Bölüm 55: Kamyon Soygunu

avatar
4623 8

God and Devil World - Bölüm 55: Kamyon Soygunu


 

 

Çeviren: Arthas Düzenleyen: Arthas

 

Alışveriş merkezinden salındıklarında beri tüm Lei Jiang şehri zombilerin avlanma alanına dönmüştü. Lei Jiang Şehrinde av ile avcının yeri değişmişti. Bu evrimleşmiş zombilerle karşılaşan insanlar, hatta Tanrı ve İblis Sistemi sayesinde güçlenmiş olanlar bile, teker teker öldürüldü. Kanları ve etleri zombiler tarafından tüketildi.

 

Lei Jiang Şehri gerçek bir cehenneme döndü. Güçlenmiş olanlar bile daha ihtiyatlı oldu ve hayatları çok daha zorlaştı.

 

Eski günlerde yollarda bir sürü araba vardı ama şimdi resmen terk edilmiş bir yere dönmüştü. Sadece araba parçaları ve zombiler vardı.

 

Yue yolcu koltuğuna oturdu ve pencereden dışarı ölü ve çorak manzaraya baktı. Sonra Wang Shuang’a dönüp “Long Hai Şehrine varmamıza ne kadar kaldı?”diye sordu.

 

Wang Shuang çarpık bir şekilde gülümseyerek “Emin değilim. Daha önce Long Hai Şehrine sürmemiştim. Ama her nasılsa GPS’e göre yolu yarılamışız.” dedi.

 

Yue hafifçe kafa sallayıp bir şey söylemedi. Kamyondan dışarı bakarken olası tehlikelere karşı etrafı tarıyordu.

 

Aniden terk edilmiş 12 arabanın yolu tıkamış olduğunu gördüler.

 

Wang Shuang mırıldanarak Lanet olsun! Yine bir blok!” dedi ve kamyonu durdurdu.

 

Terk edilmiş arabaların yolu tıkamasını daha önce defalarca görmüşlerdi ve arabaların hepsi yollarına devam etmelerine yetecek kadar Yue tarafından kenara çekilmişti.

 

Eksiksiz olarak her yer terk edilmiş arabalar tarafından bloke edilmişti bu yüzden de Yue ve ekibi oldukça yavaş ilerliyordu. Bir keresinde yol o kadar uzun bir şekilde bloke edilmişti ki şerit değiştirmek bile oldukça uzun zaman almıştı.

 

Kamyon durup Yue aşağı atladığı anda yolun iki tarafından eli silahlı altı adam çıktı. Aceleyle dışarı çıkan adamlar ellerindeki 81 tip tüfeği Yue ve arkasındaki kamyonlara çevirdiler.

 

İçlerinden birinin oldukça keskin bakışları, kel bir kafası ve yüzü boyunca oldukça uzun bir yarası vardı. Kel adam Yue’ya baktı ve “Kıpırdamayın yoksa sizi vururuz!” dedi.

 

Kamyonların içindeki kızlar çirkin ve pis bakışlı adamların ellerinde silah tuttuklarını görünce korkmuştu. Gözlerindeki korku ile koltuklarında biraz daha aşağı kaydılar.

 

Yue, altı adama baktı ve hemen Gölge Adımları yeteneğini aktive ederek onlara doğru ilerledi.

 

White Bones da kamyondan aşağı atladı ve adamlara sanki bir şeytanmışçasına atıldı. 

 

White Bones’un onlara doğru ilerlediğini gören silahlı adamlar korkuya kapılıp ona ateş etmeye başladılar.

(Ç.N: Düşünsenize adamı soymaya çalışıyorsunuz sonra adam üstünüze atılmakla kalmayıp arkasından iki metrelik bir iskelet çıkarıyor ve de iskelete kurşun işlemiyor… )

 

White Bones’a isabet eden kurşunlar kemiğinin içine gömülüp kalıyordu. Bundan başka da White Bones’a bir etkisi yoktu zaten.

 

Gölge Adımları yeteneğini aktive ettikten sonra Yue’nun hızı inanılmazdı. Ortalama bir insandan beş kat daha hızlıydı. Elindeki kılıçla öndeki yaralı yüzü olan adama atıldı ve kılıcını adamın kafasını doğramak için salladı.

 

Yaralı yüzü olan adamın gözleri Yue’nun kendisine doğru atıldığını görünce korkuyla doldu. White Bones’u yok saydı ve direkt olarak Yue’ya ateş etmeye başladı.

 

Yaralı yüz silahını Yue’ya çevirdiği an Yue’nun görüntüsü titredi ve adamın arkasında belirdi. Yue elindeki kılıçla yaralı yüzü olan adamın kafasını kesmeye hazırdı.

 

“Küçük kardeş dur! Aksi halde hayatını koruyabileceğine dair söz veremem.” dedi yolun karşısından kendine güvenen bir ses.

 

Yue karşı tarafa bir göz atınca 81 tip tüfekle ve 79 tip yarı makineli silahlarla donatılmış 20 adam gördü. Kel militanın adamları kamyonların etrafını sarmıştı ve kamyonların arkasında geri dönüşü engellemek için iki tana traktör gelmişti. Aşağı yukarı yirmi silahlandırılmış militanın ortasında keskin bakışlı, yüz seksen santimetre uzunluğunda, orta yaşlı bir adam duruyordu. Bu adam gözlerini sakince Yue’ya dikmişti.

 

“White Bones, yaşamalarına izin ver.”

 

Yue zihninden emretti. Ardından kılıcını yaralı yüzlü adamın boğazına dayadı ve onu bir insan kalkan olarak kullanarak gözlerini bu yirmi altı militanın liderine dikti. Yaralı yüzlü adam boğazında İmitasyon Tang Kılıcının soğuk çeliğini hissetmesi ile omurgasından aşağı soğuk terlerin akmasını hissetmesi bir oldu. Ve ani bir hareket yapmaya cesaret edemedi.

 

Yue’nun emri ile White Bones baltasını kullanmadı. Bunun yerine militanları tekmeledi. Bu tekmeler bir fırtınanın rüzgarı gibiydi ve Yue’nun yanına kıçlarının üstüne düştüler.

 

Militanların lideri Yue’nun yanındaki White Bones’a baktı ve hafifçe kıkırdadı ve "Küçük kardeş senin gerçekten harika bir yeteneğin var. Ben Tiger Wang (Wang Guang Hu), beni sadece Tiger olarakta çağırabilirsin. Senin adın ne?” dedi.

(İÇN: Hu Çincede aynı zamanda kaplan demek bu yüzden ben onu sadece Tiger olarak çağıracağım ayrıca kendi adamları da onu sadece Tiger olarak çağırıyor.)

 

Yue, Tiger Wang’e bakarak derin bir sesle “Bendeniz Yue Zhong. Büyük Kardeş Tiger neden yolumuzu tıkadınız? Size saldırmış gibi gözüktüğümüzü hatırlamıyorum.” dedi.

 

Yirmi altı militanın ateş gücü çok fazlaydı. Küçük bir anlaşmazlıkta, Yue dışında, sadece çok az insan hayatta kalırdı. Ji Qing Wu ve Chi Yang güçlenmeye devam ediyorlardı. Onlar için normal zombileri öldürmek çok kolaydı ama silahlı militanlarla karşılaşınca hayatta kalma ihtimalleri çok düşüktü. Lu Wen gibi savunması sıfır olanlardan bahsetmeye gerek bile yoktu. Anlaşmazlık başladığında o beklide ilk öldürülecek olanlardan biriydi. Son çare olmadıkça Yue, Tiger Wang’in kuvvetleri ile çatışmak istemiyordu.

 

Tiger Wang gözlerini Yue’ya dikti ve yavaşça “Kardeş Yue bu sefer sadece kurtulanlara ve yiyeceğe bakıyordum. Sen ve grubun beni Always Bright Köyü’ne kadar takip etmelisiniz. Always Bright Köyü çok iyi korunur ve hepinizi çok iyi besleyeceğime dair söz veririm. Ayrıca dışarıdaki zombiler için endişelenmek zorunda da kalmayacaksınız.” dedi.

(İNÇ: Sadece isimle eğleniyorum. Köyün gerçek adı Chang Guang/ Zhang Guang.)

 

Yue direkt olarak reddetti. “Özür dilerim büyük kardeş ama biz Long Hai Kurtulanlar Bölgesine gitmek istiyoruz.”

 

Tiger Wang hafifçe kaşlarını çattı. Kaşlarını çatmış görüntüsü kısa süre sonra kayboldu ve kıkırdayarak “Herkes kendi yoluna. Yue, Long Hai Kurtulanlar Bölgesine gitmek istediğinden dolayı seni durdurmayacağım. Ama nerden bakarsan bak bu kolay bir iş değil o yüzden bir Dongfeng kamyonundaki tüm malzemeleri istiyorum.” dedi.

 

Yue daha öncesinde gerilmişti ama bunları duyunca rahatladı ve “Tamam.”dedi.

 

Ölmedikleri sürece her şey kolaydı. Yue ve takımının kabiliyetlerine dayanarak dikkatli bir şekilde kaynak aradıkları süre boyunca hayatta kalabilirlerdi.

 

Tiger Wang bir baş hareketi yaptı ve adamları silahlarını indirdi. Yue’ya doğru yürüdü ve “Yue, birde küçük kardeşim Chen Si’yi bırakırsan daha mutlu olurum.” dedi.

 

Yue elini gevşetti ve İmitasyon Tang kılıcını geri çekti.

 

Chen Si boynunu kıtlattı ve Yue’ya doğru sırıtarak “Sen lanet olasıca derecede güçlüsün! Büyük kardeş Tiger bir yana sen gördüğüm en güçlü kişisin.”dedi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr