Bölüm 135: Kavak Ağacı Köyü

avatar
3988 4

God and Devil World - Bölüm 135: Kavak Ağacı Köyü


Çeviren: Arthas

White Bones da aniden geri dönüp S1 grubu ile çarpışmıştı. Her balta darbesinde en az bir S1 zombi ölüyordu.

Yue ve White Bones, S türü zombilerle işleri bitince düşenleri hızlıca toparlayıp safların geri çekildiler.

Bir grup zombi inatla Yue’nun üzerine gidince Yue tüfeğini çıkarıp zombileri ardı ardına indirdi.

“Çok güçlü! Gerçekten de inanılmaz!”

Chen Ailesi erkeklerinin Yue’yu savaşırken izlediği ilk seferdi. Hepsinin de gözleri korku ve hayranlıkla dolmuşu. Yue’nun cesareti ve gücüne dair bir sürü hikâye duysalarda şimdiye kadar abartıldığını düşünmüşlerdi.

Chen Shitou, Yue’yu izlerken “Gerçekten çok güçlü. Silahım olsa bile onun için en ufak bir tehlike oluşturabileceğimi sanmıyorum.”dedi.

Chen Shitou, ailesindeki en güçlü adam ve en yetenekli avcıydı. Hayatı boyunca kimseye boyun eğmemişti. Fakat Yue’nun gücüne akıl sır erdiremiyordu.

Yue hızlıca geri çekilirken altı zombi daha indirmişti. Fakat bu sayı köyden çıkan zombi kalabalığına kıyasla hiçbir şeydi. Yue hızlıca karar vererek “Ağır silah ateşini başlatın.”dedi.

Yue’nun direkt komuta ettiği küçük grupta iki kişi ağır silahları hazırlayıp zombi kalabalığına doğru yayalım ateşi açtı.

Kurşun yağmurunun altında zombi kalabalığı sonbaharda savrulan yapraklar gibi dağıldı.

“Ateşi kesin! Yakın savaş birimi, yedinci birim ve sekizinci birim beni takip edin.” Yue zombi kalabalığının dağıldığını ve sayılarının biraz da olsa düştüğü görünce ateşi kesip ileri çıkma emrini vermişti. Herkesin önünde Greenie ve White Bones yan yana koşuyordu.

“Benimle birlikte saldırın!” Chen Shitou’nun saldırgan ve şiddete yatkın bir kişiliği vardı. Bir keresinde tek başına dört tane zombiyi öldürmüştü. Bu yavaş hareket eden canavarlara karşı hiçbir korkusu yoktu.

Chen Shitou’nun komutasındaki adamların kalbi cesaretle dolmuştu. Savaş çığlıkları atarak ellerindeki kalkan ve palalarla zombilerle saldırdılar. Köpek ve kedi katleder gibi zombi katletmeye başladılar.

Zhao Xing zayıf gözükmeyi istemiyordu. O da savaş çığlıklar ile birlikte yanındaki adamlarla saldırıya geçti. Chen Ning, Zhao Xing’i karışık duygularla izliyordu.  Fakat o da saldırıya geçip zombi öldürmeye başladı.

Aslında Chen Ailesi’nin erkekleri zombilerin verdiği baskıya karşı tecrübeleri vardı. Zombilerin kurşun yağmuru ile dağıtıldığı gerçeği de vardı. Dikkatli oldukları sürece kolayca zombilerin üstünden gelebilirlerdi.

İki grupta Yue’nun yakın savaş birimine katıldığından kısa süre sonra dışarı çıkan zombilerin çoğunu temizlediler.

Zombi probleminin büyük kısmının çözüldüğünden doğan yüksek moralle Chen Shitou ve Zhao Xing köyüm girişine kadar liderlik etti.

Yue, eğitime iki küçük grupla başlamanın doğru bir başlangıç olacağından emindi. White Bones’un üstüne dökülen kan ve biraz önce çıkan sesler nedeniyle zombilerin çoğu dışarı çekilmişti fakat hâlâ bir kaç zombi içerdeydi. Chen Shitou ve Zhao Xing’in birimleri içerdeki zombi gruplarını temizleyebilirse kısa sürede elit birimler olabileceklerini kanıtlamış olurdu.

(Arthas Notu: En iyisi yaşayarak öğrenmek demiş.)

Chen Shitou içeri girer girmez grubunu hizaya sokmak için gerekli emirleri verdi.

Üç personel hızlıca kalkanları ile bir üçgen oluşturup ilerlemeye devam etti. Yue kadar güçlü olmadıkları için doğal olarak zombi öldürürken daha dikkatli davranmak zorundaydılar.

Chen Shitou’nun grubu köye girdikten kısa süre sonra üç zombi ile karşılaştı.

Üç personel kalkanları tutarken diğerleri hızlıca zombilerin işlerini bitirdi. Ardından ilerlemeye devam ettiler. Zombileri oldukça verimli bir şekilde temizliyorlardı.

Yue arkadan onları takip ederken gözleri övgüyle dolu bir şekilde “İyi iş çıkarıyor.”dedi.

Taştan At Kasabasını ele geçirirken asıl güvendikleri şey aslında ateş gücüydü. Ardından yılan derisinden yapılma zırhlar giyen uzmanlar ileri çıkıp zombilerin işini bitirmişti. Soğuk silahlar üzerindeki hâkimiyetleri veya taktikleri Chen Shitou’nunki kadar iyi değildi.

Diğer tarafta ise Zhao Xing’in grubu Chen Shitou’dan öğrendikleri üçgen formasyonu ile zombileri düzenli olarak kafasız bırakıyordu.

Zombi öldürdükçe insanlarda zombilere karşı bir özgüven oluşmaya başladı.

Yorucu geçen üç saatin sonunda zombiler köyden temizlenmişti.

Bu süreçte iki gruptan toplam iki kişi dikkatsiz hareketler sonucu yaralanmıştı.

Yue yaralı üyelere doğru ilerleyerek “Son sözleriniz var mı?”diye sordu.

Yaralı insanlar ölmek zorundaydı. Yue hâlâ onları kurtarmak için bir çareye sahip değildi.

Yaralılardan biri gözyaşları içerisinde “Umarım Kaptan Yue aileme bakmayı ihmal etmez.”dedi.

Yue boğuk bir sesle “Endişelenme. Sizler şehitsiniz. Aileleriniz en iyi muameleyi görecek Bundan emin olun.”dedi.

Personel acı bir biçimde gülerek “O zaman, herhangi bir pişmanlığım olmadığını bilin isterim. Gelin ve beni öldürün. O şeylerden birine dönüşmek istemiyorum.”dedi.

Yue elini salladı ve iki kişi ileri çıkıp yaralıların başına silahlarını dayadı. Ardından tetiği çektiler.

“Kaptan Yue, yeni bir şey bulduk.”

Yue’nun biriminden iki kişi etrafta gezinirken vücutlarında işkence yaraları olan iki güzel kadına rastlamışlardı. Hemen onları Yue’nun yanına getirmişlerdi.

Yue kadınlara baktıktan sonra “Bunlar kim?”diye sordu.

Getirenlerden biri “Kaptan Yue, bunlar Kavak Ağacı Köyünden kaçan insanlardan ikisi. Orası çoktan Çelik Kral lakaplı biri tarafından ele geçirilmiş. Elinin altında birkaç yüz insan varmış. Zhang Hong, Kaptan Yue bizim liderimiz. Orada neler gördüğünü ona da anlatır mısın?”dedi.

“Anlatırım! Anlatırım! Her şeyi anlatırım. Gelişimci lidere her şeyi anlatırım! Sadece bana vurmasın. Yalvarırım bana vurmasın!”

Zhang Hong diz çöküp ağlamaya başlamıştı. Biraz sakinleşince Kavak Ağacı Köyü hakkında bildiklerini anlatmaya başladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44255 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr