Bölüm 146: Polise Devretmek

avatar
4179 4

God and Devil World - Bölüm 146: Polise Devretmek


Çeviren: Arthas

Yue kenarda durup sessizce gülümsedi ve Japon adamın polisin desteğine güvenmesini izledi. Kalbinde büyüyen öfkeye rağmen farklı bir amacı olduğu için sakinliğini koruyarak adamın performansını izledi.

Polis, Yue’nun grubuna bakarak “Söyledikleri doğru mu?”diye sordu.

Yue’nun yanında duran askerler agresif bir görünüş sergiliyordu. Ayrıca polise korkmadan bakmaları bu duruşlarını destekliyordu. Polis olarak bu ulusal arkadaşların desteğini kazanmak istese de Yue’nun yanında duran grubu kolayca kızdırmak istemiyordu.

Yue hafifçe gülümseyip Gui Tianshou’ya baktı.

Gui Tianshou kendini izleyen soğuk gözleri fark edince kalbi buz kesti. Yue Zhong onun statüsünü bilmesine rağmen ona zarar vermeye cesaret edebilmişti. Yue’nun güçlü olduğu kaçınılmazdı bu yüzden Gui Tianshou, kendini izleyen adamın arka planını tam olarak öğrenmeden arasını bozmak istemiyordu.

Bunları ışık hızıyla düşünen Gui Tianshou hızlıca ileri çıkıp San Jingxiong’u tokatladı ve “Aptal. O gerzek çeneni kapat!”dedi.

San Jingxiong, Gui Tianshou’dan tokat yiyince, patronuna şaşkınca baktı. Neler olduğunu anlamamıştı. Şimdiye kadar polisin önünde hep haklı taraf olmuşlardı.

Gui Tianshou, Yue’nun önünde doksan derece eğilerek “Lord Yue, özürlerimi sunarım. Bu sadece bir şaka.” Ardından ismi Shi Bai olan polis memurana dönerek “Memur Shi, Lord Yue benim ve adamlarımın kadınlara şiddet uyguladığını düşündüğü için duruma müdahale etmek istedi. Fakat durumu etraflıca araştırırsanız masum olduğumu göreceksiniz.”dedi.

Shi Bai oldukça kararlı ve saygılı bir duruşu vardı. Kendisi aynı bir adalet sembolüymüş misali “Tahmin edebiliyorum. Başkan Gui, merak etmeyin, bu konuyu iyice araştıracağım.”dedi.

Shi Bai, Yue’nun grubuna bakıp “Sizin bizimle gelmeniz lazım. Emniyet müdürlüğüne gidip bu konu hakkında ifade vermeniz gerekiyor.”dedi.

Kong Tao hemen ileri çıkıp Yue’yu göstererek “Memur Shi, bu adam, Chen Jianfeng’in onurlu bir misafiri. Bu olayı unutun. Bu iki kadına da kalacak bir yer verin.”dedi.

Shi Bai korkmuştu. İçten içe Yue’nun grubunu gücendirmediği için seviniyordu.  Herkes Chen Jianfeng’in hükümetin başındaki asıl kişi olduğunu bilmeliydi. Kendisi gibi düşük rütbeli memurlarla uğraşabilmek için türlü yolları vardı. Daha anlamadan pozisyonundan edilir ve büyük ihtimalle açlıktan ölürdü. Bu olunca ise kendine ağlaması için çok geç olurdu.

Shi Bai iş adamı edasıyla “Anlıyorum. Devlet işleri acil olmalı. Siz lütfen yolunuza devam edin. Buradaki meselerle ben ilgilenirim.”dedi.

Chen Yao, tecavüze uğramak üzere olan kadına bakıp “Bir saniye bekleyin. Bende bir ihbarda bulunmak istiyorum.”dedi.

Chen Yao aptal değildi. Kendileri gittikten sonra buradaki kadınların başına gelecek şeylerden korkuyordu.

Shi Bai tek kaşını kaldırıp önündeki inanılmaz güzelliğe baktı. Gözleri farklı bir ışıkla parladı. Böyle bir güzelliği Z-Çağından önce sadece bilgisayar ekranlarında görmüştü. Z-Çağından sonra gördükleri ise plastik cerrahları defalarca ziyaret eden sahtekarlardı.

Kong Tao hemen söze karışıp “Bu bayan, Başkan Chen’in yeğeni Chen Yao. Memur Shi, Bayan Yao’nun güvenliğini sağlamalısınız. Eğer herhangi bir problem yaşamazsa sizin açınızdan güzel sonuçları olacaktır.”dedi.

İyi karakterli polislerin çoğu Z-Çağı sırasında zombiye dönüşmüştü. İşe alım sırasında ise karakter ayrımı yapılmadan her türden insan polis olarak alınmıştı. Polis güçleri ejderhalar ve yılanların karıştığı bir çukurdu. Tüm polis güçleri yavaş yavaş yozlaşıyordu.

Kong Tao, Chen Yao’nun statüsünü en başından açıklamasaydı, ifade vermek için karakola götürüldüğünde kurtların arasında kuzu atılmış gibi olacaktı.

Shi Bai, kalbinin bile titrediğini hissederek “Anlıyorum!”dedi. Bu ortamlarda bulunan eski tilkilerden sayılırdı. Kimi kızdırıp kimi kızdırmaması gerektiğini iyi biliyordu. Eğer kamptaki büyüklerden birini kızdırırsa hayatta kalamazdı.

Kamptaki kanunlar ve düzen iyi değildi. Her gün, lağımdan yeni cesetler çıkarıyorlardı. Polis gücü ölenler önemli biri değilse veya inkar edilemeyecek bir kanıt bulamazlarsa işin üstüne gitmiyordu. Bu tarz işler sık sık olurdu. Polisler sokak ortasında öldürmedikleri sürece olaylara karışmıyorlardı.

Chen Yao ve Ji Qingwu, Shi Bai’nin grubu ile polis karakoluna doğru yola çıktı.

Yue, Ji Qingwu ve Chen Yao’nun bu nadir görüntüsüne alaycı, hafif bir gülümseme ile bakıp “Gerçekten masumlar.”dedi. Ardından kafasını yanında duran küçük lolita Yao Yao’ya çevirip bir şeyler söyledi.

Küçük Yao Yao biraz düşünüp ardından “Bir çift gelişimci ayakkabısı, elli dört tip bir tüfek, otuz kurşun ve bir İmitasyon Tang Kılıcı.”dedi.

Yao Yao yaşıtlarından farklıydı. Yaşıtı olan kızlar tatlı kıyafetlerdeni ayakkabılardan ve abur cuburlardan hoşlanırken Yao Yao hedef talimi, silahlarla dolaşmayı ve her gün deli dana gibi etrafta koşturmayı seviyordu. Her türlü savaş yeteneğine çalışmaya istekliydi. Ayrıca çok yetenekli ve zekiydi. Bazı şeylerde Yue’dan bile daha hızlı ustalaşıyordu.

Yue’nun bu kız hakkındaki tek endişesi savaşmayı çok sevmesiydi. Kendini Tanrı ve Şeytan Dünyası’nın ekipmanları ile donatıp zombi avlamaya çıkıyordu. Çoktan altı seviye olmuştu ve Agility’e olan yeteneği sayesinde hızı Yue’nun grubunda üçüncü sıradaydı. Birinci tabiki Yue idi. İkinci ise düzenli olarak savaşıp güçlenen Chi Yang’dı.

(Arthas Notu: Chi Yang en sevdiğim karakter ama otuz bölüm sonra ilk defa haber alıyoruz :/)

Yue, Yao Yao’nun yanağına bir çimdik atıp “İyi, sözüm olsun sana.”dedi.

Yao Yao somurtarak Yue’nu eline vurdu. Ardından sessizce, sanki hiç orada olmamış gibi ortadan kayboldu.

“Hadi gidelim.”

Kong Tao, durumun sorunsuzca halledildiğini görünce yavaşça nefesini verdi ardından Özel Bölgeye doğru eşlik etti.

Chen Jianfeng, Yue’yu kabul salonunda karşıladı.

Chen Jianfeng, tüm konukları masaya oturtunca Yue’yu süzmeye başladı. Yue’nun kendi prestijinden aşağıda bir yerde bulunuyormuş gibi baygın durduğunu gören Chen Jianfeng içinden “Yazık.”dedi.

Chen Jianfeng, Yue’nun orijinal durumunu öğrenince Long Hai Kampını da dahil etmek isteyeceğini biliyordu. Eğer Yue ile daha önce tanışabilseydi Yue’nun kampa kendi gücü altında gireceğine emindi. Fakat, Buz Kralı’nın yaptığı onca şeyden sonra Yue’nun kampa katılmaya yönelik en ufak bir düşüncesi bile yoktu. Chen Jianfeng ise Yue’nun etrafındaki asil havayı görünce onu tekeline almaya yönelik son umutları da paramparça olmuştu.

Chen Jianfeng konuşmayı başlatıp “Merhaba. Yue Zhong, ben Chen Jianfeng. Long Hai Şehrine katılmak için mi geldin? Eğer katılıp bana yardım edeceksen polis gücünün yardımcı yüzbaşısı yapabilirim.  Vekil komiser düzeyinde yetkin olur!”dedi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr