Bölüm 128: H1

avatar
4154 4

God and Devil World - Bölüm 128: H1


Çeviren: Arthas

Kong Tao, Yue’ya önce mağrurca baktı. Ardından derin bir nefes alarak cesurca “Long Hai Şehri Hükümeti, sizin polis öldürme ve kampa baskın suçlarınızı affedecek. Fakat birazdan söyleyeceğim şartlara uymak zorundasınız. İlk olarak elinizden bulunan her türlü silahı ve PSA’ları Long Hai Şehrine teslim etmelisiniz. İkinci olarak tüm askeri birliğinizi Long Hai Şehir Devleti ordusuna katmalısınız. Son olarakta elinizde bulunan her türlü yiyeceği Long Hai Şehrine teslim edeceksiniz. Belirttiğim şartlara uyarsanız her türlü asi davranışınız affedilecektir. Artı olarak özel haklarınızı koruyup aile üyeleriniz ile birlikte elit insanların yaşadığı Özel Bölgede yaşayabilirsiniz. Ayrıca millletvekili olarak görev yapacaksınız.”dedi

(Arthas  Notu: Pardon ama adamın bir g*tünü istemediniz.)

Kang Tao’nun gözlerinde Yue Zhong basit bir hayduttu. Ayrıca Yue’nun kampta geçirdiği süre içerisinde iletişimde bulunduğu kişilere ulaşıp onlardan Yue’nun Long Hai Şehrine katılmaya ılımlı baktığını öğrenmişlerdi. Bu bilgilere dayanarak Kong Tao’nun ellerindeki anlaşmayı hazırlamışlardı. Hiçbir şey harcamadan Yue’nun tüm gücünü ele geçireceklerdi.

Yue’nun bakışları soğuklaştı. Eşsiz bir ruh gücü vücudundan dışarı taşıp etrafa baskı uygulamaya başlamıştı. Bu baskıya dayanamayan Kong Tao nefes alamayacak duruma gelmişti. Başını yavaşça eğmeye başladı.

Yue ayağa kalkarken “Git ve liderlerine söyle, hiçbir şartı kabul etmiyorum. Beni almak istiyorlarsa ordularıyla gelsinler. Lütfen cevabınızı bana iletin.”dedi.

Kao Tao’nun yüzü sinirden değişmeye başladı “Yue Zhong! Sen bu davranışlarının ne demek olduğunu biliyor musun? Bu davranışın komunist parti ve sosyal düzene karşı! Eğer ısrar edersen tarih sayfalarına bir yüz karası olarak geçeceksin!”diye bağırdı.

Yue bir saniye duraksadı ve ardından “Dur bir saniye. Bu dediklerinden sonra fikrini değiştirdim. Yakalayın şu adamı ve kasabanın dışına atın.”dedi.

Yue’nun iki adamı Kong Tao’ya doğru ilerledi. Kollarından yakalayıp sürüklemeye başladı.

“Durun bir saniye yine fikrimi değiştirdim. Hapsedin. Evden dışarı bir adım bile atmasın.”

(Arthas Notu: Evet azcık biraz bişeler kattım kendimden.)

Kong Tao, derin bir nefes alarak kendini topladı ve “Yue Zhong bu yaptığın hareket Kom…..”

“Yue ne yapmayı düşünüyorsun?”

Chi Yang birden lafa atıldı.

Yue derin bir sesle “Vaziyet kötü. Güçlenebildiğimiz kadar güçlenmeliyiz. Xiao Ming ile Long Hai Şehrine gidin. En ufak bir hareketlilikte haber verin.”dedi.

Yue, kasabada altı tane motor bulmuştu. Bunları da Chi Yang, Da Gouzi ve Liu Yan’ın grubuna verilmişti. Xiao Ming’e ise çok yetenekli bir asker olduğu için verilmişti.

“Evet, bahsettiğim tesis şuralarda bir yerde olmalıydı.”

Xia Yue bir kaç mil uzaktaki binayı göstererek Yue’yu  uyardı. Üstlerinde asker kıyafetleri olan zombiler etrafta cirit atıyordu.

Yue, gözlerini tesisten ayırmadan “İlk ben gideceğim, siz burada kalıp emirleri bekleyin.”dedikten sonra White Bones ile kampa doğru ilerlemeye başladı.

Yue çantasından bir paket kan çıkarıp White Bones’un üzerine boşalttı.

Tamamen kana bulanmış White Bones kamptan içeri bir ok misali girip yakınlardaki zombilerin kafasını uçurmaya başladı.

White Bones’un üzerindeki insan kanının kokusuna ve savaştan çıkan seslere, zaman geçtikçe daha fazla zombi çekilmee başladı.

Yue, White Bones’u  geri çekip elindeki tüfekle düzenli olarak ateş etmeye başladı. Yakın dövüşe girmek, hele de birkaç düzine düşmanla karşılaşıyorsa oldukça fazla stamina harcıyordu. Ayrıca tek düşmanları zombiler de değildi. Ayrıca insan düşmanları da vardı. İşte bu yüzden Yue atış yeteneğinin üstüne bu kadar düşüyordu.

Bu yavaş hareket eden zombilerse Yue’nun pratik yapması için mükemmel hedeflerdi. Kullanabildiği cephanesi olduğu sürece atış yetenekleri düzenli olarak artıyordu.

White Bones geri çekilirken bile yanından geçtiği zombilerin kafasını uçuruyordu. White Bones’un saldırı menziline gire bir zombinin daha fazla yaşaması zaten düşünülemez bir şeydi. Kısa süre içersinde bu ikili toplamda elli kadar zombi öldürmüştü.

Uzaktan Yue ve White Bones’un savaşını izleyen Xia Yue’nun kalbi korkuyla dolmuştu. “Çok güçlüler!”

Birden yeşil renkli bir silüet havaya zıplayarak Yue’ya doğru ilerlemeye başladı.

Yue hızlıca silahını kaldırarak üstüne gelen S2’ye doğru ateş etmeye başladı.

S2 gelişen tehlike duygularıyla bir şeylerin yanlış olduğunu anladı ve havada hafifçe sağa kaydı.

Yere indikten sonra patlayıcı hızını kullanarak kısa sürede Yue’nun yanına vardı.

Yue’nun gözlerinde soğuk bir ışık parladı. Kılıcını sağ eline alarak S2’ye doğru ilerlemeye başladı. İkisi birbirinin yanında geçtiklerinden kısa süre sonra S2’nin kafası yere düştü ve büyük bir deneyim küresi Yue’nun bedeniyle bütünleşti.

(Arthas Notu: İşi gücü hava ya :D)

S2’yi kolayca halleden Yue yeniden silahını kaldırarak normal zombilere ateş etmeye başladı. Şu anda bulundukları durumda normal zombileri öldürerek seviye atlamaları çok zordu. Zombi kalabalığını atış yeteneğini geliştirmek için kullanmak daha iyi bir seçim olurdu.

Yue ve White Bones zombi katliamı yaparken yüksek bir binanın üzerindeki kırmızı bir zombi kocaman ağzını açtı. Ardından bir ateş topu Yue’nun bulunduğu konuma doğru ilerlemeye başladı.

Yue kırmızı zombi ağzını açar açmaz bir tehlike duygusuna kapılmıştı. Hemen mevcut konumunu terk ederekyana yuvarlandı. Çok kısa bir süre sonra biraz önce durduğu yerde bir ateş topu patladı ve yerde bir yumruk büyüklüğünde delik oluşturdu.

Ayağa kalkarken ateş topunun nereden geldiğini öğrenmek amacıyla binaları taramaya başladı. Kısa süre sonra ise kırmızı zombiyi gördü.

“30 Seviye Ateş Virüslü H1. Ağzından ateş topu atabilir.”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr