Bölüm 158: Mutant Fare Kral

avatar
3801 3

God and Devil World - Bölüm 158: Mutant Fare Kral


 

Çeviren: Arthas

Düzenleyen: Hedera

   Algının gözleri sayesinde Yue bu garip canavarları hemen tanımladı.

   “26. seviye mutant canavar: Fare Kralın Seçkin Korumaları. Fare Kral tarafından seçilen bu korumalar görevlerini yerine getirmek için canlarını feda etmekten çekinmezler.”

   “43. seviye mutant canavar: Fare Kral. Mutant fareleri ve Fare Kral'ın seçkin korumalarını kontrol edebilir.”

   Yue gözleri parlarken “Demek Fare Kral buymuş.”dedi. En büyük korkusu on dakikalık zaman içerisinde Fare Kralı bulamamaktı. Eğer başarısız olsaydı tek çaresi göreve son vermek olurdu. Her şeyden önce ne Long Hai şehri ne de kendi grubu fareleri yok etmeye yetecek kadar mühimmat getirmemişti.

   Fare Kral, Yue’nun kendisine doğru kestirme yoldan geldiğini görünce gözleri küçümseme ile doldu ve kulak delici bir ses çıkardı.

   Neredeyse aynı anda ambarda bir fare deliği açıldı. Delikten şelale gibi dökülen farelere ek olarak otuz seçkin koruma daha ambarın çatısına çıktı.

   Aşağıdan ise yirmi tane seçkin koruma Yue’ya doğru ilerlemeye başladı.   Bu korumalar çok hızlıydı. Tüm hızlarını kullanınca yüz metreyi birkaç saniye içerisinde gidebiliyorlardı. Hızları, Yue’nun gördüğü en hızlı yaratık olan 20. seviye Avcıların bir tık altındaydı.

      Bu sırada Yue ambardan iki yüz metre uzaktaydı. Sol eline 79 tip tüfeğini alıp üstüne gelen seçkin korumalara ateş açtı.

       Seçkin korumaların vücutları kaya sertliğindeki kaslarla kaplıydı. Kurşunlar isabet ettikleri yerden çok derine inemeden kaslar tarafından durduruluyordu. Sonuç alarak aldıkları yaralar çok hafif oluyordu.

      Yirmilik bir şarjörü boşalttıktan sonra Yue sadece dört normal fare öldürebilmişti. Seçkin korumalarda ise hafif yaralar bırakmıştı.

      Seçkin korumalar sonunda Yue’nun önüne vardıklarında yaptıkları ilk iş keskin pençeleri ile kemik merdiveni kesmek olmuştu. Seçkin korumaların pençeleri ile yapılan düzenli saldırılar kemik merdivenin dayanabileceğinden fazlaydı.

    20 seçkin koruma, fare sürüsünün içerisinde durup, Yue ve Ji Qing Wu’nun düşüşünü izliyordu. Yere düştükleri anda sayısız fare her taraftan saldıracaktı. Ne kadar güçlü oldukları ve ne kadar iyi ekipmanlar taktıkları önemli değildi. Kesinlikle ölecekelerdi.

   Yue’nun gözlerini bir soğukluk ele geçirirken derin bir nefes aldı ve normal bir farenin kafasına kemik kazık fırlattı. Darbeden kaçınamayan fare ölürken, kemik kazık yerin içinden ilerledi ve yeni bir merdiven oluşturdu. Bu sayede ikisi de geçici olarak tehlikeden kurtulmuştu.

   (Arthas Notu: Bu merdiven dedikleri şeyi itfaiye merdiveni olarak düşünün. İlk önce yukarı çıkıyor sonra yere düşerken ilerliyor gibi yani.)

   Bu sahneyi gören seçkin korumalar yeni merdivene saldırıp hemen onu da yok ettiler.

   Başka çaresi kalmayan Yue deli gibi kemik kazık fırlatıp sürekli yeni merdivenler oluşturdu ve ilerlemeye devam etti. Bir süre kemik kazıklardan birinin kırılması ilerlemesinin aksamasına yol açtı.

   Attığı her kemik kazıkla üzerindeki kemik zırh inceliyordu. White Bones’un kemik özümseme gibi eşsiz bir yeteneği olsa da özümsediği kemikler sınırsız değildi. Kemikler kırılmaya devam ederse bir süre sonra kemik kazık atamazlardı.

   White Bones sınırına ulaşmışken Yue ve Ji Qing Wu ambara vardı. Yirmi seçkin koruma da hemen arkalarından onları takip ediyordu.

   Yue’nun ambara ulaştığını gören Fare Kral, çatıdan atlayarak yere indi ve tiz bir çığlık attı. Hazır bekleyen yirmi seçkin koruma hemen kralın çevresini sardı. Geri kalan korumaların tamamı ise Yue ve Ji Qing Wu’ya doğru saldırıya geçti. Kral ise geri çekilmeye başladı.

   Yue, Fare Kralın kaçtığını görünce çok şaşırdı. 43. Seviye Fare Kral’ın seviyesi ondan çok daha yüksekti. Savaşa katılmayıp geride kalması Yue’nun tahminleri dışındaydı.

   Fare Kral kaçmış olsa bile geri kalan fareler Yue ve Ji Qing Wu’nun üzerine saldırıya geçmişti.

   Yue üstlerine gelmekte olan sonsuz fare dalgasını görünce elini uzatıp yukarıya doğru ince bir çizgi fırlattı. Ardından attığı kemiği toplanabilir bir ip gibi kullanıp kendini ve Ji Qing Wu’yu yukarı taşıdı. Ji Qing Wu’nun belinden kavramıştı.

   (Arthas Notu: Hiçbir fırsatı da tepmiyor maşallah.)

   Kendilerine saldıran otuz seçkin muhafız da davetsiz misafirlerin hemen arkasından çatıya tırmanmaya başladı.

    Yue en yükseğe ulaştıklarında aşağıdaki farelere bakıp gülümseyerek yüzüğünden çıkardığı bir bomba atarla tam ortalarına bir patlayıcı attı. Büyük bir bom sesi ile en az on fare ölmüştü. Her tarafa fare parçacıkları saçılıyordu.

   Yue patlayıcının yarattığı boşluğa geri inerek Fare Kralın kaçtığı tarafa doğru elindeki bomba atarla yol açmaya başladı. Bu katliamın yarattığı yoldan yavaşça Krala yaklaşıyordu.

   Henüz yeni yukarı çıkmış olan seçkin korumalar Yue’nun ani hareketi sebebiyle yine yön değiştirmek zorunda kalmıştı.

   Fare Kral bir ayı büyüklüğünde olsa da hızı korumaları kadar fazla değildi. Bu da demekti ki Yue’dan çok daha yavaştı. Aralarındaki mesafe gittikçe azaldı.

   Durumu gören Fare Kral hafifçe hırladı ve dört koruması Yue ve Ji Qing Wu’ya saldırmak üzere ileri atıldı. Fare Kral, bazı insan liderlerinde olduğu gibi, kendi güvenliği için çok fazla adam göndermekten kaçınan bir tipti.

   Seçkin korumaların üstlerine geldiğini gören ikiliden Ji Qing Wu “Bana bırak!”dedi. Ji Qing Wu özünde rekabetçi biriydi ve oldukça savaşçı bir ruhu  vardı. Bu tür bir kişiliği olmasaydı kıyametin ilk safhalarında dağıtılan başlangıç ekipmanını diğer çoğu kişinin yaptığı gibi atardı. Bu bir gerçekti ki başlangıç ekipmanı ile zombilerle  savaşma cesaretini gösteren kişi sayısı çok azdı.         Zombileri öldürebilirlerdi fakat tek bir yarayla öldürmeye çalıştıkları şeylerden birine dönüşebilirlerdi. Zorluklar karşısında pısıp kalan, yenilgiyi baştan kabul eden, düşman atağını sadece gözyaşlarıyla karşılayan insanoğlu için bu risk elbette çok fazla gelmişti.

    Ji Qing Wu’nun tanıdık öfkesini gören ve ona sonsuz güvenen Yue kavrayışını bitirdi.

   Ji Qing Wu ileri çıkar çıkmaz “Kesme Efsunu!”diye haykırdı ve İmitasyon Tang Kılıcının kenarında buz mavisi ince bir tabaka belirdi.

   Ji Qing Wu her kılıç darbesiyle en az üç fareyi parçalara ayırıyordu. Tüm gücüyle saldırırken gözü parçalamak için can attığı farelerden başka bir şey görmüyordu.

   Birkaç nefeslik sürede seçkin korumalar Yue ve Ji Qing Wu’nun yanına çoktan varmıştı.

   Yue eline İğne’yi alıp en yakınındaki farenin kafasına nişan aldı. Seçkin korumaların saldırılarından hayalet gibi sıyrılıp bulduğu ilk boşlukta silahını en yakındaki farenin kafasına doğrultu ve tetiği çekti.

   “BAM”

   Seçkin Fare’nin beyni patlamıştı. Saçılan beyin parçacıkları ve akan kan garip bir sanat eseri sunuyordu.

(Arthas Notu: Yeni editörümüz nasıl??)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr