Bölüm 205: Çılgın Mutfak Bıçağı

avatar
3479 4

God and Devil World - Bölüm 205: Çılgın Mutfak Bıçağı


Çeviren: Arthas

Düzenleyen: Hedera

   Kıyamet gününden sonra canlı türlerinin çoğu evrimleşmeye başlamıştı. Yabani otlar dünyanın bir anda değişip kıt bir yer olmasından önce de yenilebilir bitkiler arasındaydı. Aynı zamanda sayısız zehirli bitki türü türemeye  başlamıştı. Eğer insanlar bu zehirli bitkileri yerlerse anında zehirlenip ölürlerdi. Yenilebilecek bitkileri ayıklamak ise teknik ve bilgi gerektiren bir işti. Diş Köyündekiler bu teknik  ve bilgiden uzak olduğu için köyün etrafında çeşitli bitkiler olsa da kullanabildikleri çok az bir kısmıydı.

   Ma Zhengming ve grubu köye geri döndüğünde köylüler hemen etraflarını çevirip ağlarda kıvranan balıklara aç gözlerle baktılar.

   Ma Zhengming ve grubunun başı savaştan zaferle dönmüş kahramanlar gibi dikti. Diş Köyü sakinlerinin gözünde onlar yiyecek getirebilen gerçek kahramanlardı.

   Fakat köylülerin gözü zamanla arkasında Mutant Deniz Yılanını çeken White Bones’a kayıyordu. Deniz yılanı gibi  bir canavar gördükleri ilk seferdi. Çocuklar deniz  yılanının pullarına dokunmak için ellerini uzatmışlardı bile.

Yue tüm yol boyunca Diş Köyünü incelesede farklı yaşlardaki  kırk kadın ve on civarı çocuk dışında kimseyi görmemişti. Kalan erkekler ise  Ma Zhengming ve diğer beş kişiydi.

Ma Zhengming,  Yue ve diğerlerini bir ağıla getirdi. Ağıla girdikleri anda altı kadın ayağa kalktı. En yaşlıları 46 yaşındayken en gençleri 16 yaşındaydı.

46 yaşındaki orta yaşlı kadın dışında diğerlerinin daha koyu tenleri vardı. Fakat buna rağmen tatlı görünen bu kadınların köyün güzelleri olduğu belliydi.

   Ma Zhengming yere birkaç balık ve karides koyarken açık sözlülükle “Juan Zi, bunlarla güzel bir yemek hazırla. Ayrıca Kutsal İlkbahar Çayından da getir. Kardeşlerimle birlikte güzel bir yemek yiyeceğiz.”dedi.

   Orta yaşlı kadın karides ve balıkları alıp diğer beş kadınla mutfağa yöneldi.

   Tabak tabak haşlanmış karides, buğulanmış sazan balığı, sashimi, haşlanmış balık çorbası ve her çeşit balık yemeğiyle donatılmış bir masa kısa süre sonra hazırlanmıştı. Bunların dışında herkese yeşil renkli bir çay ikram edilmişti.

   Liu Erhesi (Blackie) çayı kokladığında bile güzel kokunun vücudu boyunca yayıldığını ve onu rahatlattığını hissetti.

   “Eski Sekreter! Bu hazine de nedir? Gerçekten iyi saklamışsınız!”

   Ma  Zhengming konuşmadan önce çayından bir yudum aldı ve kıkırdayarak “Buna Kutsal İlkbahar Çayı diyorum. Bu çaydan içmek bedeninize büyük faydalar sağlayacak.”dedi.

   Yue kupasını kaldırıp önce kokladı. Çayın güzel kokusu tüm vücudu boyunca yayılırken kendini yenilenmiş gibi hissediyordu. Ardından diliyle çaya dokundu. Yine bir tehlike hissetmeyince rahatça içmeye başladı.

   Kutsal İlkbahar Çayı tüm vücuduna rahatlatıcı bir sıcaklık yaydı. Çayı içeli çok olmamıştı ki zihnine gelen bildirimle irkildi.

   “Tebrikler, 1 puan ruh gücü kazandınız.”

   Güçlendirme bildirisini gören Yue kalpten bir şekilde “Gerçekten çok güzel bir çay.”dedi.

   White Bones, Liu Erhe, Cai Wen, Liu Qing, Zhang Er ce He Guangda çaylarını hızlıca içtiler.

   White Bones insan gibi giyindiği için diğerleri onun iskelet olduğunu anlamamıştı. İçtiği çayı da midesinde oluşturduğu kemik bir bardakta biriktiriyordu. Diğer beş köylü de sarhoş bakışlarla etrafı izliyordu.

   Herkesin çayları içtiğini gören Ma Zhengming’in gözlerinde garip bir ışık parladı. Cana yakın bir sesle “Hadi yemeğimizi yiyelim!”dedi.

   Konuşmasını bitirdikten sonra hızlı davranıp bir tabak haşlanmış karidesi önüne alıp yemeye başladı. Yemeklerde herhangi bir baharat olmasa da hâlâ taze ve lezzetliydiler.

   Z-Çağında bu yiyecekler oldukça nadirdi ve Diş Köyündeki insanlar uzun süredir açlardı. Yue ve White Bones dışındaki herkes yemeklere aç kurtlar gibi saldırmıştı.

   Yue birkaç karides yemişti ki bir anda vücudu uyuştu ve bedenini kontrol edememeye başladı. İfadesi değişirken Ma Zhengming’e dönüp “Zehirledin mi?”diye sordu.

   “Neler oluyor, hareket edemiyorum!”

   “S*kerler bu cidden bedenimi uyuşturdu.”

   Neredeyse aynı anda diğer  beş köylünün de ifadeleri büyük değişimlere uğradı. Tüm insanlar yere düşmüş hareket edemiyordu.

   Yerdeki Yue ve diğer beşliye bakarken Ma Zhengming’in gözleri keyifle parlarken açıklamaya başladı.

   “Zehirlemek mi? O tür bir şey yapamam ben. Bu sadece Kutsal İlkbahar Çayının bir yan etkisi. Beş dakika kadar hareketsiz bırakıyor insanları..”

   Yue’nun gözleri keskinleşirken “Amacın ne?”diye sordu.

   Ma Zhengming’in iyi amaçları olsaydı çayın insanları paralize ettiği bilgiini içmeden önce paylaşırdı.

   Ma Zhengming acımasızca Yue’ya bakarken “Küçük kardeş Yue, bugün kullandığın siyah kılıçla ilgileniyorum.. Fakat biliyorum ki onu asla satmazsın. Bu yüzden aptalca bir seçim yaparsan cezalandırılacağını bilmeni isterim. O kılıcı aldıktan sonra kendime bugün avladığın deniz yılanından bir zırh yapacağım. Ondan sonra ise Chen Aile Köyündeki zombilerden korkmama gerek kalmayacak. Oradaki tüm zombileri öldürdükten sonra kaynakları ele geçireceğim. Sonra başka bir köye gidip oradaki kaynakları da ele geçireceğim ve bu böyle ilerleyecek. Bu çağda rahat bir yaşam sürebilmem için tek yapmam gereken seni kurban etmek..”dedi.

   Yue yüz ifadesini değiştirmeden “Liu Erhei ve diğerleri senin gerçek yüzünü gördü. Onları da öldürecek misin?”diye sordu.

   Ma Zhengming gülümsemesini devam ettirerek “Büyük başarılara imza atacak kişi olarak onların hayatı umrumda değil. Merak etme seni Sarı Baharlara yalnız göndermeyeceğim.”dedi. Ardından diğer köylülere dönüp gülümsemesini büyüterek “Merak etmeyin, karılarınıza ve çocuklarınıza iyi bakacağım. Özellikle karılarınıza.”diye devam etti.

   “Ma Zhengming,  gerçekten bir canavarsın.”

   “Seni…. Seni piç! Ölsem bile bir hayalet olarak asla peşini bırakmayacağım!”

   “Eski sekreter senin için her şeyi yaptım ve yaparım lütfen gitmeme izin ver!”

   Ma Zhengming gerçek rengini belli ettiğinde yemek yerken çıkan mutlu sesler yerini korku ve öfkeli bağırışlara bırakmıştı.

   “Juan Zi, buraya gel ve öldür onları.”

   Ma  Zhengming soğukça bağırdı. Yue ve diğerleri gibi o da Kutsal İlkbahar Çayından içmişti,  doğal olarak paralize olmuştu. Sadece diğerleri aracılığıyla onları öldürebilirdi.

   Orta yaşlı normal bir görünüme sahip kadın mutfaktan çıkarken elinde bir mutfak bıçağı tutuyordu. Ma Zhengming’in yanına geçip heykel gibi durmaya başladı.

   Ma Zhengming tekrar bağırarak “Juan Zi öldür onları!”dedi.

   Fakat kadın taşa dönüşmüş gibi hareketsizliğini korudu.

   Ma Zhengming’in gözlerinde kafa karışıklığı belirirken “Juan Zi?”dedi.

   “Ma Zhengming, seninle yirmi yedi yıldır evliyiz. Yirmi yedi yıldır senin kötü alışkanlıklara katlanıyorum. 27 yıl dile kolay. En küçük bir memnuniyetsizlik belirttiğimde beni öldüresiye dövüyordun. Beni karın olarak mı yoksa köpeğin olarak mı aldın anlayamıyordum. Ama eskisi gibi olsan buna katlanabilirdim. Fakat kıyamet gününden sonra gözümün önünde başka kadınlar almaya başladın. Hiç duygularımı düşündün mü?”

   “Her bulduğun kadın diğerlerinden daha genç oldu. Xiao Hong senin kızın olacak yaşta ama onun bile gitmesine izin vermedin. Hâlâ kendine insan diyebiliyor musun?”

   Juan Zi’nin sözleri oldukça soğuktu. Ma Zhengming kemiklerine kadar titrerken sözlerle karşılık vermekten başka seçeneği yoktu.

   “Hayatımı sizin yaşayabilmeniz için yiyecek arayarak riske atıyorum! Xiao Hong beni kendi isteği ile takip etti, ben yanlış bir şey yapmadım.”

   “Evet, bu yüzden bunca zamandır sana katlandım. Bize yiyecek getirebilecek tek kişi sendin. Fakat artık zaman değişti. Deredeki canavar öldürüldü. Biz kadınlarda sizin gibi gidip balık avlayabiliriz demek bu. Diş Köyünün siz aptal erkeklere ihtiyacı kalmadı artık.

   Juan Zi’nin gözleri delilikle parlarlarken mutfak bıçağını kaldırıp Ma Zhengming’in kafası ile boynunun birleştiği yere son gücüyle batırdı.

   Juan Zi doğduğundan beri tarlada çalıştığı için fiziksel gücü şehirde yaşayan çoğu erkekten daha fazlaydı.

   Ma Zhengming’in Juan Zi tarafından ağır yaralandığını gören diğer köylüler kendilerini bir korku filmini yaşıyormuş gibi hissediyordu. Ma Zhengming’in diğer eşleri de bir köşeye sinmiş bu kanlı sahneyi korku dolu gözlerle izliyordu.

   Ma Zhengming’i öldüren Juan Zi kısa bir nefes aldı ve gözlerini diğer erkeklere çevirdi. Tüm vücudu kanla kaplandığından gerçekten de korku filminden çıkmış gibi duruyordu. Deli bakışlarla Yue’nun önüne geldi. Hiçbir şey söylemeden bıçağı Yue’nun kafasına sapladı.

   “Durdur onu.”

   Yue’nun kısık sesle verdiği emir üzerine harekete geçen White Bones hemen bir kemik mızrak fırlatarak kadının sağ omzunu deldi ve kadını duvara mıhladı.

   White Bones’un kemik mızrak fırlatıp hareket edebildiğini gördükten sonra kadının gözlerindeki çılgınlık artarken bağırarak “Nasıl olur! Kutsal İlkbahar Çayını içen kişiler en az beş dakika hareket edemez durumda kalmalıydı!”dedi.

   Diğerlerinin bakışları altında Yue da ayağa kalkarken soğukça “Neden olmasın? Hem sadece o değil ben de hareket edebiliyorum.”dedi.

   Kutsal İlkbahar Çayı gerçekten paralize etmişti fakat 87 puan olan canlılığı sayesinde otuz saniye sonra bu etkiden kurtulmuştu. Fakat yine de kenarda   durup karı koca arasındaki katliam şovunu izlemeye devam etmeyi tercih etmişti.

   Juan Zi ayağa kalkan Yue’ya bakarken ölümden kaçmasının çok zor olacağını anlamıştı.

  






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr