Çeviren ve Düzenleyen: Arthas

Qiag Ming Yue’nun  önünde diz çökmüş kadına bakarken tükürürcesine “Kapa çeneni! Yerli yersiz konuşmaya daha fazla devam edersen seni öldürürüm!”

Qiag Ming’in sözleri ile titremeye başlayan kadın Yao Yao yaşlarındaki bir kızı yanına çekerek “Kaptan Yue, o adamlar sadece bana tecavüz etmekle kalmadı, küçük kız kardeşime de tecavüz ettiler. Lütfen yardım edin!”

Yue, küçük kıza baktı. Yüzü duygusuzluk ve hissizlikle doluydu. Gözleri sinirle yanıyordu. Qian Ming’in yüzününeyse yoğun bir öldürme ifadesi hakimdi.

Qian Yi Ming, Yue’nun kendisine bakmakta olduğunu görünce korkuyla “Neden bana bakıyorsun? Altı üstü iki kadınla oynadık! Beni gerçekten öldürmek istiyor musun? Babam Long Hai Şehrinin genel sekreteri! Beni şehre götürürsen sana istediğin kadar kadın verir.”

Yue’nun gözlerinden bir soğukluk geçti, ardından tabancasını çekip Qian Ming’i kafasından vurdu.

Silah sesi ile birlikte Qian Ming’in kaşlarının ortasında bir boşluk meydana geldi. Gözleri korku ve inanamazlıkla doluyken ölmüştü.

Yue gözleri yoğun bir öldürme arzusu ile parlarken “Kardeşine başka kim dokundu?” dedi.

Kadının gözleri nefretle parlarken gruptaki erkekleri göstermeye başladı.

“Hepsi! Hepsinin payı var!”

Wei Cheng korkudan diz çöküp “Kaptan Yue! Beni öldürmeyin,beni öldürmeyin! Qian Ming! Hepsi Qian Ming’in suçu, beni o zorladı! Yapmazsam bana yiyecek vermeyeceğini söyledi!”

Long Hai Şehrinin genel sekreterinin oğlunun gözleri önünde idam edildiğini göre Wei Cheng eski yönetim sistemine daha fazla güvenemeyeceğini anlamıştı. Geriye kalan tek seçenek Yue’nun önünde köpek gibi yalvarmaktı.

“Kaptan Yue, beni öldürmeyin! Ben de Qian Ming tarafından zorlandım!”

“Kaptan Yue, canımı bağışlayın!”

Geriye kalan erkek kurtulanlardan hepsi diz çöküp yalvarmaya başladı.

Yue ise soğukça “Hepsini öldürün.” Emrini verdi.

Yue’nun grubundakiler, kurtulanları yere bastırıp silahlarını kafalarına dayayarak tek tek infaz etmeye başladı.

Dört silah sesi arkasında dört cansız erkek bedeni bırakmıştı.

“Beni öldürmeyin! Ben hiçbir şey yapmadım!”

Qian Ming’in yanında duran güzel kadınlardan biri yere çökerek yalvarmaya başladı. Diğer kadın ise korkudan hareket edemiyordu. Uzun bacaklarından sarı bir sıvı aşağı doğru süzülmeye başlamıştı. Bu ikili her zaman Qian Ming’in yanındaydı ve yaptığı onca kötülüğü görmüşlerdi. Fakat birden çok insanın idam edilmesi onları korkudan delirtecek duruma gelmişti. Fakat daha çok korktukları şey ise geleceklerinin nasıl olacağını düşünmekti.

Lu Wen ve Gou Yu ile kıyaslanamasada bu iki kadın güzeldi.

Qian Ming’i suçlayan kadın teşekkürünğ ettikten sonra gitmek için arkasını döndü. Fakat çok uzaklaşmadan geri dönüp “Kaptan Yue sizinle paylaşmam gereken önemli bir bilgi var.” dedi.

“Nasıl bir bilgi?”

Kadın gözlerini Yue’dan ayırmadan “Büyülü iyileştirici özellikleri olan bir bitki keşfettim. Lütfen beni takip edin.” dedi.

Yue, kadına birkaç saniye baktıktan sonra “Adın ne?” dedi.

“Zhang Yi.”

“Tamamdır Zhang Yi, yolu gösterir misin?”

Tüm kasaba kısa sürede Yue’nun eline geçmişti ve Zhang Yi’nin yapabileceği numaralardan korkmuyordu.

Zhang Yi çok fazla bir şeyde söylemeden yolu göstermeye başladı.

Birkaç dönüş sonra Yue’yu dağın eteklerindeki bir yere getirdi. Ardından kafatası şekline dört yaprağı olan bir çiçeği göstererek “Bu o bitki. Geçenlerde iki maymunun kavga ettiğini görmüştüm, biri kazandı ancak karnında büyük bir kesik vardı. Ardından bu çiceklerden birini çiğneyerek yarasının üzerine tükürdü. Yarası çok kısa bir zamanda iyileşti.”

Yue dikkatlice bakınca kemiklerin üzerinde kök salmış yedi küçük sarı bitki gördü. Çürüyen cesette çok fazla et yoktu, onların üzerinde ise bu yedi bitki kök salmıştı.

Zhag Yi, Yue’ya baktı. Dişlerini hafifçe gıcırdattıktan sonra parmağını ısırarak parmağını yerinden çıkardı. Ardından bitkinin küçük bir yaprağını alarak sıktı ve çıkan suyu çıkığın üzerine tuttu. Yue’nun gözleri önünde çıkık bir parmak yerine geri oturdu.

Yue emin olmak için gözlerini birkaç defa kırpıştırdı. Fakat Zhang Yi’nin yaraladığı parmak bilinen her türlü ilaçtan daha güçlü bir şeye maruz kalmış gibi çok hızlı bir şekilde iyileşmişti.

Yue etkilenmiş gözlerle Zhang Yi’ye bakarak “Tebrikler! İstersen seni ve kız kardeşini resmi takım üyeliğine çıkarabilirim. Kuralları ihlal etmediğin sürece benim korumam altında güzel bir hayat geçirebilirsiniz. Kimse size karışamaz. Sadece bu bitki çok özel olduğu için bunun hakkında en ufak bir kelime dahi edersen sana karşı nazik olmam.” dedi.

Zhang Yi kalbi rahatlamış şekilde arkasındaki kayaya yaslanırken “Teşekküler, Kaptan Yue!” dedi.

Zhang Yi bu sırrını Yue’ya söylemişti çünkü, minnettarlığını göstermek bir yana, ileri görüşlü biriydi. Yue’nun etkisi altında rahatça hareket etmenin, pna bu bitkiden çok daha fazla yarar sağlayacağı inkar edilemez bir gerçekti. Her ne kadar onun işine az yarayacak olsa da gelişimciler için çok önemliydi.

Yue yanındaki 4 askerine dönüp “Bu konu hakkında hiç biriniz konuşmaya yetkili değilsiniz!” dedi.

Yue, Gou Yu’ya dönüp “Gou’er bu tür bitkileri hayat kurtaran bitki diye adlandıracağız. Kasabadaki işlerimiz bitince yanına birkaç adam alıp buraya gel ve bitki hakkında olabildiğince bilgi edinmeye çalış.” dedi.

Gou Yu, Yue’ya sıcak bir gülümeseme atıp “Anlaşıldı!”dedi.

Diğer tarafta yanlarında bulunan Lu Wen’in yüzü düşmüştü.

(Arthas Notu: Keyifli okumalar. Bir de sizden ricam kitabı okuyorsanız, biraz oy verinde yıldız puanımız artsın. :) )