God and Devil World - Bölüm 18: Beyaz Deri Eldivenler

---

 

Çeviri için USELESS‘a, düzenleme için FULLBRİNGER‘a teşekkürler.

 

Yue kalktı ve odadan ayrıldı.

Yue: "Burada hiç Yaşam Parası yok. Neden böyle? Bir süre sonra bu dünyaya ait olmayan şeyler yok mu oluyor?"

Yun Che merdivenlerden çıktı. Yolda her yerde zombi cesedi olsa da onların bedenlerinde hiç Yaşam Parası yoktu bu da onun kaşlarını çatmasına neden olmuştu.

Biraz tereddütten sonra Yue bir Yaşam Parası çıkardı ve onu yere atıp baktı. 20 dakika sonra siyah Yaşam Parası siyah dumana dönüştü ve havada kayboldu.

Yue kaşlarını buruşturdu ve düşündü:

Yue: “Gerçekten de bu dünyaya ait olmayan eşyalar sahibin bedenini terk ettiğinde 20 dakika içinde kayboluyor."

Yue yukarı gidiş alanını kontrol etti ve her yerde sadece Beyaz İskelet tarafından öldürülmüş zombilerin ölü bedenlerini gördü.

Bu bina 8 katlıydı. Yue teftişi sırasında hiç zombi görememişti. Tüm zombiler Beyaz İskelet tarafından öldürülmüştü.

Beyaz İskelet tüm savaşlarının sayesinde 8 level olmuştu ve şu an ortalama bir insandan %70 güçlüydü.

Sekizinci katta Yue düz bir şekilde bir dairenin kapısına gitti:

Yue: "İçeride birisi var mı? Eğer varsa lütfen söyleyin ben hemen gideceğim. Eğer cevap vermezseniz ben zorla kapıyı kırarak içeri gireceğim."

İçeride bir hareket olmadı.

Yue: "Beyaz İskelet yap!"

Yue, Beyaz İskelete emretti.

Beyaz İskelet bir insan kadar büyük baltasıyla birlikte kapıya vurdu ve derin bir delik açarken kırılan ahşap dışarı uçtu.

Birkaç balta darbesi daha atarak kapıyı hızlıca doğradı.

Kapı açıldı ve içeriden yırtılmış ve ısırılmış bir yüze sahip olan küçük bir zombi kızı, bir orta yaşlı erkek zombi ve bir kadın zombi Yue ve Beyaz İskelete doğru sendeledi.  

Yue: "Saldır onlara!"

Yue bağırdı ve kılıcını sallayarak orta yaşlı erkek zombinin kafasını keserek kesik kafayı uçurdu. 

Beyaz İskelet şiddetli bir vuruşla sanki bir tank küçük kız zombi ve kadın zombiye çarpmış gibi onları yere devirdi.

Yue oraya gitti ve eğik bir çizgiyle küçük zombi kızın kafasını kesti.

Yue: "Tut onu!"

Beyaz İskelet, kadın zombiyi öldürmek üzereyken Yue'den emir geldi. O sadece kemikli elini kullanarak kadın zombiyi tuttu.

Yue aşağı doğru saldırdı ve zombinin kafasını kesti.

Zombinin kafası kesildikten hemen sonra beyaz bir hazine kutusu düştü.

Yue'nin gözleri parlarken hemen onu aldı ve açtı.

Beyaz bir ışık parladı ve üzerine yazılar kazınmış beyaz deri eldivenler önünde ortaya çıktı.

Seviye 1 Beyaz Deri Eldiven

 

Giydikten sonra +2 Power

5 seviyedüşük canavarların saldırılarına dayanabilir.

 

Durability 10/10

Yue hızlıca beyaz deri eldivenleri giydi ve kısa süre sonra Power'ı artarken tüm bedeninde bir sıcaklığın aktığını hissetti.

Yue odayı biraz aradı ama başka zombi bulamadığından başka bir daireye doğru yürüdü.

Yue: "İçeride birisi var mı? Eğer varsa lütfen söyleyin ben hemen gideceğim. Eğer cevap vermezseniz ben zorla kapıyı kırarak içeri gireceğim."

Adam: "Var! Kapıyı kırma. Lütfen hemen git."

Binanın üçüncü katında o bir erkeğin sesini duydu.

Yue tereddüt etmeden hemen alt katlara yürüdü.

Sekiz katlı binanın her katında 4 daire vardı. Yue hala yaşayan 6 aile buldu ama hepsi ona karşı temkinliydi. O sadece onlarla konuştu ve hemen oradan ayrıldı.

Dünya bugün değişmişti ve tek güvenli yer evlerdi bu yüzden herkes yabancılara karşı fazlasıyla dikkatliydi.

Yue insanlardan cevap alamadığı tüm daireleri yok edip temizledi ve 7 level oldu.

Sistem Mesajı: "Seviye7 oldunuz lütfen 2 stat puanınızı atayınız."

Yue altıncı kattaki tüm zombileri öldürdüğünde kafasında bir ses çınladı.

Yue kararını vermeden önce biraz tereddüt etti.

Yue: "Bir puan Stamina ve 1 puan Agility."

Yue binada ki tüm zombileri öldürdükten sonra yorgun bedeniyle Chen Yao'nun dairesine döndü. 

Chen Yao: "Yue geri döndün!"

Yue'nin döndüğünü görünce kızlar hemen neşeyle gülümsedi. Onlar Yue'nin zombilerin ağzında öleceğinden ve temelli yok olacağından korkuyorlardı.

Chen Yao: "Yue senin için yemek hazırladım."

Chen Yao büyük, dumanı tüten üstü et ve jambon ile kaplı bir kase erişte aldı ve gülümseyerek Yue'ye uzattı. Yemeğin kokusu onun burnuna sürüklendi.

Kase et ve jambon ile doluydu ve burnuna sürüklenen kokusu midesinin yüksek sesle guruldamasına yol açmıştı. Bu yemek çok ayartıcıydı.

"Yue: "Bu çeşme suyu mu?"

Yue kaseyi aldı ve açgözlü açlığını kontrol ederek Chen Yao'ya bakıp sordu.

Chen Yao onun endişesini anladı ve hızlıca cevapladı:

Chen Yao "Hayır! Bu temiz su."

Yue hemen istekle yemeye başladı. O gerçekten açtı. Onun yemeye alıştığı anlık erişteler lezzetli değildi.

Wang Fang pişmanlıkla düşünerek Yue'ye baktı:

Wang Fang: "Ben neden bunu düşünmedim. Eğer bunu onun için ben yapsaydım bana olan yakınlığı artmaz mıydı?"

Yue: "Ji Qing Wu sen bu 3 çocuğun gruba girmesine izin vermek istiyor musun?"

Yemekten sonra Yue biraz dinlendi ve üçlüye baktı ardından Ji Qing Wu ile konuştu.

Dört kız zaten külfetliydi eğer bu üç beceriksiz erkek ile birleşirse Ji Qing Wu oldukça sıkı olsa da ve zarif bir kılıç ustalığına sahip olsa da onları koruması imkansız olacaktı.

Yue sadece şikayet etmeyi bilen ve katkıda bulunmak istemeyen üçlüyü korumak istemiyordu. Onun hala yapacak çok şeyi vardı.

Bu sefer üçlü gerildi ve Ji Qing Wu'ya baktı. Bu dünyada onları koruyacak güçlü insanlar olmadan hayatta kalmak imkansızdı.

Ji Qing Wu sessizce düşündü.

Chen Gang, Ji Qing Wu'ya çok ciddi şekilde söyledi:

Chen Gang: "Ji Qing Wu şu an bu dünyaya bak, bizim birbirimize yardım etmemiz ve hayatta kalmamız gerekmiyor mu? Lütfen kalmamıza izin ver, biz sizi koruyacağız."

 

------ÇEVİRMEN NOTU---------

1 bölüm bitti kaldı 2 bölüm. Bakalım ne kadar gidecek? :D

Ji Qing Wu ne diyecek? Yue şimdi neler yapacak? Diğer bölümde neler olacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman sonraki bölüme tıklayın ve öğrenin. :D