Çeviren: Arthas

Çin Sistemine göre terfi almanın zorluğunu sadece yaşayanlar bilirdi. Chen Jianfeng ise ona yardımcı kaptanlık görevi veriyordu. Eğer kabul ederse Yue’nun hem üstlerinden gelen baskıya hem de işinin verdiği baskıya dayanması gerekecekti. Her şeyden önce hükümette çoğu şeyin kararını Chen Jianfeng verse de tek lider o değildi. Başka kararlar veren başka liderler de vardı.

Yue hafifçe gülüp “Başkan Chen, bu teklifinizin kalpten geldiğine inanıyorum ama ne yazık ki reddetmek durumundayım. Buraya ambarı paylaşmak üzere geldim.”dedi.

Chen Jianfeng’in gözleri bir anlığına parladı ve hemen “Tamam, öyle olsun. Tarafımızca hazırlık yapmamız lazım.  Operasyona üç gün sonra saat sabah onda başlayacağız. İki tarafta üç yüz asker ve iki PSA getirecek. Ardından Shanglindeki ambara gideceğiz.”dedi.

Yue kaşlarını çatarak “Zamanla ilgili problemim yok fakat en fazla elli asker ve bir PSA gönderebilirim.”dedi.

Long Hai Şehrinde fazlasıyla insan vardı. Kolayca üç yüz asker gönderebilirlerdi fakat bu Taştan At Kasabası için geçerli değildi. Eğer üç yüz asker göndermeyi kabul etseydi kasabadaki tüm silahlı birlikleri göndermiş olurdu.

Chen Jianfeng’in gözleri parıldıyordu. “Anlaştık. İki tarafta elli asker ve bir PSA gönderecek fakat gönderdikleri askerler ellerindeki en elit askerler olmalı. Mutant farelerin sayısı akıl almayacak deerecede.”

Yue parmaklarıyla kol dayama yerlerine ritim tutarken “Sorun değil.”dedi.

Shanglin bölgesindeki koşullar sadece kamp için değil, Yue Zhong için de çok önemliydi. Koşullar onun elinde olduğu sürece panik yapmasına gerek yoktu. Yeterli yiyecek olduğu sürece insanları sakinleştirip daha fazla insanı kurtarabilirlerdi.

Long Hai Şehrindeki insan sayısının düzenli olarak artması kamp yöneticilerinin başını ağrıtmaya başlamıştı.  Bunların hepsi ise yiyecek sıkıntısı yüzündendi. Eğer yeterli yiyecekleri olsaydı bu insanlar, insangücünün temeliydi.

İkili operasyonun detayları hakkında konuşmaya devam etti. Her şey konuşulduktan sonra ise Yue binadan ayrıldı.

Yue ayrılır ayrılmaz içeri iri yarı, nasırlı elleri olan ve askeri forma giyen siyah tenli bir adam girdi.

Chen Jianfeng adama “Wei Fei, nasıl buldun? Öldürebileceğinden emin misin?”diye sordu.

Wei Fei, Chen Jianfeng’İn yerleştirdiği özel polis birliğinin kaptanlarından biriydi. Emekli bir özel kuvvetler askeriydi. Bir çok görevi başarı ile tamamlamıştı. Yirmiden fazla insan ellerinde ölmüştü. Z-Çağında zombileri öldürmek için Tanrı ve Şeytan Dünyasının silahlarını kullanabileceğini hızlıca fark etmişti. S-Silahlardan birini alıp kampın girdiği savaşların en ön saflarında zombilere saldırmıştı. Çoktan 18. Seviyeye ulaşmıştı ve kamptaki en iyi akipmanları kullanıyordu. Ellerindeki en iyi savaşçıydı.

Wei Fei tamamen kendine güvenen bir tavırla “Gerçekten çok tehlikeli biri. Neredeyse benimle aynı güçte. Fakat bir ölüm kalım savşına girersek kazanan kesinlikle ben olurum.”dedi.

Savaş yetenekleri ve savaş tecrübesi kesinlikle çok önemliydi. Wei Fei özel kuvvetlerde çalışmış konu öldürme olunca uzman birisiydi. Daha gelişimci olmadan önce bile tek eliyle seviye altı bir gelişimciyi öldürmüş ve seviye 10 bir gelişimciye suikast düzenlemeyi başarmıştı.

Chen Jianfeng bir rahatlama ile “Bu iyi bir haber.”dedi.

Chen Jianfeng, Yue’yu kontrol altında tutabileceğini öğrendikten sonra biraz dinlenebilirdi. Yue’yu ölçmek ve ne tür bir insan olduğunu öğrenmeyi istemesi onu davet etmesinin asıl sebeplerinden biriydi.

Yue döner dönmez Kong Tao büyük bir şekilde gülümseyerek “Yue Zhong! Hep beraber Göksel Dünyaya gidiyoruz! Misafirlerimsiniz.”dedi.

Kong Tao, kampta hakla ilişkiler uzmanıydı, ve özellikle Yue Zhong gibi özel misafirleri ağırlamada uzmanlaşmıştı. Fakat Yue Zhong gibi güçlü liderleri ağırlama şansı çok düşüktü. Bugün, Yue’nun gelişi ile eline geçen bu fırsatı geri tepmek istemiyordu. Yue gibi güçlü biriyle arkadaş olabilirse, gelecekte herhangi bir durumda hayatta kalma şansı yükselirdi.

“Göksel Dünya? Olur.”

Yue kelimeleri duyar duymaz, bahsedilen yerin nasıl bir mekan olduğunu anlamıştı. Biraz düşündükten sonra da kabul etmişti.

Kong Tao mutluca başını sallayarak Yue ve diğerlerini Özel Bölgedeki, sadece yüksek sınıf insanların girebildiği bir geneleve götürmeye başladı.

Özel Bölgedeki herkesin kıyafetleri temiz ve düzenliydi. Tıpkı Z-Çağından önceki gibi. Yue son moda kıyafetler giyinip köpeğini gezmeye çıkaran birkaç kadın bile görmüştü.

Yue yanında birkaç kedi köpek talıyan bir kadını bir süre izledikten sonra kafasını sallayarak “Bir tarafta yiyecek yeterli yiyeceği olmayan normal insanlar, diğer tarafta ise yanında birkaç evcil hayvanla gezen insanlar.. Eğer Hükümet ezici gücünü kaybederse tüm kamp öfke alevleri ile yok olacak.”dedi.

Yue ve grubu, Kong Tao’nun önderliğinde oldukça çekici bir gece klübüne giriş yaptılar.

 Otuz yaşından fazla beyaz tenli, göz alıcı bir güzelliğe sahip bir kadın, üzerinde kendini daha da çekici yapan bir iş forması vardı, Kong Tao’nun yanına gelerek göz alıcı bir gülümseme bahşetti ve “Patron Kong Tao, kesinlikle nadir bir müşterisiniz. Lütfen şuraya geçin.”dedi.

Kong Tao mutlu bir şekilde “Zhang Ning! En tatlı kızlarını çağırıp, arkamdaki kardeşlerimize en iyi servisi yaptığınızdan emin olmanı istiyorum.”dedi.

Zhang Ning, Yue’ya doğru meraklıca bakarak “Bu beyefendiler kim?”diye sordu.

Kong Tao, “O, Yue Zhong. Onun hakkında bilmen gereken tek şey Başkan Cheng’in özel misafiri olduğudur. Hadi gidelim.”dedi.

“Anlıyorum.” Zhang Ning yanındaki masum görünüşlü asistanına dönerek “Qian Yi, Patron Kong Tao ve arkadaşını Gökyüzü odasına götür.”dedi.

“Lütfen beni takip edin.”

Yue ve ekibi, masum görünüşlü asistanın rehberliğinde Göksel Dünyanın içinde ilerlemeye başladılar.

Yol boyunca Yue bir hayli sayıda salon görmüştü. Işıklar titriyor, müziğin sesi her saniye değişiyordu. İçerde yığınla insan dans ediyor ve farklı şeyler yapıyorlardı.

Köşede çeşitli bardaklar ve şişeler istiflenmişti. Herkesin gözü önünde birbirlerini tatmin eden insanlar bile vardı. Geğirme ve kahkaha sesleri her tarafı doldurmuştu. Yue’nun gördüğü en ahlaksız sahneydi.

Özel Bölgede yaşayan insanlar belirsiz gelecekleri hakkında çok endişeli oldukları için çoğu kendini şımartmayı seçmişti.