Bölüm 219: Taraf Seçimi

avatar
3231 3

God and Devil World - Bölüm 219: Taraf Seçimi


Çeviren: Arthas

O sırada Gu Manzi ve Tong Xiaoyun’un Yue’ya karşı olan hisleri aşk olarak adlandırılamazdı. Kıyamet sonrası dünyada Yue’yu kullanarak daha iyi bir yaşam sürmek istiyorlardı. Z-Çağında aşk sadece güçlülerin tadını çıkarabileceği bir lükstü. Zayıflar aşk hakkında düşünmek yerine hayatta kalmaya odaklanmalıydı.

Yue’nun, Zhuo Yatong’un kalbini kazanması ise tamamen şanstı. Daha önce bir etkileşimde bulunmadığı diğer ikisinin aniden gelişen duyguları fantezi sayılabilirdi.

Yue birçok insanın bakışları altında a.54 tip tabancasını Xiong Zheng’in kafasına dayayıp soğuk bir sesle “Kimsiniz? Gerçeği söylemezseniz beyninizi dağıtırım!”dedi.

Yue’nun vahşiliğini gören konvoy halkı birbirleri ile bakışırken kalplerindeki korku daha da artmıştı. Zalim ve göz kırpmadan insanları öldürebilen biri olduğunu zaten biliyorlardı fakat bilmek ile şahit olmak arasında çok fark vardı.

“Ateş etme! Söylerim! Bildiğim sürece istediğin her şeyi söylerim!”

Xiong Zheng silah kafasına dayandığı anda soğuk terler dökmeye başlamıştı. En başından beri kahramansı bir kişiliğe sahip değildi, Yue tarafından tehdit edilince de paniğe kapılmıştı.

Militanlardan biri bağırarak “Xiong Zheng! Patronumuz seni ihmal etmediği hâlde sen ona ihanet ediyorsun! Seni ve karını öldürmemizden korkmadığını söyleme bana!”dedi.

Yue militanın başka bir şey söylemesine izin vermeden silahını doğrultup tetiği çekti.

Tek bir silah sesi ile militanın kafası patlamıştı. Bit, kan ile beyin ve kafatası parçaları her tarafa saçıldı ve militanın korkuyla çığlık atmasına neden oldu.

Wang Jian ve meslektaşlarının kaşları çatıldı. Güçlü adalet duygusuna sahip kişiler olarak Yue’nun yöntemlerine katılmıyorlardı. Fakat bilgiçlik taslayacak veya gereksiz merhamet gösterecek kişiler değillerdi. Kıyamet öncesinde de toplumun karanlık taraflarını görmüşlerdi.

Kendi kuralları ile çok fazla çatışmayan karanlık emirlere uydukları da olmuştu. Eğer en küçük şeyden yakınsalardı kıyamet öncesinde açlıktan ölmüş olurlardı.

Xiong Zheng’i azarlayan militanın ölüm şeklini gören diğer militanlar kafalarını eğip sessizce beklemeye başladılar.

Yue soğuk bakışlarını militanlar üzerinde gezdirip “Eski patronuna hâlâ sadık olanlar bir adım ileri çıksın. Size sadakatinizi sunacağınız farklı bir yol göstereceğim!”dedi.

Bütün militanlar kıpırtısız bir şekilde durmaya devam etti.

Yue silahı tekrar Xiong Zheng’in kafasına dayadı.

“Bildiğin her şeyi anlat bana.”

“Evet, evet konuşacağım. Konuşacağım!”

Xiong Zheng, Yue’nun öldürme arzusundan altına edecek duruma gelmişti. Bülbül gibi şakıyarak bütün bildiklerini Yue’ya anlattı.

Xiong Zheng ve diğerleri Temiz Rüzgar adlı bir çetedendi. Kıyamet sonrasında sayısız normal zombinin yanında kurşunlardan etkilenmeyen ve öldürmesi çok zor olan evrimleşmiş zombiler de vardı. Doğada bulunan mutant canavarlar ise ayrı bir sorundu. Doğalarında bulunan saldırganlık ile akıl almaz güçlere sahiplerdi. Zombi ve canavarlarla karşılaştırıldığında normal insanlar en zayıflarıydı.

Temiz Rüzgar grubu üyeleri düzenli olarak çevre köylere akın düzenleyip zombileri temizledikten sonra erzak arıyordu. Diğer insan gruplarına da saldırıp hayatta kalanları kendi saflarına katarken erzakların tamamına el koyuyorlardı.

Başlarında Lie Tianyang adında güçlü bir gelişimci vardı. Lie Tianyang’ın liderliği altında çeşitli gruplarla çarpışarak sonunda dört yüzü savaşabilecek insanlardan oluşan iki bin altı yüz kişilik bir birlik olmuşlardı.

Kıyamet sonrasında ekilen tahılların hasat vermemesi, kalanların ekilmeye uygun olmaması ile çevreden topladıkları insanların sayısının çok artması ile ellerindeki yiyecekler yetmemeye başlamıştı. Lie Tianyang ise bu sorunu çözmek için en iyi yöntemin büyük bir katliam olduğuna karar vermişti. Ölen insanların bazıları kıtlığı çözmek için kullanılmıştı.

Xiong Zheng’in sözleri ile Wang Jian ve konvoy halkının yüzü kireç gibi olmuştu. Eğer Yue zamanında müdahale etmeseydi Temiz Rüzgar Kampına götürülüp günün spesiyalinde yer alabilirlerdi.

Konvoyda bulunan iki yüz kişinin yüzden fazlası geri dönmüştü. Şimdi ise Z-Çağının tecavüz, hırsızlık, katliam ve diğer vahşet içerikli davranışlarla ortaya çıkan gerçek zalimliğine tanık oluyorlardı.

Fakat yamyamlık modern çağın insanları için çok uzak bir fikirdi ve yeni yeni ortaya çıkmaya başlıyordu.

Yue’nun bakışları kararırken “Hangileriniz insan eti yedi?”diye sordu.

Xiong Zheng bir saniye tereddüt etti. Yue’nun soruş şekliden sonrasında olacakları net bir şekilde anlamıştı ve silah arkadaşlarına ihanet etmek istemiyordu.

Yue’nun öldürme arzusu bir volkan gibi patlarken silahı Xiong Zheng’in kafasına bastırıp bağırarak “Söyle! Yoksa öğrenene kadar hepinizi teker teker öldürürüm!”dedi.

Xiong Zheng korkuyla titrerken insan eti yiyenleri birer birer göstermeye başladı.

“O. O da… Bu insanların tamamı insan eti tüketti.”

“Xiong Zheng seni anasını s*ktiğimin dölü!”

“Xiong Zheng seni p*ç! Ölmeyi bir bok parçasından daha çok hak ediyorsun!”

Xiong Zheng tarafından gösterilen militanların hepsi bağırarak Xiong Zheng’e sövmeye başladı.

Yue yamyamlara bir süre baktıktan sonra beş polise dönüp “Götürün onları ve iyice sorguya çekin. Wang Jian artık senin kontrolündeler. Ne yaparsan yap hızlı ve doğru bilgiler al.”dedi.

“Anlaşıldı!”

Wang Jian da Yue’nun öfkesinin tesiri altında kalarak içgüdüsel olarak cevaplamıştı. Yamyamları alıp sorgulamak üzere gecenin karanlığında kayboldular.

Sorgulama tekniklerinde bir sınırlama olmadan beş polis de hızlıca istedikleri bilgileri alıp Xiong Zheng’in söylediklerini doğruladılar.

Ardından hemen Yue’nun grubuna katılmak üzere geri döndüler. Yamyamlık yapanların yüzleri öleceklerini bildiği için kül rengindeyken diğer militanların yüzleri de kendilerine ne olacağını bilmeme korkusundan dolayı bembeyazdı.

Yue militanları iki gruba böldü, birinde yamyamlık yapanlar varken diğerinde militanlar bulunuyordu. Xiong Zheng’in eline bir İmitasyona Tang Kılıcı verdi ve yamyamlık yapanlardan birini gösterip “Geçici bir süre astlara ihtiyacım olacak. Kafasını kesersen benim için çalışmayı kabul ettiğini sayarım. Kesmezsen, onların safında olduğunu sayarım.”dedi.

“Çok vahşi bir yöntem! Bizi bir tarafı seçmeye zorluyor!”

Xiong Zheng’in vücudu istem dışı titrerken İmitasyon Tang Kılıcını sıktı. Yue’nun kendisine ne yaptırdığının farkındaydı. Eğer eski silah arkadaşlarını öldürürse Temiz Rüzgar Çetesi ile bağlarını kopardığı anlamına gelecekti. Yapmazsa ölecekti.

İmitasyon Tang Kılıcını sıkarken kalbinde acımasızlık tohumları büyümeye başlamıştı. Eski yoldaşının yanına geldiği anda kılıcı kaldırıp kafasını kesti. Kırmızı kan fışkırıp tüm vücudunu kapladığında cehennemden çıkmış bir şeytan görünümüne kavuşmuştu.

İmitasyon Tang Kılıcını kenara saplayıp Yue’nun önüne geldi ve diz çökerek “Xiong Zheng, siz Lord Yue’ya sadakat yemini etmekte gönüllüdür. Lütfen beni astınız olarak alın!”dedi.

Yue onaylayan bakışlarla “Çok iyi, 2. Takımın Kaptanısın artık. Ayağa kalkabilirsin.”dedi.

Xiong Zheng ayağa kalkıp İmitasyon Tang Kılıcını saygıyla Yue’ya uzattı. Kılıcı alan Yue adama a.81 tipi bir tüfek ve iki el bombası verdi. Bu kadar yakın mesafeden Xiong Zheng ona ihanet etse bile kolayca icabına bakabilirdi.

Yue, İmitasyona Tang Kılıcını başka bir militana uzatıp “Senin sıran. Öldürmek mi beraber ölmek mi?”dedi.

Militanın kalbi buz tutarken İmitasyon Tang Kılıcını alıp dişlerini gıcırdatarak eski yoldaşının kafasını kesti.

Bu döngüde ilerleyerek Yue kısa süre içerisinde on beş militan elde etti. Yerde ise on sekiz kafasız ceset vardı.

Militanların katledilmesine dayanamayan çoğu insan otobüslere geri dönmüştü. İçlerinden bazıları altına ederken dayanamayıp kusanlarda olmuştu. Wang Jian ve meslektaşları ise bu sahneye nasıl tepki vermeleri gerektiğini bilmiyordu.

Yue astlarını üç gruba böldü ve sırayla Liu Erhei, Xiong Zheng ve başka bir emekli militan Zhang Niujiang’ı takım lideri yaptı. Her takımda beş militan vardı.

Aslında on beş militanın tamamı büyük bir grubun parçasıydı fakat Yue daha kolay mikro kontrol sağlayabilmek için eski askeri sistemini kullanmakta bir sorun görmemişti.

Takımları ayarladıktan sonra Temiz Rüzgar Kampının detaylı bilgilerini almaya başladılar. Özellikle savaşçıları, ateş gücünü ve sahip oldukları stratejiler hakkında.

Yue sadece taburlarından biri ile Temiz Rüzgar Kampını oldukları yere kolayca gömebilirdi. Fakat tek başınaydı ve dikkatsiz olmaya cesaret edemezdi.

Toplantıları yeni bitmişti ki Wang Jian adımlarını hızlandırarak Yue’ya yetişti ve “Yue Zhong, şu anki erzağımız ile en fazla 3 gün daha dayanırız. Bir çözümün var mı?”diye sordu.

Normalde kalan erzakları onlara on gün daha yetmeliydi fakat erzakların çoğu kaçanlar tarafından götürülmüştü. Wang Jian’ın ne kadar dikkatli dağıttığı önemli değildi, en fazla üç gün içerisinde erzakları tükenecekti.

 (Arthas Notu: Keyifli okumalar. :)

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44237 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr