Huai Shen adama mutlu bir şekilde bakıp konuşmaya başladı:

"Haha bu göklerin iradesi olmalı! Sonunda ben Huai Shen o pis şeytani yoldan kaçacağım!"

Adam Huai Shenin ismini duyunca onu öldürmek için harekete geçecekti ama dahaa sonra ki sözlerini duyunca hemen saldıramayız karar verdi.

Huai Shen konuşmasına devam etti:

"Tamam zamanında yetiştiniz Kıdemli bende bu şerefsiz şeytani yol yüzünden neredeyse ölüyordum. Beni kurtaran siz olmalısınız lütfen şükranlarımı kabul edin ve beni öğrenciniz olarak alın!" 

Huai Shen son sözleri söylerken yere diz çökmüştü. Adamsa Huai Shene şaşkınlıkla bakmaya başladı ve:

"Durun bi dakika sen doğru yola katılarak şeytani yola ihanet etmek mi istiyorsun?"dedi.

Huai Shen adama bakıp "Aslında ihanet etmiyorum ailem doğru yolda olmadığı için beni suçlayamazsınız. Ben bu yolda olmak istemedim."dedi. 

Huai Shenin amacı kendine bir alternatif kazanç kapısı olması için doğru yolla iletişim kurmaktı. Bu sayede ara sıra doğru yoldaki kimliğine bürünebilir ve doğru yoldan da kaynak elde edebilirdi.  

Huai Shen hem seçtiği meslek hemde teknikleri bakımından oldukça fazla kaynak ihtiyacı güdeceğini biliyordu. O yüzden ne kadar fazla kaynak elde edebilirse onun için o kadar iyiydi. 

Şimdi doğru yolla ilişki kurarak hem doğru yoldan hemde şeytani yoldan kaynakları ele geçirebilir.

Adam Huai Shenin konuşmasına üzerine öldürme niyetini kaybetti ve neşeli bir şekilde konuşmaya devam etti.

"Tabi ki de seni doğru yola götürebilirim ama bunu neden yapayım?" 

Huai Shen adamın niyetini anlamamıştı. Ama daha sonra adamın mantıklı olduğunu düşündü. Sonuçta kim tanımadığı birini üstelik düşman oldukları birini kendi evine götürsün ki.

Huai Shen bunu fark edince üzülmüş bir şekilde kıçının üstüne düştü ve konuşmaya başladı.

"Haklısın neden beni götüresin ki? Tanrı bile bana acımasız ve beni bu aptalların arasına atmış, sen neden bunu yapmalısın? Sanırım sonsuza kadar bu aptalların arasında kalıp çok geçmeden ölücem."

Adam, Huai Shenin sözleri ile içinde bir acıma duygusu oluştuğunu hissetti. Ardından yalandan bir kahkaha ile konuşmaya başladı.

"Küçük kardeş korkma sadece şaka yapıyordum. Madem doğru yoluma katılmak istiyorsun seni bu vahşilerin elinden kurtaracağım."

Huai Shen bu sözlerle birlikte mutlulukla gülümsedi. Bunun sebebi hem adamın onun sözlerini yatması ve onu doğru yola götüreceğini söylemesi hemde ölmeyecek olmasını bilmesindendi.  

Huai Shen burada kumar oynamıştı aslında. Eğer adam onun doğru yola girmek isteyen bir casus olduğunu düşünüp onu öldürseydi herşey boşa giderdi. 

Huai Shen hemen heyecanlı bir çocuk gibi davranıp konuşmaya başladı.

"Abi, abi tarikatımızın adı ne? Ne zaman oraya gidebiliriz? Lezzetli yiyeceklerin var mı?" Gibi bir sıra soruyu hızlı bir şekilde tekrarladı. 

Adam iyice gevşedi ve elini sallayarak Huai Sheni kesti. Ardından birkaç sorusunu cevaplayın sorma sırasının ona geleceğini düşünerek konuşmaya başladı. 

"Tarikatımızın adı kutsal ateş tapınağıdır. Oraya istediğin zaman gidebiliriz ve tabi ki de lezzetli yiyeceklerim var. 

Ama daha önce sana birkaç soru sormadığın anladın mı?"

"Anladım!" dedi Huai Shen.

"İyi. Şimdi kaç yaşındasın? ne zamandır bu ormandasın? ve hangi şeytani sanatları geliştirdin?"dedi adam. 

Adam üç soruya üç soru sormanın adil olacağını düşünmüş ki Huai Shende aynı sayıda olan üç soru sormuştu.

Huai Shen "10 yaşındayım. Bir hafta olmuştur ve adını söylemediklerim bir tekniği verdiler bana."dedi yine bir nefeste.

Adam şaşırmıştı "10 yaşında mısın!? Ve şimdiden kan arıtma alemine mi girdin!?" Adam diğer soruları tamamen umursamamıştı. 

Şimdilik çocuğun yaşı onu dehşete düşüren tek şeydi. Her iki yolda da eğitime genellikle aynı yaşta başlarlardı ve bu yaşta genellikle 9 ila 10'du.

Bazen yüksek rütbeli insanların çocukları eğitime erken başlasada bu insanlar pek öyle sık rastlanan insanlar değildi. 

Çünkü xiulian uygulamak için çocukların belirli bir zihinsel yaşa gelmesi gerekiyordu bu sayede çeşitli dövüş sanatlarını ve yetiştirme becerilerini algılayabilirlerdi.

Adam  bu konuyu ne kadar düşünürse o kadar zevke geliyordu. Şu an şeytani yoldan bir dahi çalabilirdi ve buda şeytani yolun yüzüne bir tokat olurdu ve doğru yolun tüm güçlerinden olmasada birkaç büyük güçten bir ödül alabilirdi.

Huai Shen ise adamın bu ani ve gereksiz sevincinin nedenini az çok anlayabildi. Tahminince yaşı ve xiulian yetişiminin seviyesi ile ilgili olmalıydı.  

Adam hemen Huai Shene bir hazineye bakarmışçasına baktı ve ikinci bir soru dalgası göndermeden önce bir soru daha sordu.

"Peki ne kadar zamandır yetişim yapıyorsun?"

"Yaklaşık iki hafta kadar."dedi Huai Shen. 

Adam çıldırdı! Yani resmen atlayıp zıplamaya başlamıştı. Sevinçle dans ediyor büyük bir vurgun yaptığını düşünüyordu.

Hemen elini Huai Shenin omuzuna koydu ve heyecan içinde titrerken konuşmaya başladı.

"Hemen şimdi kutasal ateş tapınağına gidiyoruz. Hemen bizi alması için bir Elder çağıracağım."dedi ve yeşil bir taş çıkardı. Huai Shen taşın üzerinde bu dünyanın dilinde Hai Feng yazdığını gördü. Sanırım adamın ismi buydu.

Huai Shen adamın acele ile durdurdu ve bir kaç soru sormanın ve şu kutsal ateş tapınağına girmek için bir madalyon falan almanın daha iyi olduğunu düşündü. Çünkü şimdi doğru yola katılırsa şeytani yolun kaynaklarını elde edemezdi. 

"Kıdemli kardeş dur! Daha henüz doğru yola gitmemin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." Dedi Huai Shen acele ile adamı durdururken.

Adam Huai Shen baktı ve "Niye ki?"dedi. 

Huai Shen "Daha önce öğrendiğim tek şey bir şeytani sanatmış ve hangi yola ait olduğunu bilmediğim

,muhtemelen doğru yola ait, bir mızrak tekniği dışında birşey bilmiyorum eğer bunlar dışında birşey bilmezken nasıl doğru yola gelebilirim. Beni şeytani yoldan olmakla suçlayıp öldürmezler mi?"

Adam kafasını kaşığı ve düşüncelere dalmış bir şekilde Huai Shene "Yani?"dedi. 

Huai Shen "Yani en azından bir tane doğru yola ait yetişim tekniği bilmeliyim ama tamamını bilmeme gerek yok sadece beni kemik dövmeye kadar götürsün yeter gerisini tapınağı dönünce alırım. 

Ayrıca benim şeytani yoldan olanlarla henüz halletmediğim işler var. Onlardan büyük bir miktarda kaynak çalmalıyım." Dedi Huai Shen.

Adam kafasını salladı ve güldü.

"Düşene de bir tekme ben atayım diyorsun yani?"dedi.

Huai Shen utanmış gibi görünerel başını eğdi ve kafasını kaşıdı. Adam bu hallerine güldü ve bir birden boşlukta bir kitap belirdi.

"Bu bizim kutsal ateş tapınağımızın önemli bir gizli tekniği olan 'sonsuzluk alevi' yetiştirme tekniğidir. Bu teknik bir çok farklı enerjiyi depolamakla ilgili olduğu için tam sana göre bir teknik ama yetiştirilmesi acayip zor ve uzun süren bir şeydir. 

Bu tekniğin ana noktası bedeninde farklı dantian benzeri yapı oluşturarak farklı farklı birçok enerjiyi depolamak ve bu enerjiler ile alev enerjisini karıştımaktır.  

Bu sayede sahip olduğun her enerjiyi bir alev için yoğunlaştırabilirsin. Bu bizim ekipman yaparken birçok fayda elde etmemize sebep olur. 

Ah bu arada bizim kutsal ateş tapınağımız doğru yoldaki en iyi ekipman ve formasyon ustalığına mirasına ait mirası içeren tarikattir." 

Huai Shen bu duruma şaşırmıştı herhalde demircilik ile ilgili özel bir karması vardı çünkü karşılaştığı şeylerin tamamı demircilik ile ilgiliydi. 

Adam elini kaldırdı ve avucunun üzerinde beş farklı renkte yanan bir alev oluşturdu. Ardından Huai Shene 

"Tamam şimdi bu alevi senin koluna enjekte ettik mi resmen tapınağımıza ve doğru yola katılmış olacaksın."dedi.