God and Devil World - Bölüm 209: Zhuo Yatong Gelişiyor

---

Çeviren: Arthas

Qing Yuan Bölgesinde olsalardı Yue yirmiden fazla doktoru Zhuo Yatong’u tedavi etmeleri için toplayabilirdi. Fakat mevcut durumda sadece Hayat Kurtaran Bitki’ye güvenebilirdi.

Depoalama Yüzüğünün içerisinde yığınla Hayat Kurtaran Bitki vardı. Fakat Hayat Kurtaran Bitki bile her şeye kâdir değildi. İçsel ve yüzeysel yaralanmalara oldukça yardımcı olsa da virüslerin sebep olduğu hastalıklara katkısı çok düşüktü.

Yun Caiwei, yüzü bembeyaz olan ve sürekli titreyen annesine bakıp gergince Yue’nun tişörtünü çekti.

“Büyük kardeş! Anneme ne oluyor!?”

Yun Caiwei’nin bu dünyada güvendiği kişiler annesi ve hayatını kurtaran Yue ile sınırlıydı. Annesine bir şey olması küçük kıza çok ağır bir darbe olurdu.

Yue yere yatırdığı Zhuo Yatong’un terini silerken “Merak etme, annen iyi olacak.”dedi.

Gerçekte Yue bile Zhuo Yatong’a ne olacağını bilmiyordu. Fakat acele etmemesi gerektiğinden emindi. Soğukkanlı bir biçimde Yun Caiwei’yi annesinin yanından alıp arabanın içine yerleştirdi.

Kıyamet gününden sonra her yerde anomaliler gözükmeye başlamıştı. Zhuo Yatong bir anda zombiye dönüşse bile Yue şaşırmazdı.

Yarım saat geçtikten sonra kadının durumunda bir değişiklik olmamıştı. Bir saat daha geçti, ardından bir saat daha. Güneş doğana kadar Zhuo Yatong’un ateşi düşmese de bir tür canavara dönüştüğüne dair bir işaret yoktu.

İkinci gün Yue yulaf lapası hazırladı ve Zhuo Yatong’u kendi elleriyel besledi ve tüm gün başından ayrılmadı. Şuanki durumlarında yol katetmeleri mümkün değildi.

günün sabahında Zhuo Yatong gözlerini açtı ve başında uyuyakalmış Yue’yu gördü. Tüm gün onunla ilgilendiğini anlayınca içini bir sıcaklık kapladı.

Zhuo Yatong’un hisleri kalbine doğru çılgınca hücum ederken kendinden 8-9 yaş bu gence aşık olmaya başladığını hissetti. Yue onları kurtardığında minnet duymuş ama başka bir şey hissetmemişti. Derede yaşadıklarından sonra Yue’ya karşı yumuşasa da aşık olma derecesinde değildi.

Fakat bilinçsiz haldeyken kendisiyle tüm gün ilgilenmesi kalbinde uzun süredir hissetmediği duyguları uyandırmıştı. Dışardan soğuk ve umursamaz gibi  görünse de içinde yakınmadan tüm gün ona bakabilecek derece yumuşak olan birini bulmak Z-Çağında imkansıza yakındı.

(Arthas Notu: Sevdiğiniz kız size bakmıyorsa hasta olmasını bekleyin.)

Zhuo Yatong’un eli istemsizce Yue’nun suratına gitti.

Etrafında bir hareketlenme hisseden Yue hemen gözlerini açtı. Kadının elini tutup “Uyanmışsın. Biraz bekle sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım.”dedi.

Yue’nun dudaklarından “Sensiz yaşayamam.” veya “Seni seviyorum.”gibi romantik sözler çıkmamıştı. Fakat çıkan sözler kadında yeni uyanan duyguları sarsmıştı.

Yue ise bu güzel kadının gönlünü istemsizce çaldığının farkında değildi. Onunla ilgilenmişti çünkü onu kadını olarak almıştı. Bu onun sorumluluğuydu. Kadının bedenini kazandığını bilse de kalbini de kazandığını düşünmemişti.

Zhuo Yatong, Yue’ya bakarken gözlerinde bir narinlik berlirtisi geçti.

“İyiyim ben. Yemeği ben hazırlamak istiyorum. Kocasına bakmak bir kadının en temel görevlerinden biridir.”

Zhuo Yatong ayağa kalktığı anda vücudunun tüm gereksiz ağırlıklardan kurtulmuş gibi hissetti. İki yumuşak dağ daha yumuşaktı ve giydiği tişörtü 2 gün öncesinden daha ileri itiyordu. Zhuo Yatong daha da güzel olmuştu.

Yue kadına bakınca birkaç saniyeliğine nefes almayı unuttu. O birkaç saniye içerisinde kadının üstüne atlamamak için kendini zor tutmuştu. Eğer biraz daha baksaydı nerede olduklarını önemsemeyebilirdi.

Zhuo Yatong, Yue’nun bakışlarını görünce tatlı bir biçimde gülümsedi. Bu onu daha da çekici yapmıştı. Çekiciliğinden gelen özgüven ile kendine oldukça güveniyordu.

Yue çadırına doğru bakarken hafifçe “Vücudundan herhangi bir değişiklik var mı?”diye sordu.

Zhuo Yatong bir süre sessiz kaldıktan sonra heyecanlı bir biçimde “Kocacığım! Sanırım Doğal Gelişimci oldum!”dedi.

Yue bir süre şaşırdıktan sonra “Doğal Gelişimci mi?”dedi. Grubundan bir sürü Gelişimci vardı. Fakat Doğal Gelişimci olarak sadece Yao Yao vardı. Bu Yue’nun bir Doğal Gelişimcinin doğmasına tanıklık ettiği ilk seferdi.

(Arthas Notu: Daha önce ikisine de ‘evolver’ deniliyordu. Şimdi birine ‘enhancer’ yani güçlendirici derken Yao Yao gibilere gelişimci demeye başladı. Şimdilik Gelişimci ve Doğal Gelişimci olarak ayırdım aklınıza daha güzel bir sıfat gelirse yorumlara yazmaktan çekinmeyin. J)

Yue hızlıca “Mevcut yeteneklerin ve statların nasıl? Yani demek istediğim gelişim sürecin boyunca neler kazandın?”diye sordu.

Yao Yao, çeviklik sınıfı bir Doğal Gelişimciydi. Her seviye atladığında sabit bir şekilde çevikliği artarken herkes gibi özgürce kullanabileceği 2 stat puanı kazanıyordu. Bir Gelişimci ile Doğal Gelişimci karşılaştırıldığında Doğal Gelişimcilerin çok daha avantajlı olduğu gözler önündeki bir gerçekti.

Zhuo Yatong’un yüzü garip bir değişim geçirirken “En fazla kuvvetim artmış. Mevcut statlarım 1. Seviye; Kuvvet 25, Çeviklik 13, Canlılık 12, Ruh Gücü 11, Stamina 12 ve Dayanıklılık 13.”dedi.

(Arthas Notu: Yazık be Yue’nun statlarının hepsi 10 du.)

Yue’nun bir parçası depresifleşirken diğer tarafı Zhuo Yatong adına mutlu olmuştu.

“Doğal Gelişimciler gerçekten çok avantajlı oluyor!”

Zhuo Yatong’un statları ortalamanın çok üstündeydi. 1. Seviyedeyken bile 10. Seviye bir Gelişimciyi kolayca alaşağı edebilirdi. Eğer tüm gücüyle bir saldırı yaparsa normal bir zombinin boynunu tek darbede kırabilirdi.

Yue Depolama Yüzüğünden 3 yetenek kitabı çıkardı.

“Bunlar senin için. Öğrenmek istiyorsan kolayca öğrenebilirsin. İyi düşün.”

Bu 3 yetenek kitabı; 2. Derece Baskın Güç Artışı, 2. Derece Yüksek Hızda Hareket ve 3.Derece Büyük Güç Katılaşmasıydı. 3. Derece yeteneği Deniz Yılanını öldürdüğünde kazanmıştı. Fakat daha önce öğrendiği için yeniden öğrenmesine gerek yoktu. Zhuo Yatong kitapları inceledikten sonra öğrenmeyi seçti. Işık hüzmeleri kafasının içine girip bilinç denizinde  yeni rünler oluşturdu.

Yue ayrıca 1. Derece Güçlendirilmiş Botlar, 1. Derece İmitasyon Tang Kılıcı, 2. Derece Zırh ve bir adet Deniz Yılanı Pelerini çıkardı ve Zhuo Yatong’un önüne koydu.

Deniz Yılanı Pelerini yüzüğünde hazır tuttuğu 4 setten biriydi. Yue’nun katıldığı yoğun savaşlar sonucunda Deniz Yılanı Zırhı veya Fare Kral deri zırhının kırıldığı zamanlar oluyordu.

Zhuo Yatong, Yue’nun verdiği ekipmanları donandıktan sonra Kuvveti 41 puana, normal bir insanın 4 katına ulaşmıştı. Eğer Baskın Güç Artışını kullanırsa normal bir insanı yediye bile katlayabilirdi.

Fakat ne kadar kuvvetli olsa da gerçek savaş deneyimi yoktu. Yue’nun ordusuna yeni giren bir 10. Seviye Gelişimci bile Zhuo Yatong’u kolayca yenebilirdi.

Kuvveti normal insanlardan çok daha fazla olsa da Yue’nun verdiği üç yetenek kitabının etkisi de çok büyüktü.

Zhuo Yatong, Yue’nun birkaç kilo gelen çantasını tek eliyle kolayca kaldırınca “Ben nasıl bu kadar güçlüyüm!?”dedi. 

Yue, kadına bakarken boğuk bir sesle “Zhuo Yatong, artık bir Doğal Gelişimci olduğuna göre, kuvvetin normal zombiler ezip geçmene yetecek kadar fazla olmalı. Senden üç zombiyi kendi başına öldürmeni istiyorum. Herhangi bir şekilde sana yardım eli uzatmayacağım. Anladın mı?”dedi.

Zhuo Yatong aptal biri değildi. Dişlerini gıcırdatıp “Anladım!”dedi.

Yolculuklarına son hız devam ederken özel araçların yolu tıkadığı bir çıkmazla karşılaştılar. Doğal olarak bir sürü zombi dolanıyordu.

BMW’nin sesini duyan zombiler araca doğru ilerlemeye başladı.

Yue üstlerine gelen zombilere bakıp “Birini hayatta bırak, kalanları öldür.”dedi.

Yue cümlesini bitirir bitirmez White Bones ileri fırlayıp normal zombileri hızlıca öldürmeye başladı. Her balta  savuruşunda zombiler yere düşüyordu.

Kalan son zombiyle Yue, Zhuo Yatong’a baktı ve “Sıra sende, tüm statların onunkinden yüksek. Yeterince cesarete sahip olduğun sürece onu kolayca öldürürsün.”dedi.

Zhuo Yatong, İmitasyon Tang Kılıcını titrek ellerle tutarken birkaç adım ilerledi. Fakat zombinin siyah ve boş göz çukurlarını görünce bedeni daha şiddetli titremeye başladı. Kalbinde yükselen korkuya engel olamıyordu. Endişeli gözerle Yue’ya baktı.

Zombileri öldürmek kolay olsa da çoğu insan onlarla karşılaşınca korkudan kontrolünü kaybediyordu. Büyük bir arbedeye girmeyi bırakın, savunma savaşı bile yapamıyorlardı. Zombilerle  açık bir savaşa girmek ya büyük bir cesaret ya da Yue’nun yaptığı gibi silah zoru gerekiyordu.

Kadının yalvaran gözlerine rağmen Yue soğukça “Hayatının, o zombinin midesinde bitmesini istemiyorsan, öldür onu.”dedi.