Bölüm 211: Kurtulan Konvoyu

avatar
3253 4

God and Devil World - Bölüm 211: Kurtulan Konvoyu


Çeviren: Arthas

Dört erkek belinde Kara Büyü Kılıcı elinde 05 tip Hafif Makineli Saldırı silahı olan Yue’nun kendilerine doğru ilerlediğini görünce dikkatlerini topladılar. Z-Çağında bu kadar iyi silahlanmış birini kızdırmak akıllıca bir hareket değildi.

79 tip tüfek taşıyan iri yapılı adam Yue’ya doğru ilerlerken “Selamlar, nasılsın? Ben Niu Jiang! Küçük kardeşime nasıl seslenmeliyim?”dedi.

“Yue Zhong.”

Yue adamlara bir göz gezdirdikten sonra “Niu Jiang, nereye doğru gidiyorsunuz?”diye sordu.

Niu Jiang tereddütsüz biçimde “SY İlçesine doğru hareket ediyoruz. Hükümet orada bir kamp kurdu ve bizim gibileri kabul ediyor!”dedi. Yue’ya dostane bakışlar atarken “Kardeş Yue, neden bizimle yolculuk etmiyorsun. Beraber hareket etmemiz biz insanlar için daha iyi değil mi?”dedi.

Yue’nun silahı ve ekipmanları normal değildi. Konvoya katılırsa savunma güçleri büyük miktarda artardı.

Yue bir süre düşündükten sonra “Olur.”dedi.

Hükümetin kurduğu bir kampta radyo istasyonu bulunma ihtimali yüksekti. Bu da Yue’nun askerleri ile iletişim kurabilmesi demekti.

Güneş batarken konvoy küçük, çorak bir ovada kamp kurdu.

Konvoyun içerisinde 200 kişi kadar vardı. Durdukları anda dışarı çıkarılan çanak çömlekler ve yemek yapmak için ateş yakmaya başlayan kadın ve çocuklar her yerde belirdi.

200 kişinin çoğu parçalanmış kıyafetleri içerisinde acınası görünüyordu. Fakat içlerinden birkaçının durumu oldukça iyiydi.

Konvoyun içinde başa çıkması güç kişiler bulunuyordu. Etli yüzü ve kocaman göbeğiyle, değişik yaşlarda 5’i erkek 8’i kadın 13 kişiyle etrafı çevrili olan adam bunlardan biriydi. Etrafındakilerden hiç biri zayıf durmuyordu. Diğer bir grupta ellerinde 79 tip saldırı tüfekleriyle meslektaşlarına önderlik eden bir polis vardı. Diğer lider ise kendisi 81 tip diğer 8 adamı 79 tip silahlarla donanmış Niu Jiang ve ekibi vardı. Son olaraksa gözlüklü, otuzlarında bir adamın çevresinde toplanmış 34 kişilik bir grup daha vardı. 

Gözlüklü adamın etrafında toplananların çoğu 13-14 yaşlarında orta okul öğrencileriydi.

Bunlar en kalabalık gruplardı. Diğerleri genelde çekirdek aile büyüklüğündeydi.

Yue ve ekibi BMW’den indi.

Zhuo Yatong ve Yun Caiwei pişirecekleri pirinçleri yıkamaya başlarken Liu Erhei ateş yakmak için kuru yaprak ve çıra toplamaya başladı. Yue iki çadır çıkartıp BMW’nin yakınlarına kurdu.

Çadırlar ortaya çıkar çıkmaz kamptaki hemen hemen herkesin dikkatini çekti. Kıyamet gününde insanlar canları için kaçarken çadırları değil yiyecekleri düşünmüşlerdi. Doğal olarak neredeyse kimse de çadır yoktu.

“Çadır kurmak mı? Gezi turunda olduklarını falan mı sanıyorlar!”

Öğrencilerden biri kıskançlıkla kaşlarını çattı.

Sonbahar mevsimine girmek üzerelerdi ve hava soğuyordu. Çadırları olmadan otobüslerin içinde birbirlerine sarılmaktan başka şansları kalmıyordu. Bu ise oldukça rahatsız ediciydi.

Başka bir öğrencide soğuk bakışlarla Yue ve ekibine bakarken “Boşverin onları, yiyecekleri bitince çadırları yiyemezler.”dedi.

Şişman adamın astlarından biri çoğu kişinin kıskanç bakışları altında olan çadırlara doğru ilerlemeye başladı. İnce yapılı bu adam kibirli bi şekilde “Ban He Ye derler. Küçük kardeşe nasıl seslenmeliyim?”dedi.

Yue boş bir bakış attıktan sonra “Yue Zhong. Benimle bir işin mi vardı Ye He?”dedi.

“Jiao Yuan İlçe Sekreteri Bay Huang’ınn şöförüyüm. Kendisi de hemen şurada.”

Birkaç kişi tarafından çevrelenmiş şişman adamı gösterip devam etti,

“Sonbaharda olduğumuz için havalar soğuk. Bir çadırı bize verebileceğinizi ummuştuk. Bize yaptığınız bu iyiliği unutmayıp toplanma noktasında sizi hizmetçisi olarak bile alacaktır.”

Konuşmasını bitirdikten sonra kendine güvenen bir şekilde Yue’ya baktı. Dünya büyük değişimler geçirmiş olsa da, hükümet bir toplanma bölgesi kurmaya başarabilmişti. Bu da Sekreter Huang gibi daha önceden güç sahibi olan insanların daha da güçlenmesine yol açmıştı. SY İlçesine ulaşabildikleri sürece birkaç sivili kayırmaları işten bile değildi.

Z- Çağında karnını doyuracak kadar yemek yiyebildiğin bir görevdeyseniz büyük bir başarı kazanmışsınız demektir. İnsanlar böyle görevler için birbirini öldürebilirken Ye He, Yue’nun tekliflerini reddetmeyeceğine olan güveni tamdı.

Yue biraz daha boş boş baktıktan sonra soğukça “İlgilenmiyoruz, gidebilirsiniz.”dedi.

He Ye’nin yüzü duyduğu sözlerle beyazlarken Yue’nun elindeki silaha baktı. Ardından kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp geri döndü.

Sekreter Huang gözlerini He Ye’ye dikerek “Nasıl gitti?”diye sordu.

Sekreterin yüz ifadesi değişirken soğukça “Anladım, yemek hazırlamaya başlayın.”dedi.

Belli etmese de Yue’ya karşı kinlenmeye başlamıştı. Fakat aptal biri olmadığı için harekete geçmeden önce sonuçları değerlendiemeliydi. Eğer  Yue boyunu aşan biriyse hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirdi.

Konvoyda bulunan beş polis başka bölgeden geldikleri için Sekreteri dinlemeye çok hevesli değillerdi.

Zhuo Yatong ve Yun Caiwei hazırladıkları pirinci getirirken Yue mangalı çıkartıp birkaç damla yağ ile ateşi harladıktan sonra 2. derece  domuzun etini kızartmaya başladı.

Pişen etin kokusu yavaş yavaş tüm kampa yayıldı.

“Bu  koku….”

“Biri et pişiriyor! Kim et pişiriyor!?”

Yarı aç olan bu insanlar eş zamanlı olarak kokunun geldiği yöne doğru kafalarını çevirdi. Sayısız kıskanç bakışın altında Yue sadece işi ile ilgileniyordu.

Ortaokul öğrencilerinde biri Yue ve ekibine bakarken “Kızarmış et… Bir lokma bile alsam mutlu bir şekilde ölebilirim.”dedi.

“Ben de.”

“Ve ben de.”

Öğrenciler bir önlerinde kase dolusu lapaya bir de Yue’nun pişirdiği etlere bakıyordu. Salyaları ağızlarından taşmaya başlamıştı.

Kıyamet gününden sonra durmadan yolculuk yapmışlar ve yiyecek aramışlardı. Bu üç aylık süre içerisinde bir sürü yoldaş kaybederken, malzeme ve mühimmatları her geçen gün azalmıştı. Sadece ön safta savaşanlar ve hükümet yetkilileri düzgün yemek yiyebiliyordu.

Yue ve ekibin tarafına doğru gelen Niu Jiang, Yue’nun yanında duran Zhuo Yatong’u görünce bir ıslık çaldı. Gözlerinden garip bir parıltı geçerken “Yue Zhong! Bu senin karın mı?! Çok güzelmiş, çok şanslı bir adamsın!”dedi.

Niu Jiang, Z-Çağı öncesi yolculuklarında bir sürü güzel kadın görmüştü fakat Zhuo Yatong gibi bir vücut ve auraya sahip olan kadınlar gerçekten çok nadirdi.

Niu Jiang’ın içte övgüsü ve kendisi Yue’nun eşi sanması Zhuo Yatong’un istemsizce  gülümsemesine yol açmıştı.

Niu Jiang’ın bakışları pişen etlere düşmeden önce sadece Zhuo Yatong’a bir bakış atmıştı. Güzel kadınlar tabiki önemliydi fakat mide her zaman önce gelirdi.

Yue, Niu Jiang’a bir bakış atıp gülümsedi ve “Otur da beraber yiyelim!”dedi.

“Teşekkür ederim.”

Niu Jiang nazik biri olsa da etlere bakarken akan salyasını durduramıyordu.

Kıyamet gününden sonra hayvanların çoğu mutasyon geçirmiş ve eskisinden çok daha güçlü olmuştu. Niu Jiang ve arkadaşları taze et yeme fırsatını çok bulamamıştı.

Yue’nun eşi olarak sanıldıktan sonra kendisini sorumlu hisseden Zhuo Yatong hemen etlerden bir parça kopardı ve pirinçle beraber Niu Jiang’ın önüne servis etti.

“Teşekkürler!!”

Niu Jiang tabağı alır almaz önce eti yemeye başladı. Yumuşacık pişmiş et daha önce hiç yemediği kadar lezzetliydi. Kendisi sonsuz bir hazzın içine sürüklemişti.

Eti yemeyi bitirdiğinde yüzündeki gülümseme buruklaşmıştı. Gelişimci olduğundan bir parça  etle doyması mümkün değildi. Yue’nun tabağındaki ete bakarken bakışları daha da yoğunlaşıyordu.

Yue, adamın bakışlarını es gülerek “Niu Jiang, konvoyonuzu çok tanımıyorum. Neden önemli kişileri bana tanıtmıyorsun?”dedi.

Niu Jiang, Yue’nun eti için ödeme yapmasının vaktinin geldiğini anlamıştı. Ardından çeşitli insanları dikkatlice tanıtmaya başladı.

“Şurada oturan…”

En başlarda konvoy sadece beş polis ve birkaç öğrenciden oluşuyordu. Polislerin lideri Wang Jian adlı biriydi. Takım arkadaşları ile sadece tabancalarını kullanarak birkaç öğrenciyi kurtarmış ve erzak ararken diğer insanları kurtarmaya devam etmişlerdi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr