugün, sonunda bu düşüncenin ne kadar aptalca olduğunu anladım. Cennetsel Cevher Ustalığı ve ordu komutanlığı tamamen farklı şeyler, Bölük Lideri Xiao’nun beni kabullenememesine şaşmamalı. O haklı; karşılaştırırsak, Tabur Komutanı olmaya benden çok daha uygun. Alay Komutanına çoktan istifamı verdim ve gereğinin kısa sürede yapılmasını umuyorum.”

Zhou Weiqing kendi omzuna vurarak, “Bunu ödünç verebilirim?” dedi.

Shangguan Bing’er bir an için Zhou Weiqing’in şefkatli gözlerine bakarak tereddüt ettikten sonra ona doğru ilerledi ve başını kibarca onun omzuna koydu. Ama vücudunun geri kalanını ondan uzak tutuyordu.

Zhou Weiqing’in zihni hassas ve korumacı duygularla dolup taşıyordu ve kızı sıkıca sarmak için kollarını kaldırdı. Ama “Kıpırdama.” cümlesiyle durduruldu.

Zhou Weiqing hemen kollarını durdurdu ve “Peki kıpırdamıyorum.” dedi.

Kız orada, başı kibarca Zhou Weiqing’in omzunda durarak gözlerini kapattı ve kısık bir sesle konuştu : “Küçük Şişman, biliyor musun? Aslında, ben çok yorgunum, kalbim her zaman çok yorgundu... çok yorgun.”

“Anlıyorum. Sonuçta sadece 16 yaşındasın, ama İmparatorlukta Amiral Zhou dışındaki tek Cennetsel Cevher Ustası olmak sana çok şey yüklemiş olmalı. Üzerindeki sorumluluk ve beklentiler çok yüksek. Yalnızca enerjini geliştirmekle ve gücünü arttırmakla yetinmeyip aynı zamanda orduya da adapte olman gerekiyor, hepsi oldukça ağır.”

“Küçük Şişman, ben ağır işlerden korkmuyorum, biliyor musun? Ne kadar zor olursa olsun, ne kadar yorulursam yorulayım ısrarcı olup o yükü taşırım. Ama bugün, gözlerimin önünde o kadar askerimin ölüşü… Tek bir baskında 70ten fazla can kaybettik, ağır yaralıların da yarısı bile orduda kalırsa şanslı sayılırız… Yaklaşık 100 hayat benim yüzümden mahvoldu… Daha önce, savaş alanına katılmama asla izin vermemişlerdi… Bugünden önce, gerçek bir Tabur Komutanı olarak bir şey yapmamıştım… İlk defa birini öldürdüm…ve ilk defa gözlerimin önünde onlarca kişi öldü. Kalbim gerçekten çok huzursuz, bu inanılmaz ağır bir durum. Artık Tabur Komutanı olarak devam edebileceğimi sanmıyorum. Benim yetersiz yönlendirmelerim yüzünden askerlerin acı çekeceği bir güne daha katlanamam. Gerçekten önlerimde ölmelerini istemiyorum.”

Zhou Weiqing’in kalbi karmakarışıktı, bunun Shangguan Bing’er’in ölümle ilk karşılaşması olacağını düşünmemişti. Tepkilerinin bu kadar ağır olmasına şaşmamak gerekti. Onu korumak isteyen onca askerin ölümünü izlemeye kalbi nasıl dayanırdı. Zhou Weiqing kızın vücudunun titrediğini fark ederek ağırbaşlı bir şekilde konuştu: “Bing’er, bırak senin için her şeyle mücadele edeyim.”

Shangguan Bing’er’in vücudu sertleşti. Neyi kast ettiğini tamamen anlamıştı. Eğer Küçük Şişman, bu yetenekle Cennetsel Cevher Ustası olduğunu açıklarsa, hiç şüphesiz ki kızın üzerindeki büyük baskı kalkacaktı. Shangguan Bing'er'in kalbinde Zhou Weiqing'e karşı duyduğu hisler son derece çelişkiliydi ve bu çelişkili duygu kitlesi içinde, çoğunluk öfkeye aitti. Ve Zhou Weiqing’ten bu sözleri duyduğu anda hissettiği tüm öfke ve hoşnutsuzluk kaybolmuş gibi hissetti. Onun en kırılgan olduğu, teselli edilmeye en çok ihtiyaç duyduğu anda, Zhou Weiqing’in sakin ve ısrarlı kelimeleri ilk defa kalbine dokunmuş ve onu derinden etkilemişti. Daha önce attığı okun hayatını kurtarmış olması bile onu bu kadar etkilememişti. Şu anda ise, yaslandığı bu omzun güvenebileceği bir erkeğe ait olduğunu hissediyordu.

İki yanından sarkan kollarını hafifçe kaldırdı ve Zhou Weiqing’i sardı. Aralarındaki mesafe sonunda ortadan kalkmıştı ve ilk defa onu gönüllü olarak kucaklıyordu.

 

 

 

# Meğer bizim kerata ne kadar da centilmen bir erkekmiş aman aman,
Bu gidişle kapacak imparatorluğun en güzel kızını :) 
Shangguan Bing’er de güzel olduğu kadar esaslı kız, başkaları için doğru olanı seçip rütbeden vazgeçmek her yiğidin harcı değil.
Neyse susayım da bir sonraki bölümde bu kucaklaşmanın nereye gideceğini görelim, görüşmek üzere! 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44341 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr