Bölüm 91: Seçim

avatar
4363 6

God and Devil World - Bölüm 91: Seçim



Çeviren ve Düzenleyen: Arthas


(ÇN: İngilizce çevirmen bölümün bir paragraf ya da bölümünü gereksiz bulup çevirmemiş.)


Yue gözlerini Liu Jun’a dikti ve “Peki bana özelliklerinden ve yeteneklerinden bahset.” dedi.


Liu Jun tereddütsüz bir biçimde “Z-Çağından önce çilingirdim. Bir dakikadan az bir sürede tüm kilitleri açabilirim. Yeteneklerimin yararlı olabileceğini düşünüyorum.” dedi.


Yue sakince “Tüm kilitleri açabilirim. Bu büyük bir söz. Bir retina tarayıcısını açabilir misin?” dedi.


(ÇN: “Pardon retinamı evde unuttum ve eve giremiyorum. Gelip bir el atabilir misiniz çilingir bey.”)


Liu Jun hafifçe utanarak “Hayır. Sıradan birkaç kilit. Örnek olarak; otel odaları, güvenlik odaları ve normal insanların kullandığı kilitler.”  dedi.


Yue, bakışlarını Liu Jun’nun üzerinde yoğunlaştırdı ve “Tamam o halde. Seni ilk olarak harici personel olarak alacağım. Fakat kurallarımızı tamamen anladığına eminsin değil mi?” dedi.


Liu Jun heyecanlı bir şekilde “Anladım! Tamamen anladığıma eminim!” dedi.


(ÇN: Çok mu “dedi” lafını kullanıyorum ne.)


Dünya değişmeye başlamıştı. Eğer biri güçlü bir lideri takip ederse açlıktan ölmesi çok zor olurdu. Yue’nun grubunda harici personel olmak bile Always Bright köyündeki herkesin dilediği bir şeydi.


Yue, köpeklerin ve kedinin cesetlerini de aradı ama başka boncuk bulamadı. Bu onun moralini biraz bozmuştu.


Canavar etinin yenildiğine karar verilince Yue insanlara yılan ve köpek eti dağıttı. O gün Always Bright köyündeki herkes bir kase de olsa et çorbası içebildi.


Herkes bir festival havasına bürünmüştü.


Yue canavarların yenildiğini keşfettiğinden beri tavukları yem olarak kullanıp başka yılanlar yakalamaya çalışıyordu. Günlerce denedikten sonra bile başka yılanlara dair en ufak bir iz bile bulamadı.


Yue başka yılanlar olmadığına emin olduktan sonra bir grup insanı derede balık avlamayla görevlendirdi.
Derede oldukça balık vardı. Avlamak için kurulan bir ağ bile düzinelerce kilo yakalayabiliyordu.


Akşam yemeğinden sonra Yue, Lei Jiang şehrinden kurtulan herkesi topladı ve “Yarın diğerleri ile buluşmak için Long Hai şehrine gitmek istiyorum. Aranızda kim benimle gelmek ister?” dedi.


Lei Jiang şehrinden kurtulan insanların çoğu kuruluşuna üye olmamıştı. Bu insanlar Lei Jiang Şehrinden Yue tarafından Long Hai Kurtulanlar Bölgesine, Yue yerine daha fazla umut götürmek için kurtarılmıştı. Onun sisteminde yer almadıkları için onları bir şey yapmaya zorlayamazdı.


“Ben gitmek istiyorum.”


“Ben gideceğim.”


Yue sözlerini bitirir bitirmez bir cevap seline maruz kaldı.


Yue insanların gözlerine baktı ve ardından Chi Yang’a döndü “Chi Yang, sen burada kal ve yönetimi devral. Diğer insanlara güvenmiyorum.” dedi.


Chi Yang kararlı ve istikrarlı biriydi ve oldukça güçlüydü. Yue’nun en yakın arkadaşlarından biriydi. Eğer Chi Yang yönetimi alırsa Yue köyden daha rahat ayrılabilirdi. Diğer seçeneklerde Yue köyden ayrıldığı anda köy eski kaosuna dönerdi.


Yue’nun görüşü Always Bright köyünü elinde tutmaya yönelik değildi fakat köyde hâlâ yüzlerce insan vardı. Eğer bir iç savaş çıkarsa kaç yetenekli insanın ölebileceği meçhuldü.


Chi Yang, Yue’ya bakarken kafasını salladı ve “Tamam.” dedi.


Yue gözleri odayı tararken “Hepiniz benimle Long Hai Kurtulanlar Bölgesine gelmeyi kabul ettiğine göre hiçbir problem yok. Geçmişte sizi oraya götürmek için söz verdim. Ama size önceden belirtmem gereken bir şey daha var. Oraya varır varmaz güvenliğiniz ve yiyecek durumunuzun tamamı Long Hai Kurtulanlar Bölgesi Hükümetine ait olacak. Bununla bir sorunu olan var mı?” dedi.


Kurtulanların büyük bölümünün herhangi bir özel yeteneği yoktu, gereksiz yüktüler. Gitmek istiyorlardı ve Yue bu konuda, yükü azalacağı için, mutluydu. Eğer Yue onları Long Hai Hükümetine teslim edebilirse yükü oldukça azalacaktı.


(ÇN: Çaktırmıyoruz ama çevirmenler olarak Yue ile aynı duyguları paylaşıyoruz.)


Gitmek isteyenler Yue’nun son sözleri ile tereddüde düşmeye başladı. Onlar çoktan Z-Çağının acımasızlığının örneklerini görmüşlerdi. Long Hai Kurtulanlar Bölgesi’nin nasıl olabileceği hakkında en ufak bir fikirleri yoktu. Eğer Yue onlara göz kulak olmayacaksa gelecek dünyaları nasıl olacak onun hakkında da bir fikirleri yoktu.


Kadınlar düşünmeye devam ederken Zhang Xuan aniden “Ben kalmak istiyorum. Kalıp sana temizlikte yardım etmek istiyorum. Yapabilir miyim?” dedi.


Yue bebek yüzlü Zhang Xuan’a a baktı ve gülümseyerek “Tabi ki de kalabilirsin. O zaman öncelikli üye olacaksın.” dedi.


Zhang Xin, Chi Yang’a baktı ve istikrarlı bir tonda “Ben de kalmak istiyorum!” dedi.


Wang Qian, Zhang Xin’e baktı ve “Ben de kalmak istiyorum!” diye çıkıştı.


Yue konuşamayan Chi Yang’a baktı ve hafif bir gülümsemeyle “Siz ikinizde öncelikli takım üyesi olacaksınız o zaman.” dedi.


Yuan Ying öne Zhang Xuan’a sonra Yue Zhong’a baktı ardından çekingen bir ifade ile “Ben de kalacağım.” dedi.


Zhang Xin, Yue’nun beklentisi dışında davranarak “Ben de kalmak istiyorum.” dedi.


(ÇN: Zhang Xin adında iki kişi var.)


Bu beş kadın dışında diğerleri sessiz kaldı.


Yue sakince “Şu andan itibaren gitmek isteyen herkes çantasını toplasın. Yarın yola çıkıyoruz.” dedi.


Herkes odasına çekildikten kısa bir süre sonra Yue ve Lu Wen rahatlamak ve temizlenmek için mutlu bir çift gibi banyo yapıyordu.


Yue, zevkten sonra, Lu Wen ve Gou Yu’ya sarılarak banyo duvarına yaslandı.


Yue’nun göğsünde uzanan Lu Wen bir sinir patlaması yaşayarak “Kardeş Yue, seninle Long Hai şehrine gelmeme ne dersin? Senden o kadar uzakta olmak oldukça katlanılmaz.” dedi.


Yue göğsündeki Lu Wen’e şefkatli bir şekilde baktı ve “Ardından burada ne olacak? Burası bizim merkezimiz ve sen de liderin kadınısın. Senin burada kalıp merkezimizi tutman gerekmez mi?” dedi.


Lu Wen başını Yue’nun omzuna gömerek ve göğüslerini Yue’ya doğru bastırarak “Chi Yang burada! Sen değilsin! Seninle götür beni! Hayır mı yoksa evet mi?” dedi.


Yue, Lu Wen’in yumuşak derisini hissedince kalbi yerinden oynadı ve “Tamam! Tamam! Tamam!”dedi.
“Yue en iyisisin!” dedi ve onu iki defa öptü.


Gou Yu da Yue’nun kolunu kavradı ve “Usta bende seninle gelebilir miyim? Size bazı problemleri çözmekte yardım edebilirim.” dedi.


Yue, baştan çıkarıcı bir Çinli oyuncak bebeğe benzeyen Gou Yu’ya bakarken alnından öptü ve “Gelebilirsin.” dedi.


Bu günlerden Gou Yu türlü türlü işleri hallediyordu. Yue’nun emirleri ile işleri halledebiliyordu. Yue’nun hayatına ağırlık yapan bazı ağırlıklar onun tarafından alınmıştı. Yue bu küçük lolitaya bağlanmaya başlamıştı.


Yue’nun sözlerini duyan Gou Yu tatlı bir gülümseme gösterdi.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr